Mehmet Ocaktan
Son haftalarda iktidarın adeta kurtuluş umuduyla dillendirmeye başladığı ‘reform’ söylemi, galiba giderek insanlarda bir umutsuzluk duygusu oluşturuyor. Aslında işin başında herkes imkansız gibi görse de, en azından reform umudunu sevmişti. Ama ne zaman ki iktidarın küçük ortağı meseleyi “fitne” olarak değerlendirmeye başladı, işte o an reform oldu ‘eski bir yalan...’
İnsan hafızasının garip bir işleyiş biçimi var, hiç olmayacak zamanlarda, akla gelmeyecek olaylarla alakasız bağlantılar kuruyor ve zihin dünyanızı başka bir istikamete yöneltiyor... Mesela şu günlerde ne zaman ‘reform’ kelimesini duysam, gayri ihtiyari bir şekilde kendimi, daha çok Kamuran Akkor’un söylediği o meşhur şarkıyı mırıldanırken buluyorum.
/Aşk eski bir yalan
Ademle Havva’dan kalan
Aşk eski bir yalan
Hayatıma dolan/
Biliyorum çok alakasız bir durum ama, galiba şarkıların da bize söylemek istediği bir şeyler var... Her ne kadar zaman zaman şarkılara sığınsak da aslında Türkiye’nin şiddetle reforma ihtiyacı var. Özellikle de AK Parti iktidarının mecburiyeti var, zira artık bu gemi yürümüyor...
Bu mecburiyet yüzündendir ki başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere, bütün yetkili bakanlar her fırsatta reform şarkısı söylemeye devam ediyorlar. YASED’in düzenlediği Uluslararası Yatırım Zirvesine mesaj gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası yatırımcılara çağrıda bulundu ve önümüzdeki dönemde ilave reformları gerçekleştirerek yatırım ortamını daha da iyileştirecekleri vaadini tekrarladı. Aynı toplantıda konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan da yabancı yatırımcıya reform konusunda güvence verdi.
İktidar neredeyse her sabah reform vaadiyle uyanmasına rağmen, inandırıcılığını öylesine kaybetti ki ne içeride, ne de dışarıda artık kimse bu reform hikayesiyle ilgilenmiyor.
Eğer bir ülkede iktidar hem “hukuk reformu” vaadinde bulunup, hem de yargıda devam eden davalara ilişkin bağlayıcı niteliği olabilecek görüş beyan etmekte ısrar ederse, maalesef o ülkede herhangi bir reformun gerçekleşmesi mümkün olmadığı gibi inandırıcılığı da olmayacaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbaycan ziyareti öncesinde yaptığı şu değerlendirme son derece manidardır: “Yargının işine müdahale benim işim değil. Özellikle biz Selahattin Demirtaş gibi bir teröristin bu noktada varsa bir hakkını koruyacak değiliz. Ben inanıyorum ki yargımız Selahattin Demirtaş gibi bir teröriste böyle bir hak tanımaz.”
Bu ifadeler hiçbir tefsire ihtiyaç bırakmayacak kadar açık ve net, yargı henüz karar vermemiş olsa da cumhurbaşkanı suçluyu ilan ediyor ve yargının da aynı kararı vermesini bekliyor. Doğrusu hiçbir hukuk devletinde böyle bir değerlendirmeyi yargı bağımsızlığı ile açıklamak mümkün değildir.
Türkiye gerçekten bir “hukuk reformu” yapmak niyetindeyse elini çabuk tutmalı. Eğer sadece lafla durumu idare etmeyi düşünüyorsak, bilelim ki bir süre sonra Türkiye vatandaşları nezdinde de, demokratik dünyada da hiçbir inandırıcılığımız kalmayacak.
Hemen hatırlatalım Avrupa Birliği hafta içinde, ilk kez dünyada ciddi insan hakları ihlalinde bulunan, ihlallerden sorumlu olan, bunlara karışan veya bunlarla ilişkili olan bireyleri, devlet veya devlet dışı aktörleri hedef alabileceği bir karar aldı. AB yaptırımları, “soykırım”, insanlığa karşı suçlar, ciddi insan hakları ihlalleri, tacizleri, işkence, kölelik, yargısız infazlar, keyfi tutuklamalar veya gözaltına alma gibi eylemler için geçerli olacak.
Dün başlayan AB zirvesi Türkiye’ye yaptırımda kararlı... Muhtemelen şimdilik yaptırımları askıya alarak yeni ABD başkanı Biden’i bekleyecek. Ve esas fırtına Mart’taki AB zirvesinde kopacak gibi gözüküyor.
Ancak iktidarın demokratik değerler ve hukuk konusundaki bütün negatif değerlendirmelerine rağmen, demokratik dünya ile zıtlaşmaya ya da onlara kafa tutmaya devam edebileceği kanaatinde değilim. Bu yüzden de muhtemelen yakın bir gelecekte, özellikle Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın tutukluluklarının sona ereceğine inanıyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025
10.03.2025
11.02.2025
5.02.2025
23.01.2025