Mehmet TIRAŞ
Bundan 28 yıl önce ”bir cinayet romanın” dosyası asfalta saçıldı.
Susurluk’ta ne olmuştu kısa bir hatırlatma yapalım:
“3 kasım 1996 Tarihinde Balıkesir’in Susurluk ilçesinde 20 RC 721 Plakalı bir kamyonla, 06 AC 600 Plakalı lüks Mercedes çarpıştı. Arabadakilerden Emniyet müdür yardımcısı Hüseyin Kocadağ,sözde devlet tarafından aranan 1979 yılında Ankara Bahçelievler’de 7 TİP’li öğrencinin katillerinden biri olan ülkücü mafyanın liderlerinden Abdullah Çatlı ve sevgilisi Gonca Us ölürken. Aynı takside olan DYP Urfa milletvekili Sedat Bucak ise yaralı olarak kurtuldu.”
“Arayanla- Arananın”, “siyasetçinin aynı arabada bir trafik kazası sonucu ortaya çıkması” siyasi tarihimize “Mafya-Siyaset-Devlet” ilişkisi olarak geçti.
28 yıl önce Susurluk’ta suçüstü yakalanan bu mafyatik karanlık yapı bertaraf edilmedi.
Devletin her kurumunda ve iktidarda ağırlığını sürdürdü; hatta öyle ki suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan davasındaki gelişmeleri Susurluk’un devamı “cinayet romanını ”bir film gibi seyretmeye devam ediyoruz.
Mafya neden siyasi hayatımızdan bertaraf edilemiyor?
1996 yılında TBMM’de kurulan “Susurluk Araştırma Komisyonu” çok önemli bir araştırma yaptı ve bunu rapora döktü.
Bu çok değerli çalışma kamuoyuna açıklandı ama TBMM Genel Kurulu’na indirilemedi
Susurluk Komisyon başkanlığını yapan Refah Partisi (RP) Nevşehir milletvekili Mehmet Elkatmış yaptı.
22 Aralık 1997’de Yeni Yüzyıl’da Neşe Düzel’e yaptığı açıklamaları tarihsel önem taşıyor.
-Neden sonuç alamadınız sorusuna?
“Bu komisyon olayın araştırılmasında bir yere kadar geldi ve parlamento olayın üzerine gitmekte isteksiz davranmasıyla soruşturma tıkandı. Oysa Susurluk skandalının fotoğrafı,devlet içindeki bazı polisin,askerin,mafyanın,istihbaratçının ve politikacının yasadışı bir takım faaliyetlerde iç içe olduğunu gösteriyordu.”
-Susurluk olayının siyasi baş aktörleri olan Mehmet Ağar ve Sedat Bucak sorusuna ise?
“Ağar ve Bucak’ın dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla Susurluk olayının kökten çözülecek ve çeteler ortadan kalkacak gibi bir hava yaratıldı siyasiler tarafından. Dokunulmazlık yeterli değil.
Bana göre Mehmet Ağar konuşmayacak.
Bu delillerle pek bir şey çıkmayacağı kanaatindeyim ben.
İstanbul DGM Başsavcılığı’nın konuyla ilgili iddianamesinde yer alanların hangisi içeride ki şimdi.
Mahkeme İbrahim Şahin,özel tim polislerini ve bu gibi bazılarını hiç tutuklamadı.
Ağar,devletin bana verdiği görevleri yaptım.
MGK’nun emri ile bin tane operasyon yaptım diye açıklama yaptıktan sonra…
Susurluk ülkenin gündemine girdi, günlerce tartışıldı ama MGK’nun gündemine hiç girmedi.
Hatta Genelkurmay Başkanlığı, Susurluk komisyonuna çağrılmalarına rağmen hiçbir askeri ifade vermeye göndermedi.
Ağar Komisyona kendine yöneltilen yasadışı verilen pasaport ve silah sorularına, devletin en yüksek organları verdi, MGK’ni işaret ediyordu.
Susurluk’ta ortaya çıkan yasadışı olaylar basında yazıldı ama MGK bunları yalanlamadı.
Ağar konuşsa çözülür gibi geliyor bana ama ben MGK kararlarını yargıya getirebilecek hâkim göremiyorum.”
-Ağar konuşmayarak mahkemenin ceza vermesini göze mi alacak sorusuna?
“Gereken her türlü garantiyi almıştır.
Hatırlarsanız Ağar Orgeneral Çevik Bir’le iki defa görüştü.
Bakın üç yıl önce DEP’li milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılarak yaka paça meclisten götürüldüler Ama Ağar ve Bucak’a bu uygulanmadı.
Susurluk derin devlettir,meclis eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un dediği gibi “devletin ta kendisidir.”
-Tuğgeneral Veli Küçük olayı konusunda sorulan soruya?
“Biz Genelkurmay Başkanlığına Veli Küçük’le ilgili DGM Başsavcılığının ihbarının neticesini sorduk.
Gerekli araştırma yapıyoruz dediler.
Sonradan basından öğrendik ki Genelkurmay suç unsuruna rastlamadıkları açıklaması yapmışlar bize dönmediler bile.”
-Sizce devletin içinde Susurluk skandalına bulaşmayan bir güvenlik kuruluşu var mı?
“Maalesef yok.”
-JİTEM diye bir örgüt sorusuna?
“Varlığını bütün dokümanlarda görüyoruz.
Jandarma Komutanı Teoman Koman komisyona bir yazı gönderdi.
Yazıda ”aslında JİTEM diye bir kuruluş yok ama halk arasında Jandarma İstihbarat Teşkilatı ‘JİTEM’ tabir ediliyor.Jitem çok iyi işlerde yapmıştır ama yanlış işlerde yapmıştır” diyor. Zaten bizde yanlış işleri araştırıyoruz.
Biz Teoman Koman’ı hangi yanlış işler yapıldı diye davet ettik ama komisyona gelmedi.”
-Susurluk olayında adı geçen bazı katil sanıklarına ve aranan insanlara yeşil pasaport verilmesini kim emretti sorusuna?
“Bu işlerin nasıl çözüleceğine karar veren makam kimse o emretmiştir.İş bunu uygulayacak olanların inisiyatifine bırakılmış. Bu işle hukuk içerinde olması gerekir ama öyle olmamış. Bu iş Mehmet Ağar’ın tek başına yaptığı bir iş değil ve Ağar uygulayıcı.”
”Komisyon üyesi Eyüp Aşık’ta ”Devlete dayanmayan, devletteki görevlilerden destek almayan çete ve mafyanın bir gün bile ayakta durması mümkün değil. Bu düzeni Mehmet Ağar kurmadı bu düzeni hazır buldu” diyor.
Bir başka Komisyon üyesi Yaşar Topçu: ”Susurluk olayı hukuka bağlı olmayan insanların bir araya gelip devlete sahip olabilecekleri sonucunu ortaya çıkardı. Parlamento olarak eğer hukuku ihlal eden bir hareketin üzerine gitmiyorsanız, o zaman kimse sizin koyduğunuz hukuku tanımaz. Bugün Türkiye’de insanlar hukuk devletinin güvencesi altında değildir.”
-Abdullah Çatlı’yı kim koruyordu sorusuna?
“Devlet korudu.Çatlı,Bahçelievlerde 7 TİP’li öğrencinin öldürülmesinden idamla yargılanan ve İnterpol’de kırmızı bültenle aranan bir ama 1977’den beri ortada dolaşıyor.1980 ihtilalinden 18 gün sonra Kenan Evren döneminde görevlendirilmiş. Sonra da ANAP’tan başlayarak diğer iktidarların döneminde de sırasıyla devam etmiş. Kabak Mehmet Ağar’ın başına patladı.”
-Peki Susurluk skandalında emniyet genel müdürü ve İçişleri Bakanı olarak AĞAR’ın rolü,aranan katillere verilen resmi belgelerin altında imzasının bulunmasını nasıl açıklıyorsunuz, sorusuna?
“Başka türlü zaten mümkün değil. Yeşil Pasaportu,silah bulundurma ruhsatını kim verecek? En üstteki insan verecek. Bakın Çatlı’nın 1992’den ölümüne kadar hangi kapıdan girdiği hangi pasaportla çıktığı, nereye gittiği devlet tarafından biliniyor.Sadece bizde Çatlı’nın 9 tane pasaportu var. Ağar,olayın her safhasından eskiden beri haberi var.Çünkü Ağar’de yeni bir insan değil. İstanbul Emniyet Müdürlüğünden İçişleri Bakanlığına kadar uzanan bir geçmişi var.”
-MİT Susurluk olayının neresinde?
“MİT’te biliyor çünkü MİT’te halen görev yapan kişiler, biz Çatlı’yı kullandık ama bir müddet sonra bıraktık dediler.”
-Susurluk skandalından sizce dönemin Başbakanı Tansu Çiller haberdar mıydı peki,bir Başbakanın haberi olmadan böyle bir örgüt kurulabilir mi?
“Bu işin evveliyatı da vardır,Kenan Evren’den itibaren devleti yöneten herkesin bu işten haberi olduğu kanaatindeyim. Ama kimse ortaya çıkıp bu işe sahip çıkmıyor.”
-Türkiye’de tonlarca uyuşturucu kaçırıldığı, sizce devletin güvenlik birimleri bu uyuşturucu kaçakçılığına bulaştı mı sorusuna?
“Tabi var.
Bunun en somut örneği de Diyarbakır DGM Başsavcılığı’nın 8 Mayıs 1997 Tarihli iddianamesi. Uyuşturucu işine bulaşanların çoğu asker hatta Askeri Helikopterlerle EROİN kaçırdıkları iddiaları var.
Ama bu davadan yargılanan sanıklar mahkemenin tahliye kararından evvel cezaevinden tahliye edildiler.”
-Hangi ayaklar bunlar sorusuna?
“Askeri ayağı da var bu işin kimse onun üzerine gidemiyor.
Veli Küçük olayı ortada.Emekli Jandarma komutanı Teoman Koman da komisyona gelmedi ve hiç kimse de bir şey diyemedi.
Üstelik hem Koman hem de Genelkurmay Başkanlığı komisyona çok ağır yazılar gönderdiler. Komisyon raporunu TBMM Başkanlığı bastı ve bu yazılara raporun ekinde bile aldırılmadı. KOMAN:”Bu iş Meclisle Silahlı Kuvvetler arasında bir güç gösterisine dönüşmüştür“ dedi.”
-Uyuşturucu kaçakçılığı devlet politikası mı?
“Herhalde Devlet işi daha sıkı tutsa Türkiye’de 50 Milyar dolarlık uyuşturucu pazarı oluşmaz,çeteler de olmazdı. Uyuşturucunun nerelerde imal edildiği,bu işin Yüksekova,Başkale ve şimdi Marmara’da toplandığını herkes biliyor, Emniyet te biliyor.
Çeteler kılcal damar gibi devletin her noktasına girmiş.Çok büyük bir organizasyon bu. Her kesimden,bürokrasiden,emniyetten,askerden,siyasetçiden,devletin bütün birimlerinden desteğini bulmuş.”
-Neden Susurluk soruşturması bir türlü ilerlemiyor,kim engelliyor?
“Gladio,kontgerilla, ne derseniz deyin o var. Devletin kendisi var işin içinde. Devlet görev vermiş.Şimdi bu iş soruşturulur da her şey ortaya çıkarsa,devletin bütün ayıbı;çetenin içinde ne varsa,kumar,uyuşturucu,faili meçhuller,cinayetler,ihale mafyası ve her şey ortaya çıkacak.”
-Susurluk komisyonunun genç raportörünün talihsiz bir kazada ölmesi ve üzerinden yüzlerce milyarlık çek ve senetin çıkması,bu kadar genç bir yargıcın bu kadar paraya sahip olmasına, ne diyorsunuz?
“Kuşkuyla karşılıyorum. Rahmetli çok kabiliyetli bilgisayar gibi bir arkadaştı. Fakat komisyon raporu yazma aşamasına gelince bırakıp gitti. O zaman kendisinden kuşkulandım tabii.Bizden ayrıldıktan sonra Güney Afrika’ya ve İspanya’ya gitmiş. Buralara yargıç kendi imkanlarıyla gidemez.”
-Susurluk aydınlatılabilecek mi?
“Bugünkü atmosfer içinde aydınlatılamaz. Âmâ kapanmaz da. Sususrluk günün birinde mutlaka ortaya çıkacak.”
-Susurluk olayı ile ortaya çıkan karanlık çetelerden oluşan güçler Meclisten daha mı güçlü?
“Güçlü ki, daha hiçbir delik -gedik açılmadı, hesap verilmedi. Mesela adam komisyona ifade vermeye gelmiyor,kimse de niye gelmiyor.Kimse kendini meclisin üzerinde görmemeli diye beyanda bulunmadı.”
-Hiçbir siyasi partiden destek aldınız mı sorusu karşında?
“Kendi liderim dahil olmak üzere destek almadım. Komisyonda görev alan bazı arkadaşlardan da yardım almadım. Oysa bu iş siyasilerin görevi. Yoksa mahkeme ve basın ne yapsın?”
Faili meçhul cinayetler ve Susurluk komisyon raporları aslında karanlığa ışık tutuyor
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025