Mehmet TIRAŞ
Yıl 1978 mevsimlerden yaz,aylardan da Haziranın 29’u;Anadolu’nun bozkırından Kırşehir’in adı Çiçekdağı ama çiçeği olmayan ilçesinin Beşikli köyünden belekte ve beşikte bakmakla mükellefi olmayan,yirmi iki yaşından bir ay almış bir genç ve kent kültürü olmayan biri olarak, İzmit petrol ofisi bölge müdürlüğüne işçi olarak iş başı yapmıştım..
Bu işçilik hayatı beni tarımdan sanayiye geçişle farklı bir üretim biçimi ve farklı kimliklerle, kültürlerle tanıştırmıştı ama ne tanışmaydı;çünkü o kadar farklı bir kültürdü ki,hem sınıfım olan işçi sınıfıyla tanışırken aynı zamanda Anadolu’nun farklı kültürlerinden toplanmış bir arada olan bir mozaikle de iç içe yaşatıyor, tam bir ebruli hayatı veriyordu.. Bunu ilk yıllarda anlamam çok zordu ama zaman geçtikçe daha da iyi anlar oldum ve bu fabrika işçiliği sınıf mücadelesinin yanında farklı kültürler, beni kendi pratiğimden teorimi çıkartacak ;insan odaklı bir anlayışa ve birey olmayı öğretecekti..İşin tuhaf yanı bize verilen devlet okullarında ki eğitimde bu ülkede yaşayan herkesin Türk,Müslüman ve Sünni olduğunu söylüyorlar ve sınıfsız imtiyazsız bir toplum olduğumuzu ezberletmişlerdi ama yaşadıklarım tam tersiydi bende ezber bozuyordu.
Fabrikaya ilk iş başı yaptığımda köy kültüründe köyde yaşayan her kişinin bir lakabı veya aile eşrafıyla tanımlaması yapılırdı..
Fabrikada bunun tam tersine kimlikleriyle tanınıyordu bine yakın fabrikada çalışan işçiler, bir birlerine hitap ederken veya adını anarken;Gürcü Süleyman,Boşnak Rasim,Abaza Hüseyin,Çerkez İsmail,Laz Hasan,Tatar Muammer,Bulgar kaleci Ahmet,Arnavut İsa,Manav Muharrem,Alevi Cemal,Çingene Vedat,Kürt Ali,Arap Aziz,Pomak Ruhi gibi ırklarıyla insanlar tanımlaması yapılırken:birde buna hemşericilik ve bölgecilik eklenir tam bir Birleşmiş Milletler topluğu içinde çoğulcu bir kültür yaşanıyordu ama çoğunluk üzerinden “din,ırk ve mezhep” kültürünün ağırlığı mahalle baskısına dönüşüyordu.Tabi belirleyici güç olan ise “din faktörü” olduğunu da söylemeden geçemeyiz.
Biz bir grup işçi arkadaş grup derken üç veya dört kişiden oluşan Fabrikada İşçi sınıfının mücadelesi doğrultusunda sınıf ve kitle sendikacılığı üzerine örgütlenme çalışması yapıp bu kimlikler üstü, emek değerli Marksın ütopyası olan komünizm üzerinden yaşamı anlatmanın mücadelesini verirken; bu gibi kimlikleri hiç önemsemezdik,İlerici Gençler Deneği(İGD)olarak, tabi biz yaparız da diğer sol fraksiyonlar yapmaz mı; onlarda böylesi kültürleri gericilik,ilkellik gibi yaftalaması içinde birbirimizle didişir durduk, ta ki 12 Eylül askeri faşist darbesi hepimizi çil yavrusu gibi dağıtana kadar.
Fabrikadaki işçiler kendi ırkından,kimliğinden,inancından ve mezhebinden olanlarla kümeleşir bir araya gelir dayanışma içerisinde olur, hemşerisiyle doğduğu toprakların kültürlerini ve geleneklerini yaşarlardı.Bizim anlattıklarımızı pekte ciddiye almazlardı..
Bir gün kendisi Gürcü kökenli olan çok yakını da sağ bir partiden milletvekilliği yapan bir işçi arkadaş ben çay ocağında çay içerken yanıma yaklaştı ve selam ve hoş-beşten sonra direk şunu sordu:
“Sizler nasıl yaşarsınız” diye ipe sapa gelmez bir soru sordu bana..
“Ben affaladım” siz derken neyi kastettiğini sordum?
“Yani siz Aleviler” dedi direk Gürcü olan işçi.
“Ben Alevi değilim” sosyalist birisiyim ve benim felsefemde din,ırk,mezhep yok deyince..
“İnanmadı söylediklerime” niye gizliyorsun,dedi tekrar.
Ben gerçekten Alevi değilim sen Alevilerle ilgili hiçbir şey bilmiyorsun; Aleviler çocuklarını İmam Hatibe göndermezler, ben İmam hatip orta ikiden terkim,deyince..
Birden durakladı sigarasından bir çekti, sigarasının dumanını ağzından daha tamamını çıkartmadan komünist olman önemli değil,benim yakınlarımdan da “azili komönüst” olanlar var,bu sorun değil, yeter ki Alevi olma,nasıl olsa bir gün cenazeni camiye getirirler, ne kadar komünist olursan ol ama Aleviysen camiye getirmezler,demesi karşısında şaşırıp kaldım.
Tabi ben yine Marksist anlayışımdan yola çıkarak Alevilik bir inanç ve kültürdür, Marksizm ise bir dünya görüşü ve zihniyet devrimi, tüm insanlığı içine alan büyük bir felsefe,diye devam ederken,Gürcü işçi:”kafamiu kariştürma” deyip yanımdan uzaklaştı.
Komünizmin halk nezdinde o kadar tehlikeli bir şey olmadığını anlamıştım ama devletin azılı düşman listesinin birinci sırasında göstertmesi topluma suni bir korku saldığını fark ettim..
Azizi Nesin’in “bir sürgünün anıları” adlı eserini okumuştum; konu Bursa da geçer,kahvede sürgünde olan Aziz Nesin’i kendini tanımayanlar arasında bir sohbete tesadüf kulak misafiri olur,konuşanlar Bursa’ya İstanbul dan sürgüne gönderilenler karısını kızını satan komünist kişiler gelmiş,diye sohbet ederken,sohbet içinde sözü geçen birisi ben buna inanmıyorum;komünistler karısını-kızını sattıkları için sürgüne gönderilmemişlerdir; devletin işine gelmeyen bir şeyler yapıyorlar olsa gerek;yoksa ben Bursa da yakından tanıdığım çok karı-kız satan adamlar var ve emniyet çevresi de bu pezevenkleri biliyorlar,işin içinde başka bir işler var bizim bilmediğimiz,der..
Fabrikada geçen 25 yıllık işçiliğimde sosyalizm mücadelesi vermenin Alevi ve Çingene kimliğiyle bir insanın mücadele vermesi ve çevresine var olan kültürünü kabul ettirmesi,sosyalizm mücadelesinden daha zor olduğunu canlı yaşadım..
Sosyalizm mücadelesinde bir devlet korkusu yaşıyorsunuz ama kimse sizi aile mahreminizle ve inancınızla kültürünüzle aşağılamıyordu..
Beraber aynı makineyi paylaştığım Alevi ve Çingene olan işçi arkadaşlar hiç kendi kültürlerinden bahsetmezlerdi,Alevi ve Çingenelerle ilgili bir konu veya sohbet açılınca başlarını aşağı eğer, ya da ortamdan uzaklaşırlardı..
Sivaslı bir işçi arkadaş bir Alevinin fıkra gibi bir anısını anlattı:
“Alevi birisi Sivas’ta sazını tamir ettirmek için tamirci arar,esnafın birisi şu ara sokakta bir sazcı Ali Osman usta var” diye tarif eder..
Alevi sazcının dükkanına girince sazcıya “adının yarısına gurban olduğum” şu sazıma bir düzen ver” der.
Hepimiz şaşırdık meğer Aleviler çocuklarına hiç Osman,Ömer ismi vermezler ve bu isimleri de kolay kolay telaffuz etmezlermiş.Sivas’ın Kangal ilçesi yöresinde Alevilere “sırtı sarılar” derlermiş,ne anlama geliyorsa.İki Sivaslı tanışırken “yakanlardan mısın yakılanlardan mı” diye sorduklarına tanık oldum..
Acaba iki Kahraman Maraşlı tanışırken ”öldürenlerden misin ölenlerden misin” diye soruyorlar mı,diye de düşünmedim değil.
Artık benim için Alevi ve Romen vatandaşlara karşı fabrikadaki işçilerin yaklaşımı üzerine,gözlemleme,diye bir görev üstlendim.
Sabahları on paydosunda aynı ünitede çalışan sayıları on ile on beş arasında değişen işçiler olarak ortak kahvaltı yapardık,uzun bir ahşap sehpanın etrafına toplanır herkes evinden veya pastaneden, seyyar satıcıdan aldığı pasta,börek,çörek,pudra şekerli Kürt böreği gibi kağıtta sarılı paketleri açar,yiyecekleri sehpanın üzerine kor çaylarımızı yudumlardık..
Birden dikkatimi çekti Alevi arkadaşla Romen arkadaşın getirdiğini kendilerinin ve benim dışımda kimsenin yemediğini fark ettim..Ama onlar da bunun farkında olduğunu biliyorlar gibi geldi bana..
Ben bu olayı birkaç gün yine gözlemledikten sonra bu konuyu kendisini din konuda ehil kişi gibi gören mütedeyyin, arkadaşlarının üzerinde saygınlığı olan ama bana karşı da son derece saygısı olan arkadaşa samimiyetimize dayanarak bu olayı ikimizin bir arada olduğumuz bir ortamda açtım.
Konuyu dolaştırmadan; Alevi arkadaşın ve Romen işçinin getirdiği kahvaltılıklardan neden yemiyorsunuz,diye direk sordum?
İlk önce öyle bir şey yok nerden çıkartıyorsun Mehmet Tıraş bunu dedi, sofi diye hitap ettiğimiz arkadaş.
“Ben bunu günlerdir takip ediyorum” benim gözümden kaçmaz ama neden yemiyorsunuz,diye zorladım.
“Çok samimi olarak söyleyeyim,hatta aynı seyyar satıcıdan alıyoruz Alevi arkadaşla poğaçayı ama onun eline değince bir tiksinti geliyor” içimden dedi.
“Neden ama “ diye tekrar ısrar ettim arkadaşa?
“Vallahi çocuklukta aile ve etrafımızda söylenen” bir söz hiç aklımdan çıkmıyor:”Alevinin ve çingenenin elinden kabuklu yumurta bile yenilmez” demesin mi? Dili çözüldü, şuur altına yerleşmiş ne kadar alevi ve çingenelerle ön yargıdan oluşan olumsuz düşünceleri varsa sıralamaya başladı;Alevilerin ve Çingenelerin cinsellikten sonra yıkanmadıkları,gusül abdest almadıkları ve cenabet gezdikleri gibi mahrem alanlarıyla ilgili,birde, bunlarda mum söndü olayı varmış,diye saçma sapan konuşmasına dayanmadım ve kırıcı olacak bir sözle sözünü kestim ve bayramlık ağzımı açtım;siz buna nasıl inanıyorsunuz bir hayvan bile mevsimi gelmeyince çiftleşmiyor,sonra her inançlı Müslimanın aile mahremi aynı mı,diyerek sitem ettim,sesini çıkartmadan dinledi ama hiçbir şey de değişmedi..
O gün bugündür Alevilerin ve Romen vatandaşların bu ülkede neden içine kapandıklarını ve kendi çevrelerinin dışına çıkmadıklarını daha iyi anladım.Yine istemim dışında iki Çingene işçi arkadaşın aralarında geçen bir konuşmaya kulak kabarttım,birisi tarikatçı olanların mescidine gidiyordu kuran derssi almak için, diğer arkadaşı beni iyi dinle;onların mescidinde din dersi alman bir şey ifade etmez,biz cami yaptıralım bizim yaptırdığımız Cami de namaz kılmaz onlar,çingeneler yaptırdı,diye..!
Bu ilkel gelenek hala sürmekte..Bir Pazar yazısı için uzun bir yazı olduğunu biliyorum ama sıkılmadan da okuyacağınız tahmin ediyorum;anlattıklarım bu toplumun çatışmacı çağ dışı kültürü, yani bizim birbirimiz öteleştiren hikayemiz.
Yazıyı fıkra gibi gerçek yaşanmış bir aşk öyküsüyle bitirelim,Kelkitli bir öğretmen arkadaştan dinlemiştim:
“Adam gurbete çalışmaya gider aylar sonra evine döner uzun zamandır bir birlerine olan aşk özlemini gidermek isterler karı koca,çoluk çocuk aynı odada yattıkları için çocuklar bir türlü uyumaz ,adam çocuklarına kalkın trencilik oynayacağız,der.. Çocukları öne dizer karısını da çocukların arkasına, adam da karının arkasına geçer, karanlık oda da dönerek tren oyununa başlarlar, öndeki çocuk baba yoruldum bu tren nerede duracak,diye bağırır..”
Babası: “bu tren ara istasyonlarda durmaz son durak Haydarpaşa” devam et oğlum,der.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları


















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025