Yolsuzlukla  suçlanan,çocukları göz altına alınan ve tutuklanan bakanlar kamuoyunun baskısı karşısında tek tek istifa ediyor, hatta istifa eden bakanlardan biri milletvekilliğinden de İstifa ederken ,Başbakanın da istifa etmesi  gerekir diyor..

Eski Maocu Radikal gazetesinin köşe yazarı Oral çalışlar geçmişte darbeci Kenan Evren’e sadakat eden Aydınlık gazetesinin o dönemki genel yayın yönetmeni Evren için ölürüm diyen kişi, şimdi de Başbakan Erdoğan için kellesini onun yoluna koyuyor..

Tüm  Tv kanalları üç bakanın istifasını hatta biri Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Byraktar’ın NTV’ye bağlanarak canlı yayında bakanlıktan ve milletvekillikten istifasını verirken,başbakana da istifa çağrısı yapması adeta deprem etkisi yapıyor,kanallar alt  yazılar geçiyor flaş flaş son dakika diye, kanallar yayın akışlarını kesmiş canlı yayına geçip bu istifanın perde arkasını irdeliyor, yer yerinden oynuyor deyim yerindeyse..

Birde baktım 25 Aralık 2013 tarihinde Haber-Türk kanalında Oral çalışlar canlı yayında gelişmeleri değerlendiriyor, ben de kulak kabarttım ne diyecek diye..

“Daha sözünün başında  soruyu sorgulamadan ve hiç düşünmeden bu 17 aralık operasyonu bir yolsuzluk operasyonu değil,Başbakan Erdoğan’a karşı yapılmış bir dış bağlantısı olan bir yargı-emniyet ve dış güçler operasyonu demsin mi” Oral Çalışlar..

İnsan der ya kulağıma inanamadım misali  aynen böyle söyledi soru soran bayan gazeteci bile şaşırdı, gerçi Oral Çalışlar’ın böyle söylemesi kendi düşüncesi olmadığı kesin de,bu kadar da olmaz dedirttiren  ve kraldan fazla kral kesilmesi şaşırtıcıydı.

Gerçi o kadar çok tetikçi var ki AKP’nin yandaş medyasında tam bir koro halinde yazıp çizip ve konuşuyorlar bunların orkestra şefi de Başbakan Erdoğan’ın siyasi baş danışmanı Anakara Milletvekili ve yandaş medya da iki gazete köşesi olan birinde  mahlas isimle yazan Yalçın Akdoğan kontrolünde yürütülüyor bu işler.

Başbakanın siyasi açıklamaları,Yalçın Akdoğanın yazıları ve içinde Oral Çalışlar’ında olduğu tetikçi esnaf takımı gazeteci tayfasının açıklamaları bire bir örtüşüyor,ortak sloganları “Başbakanı yedirtmeyiz..”

Başbakan 17 Aralık operasyonu için ne demiş  ona kulak verelim:

“İlk gün devlet içinde bir yargı v emniyet güçlerinden oluşan çete var,paralel devlet yapılanması içinde olan.Yolsuzluk soruşturmasına katılan yargı ve emniyet mensupları hükümete karşı,uluslar arası komplonun aleti olmakta,hatta casusluk yapıyorlar.” diye yaftalama yapıyor” Erdoğan.

Yargıyı yürütmeye bağlamak istiyor,savcının çağrısına polisler uymuyor, savcının ifade için çağırdıkları emniyet şube müdürleri ifadeye gelmiyor, tıpkı Susurluk sürecinde generallerin Meclise ifade vermeye gelmedikleri gibi.

Yolsuzluğunu savunduğu bakanı bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa edip Erdoğan’ı adeta yalanlıyor ve bütün imar yolsuzluklarını iddia edildiği gibi kendi kararı olmadığını altında Bşabakan Erdoğan’ın imzası ve talimatı var diyor,Erdoğan Bayraktar.

Yine AKP kurucusu eski içişleri bakanı Ordu milletvekili İdris Naim Şahin Başbakanın yargıya müdahalesi ve polis şeflerini görevden el çektirmesine tepki olarak, partiden istifa ediyor.

Ömrünü bu sisteme karşı devrimci mücadele vermekle övünen  hapislerde yattığını söyleyen,şimdi ise AKP’ye tetikçilik yapan Oral Çalışlar bu gelişmelerden sonra hiç sıkılmadan çıkıp televizyonlarda canlı yayında bu yolsuzluk operasyonu değil,Başbakan Erdoğan yapılmış yargı yoluyla bir darbe operasyonu diyor.Edep yahu demekten başka ne diyelim..

Medya Türkiye de öyle bir konuma gelmiş ki,belki de yeryüzünde böyle bir habercilik ilk defa oluyor Çevre Bakanı NTV’ye bağlanıp canlı yayında yeri yerinden oynatan açıklamalar yapıyor,bu kanal bakanın açıklamalarını internet sayfasında sansürlüyor,diğer yandaş medya ise hiç görmemeye çalışıyor.

Eğer bu ülkede yolsuzlukların üzerine gidilecekse,ancak bu da saydamlıkla olur bunu yolu da;yargı denetimi ve bağımsızlığıyla birlikte,medya da çalışan gazetecilerin ve televizyon kanalarının yayın yönetmenlerinin maaşlarının bilinmesiyle arındırılacağına inanıyoruz.

Kırık yıllık elli yıllık gazeteciler askeri darbelerde bile olmamış bir yalakalık nöbeti tutuyorlar utanmadan, başbakan Erdoğan’a karşı.

Peki bunu niye yapıyorlar,bir yazımda da ifade ettim yandaş medyaya geçmeden ayda bin lira(yazıyla sadece bin lira) maş alan bir gazeteci,birden tam 50 bin lira maaş almaya başlıyor..

Bu gazeteci geçinen kişi dalkavukluk yapmak şöyle dursun adam bile vurur, böyle bir maaşa bağlarsanız.

İç ve dış dünyada bu yolsuzluğa inanmayan sadece Başbakan ve onun etrafında yargıyı yürütmeye bağlamaya çalışan bir grup siyasi ile birde onun yandaş medyasının dışında,toplumun hemen hemen tüm katmanları bu bir yolsuzluk operasyonu olduğu konusunda mutabık olmuş.

Toplumun her herkesimi bu yolsuzluğa inanmasaydı, Erdoğan Bakanların istifasını ister miydi?

Bakanları yedirtmek şöyle dursun,Eskişehir ve Adana valilerini nasıl savunduğunu ve sahiplendiğini herkes biliyor.

Hem de Eskişehir valisi gezi olaylarında öldürülen üniversite öğrencisinin nasıl ölüme götürüldüğü, kameralarla tespit edilen görüntüleri yok sayarak, bu genci arkadaşları öldürmüş diyerek iftiraya kadar ileri gitmişti.

Artık AKP’e iktidarının sayılı günleri kalmış gözüküyor her çıkışın bir inişi olacak..

Çünkü,yalana,şiddete, yolsuzluğa,rüşvete,hırsızlığa,uyuşturucuya,kumara başlayan bir insan nasıl savruluyorsa,iktidarları da yolsuzluk ve rüşvet toz duman eder.

Erdoğan on bir yıllık iktidarının en zor günlerinden, üçüncüsünü yaşıyor hem de destek görmeden,2008 de partisine karşı kapatma davası  ve bir genelkurmay başkanı ve üç kuvvet komutanın istifasından daha zor günler geçiriyor.

Partisine  açılan kapatma ve genelkurmay ve üç komutanın istifasında, ABD ve AB’liği  Erdoğan’ın yanında yer almıştı ama şimdi tam bir yalnızlığı oynuyor.

Başbakan kendisine övgüler dizen Tetikçilerin  yazıları ve konuşmalarının hiç inandırıcı olmadığını adı gibi biliyor..

Ama,Oral Çalışlar gibi kendilerini Başbakana adamış tetikçi esnafı, çekirge sürüsü gibi,  sürüsüne bereket koro halinde bu bir yolsuzluk operasyonu değil,Erdoğan’a karşı yargı-emniyet ve dış güçler üçgeninde,yargı operasyonu diye yorumluyorlar..

Allah kimseyi Tetikçi yapmasın bunun sınırı yok her türlü iftirayı,yalanı,yaftalamayı, dalkavukluğu içinde taşıyor.

Bu gazeteci geçinen tetikçi tayfası Kırkpınar cazgırlarına benziyor,kırk pınarda cazgırlık yapanlar güreşçiye hak etmediği övgü ve manilerle överler ya, işte Oral Çalışlar ve aynı kulvarda yürüyenlerde bunu yapıyorlar kırk pınar  cazgırları gibi.

Hakkını arayana darbeci, de.

Gözaltına alınana anarşist, de..

Tutuklanan terörist de..

Senin gibi düşünmeyene ve yazmayana dış güçlerin uşağı,vatan haini,  de..

Yolsuzluk yapanları,hırsızları teşhir edene de küresel  darbeci, de.

Yargıya ve emniyet güçlerine çete,de.

Bunları tastikleyene de gazeteci, de..