Mehmet YILDIZ
1811 yılında, İngiltere’nin Bulwell köyünde, zifiri karanlık soğuk bir kış gecesinde ellerindeki balyozlarla tahrip ettikleri bir tekstil fabrikasının ayakta kalmış ön duvarına işsizliğe ve açlığa mahkum edilmiş dokumacıların çiviledikleri bir manifestoda General Ludd şunları söylüyordu:
“Bizi teknoloji ve modernleşme düşmanları olarak resmedenler doğru söylemiyorlar. Biz teknoloji kullanılarak hayatın kolaylaştırılmasına, daha eğlenceli hale getirilmesine kesinlikle karşı değiliz. Biz sadece endüstrileşmeye, makineleşerek yapılan geniş ölçekli sanayi ve tarım üretimine, kömür, petrol kullanarak çalıştırılan üretim makinalarına karşıyız. Sanayi makinaları daha şimdiden on binlerce işçiyi işinden ederek açlığa mahkum etti. En önemlisi de modern sanayici ilerleme adına makineyi bencil, düşüncesiz, tamahkâr bir biçimde kullanarak tüm yaşam kaynaklarını, toprağı, su kaynaklarını, ormanları, atmosferi tahrip ediyor. Üç beş sent vergi veriyorlar ve emperyalist hegemonyacılara yahut modern ulus-devlete kanlı fetih işinde yeni imkanlar sunuyorlar diye Avam Kamerası utanmazca fabrikatörlerin tarafını tutuyor.”
“Lord Byron dedi ki ‘Ceza hukukunuzun üzerindeki kan yetmedi mi? Bütün ülkeyi insan mezbahasına ve zindana mı çevireceksiniz? Her tarlada bir çarmıh dikerek astığınız insanları karga korkulukları misali mi kullanacaksınız? Açlıktan kırılan umutsuz ahalinin derdine bulduğunuz çare bu mu?’”
“Lord Byron’a cevap vermediler, paçavralar içindeki aç bedenlerimizi parçalamak üzere üstümüze daha çok silahlı birlik gönderdiler.”
“Beyinsiz ve aç gözlü İngiliz burjuvazisi sadece İngiliz dokuma işçilerine saldırmıyor; mavi küreye, tüm canlılara, tüm insanlığa, bilime, zekamıza, şuurumuza, suya, havaya, oksijene, ozon tabakasına, madenlere, fosil enerjisine, toprağa saldırıyor.”
“Mavi planetimiz yaklaşık olarak 4.5 milyar yıl önce oluştu. Yerkürede üzerindeki uzun hayat zincirindeki ilk halkayı amino asitler oluşturdu. Amino asitler ilk genetik materyal sayılan RNA’ları meydana getirdi. Sonra DNA oluştu. DNA ilk hücreleri vücuda getirdi. Velhasıl cynobacteria oksijeni yarattı. Oksijen atmosferin yüzde onunu ele geçirdi. Bu sayede 500 milyon yıl önce görülmemiş zenginlikle bir hayvanlar alemi peyda oldu.”
“Atmosferin yaklaşık yüzde 78’ini nitrojen yüzde 21’ini de oksijen oluşturmaktadır. Sanayi üretimi kirlilik ve yaşamı olanaklı kılan kaynakların onarılmaz bir biçimde tahrip edilmesi demektir. % 0.035 olan atmosferdeki karbondioksit oranı her yıl giderek artacaktır. Gün gelecek hava kirliliği yaşamı tehdit edecektir.”
“Mavi planetimizin çapı 6,378.1 kilometredir. Çevresi ise 40,075.017 km kadardır. Dünyanın yüzeyi 510,072,000 km2 kadardır. Bunun yaklaşık olarak % 29 (148,940,000 km2) kadarı kara parçası olup, %71 (361,132,000 km2) kadarı da sularla kaplıdır.”
“Yerkürenin içi hâlâ kordur. Kürenin ağırlığı 5.9736×1024 kg kadardır.”
“Bütün bu bilimsel gerçekleri, yani dünyanın fiziki sınırlarını yok sayarak topraklarımıza, havamıza, suyumuza, çalışma ve yaşama imkanımıza saldıran fabrikatörlere karşı tüm insanlar, tüm flora ve fauna adına direniyoruz. Burjuva sınıfı bencilce çıkarları için yaşama hakkımızı elimizden alamaz. Buna müsaade etmeyeceğiz. Dünya ve atmosfer sınırsız değildir. Ağırlığı ve hacmi bellidir. Makineleşmiş geniş ölçekli üretim sanıldığı gibi insanlık için genel bir refah doğurmayacaktır. Mülk sahibi sınıfın elinde daha fazla servet biriksin ve bu servetten birkaç sent de hükümete düşsün diye, tarihin en barbar kaynak yağmasını yalancı hilebazlar ilerleme olarak sunuyorlar.”
“Bakın fabrika bacalarından daha şimdiden kara dumanlar yükseliyor! Bakın üstümüze başımıza, evlerimize, mutfaklarımıza, meyvelerimize, sebzelerimize, sokaklarımıza, nehirlerimize, balıklarımıza, içimize, ciğerlerimize, ağaç yapraklarına, otlara gökten kirlilik yağıyor! Her şey kömür ve lağım kokuyor!”
“Dünya fethedilmek için değil, yaşamak içindir. Milliyetperver, vatanperver sözler mide bulandırıcıdır. Büyük fetih ordularına sıra neferi yetiştirmek üzere çocuk sahibi olmak ve sayımızı akılsızca çoğaltmak bize bir yarar sağlamayacaktır. Sayısı artan insan durduk yerde bile birbirini yer, insani hassasiyetlerini yitirir, böcekleşir. Bir milyar nüfus iyidir ve kardeşçe refah içinde yaşayabilir. Toprağı çok zorlamamalıyız; toprağı, suyu ve havayı cümle mahlukatla adil bir biçimde paylaşmalıyız. Büyük sayılarda bir keramet yoktur, keramet bilimde, hakkaniyette ve saygıda aranmalıdır.”
İngiliz burjuvazisi General Ludd’u dinlemedi, köylüleri zorla topraklarından sürerek büyük bir sanayi ordusu oluşturdu. Gökyüzünde fabrika bacalarının tüttüğü, sokaklarında lağım akan kapkara şehirler kuruldu.
İngiliz burjuvazisini kıta Avrupası ve ABD burjuvazisi izlemekte geç kalmadı; büyük şehirler, yani modern tavuk kümesleri insanlarla doldu taştı. Kırlar boşaldı, boşalan köylere petrolle çalışan tarım makineleri yerleşti.
Burjuvazi sanayi şehirlerindeki sefalete bir çözüm bulamadı. Domuzlarınkinden beter bir hayat süren proletaryanın imdadına en sonunda sahte peygamberler yetişti.
“Sakın ha!” dedi the Moor, sahte peygamber, “Makinelere dokunmayın. Kapitalizm fevkalade beşeri bir terakkidir, feodalizmin tembelliği ve hantallığı yararsızdır. Bahsini ettiğim insanlık tarihinin kaçınılmaz bir yasasıdır. Tarihsel yasalar engellenemez, yasalara yalnızca boyun eğilebilir. Tez, anti-tez, sentez! Yahut inkarın inkarı! Burjuvazi yarattığı proletarya ordusunu besleyemeyecek ve açlık çeken proletarya kapitalizmin mezar kazıcısı olacaktır. Devrimci proletarya burjuvazinin makinalarını kırmayacak, onlara sadece el koyacak ve tüm insanlığın menfaati için çalıştıracaktır. İnsanlık proletaryanın tarihsel öncülüğünde elinde el konulmuş burjuvazinin makineleriyle zorunluluklar dünyasını terk edecek ve makinelerin kamu yararına harıl harıl çalıştığı özgürlükler dünyasını yaratacaktır.”
Berlin işçileri heyecanlanarak silaha sarıldılar, kolluk kuvvetleriyle çatıştılar ancak yenildiler.
Rus devrimcileri “Her ne kadar kapitalizm bizde daha bebeklik aşamasındaysa da, bizim de canavarı kundakta boğma hakkımız vardır!” dediler, ölü peygamberin yerini alan halifeden destur istemeden zayıf proletarya ve yoksul köylüler adına makinesiz ekonomiye ve liberal iktidara zorla el koydular.
Berlin işçileri yeniden ayaklandılar, burjuvazi tarafından bir daha ezildiler. Alman toplumu faşistlerle komünistler tarafından süreklilik arz eden bir kaos ortamına itildi.
The Moor’un, sahte paygamberin kahince sözleri tüm dünyada duyulmuştu. Bu sözlerden etkilenen komünist şair Nazım Hikmet bir köylüler ülkesi olan 1920’ler Türkiye’sinde oturup şu şiiri yazdı.
Trrrrum
Trrrrum
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!
beynimden, etimden, iskeletimden geliyor bu!
her dinamoyu
altıma almak için çıldırıyorum!
tükrüklü dilim bakır telleri yalıyor,
damarlarımda kovalıyor
oto-direzinler lokomotifleri!
(...)
makinalaşmak istiyorum!
mutlak buna bir çare bulacağım
ve ben ancak bahtiyar olacağım
karnıma bir türbin oturtup
kuyruğuma çift uskuru taktığım gün!
Trrrrum
Trrrrum
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!
Stalin’in hızla makineleştirmeye çalıştığı Sovyet cehenneminde insanlar kitleler halinde açlıktan kırılınca, Gürcü Koba kıyametin tüm sorumluluğunu karnını kendi elleriyle doyurmaya çalışan tabiata ve insana saygılı zavallı Rus köylüsünün omuzuna yükledi. Sosyalist bir cennet yaratmak için milyonlarca aç, çıplak, yalın ayak köylüyü çoluk çocuk demeden topluca katletti.
Koba cümle aleme, özellikle faşist yahut komünist olsun, radikal toplum mühendislerine silahsız savunmasız milyonlarca insanın kolayca öldürülebileceğini, bunun siyasi ve pratik olarak mümkün olduğunu gösterdi.
Hitler “Medeniyeti komünizme karşı ancak ben koruyabilirim” dedi ve 2. Dünya Savaşı’nı başlattı. Sanayi toplumunun fabrikalarına yeni fabrikalar ekledi. Hitler’in fabrikalarının bir kapısından içeri giren insanlar öbür kapısından kül olarak çıkıyorlardı.
Stalin Hitler’i yenerken onun işgal ettiği ülkelerdeki işgali sosyalizm adına sürdürmeyi kaçınılmaz dünya komünizmine giden meşru bir yol olarak kabul etmemizi istedi.
Nihayetinde Sovyet Bloku da yıkılınca batıdaki liberal filozoflar tarihin artık bir amacının kalmadığını ilan ettiler.
Kapitalizm evrensel bir sistem olarak mutlak hükmünü sürdürüyorken dünyanın sonunun gelmek üzere olduğu anlaşıldı. Meğer dünya mainstream “iktisat bilimi”nin yani neoklasizmin öne sürdüğü gibi sınırsız değilmiş. Sınırlı bir dünyada ne sınırsız bir exponential ekonomik büyüme ne de sınırsız bir exponential nüfus artışı olanaklıymış.
1811 yılında, İngiltere’nin Bulwell köyünde, zifiri karanlık soğuk bir kış gecesinde ellerindeki balyozlarla tahrip ettikleri bir tekstil fabrikasının ayakta kalmış tek duvarına işsizliğe ve açlığa mahkum edilmiş dokumacıların çiviledikleri General Ludd’un manifestosu zamanında ciddiye alınsaydı belki başımıza bunların hiçbiri gelmeyecekti.
Çok geç artık...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2014
26.08.2014
15.08.2014
6.08.2014
15.07.2014
22.06.2014
12.06.2014
9.06.2014
7.06.2014
20.05.2014