Mehmet YILDIZ
Öcalan evlenmeli, eve hapsedilmeli ve akan kan durdurulmalıdır
AbdullahÖcalan 1999’da Türk devletine teslim edildiğinde öldürülebileceğinden çok korkuyordu. Teslim edildiği devlet görevlilerine derhal “Hizmetinize hazırım” dedi. Feribota bindirildiğinde korkudan dizleri tutmuyordu, bacakları titriyordu, yürümekte zorluk çekiyordu. Gözbağını açtıklarında en masum bakışlarla çevresini gözledi. A. Öcalan ilk kez kameralar karşısında bu kadar mahzun, bu kadar masum, bu kadar çaresiz, bu kadar ürkek, bu kadar korkak bakıyordu.
İmralı’da zamanla ölüm korkusunu yenerek pazarlık masasına oturunca ilkin “Yerim dar” dedi. Sonra “Penceremi küçülttüler” dedi. Daha sonra “Cildim kaşınıyor, gözlerim yaşarıyor” dedi. Bir ara sürekli bir biçimde “Yalnızım” dedi. “6 hükümlü geldi ama ben onları demek istememiştim, yalnızlığım hâlâ sürüyor” dedi.“Kalbim çat diye durursa sonra size ne olur?” diye sordu. Masadaki herkes çok korktu. Taraflar sararmakta birleştiler; “Ağzını hayra aç, o ne biçim söz?” dediler. “Öcüler beni götürürlerse barış süreci zınk diye durmaz mı?” dedi.Müzakereciler yutkunmaya başladılar. “Ev hapsi istiyorum” dedi. “Evlenmek ve aslında serbest kalmak istiyorum” diye devam etti.
Öcalan bir tek kendini düşünüyor, fütursuzdur, utanmıyor, çekinmiyor.Var yok kendidir, önemli olan kişisel ihtiyaçları ve arzularıdır.
PKK ve BDP’ye göre bunda anormal bir şey yoktur. Ulusal kurtuluş mücadeleleri kimsenin önceden tahmin edemeyeceği bir mecraya girmiş ve böyle bir hal almıştır.
Bendenize göre silahların susması, akan kanın durması için bu büyük bir fırsattır ve asla kaçırılmamalıdır. Öcalan evlenmeli, ev hapsine alınmalı ve akan kan durmalıdır.
1999 yılından itibaren Kürt sorunu bir Öcalan sorununa dönüşmüştür. PKK yanlısı Kürtlerin Kürt sorunu dedikleri şey Öcalan sorunundan ibarettir.
Silahlı çatışmalar bu yüzden oluyordu. Devlet yetkilileri belli bir aşamadan sonra asmayı asla düşünmedikleri Öcalan’ın evlenmesine yahut ev hapsine girmesine müsaade etselerdi, 1999’dan sonra PKK silahlı eylemlerde bulunmazdı. Ne asker ne de PKK mensupları öldürülmüş olacaklardı.
BDP’liler her fırsatta “42 bin ölümüz ve 17 bin failli meçhulümüz var” diyorlar. Neden Kürt sorununu bir Öcalan sorununa indirgediklerini ise hiç açıklamıyorlar. Her şeye rağmen olaylara retrospektif bir açıdan bakarak “Vay anasını, demek ki her şey bunun içinmiş!” deme kolaycılığına ve mantıksızlığına düşmemeliyiz. Elbette her şey bunun için değildi ve herkesin bildiği gibi, Öcalan Şam’da bir eli yağda, bir eli balda mutlak bir hükümdar gibi yaşıyordu. Mutlak bir hükümdarın saltanat içinde yaşıyorken bu denli sefil bir amacının olabileceğini ileri sürmenin mantıki bir temeli yoktur.
Kürt sorunu hiçbir koşulda PKK/BDPile anlaşmak suretiyle çözülmez. PKK/BDP’nin ilgilendiği tek konu Öcalan sorunudur. Kürt sorunu PKK/BDP için bir kamuflajdan, bir bahaneden ibarettir. Öcalan sorunun çözülmesiyle birlikte PKK Kürt şehirlerinde silahlı zorba bir güç olarak kalmaya çalışacak ve bu sefer de bunu “ulusal mücadele” şeklinde kamufle edecektir.
Devlet Öcalan’ın İmralı’da evlenmesine veya cezasının ev hapsi cezasına çevrilmesine izin verir mi? Rasyonel bir hükümetin bu evliliğe veya evliliği de içeren ev hapsine karşı çıkması düşünülemez şüphesiz. Silahlı çatışmalara son vermek için bu fırsatı kullanmak gerekir. Bundan daha kolay, daha ucuz bir çözüm bulunamaz. Öcalan’ın bir an önce evlenmesine müsaade edilmeli ve ayak bileğine elektronik bir bilezik takıldıktan sonra evine gönderilmelidir. Bunun için savaşmaya ve gencecik insanların öldürülmesini göze almaya değmez.
AKP cephesinde bu konuda büyük bir korkaklık gözleniyor. Özellikle egosu büyük Başbakan Erdoğan delikanlılığına bunu pek yakıştıramıyor; tarihe “Öcalan’ın evlenmesine ve hapisten çıkarak ev hapsi cezasını çekmesine izin veren başbakan” olarak geçmek istemiyor. Devlet Bahçeli’nin ve Ergenekoncuların çirkin sözlerini daha şimdiden işitir gibi oluyor.
Halbuki en azından askerlerin ve Kürt gençlerinin anneleri Erdoğan’dan dualarını esirgemeyeceklerdir. Demokrat olmasını beklemiyoruz, hiç olmazsa dindar bir insan olarak annelerin dualarına ırkçıların küfürlerinden daha çok değer vermesini bekliyoruz. Aksi halde telekinezici danışmanıyla küfürbaz ulusalcılar onu iyice işlevsiz hale getireceklerdir.
Öte yandan, Öcalan’ın direktifleriyle PKK yönetiminde yapılan son değişikliklerin neye işaret ettiği konusunda yapılan hummalı tartışmaların çok anlamsız ve gülünç tartışmalar olduğunu söylemek zorundayız. PKK uzmanı olarak tanınan insanlar PKK gerçeği konusunda en çok yalan-yanlış düşünceler öne sürmüş insanlardır. Basit bir Pol Pot hareketini akademik olarak analiz etmeye çalışıyorlarken PKK ve Öcalan gerçeğini anlaşılmaz kılmaya çalışmışlardır.
PKK yönetiminde yapılan değişikliklerin hiçbir zaman hiçbir önemi olmadı. Son değişikliklerin de bir önemi yoktur. Öcalan’ın kişisel olarak ne istediğine bakmak gerekir. Anahtar Öcalan’ın kişisel istekleridir. Öcalan’ın kişisel istekleri karşılanırsa barış sağlanır, karşılanmazsa sağlanmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2014
26.08.2014
15.08.2014
6.08.2014
15.07.2014
22.06.2014
12.06.2014
9.06.2014
7.06.2014
20.05.2014