Mehveş EVİN
40'ı çocuk, 56 kişinin yaşamını yitirdiği Gaziantep’teki “kına gecesi katliamı”nı hatırlayanınız var mı?
IŞİD’in Türkiye’de peş peşe düzenlediği canlı bomba saldırılarının Gaziantep halkası, ne çabuk unutuldu değil mi? Oysa üzerinden sadece iki yıl geçmiş…
Murat Sevinç, son yazısında birkaç yılda yaşanan katliam, iş cinayeti, suikastlerden örnek vererek, ne çabuk unuttuğumuzu sorguladı. Sevinç, Türkiye ortalamasının “acı duyamadığı”nıve hiçbir kötülüğü “unutacak kadar olsun” zihnine buyur etmediğini yazdı. (Yazının tamamı)
Meselenin özünde “insanın bir kıymetinin olmaması” var, evet. Peki insan hayatı neden bu kadar ucuz bu topraklarda? Neden “acı duyamıyoruz”? Doğru yanıt verebilmek için elbette derin ve çok yönlü araştırmalar gerekiyor.
Bu soruya cevaplamaya çalıştığımda şu genellemeyi yapabilirim:
O kadar çok, o kadar dehşet verici olay, ihmal, sorumsuzluk üst üste yaşandı ki... Belki de “acı eşiğini” aştık. Giderek bireyselleşen yaşamlarımızda, sadece kendimiz ve birinci dereceden yakınlarımız için endişelenmeyi, dert etmekten ötesiyle ilgilenmemeyi seçtik. Ölümün bile ırk, ideoloji, mezhep ayrımcılığınauğradığı topraklarda “hepsi”nin ağırlığını taşımak (hatırlamak) fazla geliyor belki de.
UNUTMA VE UNUTTURMADA MEDYANIN ROLÜ
Devletin, siyasetçilerin ve medyanın gösterdiği tepkiler ve yargı aşamaları da bizlere çok şey öğretti:
Pek çok insan hakkı ihlali veya katliam davasında karşılaştığımız cezasızlık, sistematik unutturmanın, insan hayatını değersizleştirmenin bir parçası değil mi?
Sorgulama, isyan etme, adalet arama, en güzeli unut gitsin!
Bazen, acı çok yakına düşse bile adalet aramaktan vazgeçilebiliyor.
Misal “kına gecesi” katliamındaki mağdur ailelerin “terör tazminatı” aldıklarını ve Gaziantep’ten Kayseri’ye taşınan davayı “takip edemediklerini” gazeteduvar’da okuduk.
Bu haberin yaygın medyada asla yer bulmayacağını tahmin etmek zor değil: Öldürülenin ve öldürenin kimliğine, iktidarı paylaşanların tepkilerine göre hassasiyet gösteren necip medyamız, tam 40 çocuğun 12 yaşlarındaki bir canlı bomba tarafından nasıl katledildiğini ve davanın neden gözden uzak yerlere taşındığını tabii ki sorgulamayacak...
Unutma, unutturmak için medya çok önemli görevler üstlendi.
Neyse ki hala, kalan küçücük alanlarda sıkışsa dahi, ısrarla 5N1K’nın peşine düşen, araştırmacı gazeteciliğin hakkını veren sınırlı sayıda gazeteci var.
IŞİD NEDEN VE NASIL YAPILANDI?
Genç meslektaşım Doğu Eroğlu, müthiş bir çalışmaya imza atmış. İletişim Yayınları’ndan çıkan kitabı “IŞİD Ağları- Türkiye’de Radikalleşme, Örgütlenme, Lojistik”te, Türkiye IŞİD’inin portresini çıkarmış.
Eroğlu başka bir ülkede yaşasa en önemli medya kuruluşlarında kapışılıyor olurdu... Bağımsız gazetecilik yapan Eroğlu, “neden ve nasıl”ı girişte anlatırken kamuoyunun IŞİD olarak tanıdığı yapının faaliyetlerini gazete ve dergi makalelerinde aktarmanınyetmez hale geldiğini belirtiyor.
2014’ten itibaren sahadaki görüşmeleri, gözlemleri ve “eksik” olduğunu belirtse de yegane kaynak olarak soruşturmalardaki telefon takipleriyle yazışmalardan faydalanmış. Bir kısmını kendi çektiği fotoğraflar, gazete küpürleri, belgeler ve şemalarla zenginleşen kitap; Türkiye’deki IŞİD yapılanmalarını ayrı bölümler halinde değerlendiriyor:
Ankara, İstanbul için birer bölüm, Gaziantep-Adıyaman yapılanmaları ve Konya- Adıyaman’daki yerel hücreler, lojistiğinden iletişim biçimlerine, ayrıntılarıyla kitapta yer alıyor.
Sürükleyici, dehşet verici, bilgilendirici olmanın yanı sıra, “neden bu bölgelerde IŞİD yapılanabildi” sorusuna da yanıt aramış Eroğlu. Örneğin Ankara’nın Hacıbayram mahallesinde İslam Devleti’ne katılım motivasyonları arasında maddi kazanç hevesi, kentsel dönüşümün eğitime erişime etkisi, suç ve uyuşturucu bağımlılığından arınma gereksinimi öne çıkıyor.
Eroğlu, giderek kutuplaşan bir toplumda, ötekini şeytanlaştırmak yerine, radikalleşme süreçlerini anlamaya çağırıyor bizi. Bunu son derecede nesnel, kişileri yargılamayan bir dil kullanmış.
Mutlaka okuyun. “Unutturma-uyutma-çarpıklaştırma” üçgeninden çıkmak istiyorsanız tabii.
IŞİD AĞLARI, Türkiye’de Radikalleşme, Örgütlenme, Lojistik. Doğu Eroğlu, İletişim Yayınları, 2018
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
9.09.2025
2.04.2025
24.03.2025
28.02.2025
20.02.2024
4.02.2024
6.11.2023