Melih ALTINOK
Bugüne değin halk iradesinin karşısında devleti temsil eden cumhurbaşkanlığı makamının artık siyaset toprağına katılacak olmasıyla birlikte bir kesimi ciddi bir telaş aldı.
Zira Köşk’te oturacak kişiyi gayri halkın seçecek olması, dahili bedbahtlardan sakınılacak son tersanenin düşmesi anlamına geliyordu. Öyle ya, halkın tek ve meşru temsilcileri hadi parlamentoyu kuruyor ve “kısmen” işletiyorlardı belki ve neylerine yetmiyordu ki. Ama Köşk, tabiri caizse, “halkın ahırı” değildi, olmamalıydı. Parlamenter rejimse parlamenter rejimdi işte. Ama içine yerleşecek vatandaşın “halktan biri” olmayacağı inceden inceye hesaplanarak muazzam yetkilerle donatılan Köşk’ün sakini müesses nizamın ruhuna uygun olmalıydı.
Çünkü rejimin ilkeleriyle terbiye edilmeyen halk “boşlanınca” ya muhafazakârlara varıyordu ya da muhafazakârlara… Köşk’ün kapıları da, ancak siyaseten meşruiyeti olan bir sivile açılırsa, onun akıbeti de kuşkusuz farklı olmayacaktı. Mustafa Kemal’in hayaletinin gezdiği Çankaya Köşkü'nün, halkın tekerrür eden iradesi ile “rejim” arasındaki suni “dengenin” sağlanması açısından işlevselliği hayatiydi.
Ama gün geldi işte. Nihayet 80 yılın ardından, tıpkı kurumsallaşmış Batı demokrasilerinde olduğu gibi, bu topraklarda da siyasetin müdahil olmadığı alanlar “sorun” olarak algılanmaya başlandı.
Çankaya Köşk’üne çıkacak kişiyi halkın seçeceği ilk deneyimimizin arifesinde başlatılan meşruiyet tartışmalarının altında, işte bu eski Türkiye’ye ait arkaik zihniyet yatıyor.
Ne var ki atı alan halkın iradesi çoktan Üsküdar’ı geçti. Dolayısıyla süreci açıktan sabote etme girişimlerinin fazlasıyla sırıtacağını biliyorlar. Yeni Türkiye’nin çoğulcu serüvenini geriye döndüremeyeceklerini anladılar. Bu nedenle de, tarihsel haksızlıklarından kaynaklanacak olası seçim yenilgilerini, halkın kazanımlarını sınırlandıracak argümanları yaygınlaştırarak hafifletmeye çabalıyorlar.
Köşk seçimlerinin en favori adayı Tayyip Erdoğan’ın “yalnızca kendisine oy verenlerin cumhurbaşkanı” olacağı türünden amorf tespitleri bunların en gözdelerinden. Erdoğan’ın adaylık konuşmasında ısrarla vurguladığı kapsayıcı perspektif vaadine ve başbakanlığı dönemindeki takdire şayan icraatlarını bir çırpıda sıfırlayıp, “bizi kucaklayamaz” diye söyleniyorlar.
Pardon ama eski Yunan’dan beri envaiçeşidi tartışılan ve uygulanan demokrasinin başka bir seçim formülü var mı? Eğer çoğunluğun oyunu alan temsil hakkı kazanamayacaksa, niçin kuruluyor o sandıklar? Aksine inanıyorsanız niçin “fazla oy” almaya çalışıyorsunuz; bütün ilkeleriniz unutup “düşmanlarınızla” bile ittifaklar kuruyorsunuz. Yoksa aldığı oydan, arkasındaki halk desteğinden bağımsız olarak doğuştan yönetme hakkına sahip olan bir zümre mi var bu memlekette? Saltanat sürüyor mu? Sizin azınlığınızı temsil eden bir cumhurbaşkanı Köşk’e çıkarsa, halkın çoğunluğunu kim pamuklara sarıp sarmalayacak? Hakikaten nasıl olacak bu iş arkadaşlar?
Tamam, bugüne değin “gerçek” iktidarı almak için seçimlere ve halk desteğine ihtiyaç duymadığınız için sonuna kadar açık olan siyaset kanalları vasıtasıyla hakça bir yarışa girmenin en temel mantığını bile içinize sindiremiyorsunuz. Anladık. Ama bugüne değin fena kucakladığınız Türkiye’nin çoğunluğunun bu kaçak dövüş bahanelerine karnının tok olduğunu da siz anlayın. Ve şunu aklınızdan çıkarmayın, bunca doğal siyasi farklılığın olduğu bir Türkiye’de, 80 milyonun üzerinde uzlaşacağı seçilmiş bir cumhurbaşkanı, olsa olsa Kenan Evren gibi bir diktatör olur. Malumunuz, onu da size rağmen yargılayıp mahkûm ettik birkaç gün önce.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019