Melih ALTINOK
HDP çok şanslı bir parti. Hep beraber önümüzdeki seçimlere bağımsız adaylarla mı yoksa parti olarak mı gireceklerini konuşuyoruz. Görünüşe göre kimse “Kendisi için bir şey” istemiyor. Herkes HDP için “neyin iyi olacağını” söylüyor. Maşallah bir diğerkâmlık bir diğerkâmlık ki sormayın gitsin.
Neyse sonunda soldan birisi çıkıp da HDP’nin tercihinin “kendileri için” neden kötü olacağını haykırdı.
Prof. Korkut Boratav, Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel’in “HDP’nin parti olarak seçime girmesine niçin karşınız” şeklindeki sorusunu şöyle cevaplıyor:
“Bu ne demek? Anayasayı değiştirecek çoğunluğu ikram etmek demek. Üstelik samimiyetsiz bir manevra ile ikram… Bu şu anlama geliyor; Kürt bölgelerinin tüm milletvekillerini AKP’li olarak, belki bağımsız parlamentoya girecek olan Hüda-Par’lıların eklenmesiyle parlamentoya taşımak. Bir pazarlık ve anlaşma var mıdır, yok mudur? Karşılığı nedir? Anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşmak.”
“Hocaların hocası Marksist” Boratav’ın korkusunu anlıyorum. Zira her Türk tipi sosyalistin görevi, 12 Eylül Anayasasının değiştirilmesinin teklif dahi edilmemesi için mücadele etmektir. Tıpkı 12 Eylül 2010 referandumunda yaptıkları gibi. Atatürk’ün tartışmalı Bursa Nutku’nda söylediği gibi “o gün” geldiğinde halkın iradesi, parlamentosu var demeyecek, aydınlanmacı bir ittifakın oluşması için harekete geçecektir. Hatta bu uğurda şovenmiş, milliyetçiymiş, Çözüm Süreci’ni ihanet sayıyormuş demeden CHP ile ittifakı bile önerecektir.
Hocadan dinleyelim:
“…CHP ve HDP’nin seçimlerde bir muhalefet cephesi kurması lazım. Çözüm yolu budur. CHP’nin şoven, MHP’ye yatkın olan söylemini kontrol altına alması, ilaveten laik, aydınlanmacı pozisyonu da açıkça, ilkeli olarak benimsemesi lazım.”
Yetmez HDP altı oku tüzüğüne almalı
Lazım lazım. Hatta Boratav’ın eklediği gibi bu lazım’lıktan öte HDP’nin “Türkiye’nin Cumhuriyet değerleri dediğimiz duyarlılıklarına saygı göstermesini” içeren bir “ütopya.”
Ha bir de “tutucu bir bölgeden” oy alan HDP’nin Hasan Ali Yüceller, Mihri Belliler gibi aydınlanma sembolleri dururken, Şeyh Sait’i sahiplenmeyi de bir an önce bırakması gerekmiş.
Tabii canım, o cumhuriyet değerleri değil mi Kürt’ü pamuklara sarıp sarmalayan… Dersim’de, Ağrı’da, 12 Eylül’ün Diyarbakır tabutluğunda, 90’ların “savaş konseptinde” sırtını tapışlayan…
Neyse, eminim Kürt seçmen de, Selahattin Demirtaş da HDP’nin aklı başındaki unsurları da gülüp geçiyorlardır aydınlanmacı Türkiye solunun bu nasihatlerine.
Zira Kürtlerin yaşı yetenleri de, solun tarihine meraklı olanları da, yakın siyasi tarihimizi bilirler. Örneğin, Boratav’ın bugün önlerine koyduğu rahmetli Belli’nin en aktif dönemlerinde ordunun “ilerici” unsurlarıyla sıkı fıkılığını unutmazlar.
Kürtler de nerden çıktı?
Öyle ya, sosyalizmin ön koşulu saydığı milliyetçilikle TİP’in Kürt aydınlarını sıkıştıran Belli ve Milli Demokratik Devrimci ekibinin Kürt sorununa “duyarlılığının”, MGK devletinden hallice olduğunu kim inkâr edebilir?
Siz ediyor musunuz? Bugün partisini aydınlanmacı sola ekleme mücadelesi veren o günlerin şahidi HDP’li Ertuğrul Kürkçü bence bugün de şahitlik yapabilir. Ama onu “çok beklemeden” ben bir iki soruyla katkı yapayım tartışmaya.
Doğu mitingleri ve program tartışmalarıyla Kürt sorunu konusunda enternasyonalist bir tavır takınan TİP’in binalarını, kongrelerini kim basıyordu? Bazen bu şiddet, Boratav’ın da röportajında adını verdiği, memleketin sol mirasına katkı yapmış o değerli, yaşlı başlı insanların tokatlanmasına kadar varmıyor muydu?
Bu “solcu” arkadaşların, o günlerde Kürt sorununun partinin öncelikleri arasında yer almasını talep eden TİP’li Kürt aydınlara verdikleri cevap mevzuu özetlemiyor mu?
“Biz Türkler henüz uluslaşmamızı tamamlayamadık, Kürtlere ne oluyor?"
İşte böyle.
Bugüne değin HDP’nin seçimlerdeki olası tercihleri üzerinde ben de yazılar yazdım, yorumlar yaptım. Ancak tümü de demokrasiyi, siyaseti ve halkı tehdit anlamına gelen “HDP barajı aşamazsa felaket olur” senaryolarına eleştiriden ibaretti.
HDP kocaman ve köklü bir siyasi gelenek. Onca da oyları var. Kendileri için neyin iyi olup olmayacağına kendileri karar verirler. Yani kendileri bilirler.
Hayatını, ideolojisini, ütopyasını AK Parti nefretine indirgeyip, örgütlenmeyi ve parlamentoya girmeyi başarmış Kürt hareketine abilik pozları yapanların kuyruğuna takılacaklarsa da yine kendileri bilirler.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019