Merve Şebnem Oruç
Üç kez ertelenmesinin ardından nihayet Cumartesi günü, BM Güvenlik Konseyi (BMGK), Suriye’de yardıma muhtaç durumdaki sivillere insani yardım ulaştırmak, kritik durumdaki hasta ve yararlıları tahliye etmek için 30 günlük ateşkes ilan edilmesini öngören tasarıyı kabul etti. Tüm üyelerin sonunda kabul oyu verebildiği ateşkes kararına göre, Suriye yönetiminden Doğu Guta’nın yanı sıra, Yermuk, Fua ve Kefraya’daki kuşatmanın kaldırılması talebinde bulunulmuştu.
Lakin BMGK’da bir tasarının kabul edilmesi ne kadar büyük dertse, kabul edilen tasarının uygulamaya konması da o kadar büyük dert. Keşmir’den Ruanda’ya, Srebrenitza’dan Somali, Filistin’e geçmişi kabul edilmeyen ya da kabul edilip de asla uygulanmayan tasarılarla dolu olan Konsey, şimdi Doğu Guta’da da aynı meseleyle karşı karşıya.
Kabul edilen tasarı, Rusya karşı çıktığı için spesifik olarak belirtilen başlama süresi çıkarılmış olmasına rağmen, “gecikmeksizin uygulamaya konmalı” ifadesini barındırıyor ancak Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, ancak tüm tarafların uygulamanın nasıl olacağı yönünde anlaşmaları sonucunda ateşkesin başlayabileceğini belirterek, BMGK’ya yapılan yoğun baskıların sonucu olarak bu ateşkes kararını veto etmediklerini, ancak uygulamaya pek de niyetli olmadıklarını en başından ortaya koydu. Pazartesi günü Putin’in emriyle, beş saatliğine tek günlük ateşkes uygulanması kararına karşın rejim Doğu Guta’ya saldırılarını sürdürünce ateşkesin ömrü iki saat bile sürmedi.
Şam rejimi, savaşın başından beri korkunç şekilde intikam aldığı her bölgede yaptığı üzere, Doğu Guta’da da sivillere karşı bir şey yapmadığını, ‘terör’le mücadele ettiğini söylemeyi sürdürüyor. Hoş, Esad’dan başka ne yapması beklenebilir ki? Yedi yıldır bir milyona yakın insanı öldürdü, rejimin hapishanelerinde işkenceyle öldürülen on binlerce insanın görüntüleri tüm dünyanın gözleri önüne serildi, ülkenin yarısından fazlası onun sayesinde yerinden oldu, milyonlarca insan başka ülkelerde mülteci konumuna düştü. Ve kimse onu durdurmak için bir şey yapmadı. Aksine suçlarını örtbas etmek için sıraya girenler, koşa koşa yardıma gelenler ve kendi ajandaları uğruna rejimin suçlarını görmezden gelenler sayesinde, bugünlere ulaşan Esad şimdi mi duracak, korkup da geri adım atacak? Üstelik İran gibi rejimin uzun dönem muhafızı bir ülke dahi, BMGK tasarısına hem Şam’ın hem de kendilerinin saygı duyduklarını söylese de ateşkesin Doğu Guta’yı kapsamadığını iddia ederken?
Şaka gibi değil mi? Doğu Guta’da yaşanan korkunç trajedi sonrası uluslararası kamuoyunun baskısı neticesinde BMGK’nın gündemine gelen ateşkes, Doğu Guta’yı kapsamıyormuş! Peki ateşkesin kapsamına nereler giriyormuş? Anlaşılan o ki bir tek Afrin! Suriye’de hemen hiçbir konuda anlaşamayan Rusyası, ABDsi, Fransası, hepsi bir ağızdan “Ateşkes Afrin’i de kapsıyor,” derken insan hangi birine sinirlenip saçını başını yolacağını bilemiyor. Doğu Guta’da kurbanlık koyun gibi sırasını bekleyen çoluk çocuk masum sivillerin haline mi üzülelim, BMGK tasarısını yok sayıp burayı bombalamaya devam edip bunu fütursuzca yalanlarla savunanlara mı öfkelenelim, yoksa yok saydıkları tasarının Afrin için geçerli olduğunu iddia edip gerçekten terörle mücadele eden tek ülkeyi, Türkiye’yi, birlik olup engellemeye çalışmalarına bakıp “Bunlardan hiçbir hayır gelmez,” diyerek veryansın mı edelim?
Savaşları ve barışa yönelik tehditleri önlemek amacıyla 2. Dünya Savaşı’ndan galip çıkan büyük devletlerin liderliğinde (ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin) kurulan BM’nin fonksiyonlarını yerine getirememesi ve bu beş büyük devletin daimi üyelerini oluşturduğu BM Güvenlik Konseyi’nin yapısı uzun zamandır tartışmaların odak noktası. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da beş yıldır “Dünya Beş’ten büyüktür” diyerek eleştirdiği bu ‘beşli yapı’, barışa yönelik tehditleri önleyememesini bırakın bir kenara, kendi savaş suçlarını temize çekmekten, kendi jeopolitik ajandaları doğrultusunda tasarılara onay verip veto etmekten öteye gitmiyor. BMGK’da kabul edilebilmesi için 5’i daimi 10’u geçici 15 üye ülkenin en az 9’unun “Evet” oyu kullanması ve hiçbir daimi üyenin veto yetkisini kullanmamış olması gereken tasarılar, ister soykırım ister katliam isterse kimyasal silah kullanımı gibi korkunç suçları engellemeyi içersin, ziyadesiyle bu daimi üyelerin keyfi kullandıkları veto yetkileriyle engelleniyor.
Son 10 yılda Rusya 17, Çin 7 ve ABD 2 kere veto hakkını kullanıp BMGK’nın karar almasını engellerken bu vetoların hangi konularda kullanıldığına bakıldığında, dünyanın nasıl ikiyüzlü ve çirkin bir düzenle sözüm ona barışı temin etmeye çalıştığı ortaya çıkıyor. Rusya’nın kullandığı 17 veto hakkının 11’i Esad rejimini korumaya yönelikken son olarak Pazartesi günü İran’ı Yemen’e yönelik silah ambargosunu delmekle eleştiren tasarıyı da veto etti. Rusya, bunların dışında son 10 yılda, Zimbabve’de Mugabe’ye yönelik yaptırımları engellemiş, Srebrenitza katliamının soykırım olarak kınayan tasarının önüne geçmiş, ilhak ettiği Kırım’da düzenlenecek referandum ve bunun sonucu olarak Kırım’ın statüsünde yapılacak değişikliğin geçersiz olacağını vurgulayan tasarıyı durdurmuş, Doğu Ukrayna’da ayrılıkçıların Malezya Havayollarına ait uçağı düşürmeleri nedeniyle sorumlu tutulup yargılanmalarını bloklamış ve bir yıl sonra işgal edeceği Gürcistan ve Abhazya arasındaki bölgedeki BM Gözlem Gücü görev süresinin uzatılmasına hayır demişti. Çin, son 10 yılda 6 kez Esad rejimi için veto yetkisini kullanırken Zimbabve’de de Rusya’nın yanında durmuştu. ABD’nin ise son 10 yılda iki kez kullandığı veto hakkının ikisi de İsrail içindi. Geçtiğimiz aylarda Türkiye öncülüğünde Mısır tarafından BMGK’ya sunulan “ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul ettiği” kararının BM kararlarına aykırı olması sebebiyle hukuken geçersiz sayılmasını öngören tasarıyı veto eden ABD, 2011’de de İsrail’in yasa dışı yerleşim birimlerini kınayan karar tasarısını veto etmişti.
Hal böyleyken, tüm dünyanın adalet, barış ve hak-hukuk beklediği bu beşli yapı sizce de sadece kendi çıkarları doğrultusunda çalışmıyor mu ve BM’yi kendi menfaatlerine göre manipüle etmiyor mu?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018