Metin Gürcan
Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol!”
Mevlana
15 Temmuz Askeri Kalkışması’nda ‘lokomotif’ rolü üstlenen, TSK içinde- özellikle seçkin subay kadrolarında- FETÖ radikalleşmesinin ‘nasıl’ına yönelik bir kitap, akademik makale, rapor yazılır diye bekliyorum. Bir sene geçti, baktım ortada bir şey yok. Gene iş başa düştü dedim ve bu dört yazılık seriyi karalamaya karar verdim.
Öncelikle bir önceki ‘Sivil-asker boşlukları nasıl yönetilmeli?’ başlıklı yazımda vurgulamıştım: ‘Subayının kafasındaki işletim sisteminin kodlarını dizayn edemeyen toplumlar her zaman 15 Temmuz gibi sivil-asker ilişkileri ‘sürprizlerine hazır olsun’ diye. 15 Temmuz bize ‘asker sayesinde korunma’ ihtiyacımız olduğu kadar ‘askerden korunma’ ihtiyacımız da olduğunu gösterdi. Şimdi kafasındaki işletim sistemini FETÖ’ye kaptırmış bir subayın kafasının içine girelim. TSK’da 18 yıl hem sahada hem de Genelkurmay Başkanlığı’nda görev yapmış bir emekli subay olarak TSK’daki FETÖ radikalleşmesini önce bir teorik modele oturtmak isterim. Bunun için de radikalleşme çalışmalarından ilham aldığım Prof. Clark McCauley’in ‘Radikalleşme Modeli’nden’ istifade edeceğim. Ayrıca 15 Temmuz’dan bu yana açık kaynaklara düşen tüm sanık ifadelerini ve iddianameleri radikalleşme bakış açısı ile dikkatle okuduğumu da not etmeliyim.
Önce bir tespit: Sapla samanı ayırma namusu
15 Temmuz’dan iki gün sonraki ‘Bir darbe girişiminin anatomisi’ başlıklı yazımda da vurguladığım gibi 15 Temmuz gecesi, ya aktif (bilfiil sokağa çıkarak), ya da pasif (aktif bir tutumla kalkışma karşıtı pozisyon almayan ve bekle-gör politikası takip eden) subayların FETÖ’cü motivasyon, pragmatist (kariyerist) tavır, aşırı AKP karşıtlığı, şantaj mağduriyeti ve emirlere mutlak itaat gibi farklı motivasyonlarla kalkışmaya katıldığını söylemiştim. Ama bu ‘darbe treninde’ arkasına takılan vagonları çeken ‘lokomotifin’ FETÖ’cü motivasyon olduğunu da vurgulamıştım. Ayrıca bu farklı motivasyon vagonlarını da 15 Temmuz gecesi ‘darbe trenine’ bağlamayı beceren de gene FETÖ’nün TSK içindeki ‘kurmay zekası’. Bir de o gece ‘darbe treninden’ inen, yine o gece daha önce trende değilken son bir kararla darbe trenine binen, yine o gece trenin varlığını hisseden ama harekete geçtiğinde önünde durup onu durdurmak yerine seyredenler olduğunu da ekleyelim. Şimdi biz bu trenin lokomotifindeki FETÖ’cüleri, farklı motivasyon vagonlarındaki yolcularını, o gece trenden inenleri, o gece trene binenleri, bakıp seyredenleri, hatta hiç bir suçu olmayan ve trende olduğunu zannettiğimiz askerleri birbirine karıştırdık. Onları artık birbirinden mahkeme süreçlerinde hakimlerimiz ayıracak. Ama bu ayırma işlemi çok zor bir hukuki süreç olacak. Çünkü bu motivasyon karmaşası ve birbirine karışan ‘kuru’ ve ‘yaş’ odunlar öyle bir yumak ki çözebilmek çok zor.
Benim yazım ’15 Temmuz darbe treninin’ lokomotifindeki FETÖ’cü seçkin subaylarla ilgili. Yani o gece treni harekete geçiren, tren gideceği yere gidebilseydi ne olacağını bilen, ulaşamazsa da başlarına neler geleceğinin tam bilincinde olan o gece Genelkurmay Karargâhı’nda, Akıncı Üssü’nde, kuvvet komutanlıklarında görev yapan, o gece uçak, taarruz helikopteri vb. silah sistemleri ile sivilleri bombalama emri veren ve bunu gözünü kırpmadan yapan subaylar. Bunlar seçkin çünkü çoğu general ve kurmay, yabancı dil bilen, iyi eğitimli, yurt dışı görevlerde bulunmuş ve 15 Temmuz öncesinde askeri kariyerleri kağıt üzerinde parlak subaylar. Yine ekleyeyim: sivili bilmem ama bana göre yazıma konu bir seçkin (yani eğitimli, ülke gündemini yakından takip eden, alıcıları açık ve beyninin oksijen geçirgenliği yüksek, ama bir o kadar da askeri kariyeri uğruna her türlü riskten uzak duran) subay/general 2013 yılı ve sonrasında;
- Bylock kullanıcısı ise,
- Bir şekilde eşi, kardeşi, çocuğu KPSS (özellikle 2009-2010) soruşturmalarında adı geçiyorsa,
- Bank Asya’da yoğun finansal aktivitesi varsa,
- Çocuğu FETÖ bağlantılı okullarda okuyorsa,
- Özellikle 2013 sonrası tayin ve görev yaptığı yerlerde hayatın normal akışına aykırı ‘lehte’ bir durum varsa, şahsi kanaatim: ‘kuvvetle muhtemel’ FETÖ bağlantılıdır.
Çünkü 2013 yılı sonrası aklı başında, gündemi takip eden, durum farkındalığı yüksek hiç bir general ve kurmay subay FETÖ’cü değilse askeri kariyerlerini lekeleyebilecek yukarıdaki riskleri almazlar. Yine kariyerist hiç bir seçkin subay lokomotifte görevi yoksa kesin başaracaklarına emin olasıya kadar 15 Temmuz gecesi trende olsa bile, lokomotifte olmaz. Kısaca ben 15 Temmuz gecesi kalkışmaya aktif katılmış generallerin ve kurmayların çok büyük olasılıkla ‘darbe trenini’ çeken FETÖ lokomotifinin görevlileri olduğunu düşünüyorum.
TSK’daki kurmay subayların lakabı ‘kaşalot’tur. Yani hayatta kalabilmek (askeri kariyeri ve şahsi itibarı için) ‘kendi cinsini bile yiyebilen/yok edebilen bir balık (canlı) türü.’ Bu nedenle TSK’daki seçkin subaylar arasındaki FETÖ radikalleşmesini anlamak için ilk şu varsayımı bilmek şart: Her seçkin subay (Generaller, kurmaylar ve onlara göreceli olarak terfi imkanları daha kısıtlı olan başarılı sınıf subayları) için TSK’da ilk AMAÇ askeri kariyerinin (sicilinin) lekesiz (vukuatsız) ve başarılarla dolu sürmesidir. Bu nedenle ‘kariyeri lekeleyebilecek her türlü riskten kaçınma’ temel davranış kalıbıdır. O nedenle TSK’da her seçkin subay bulunduğu karargahtaki/kıtadaki havayı koklamayı çok iyi bilir. Kendini göstermek için iyi hesaplı riskleri alır, çok dikkatli hareket eder, sürü içinde her zaman önde gitmez veya hep geride kalmaz. Ne ideolojik ne de görevle alakalı konularda asla ‘komutanla’ ters düşmez. Komutanın ve çalıştığı birliğin/kurumun çok iyi bir röntgenini çeker. Ne zaman öne çıkacağını, ne zaman arkada kalacağını, ne zaman cevval bir subay olacağını ne zaman ‘salağa yatacağını’ çok iyi bilir. Üçüncü yazımda bu konuya daha detaylı değineceğim.
Herkes için yeni bir olgu olan ‘TSK’daki FETÖ radikalleşmesini’ anlamak için hedef subayın dibi karanlık, ilk bölümü fikirde diğer bölümü eylemde radikalleşmeyi içeren bir radikalleşme tüneline girdiğini düşünün. FETÖ’cü subayın onu tünelin derinliklerine ÇEKEN faktörler (FETÖ ideolojisi ve propagandası) faktörler olduğu gibi onu tünelin derinliklerine doğru arkadan İTEN (ordu içindeki kurumsal kültür, düşünüş ve iş tutuş şartları) faktörler var. Bu ilk yazımda, FETÖcü subayı bu radikalleşme tünelinin derinliklerine doğru onu önce FİKİRDE ve sonra da EYLEMDE (Bunu 15 Temmuz gecesi gördük) radikalleşmeye çeken faktörlerden ‘FETÖ ideolojisine’ yoğunlaşacağım. Diğer çeken faktör olan FETÖ propagandası ise bir sonraki yazımın konusu.
FETÖ ideolojisi: İlk çeken faktör
Seçkin subaylar arasındaki FETÖ’cü radikalleşmenin ideolojisi ile ilgili aşağıdaki temel karakteristikler öne çıkıyor:
- Sahte-ütopist: TSK’daki FETÖ ideolojisinde bir cennete ulaşma (ama bu dünyada), küresel toplu kurtuluş vaadi ve subaylar arasında bu kurtuluşu gerçekleştirenlerden biri olma isteği çok belirgin. içinde bu dinamik bir FETÖ’cü seçkin subayı iki açıdan besliyor: Biz hem ‘gerçek inancın’ temsilcisiyiz hem de ‘ordunun asıl sahibiyiz.’
- Ölümü değil Hayatı Kutsama: Acaba niçin bir FETÖ’cü , bir IŞID veya bir PKK militanı gibi intihar eylemlerinde bulunmaz? Veya niçin FETÖ açık terör eylemleri yerine gölgede, dolaylı kalarak, manipülatif yöntemlerle silahlı şiddeti kullanır yada kullandırır? Bence bu soruların cevabı tam da bu karakteristikle ilgili. FETÖ radikalleşmesinde ‘ölüm (şehadet)’ değil, ‘hayat’ ve yaşayarak ‘yaşatma- rol model olma’ çabası ön plana çıkıyor. 15 Temmuz gecesi başarısız olunduğu anlaşıldıktan sonra lokomotiftekiler subaylar arasında ‘onur intiharı’ tercihi çıkmaması (ki unutmayın subaylık onur mesleğidir ve bu tarz büyük yenilgiler/şoklar sonrası bir subay ‘şerefli bir son’ için intiharı düşünür) bana hep ilginç gelmiştir. TSK’nın tarihini inceleyen de kurum içinde ‘onur intiharlarının’ köklü bir geleneği olduğunu bilir. FETÖ içinde övünülecek ‘dava şehitlerinin’ olmaması da bu karakteristikle doğrudan ilgili. Ölümü değil ama hayatı kutsayan, bu ‘pısırık’ anlayışın arka planında FETÖ’nün TSK içinde reel-politik tavırla aldığı ‘ne olursa olsun hayatta kal ve korun’ yaklaşımının da rolü büyük. Yine bu yaklaşım içinde olan TSK içindeki FETÖ yapılanmasının hasımla şerefle ve mertçe vuruşma imkanı veren ve aleni gerçekleşen ‘düello’ yerine hasma kumpas kurarak onu ‘pusuya’ düşürme ve bu şekilde tasfiye etme yaklaşımının temelinde de bu korunma refleksi var. FETÖ’cü subayların kendi hayatını önemsediği için özü sözü bir, onuru ve mertliği önemseyen şövalye-subay kültüründen uzak durduğu görülüyor.
- Duble- seçilmişlik hissi: Kurtuluşun vesilesi olan ‘seçilmişlerden’ olma, hatta Allah’ın özel seçtiği ve korumasına aldığı/yolunu açtığı düşüncesi FETÖ ideolojisinde çok belirgin. Seçilmişlik hissi seçkin subay FETÖcü radikalleşmesinin en önemli karakteristiklerinden. Düşünün bir kere: hem gizli örgütünüzün içinde hem de ‘içine sızdığınız’ kurumun en seçilmişlerisiniz. Bu duble-seçilmişlik hissi, bir sonraki yazıda en önemli iten faktörlerden biri olarak değineceğim ‘mesleki kibir’ i de besleyen temel dinamik.
- Ultra-elit: Seçilmişlik hissi ile gelen ultra-seçkinci tavır konusunda en güzel örnek darbecilerin 15 Temmuz gecesi yayımladığı bildiride yazın sıcağına rağmen sabah 6’dan itibaren tüm Türkiye’yi eve kapatabileceklerini ve ses hızını aşan F-16’ların alçak uçuşu ile halkı korkutup sokakları boşaltabileceklerini düşünmeleri. Aslında general elitistliğiyle de birleşen bu ultra-seçkinci tavır 15 Temmuz 2017 itibarı ile darbeciler için toplumu ve toplumun böyle bir kalkışmaya göstereceği refleksi okuyamama körlüğünün de temel nedeni.
- Militarize: İşte bu boyut seçkin subay radikalleşmesini terör eylemi gibi silahlı şiddet barındırmayan sivildeki FETÖ radikalleşmelerinden ayırıyor. TSK içindeki FETÖ radikalleşmesi hedef subayın ‘askeri kimliği’ ile ‘cemaat kimliğinin’ birbiri ile füzyona girip bir potada erimesi ile oluşuyor. Bu pota da kendi halkını yani ‘sivil ve masum insanları’ uçak, helikopter ve tank gibi ağır silahlarla bombalarken askerin acımasızlığı ile ‘cemaatin’ dayattığı görev anlayışı birbirine karışıyor. Tam da bu nedenle özellikle uçak, helikopter gibi ağır silah platformları ile bombalamalarla masum vatandaşların ölümüne sebebiyet veren asker sanıkların bu eylemi nasıl kafalarında meşrulaştırdıkları sorusu önem kazanıyor. Bu konuda ne yazık ki elimizde yeterli veri yok.
- Devlet fetişi: FETÖ indoktrinasyonunda mutlak kurtuluşun sadece devleti ‘ötekilerden’ temizlemek ve devlet gücünü kullanmakla geleceği sürekli vurgulanıyor. FETÖ’deki ‘Herkül’ miti ve askerlik (sert güç) övgülerine bu açıdan bakmakta fayda var. [1] Tarihi açıdan FETÖ’nün aslında önce (1970-2000 arası) kendini korumak için devlete sızdığını, sonra (yani 2005 ve sonrası) devlet gücünün tadına varınca (yargı, polis, asker, istihbarat, bürokrasi) kendilerine ele geçirdikleri devleti ‘ötekilerden (hatta seçilmiş siyasetten bile)’ koruma ve kollama görevini verdiklerini hatırlamak lazım.
- Güç merkezli: FETÖ radikalleşmesinde ‘Güce ve karar alma süreçlerine hakim olmak için her yol meşrudur’ fikrinin hakim olduğu etik-ahlaktan ve vicdandan arınmış bir güç rasyonalitesi veya amaç-odaklılık mevcut. Kısaca sonuca ulaşmak için her yol mubah. FETÖ’nün güçle olan ilişkisinin (özellikle gizemli, dönüştürücü, hissedilen, yönlendiren ama tam da görülemeyen, konuşulamayan) FETÖ’cü subaylar için afrodizyak etkisi yaptığı açık. (Keşke FETÖ’nün güçle olan ilişkisine dair birileri şöyle Foucault ekolü bir şeyler yazsa da okusak) FETÖ ideolojisinde güce ‘yoktan var etme, var olanı yok etme’ şeklinde bir mutlaklık atfedilmiyor, yani gücü salt güç için istemiyor. FETÖ için gücün ‘dönüştürücü etkisi’, yani iktidar önemli. Tam da bu nedenle TSK içindeki FETÖ’cü seçkin subaylar gücü kendi lehlerine olan süreçleri hızlandırmak, olmayan süreçleri öldürmek/kadük bırakmak için kullanıyorlar. Bu nedenle çoğunlukla ‘karda yürüyor ama arkalarında çok az iz bırakıyorlar. Bu da iz takibini çok güçleştiriyor.
-Karizmatik lider odaklı: FETÖ içinde lider kültü ve ona olan inanmışlık/adanmışlık derecesi ile statü kazanılacağı fikri belirgin. FETÖ’cü subayların kafasındaki ‘mutlak komutan’ askeri fikrine paralel olan lider kültü, TSK’da hakim kültürel kod olan ‘emre her ne şartta olursa olsun mutlak itaat’ ile birleşince ortaya sivil FETÖ radikalleşmesinden çok daha güçlü bir ‘lider profili’ çıktığı kesin. Yani FETÖ’cü subaylar için ‘Komutan Fethullah Gülen’in’ şahsi karizması ‘masum bir imam’ ya da ‘beklenen Mehdi’den’ fazlası. Kısaca FETÖ’cü bir subay için ‘Komutan Gülen’ profili Gülen’in sivil bir takipçisinden kesinlikle daha fazla şey ifade ediyor.
- Mazlum kimlikli: Gülen’in söylemlerinden ve bir kısım sanık ifadelerinden sürekli kollektif ezilmişlik ve ülkedeki ezilmişlerin, gariplerin, sürgünlerin TSK içindeki ‘temsilcileri’ oldukları vurgusunun önem kazandığını görüyoruz. Prof. Hilmi Demir yazısında bu durumu ‘örselenmiş kimlik’ olarak tanımlıyor.[2] Bu mazlum kimlik ve mağduriyet algısı (victimization) FETÖ’cü subay için TSK’yı ‘vaad edilmiş kurum’, kendisini de ‘kurumun TEK ve GERÇEK sahibi’ haline getiriyor. Ama bir de örgütün ‘TSK’nın asıl sahibi sensin’ vurgusunun TSK’daki generallik ve kurmay subaylık statüsü ile düşünün. Kurumsal kültürel kodlar da aynı örgüt gibi FETÖ’cü subaya ‘kurumun asıl sahibi sensin’ mesajı gönderiyor.
- Amacın aşırı kutsanması: FETÖ davalarındaki ifadelerden anlıyoruz ki FETÖ’cü bir subay için amelsiz niyet (yapmak isteyip de yapamama), samimiyetsiz amelden (gösteriş için yapılan davranış) daha hayırlı, Yani amaç için başörtüsü, ibadeti görünür yapma gibi dinen teferruat haline getirilen hükümleri (füruatı) terk meselesi karşımıza çıkıyor. İfadelerden anlaşılıyor ki FETÖ’cü subay kışlanın içini bir ‘harp meydanı’ olarak düşünüyor. Bu nedenle TSK içinde her şey mubah hale geliyor. Çünkü amaç mübarek ve kutlu. Bunun Türkiye Siyasal İslamcılığında olan ‘bir gün bu devlet yeniden Müslüman olacak’ düşüncenin farklı bir versiyonu olduğunu söylemek mümkün. Tam da bu nedenle FETÖ’cü subay TSK içinde namaz, oruç vb. ibadetlerden ziyade ‘inancını’ muhafazaya odaklanıyor. Bu davranış, günlük pratiklerden ziyade saplantılı şekilde amaca (inanca) yoğunlaşmasına ve her pahasına olursa olsun ‘cemaat’ menfaatini korumaya odaklanmasına neden oluyor. Amaca ve grup menfaatlerine aşırı odaklanma da onu günün sonunda bir ‘kesin inançlı (mutaassıp)’ haline getiriyor.
TSK içindeki seçkin subay FETÖ radikalleşmesini anlamak için temel metin önce Sızıntı’nın 1979’daki ilk sayısında çıkan, daha sonra Çağ ve Nesil kitabında da yer alan “Asker” isimli yazı. Yazı; “Askerlik yüksek bir pâyedir, Hakk'ın katında da, halkın katında da... Ona denk yüce bir topluluk ve gördüğü vazifeye denk yüksek bir vazife yoktur şu fânî âlemde. Yüklendiği iş itibâriyle, (zaman) onda başkalaşır, muammalaşır ve bir sır haline gelir. Saati seneler sayılır askerin.. talimiyle, terbiyesiyle ve serhat boylarında nöbetiyle geçirdiği saati. Uhdesine verilen emanetleri görüp gözetmede onun gözü, lâhut âlemini seyretmekle doymuş ve dolmuş bir göze denk tutulmuştur, sözü lâl ü güherin dilinde. Ve bu noktada eşi menendi yoktur askerin...’ cümleleri ile başlar ve askerin ‘topyekûn mukaddeslerin; mâzînin, harsın, hürriyet ve emniyetin en emîn muhâfızı’ olduğu vurgulanır. Askerin kutsallaştırıldığı devam eden bölümde askerin ‘Milletlerin ölüş ve dirilişinde büyük tesiri olduğu’ ve ‘Bütün kaynaşmaların, huzursuzlukların ve nihayet yıkılışların, hep onun kendinde olmadığı zamanlara rastladığı, her milletin tarihinde askerin tepe varlık olduğu’ vurgulanır ve yazı belki de 1980 darbesine de güzelleme sayılabilecek şu ifadelerle sona erer: ’Onun süngüsü, yüz defa iniltimizi dindirdi ve ateşimize su serpti. Yakın tarihimizde dahi kaç defa onda mâzînin tebessüm eden çehresini ve yıldırımlaşan celâdetini gördük... Eğer, atik davranıp da yıllardan beri hazırlanan karanlık emellerin önüne geçmeseydi, bütün bir millet olarak inkisâr içinde ağlamadan başka çaremiz kalmayacaktı...’
Yukarıda ifadelerde askere verilen özel önem, ağdalı bir dille yapılan ordu güzellemeleri hemen göze çarpıyor. Görülüyor ki ‘devlet aklımız’ zaman zaman cüret etse de 1979’dan 2017’ye kadar 37 yılda bu ifadelerin arkasındaki ‘gizli ajandayı’ bir türlü çözememiş.
Yarınki ikinci yazımda FETÖ’nün TSK içindeki propagandasına, örgütün subay üzerindeki yapışkanlığına ve gaibe (bilinmeyene) inanmanın subayın algı ve davranışlarında yol açtığı sapkınlığa değineceğim.
[1] Bu konuda Prof. Hilmi Demir’in ‘FETÖ Radikalleşmesi’ başlıklı güzel yazısı için bakınız: http://www.karar.com/gorusler/15-temmuz-icimizdeki-herkulu-oldurebildik-mi-535072
[2] Yukarıdaki yazıya bakınız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.09.2021
9.09.2021
11.08.2021
5.04.2021
2.01.2021
16.03.2020
23.11.2019
31.08.2017
12.08.2017