Metin Gürcan
Afganistan'da 2001'de olan şey oluyor. Ne mi oluyor? Afganistan içine doğru çöküyor. Ordu dağılıyor, hükümet çatırdıyor ve modern anlamda 'devlet' adına ne kadar kurum varsa hepsi çözülüyor.
Daha da kötüsü bu sefer ABD, Avrupa, Rusya ve Çin başta olmak üzere hiç bir sistem düzeyi aktör Afganistan'la çok da ilgilenmiyor.
Şu anda Afganistan'la en çok ilgilenen iki ülke Pakistan ve Türkiye. Afganistan içine doğru çökerken Savunma Bakanı Hulusi Akar bir yoklama ziyareti için Pakistan'da. Pakistan etnik kardeşi 'Taliban'ın' ilerlemesinden memnun şekilde Taliban'ın Kabil'de belireceği günün özlemi ile yanarken Ankara Pakistan'ı Talibanla pazarlıklarda aracı kılmak peşinde. Ama Pakistan'ın da bu konuda sicili epey bi bozuk.
Mevcut görünüm
ABD'nin aldığı çekilme kararının henüz erken dönemlerinde atağa geçerek ülkenin belli başlı stratejik bölgelerini ele geçiren Taliban son dört günde altı vilayet başkentini ele geçirdi. Afganistan'ın yaklaşık yüzde 75'ini kontrol eden örgüt şu anda 407 vilayetten 230'unu kontrol ediyor. Büyük şehirlerin ise yaklaşık yüzde 60'ı örgütün kuşatması altında. Doha'daki görüşmeler ile paralel olarak askeri stratejisini görüşmelere tahvil edecek şekilde tasarladığı anlaşılan örgütün ülkenin kuzeyindeki hızlı ilerleyişi herkesi şaşırttı. Özbek, Türkmen ve Tacik nüfusun ağır bastığı kuzey ve kuzeybatı bölgeleri ele geçiren Taliban aynı zamanda Türkmenistan ve Tacikistan sınırlarını ele geçirdi. Benzer bir gelişme İran sınırında yaşandı. İran sınırında uzun süredir kuşatma altındaki Afgan hükümetine bağlı yüzlerce asker Taliban'ın baskısı karşısında ülkeyi terk ederek teçhizat, araç ve silahları ile İran'a kaçtı.
ABD tarafından eğitilip donatılmış yaklaşık 300 bin asker ve bir o kadar yerel polis ve milise rağmen Afgan hükümetine bağlı güçlerin hızlı çöküşünün arkasında ABD'nin bıraktığı lojistik, teknik ve kurmay olarak yüksek derecede NATO'ya bağımlılık mirası yatıyor. Öyle ki eylül veya ekim ayında tamamen çekilecek olan ABD'li yüklenicilerin de ülkeyi terk etmesi ile Afgan hükümetine bağlı 40 kadar saldırı helikopterinin yarısından çoğunun uçamayacağı ifade ediliyor. Çünkü ABD ve NATO, Afgan ordusunu bu teknik konularda eğitmiş değil. Kısaca Taliban'ın korkulu rüyası Afgan Kava Kuvvetleri neredeyse çökme eşiğinde. Durma noktasına gelen Taliban'a yönelik hava operasyonları Taliban'ın hızlı ilerlemesinin en temel nedeni.
Tüm bu eksiklik ve bağımlılıkların üzerine Afganistan'ın en güçlü hükümetler ve barış döneminde bile merkezi hükümet ve kırsal, aşiret yahut cemaatler, arasında yaşanan yönetim krizini eklediğimizde Afganistan'da Taliban karşısındaki güçlerin çok parçalı, yerele sıkışmış, koordinasyondan uzak ve mikro/kişisel siyasi-ekonomik çıkarlarla bezenmiş yapısını eklemek zorundayız. Bu sosyolojik yapının, kırsalda egemen aşiret ve cemaat yapısının, Kabil hükümetini Taliban'a karşı gereken çok katmanlı, koordinasyon içinde ve odaklanmış askeri cevapları vermekten alıkoyduğunu söyleyebiliriz.
Geçmişten gelen sosyolojik siyasal yapının etkisi ve ABD-NATO'nun bıraktığı yarım yamalak askeri sistem ile gereken önlemleri almadan alelacele çekilen güçlerin oluşturduğu boşluk şu anda Afganistan'ın çeşitli yerlerinde Afgan ordusunun kitlesel şekilde taraf değiştirmesine, eski düşmanların yeni durumda anlaşarak ittifaklar yapmasına ve yirmi yılda ABD ve uluslararası toplumun kurmaya çalıştığı sistemlerin yerini hızla Taliban'ın almasına neden oluyor.
Afgan ordusu ve hükümet yanlısı milisler dağılıyor
Afganistan'ın ünlü milis liderlerinden Ahmed Şah Mesut'un kardeşi, şu anda Afganistan'ın Londra'daki temsilcisi olan, Ahmed Veli Mesut Taliban'ın ilerleyişini durdurmakta zorlanan ve son günlerde büyük şehirleri de art arda kaybeden Afgan hükümetine bağlı ordunun durumunu özetlerken "Ordunun yolsuzluklara bulaşmış ordu komutanları ve politikacılar için savaşma motivasyonu yok. Doğru dürüst beslenemiyorlar bile. Neden savaşsınlar? Ne için?" sözlerini kullanıyor. En kısa tabirle Ahmed Veli Mesud bir ordunun sadece askere alımlar ve silahlandırma ile 'ordu' olamayacağını anlatıyor.
ABD'nin ve NATO'nun çekilmesi ile kurmay plan, lojistik, güven ve moral açısından büyük bir darbe alan Afgan hükümeti ordusu ve hükümet yanlısı milislerin durumunu en çıplak şekilde özetleyen Ahmed Veli Mesut'un sözlerinin yanı sıra Taliban'ın ülkenin kuzeyinde beklenmedik şekilde ilerlemesine neden olan bir diğer risk de savaş ağalarının, eski iç savaş komutanlarının o veya bu saiklerle Afgan hükümetini terk ederek Taliban'a katılması.
Türkiye'nin de desteklediği Ata Muhammed Nur ve şu anda oğlu Yar Muhammed tarafından komuta edilen Raşid Dostum'a bağlı güçlerin kontrol ettikleri Afganistan'ın kuzeyindeki Faryab, Belh ve Samangan'ın çok büyük kısmının hızla Taliban'ın kontrolüne geçmesinin ardından, bu savaş ağası konumundaki Kabil yanlısı milis güçler Aybak ve Mezar-ı Şerif şehirlerine çekildiler. Ancak Aybak kenti 9 Ağustos'ta çatışmasız şekilde Taliban'ın eline geçti. Çünkü kenti kontrol eden eski lider Ahmed Şah Mesut'un Cemaat-i İslami örgütünün bölgedeki komutanı Asıf Azimi ve adamları Taliban ile anlaştı ve taraf değiştirdi. Azimi yaptığı açıklamada Cemaat-i İslami'nin 1980'lerde Sovyet destekli rejime karşı savaşırken İslami yönetimi güçlendirmek amacıyla kurulduğunu ve 2001'den sonra ABD ile ittifak kurarak bu yoldan ayrıldığını söyledi. Azimi, "İslami bir hükümet istiyoruz. Bu hükümet Amerika'nın kuklasıdır. Kim buna karşı çıkarsa onu destekleyeceğiz" dedi.
Bu kayış ideolojik saikler içerirken ülkenin güneyindeki Kabil hükümetine bağlı güçlerin çatışmasız şekilde teslim ettiği üslerdeki askerlerin çoğunun düzenli maaş, ailelerinin can güvenliği ve maddi ihtiyaçlarının karşılanması karşılığında Taliban'a katıldığı biliniyor. Taliban bu katılımları medya yolu ile duyurarak diğer askerlere mesaj yolluyor. Askerlere göre daha eski tür bağlılık formları ile yönetilen ve 'han' odaklı, eski savaş komutanlarının feodal ilişkileri üzerine kurulu, milislerde bu geçişlerin daha yoğun olduğuna dair ciddi raporlarla karşılaşıyoruz. Diğer yandan Asıf Azimi gibi çok sayıda yerel liderlerin ülkenin kuzeyinde Taliban ile anlaştığı da biliniyor. Bu durum Afganistan'ın tarihi sosyolojik yapısının kırk yıllık savaşlarda kendisini nasıl askeri bir formda yeniden hissettirdiğinin en büyük kanıtı. Merkezi hükümetin dağınıklığı, eksikliği, merkezi ordunun ABD-NATO bağımlılığı nedeniyle yaşadığı çöküş yerel güçleri yeni güç merkezi olarak gördükleri Taliban'a yönlendiriyor.
Genel olarak çıkarları doğrultusunda güç simsarlığı yapan bu yerel savaş ağaları ve/veya eski komutanların Taliban'a katılmalarına rağmen daha uzun vadede ABD'nin yerine bölgede etkin bir istihbarat ve askeri olarak yükselecek bir güç gördüklerinde daha öngörülemeyen davranışlara geri dönme olasılığı göz ardı edilmemelidir. Bu unsurlar ancak Afgan geleneksel toplumunun, törenin, baskısı ile dizginlenebilir unsurlardır.
Haritanın gizlediği tehlikeli mesaj
İsmail Han, Ata Muhammed Nur, Raşid Dostum gibi Tacik, Özbek ve Türkmen kökenli savaş ağalarının yanı sıra Afganistan'daki durumun yakın dönemde yeni Cumhurbaşkanı Reisi'nin hardline tutumu doğrultusunda oyuna girmesi beklenen İran'ın Hazaraları silahlandırması ile başka bir boyuta evirilmesi muhtemeldir. Zira, Taliban'ın temellerini oluşturan Peştunlar ile Hazara nüfus arasında tarihten gelen bir sürtüşme mevcut. Bunun yeniden tetiklenmesi ülkenin ortasında Hazara nüfusun baskın olduğu alan ve çevresinde savaşın gidişatını da değiştirebilir. Taliban'ın IŞİD saldırıları sırasında Hazara nüfusu koruma sözü vermesi ve Hazara ileri gelenleri ile görüşmeleri olsa da bugün Afganistan'da Kabil hükümetinin kontrol ettiği alanların haritasına bakıldığında tek güçlü ve bir arada duran alanın Hazara nüfus alanı ile neredeyse birebir uyduğunu görmekteyiz. Bu durum henüz farkına varılmamış oldukça güçlü bir mesaj içermektedir.
Ya Türkiye?
Böylesine karmaşık, dinamiklerin belirsiz, aktörlerin flu ve risklerin sadece silah gücü ile silinemeyeceği bir çatışma ortamında Türkiye'nin heves ile atıldığı Kabil havaalanı misyonunun karşısındaki en büyük gerçek görevin muharip olduğudur.
Millî Savunma Bakanlığı'nın görev muharip olmayacak açıklamasına rağmen Kabil'deki havaalanının işletme ve güvenliğinin sağlanmasının, Taliban'ın açıklamalarına bakarsak, henüz fiilen başlamasa da güçlü şekilde muharip bir duruma dönüşeceği açık. Zira Kabil'deki havaalanının askeri kısmı Afgan hükümetine bağlı uçar birliklerin Taliban'a karşı operasyonlarda kullandığı bir alan. Sivil kısmı olsa da havaalanın askeri kısmını koruyor olmak Taliban için sizi hedef haline getirecektir. Bu kaçınılmaz bir çatışma durumuna işaret etmektedir.
Bu sorunun Taliban ile çeşitli görüşmeler ile aşılacağı yönünde bazı görüşler sık sık dile getirilse de bu konudaki temel açmaz Doha'da Taliban ile müzakere etmek için Kabil ve hatırı sayılır sayıda büyük şehri elinde tutmak zorunda olan Kabil hükümetinin vereceği tepkidir. Şu an Kabil'e kuzeybatıda 15 km, kuzeydoğuda 30 km mesafede bekleme durumundaki Taliban ile anlaştığınızda ve örgüt Kabil'e yürüdüğünde havaalanını ve şehri korumayacak bir gücü Kabil hükümetinin neden kabul edeceğine dair cevaplanmamış bir soru ile karşı karşıya kalıyoruz. Aslında bu medyamızın titizlik ile sakladığı bir soru.
Bu konuda iki tarafla da anlaşma sağlandığını varsayalım. Ancak riskler bitmiş değil. Dağılan ordunun doğurduğu kaos, yerel aşiret güçleri ve savaş ağalarının çıkar odaklı konumlanışı Türkiye'nin her an Kabil içinden bir saldırıya uğrama ihtimalini de hesaplamayı zorunlu kılıyor. Bayram namazı sırasında başkanlık sarayının roketlerle vurulduğu Kabil'de Taliban'ın gerçekleştirdiği onlarca sızma operasyonu hala hafızalarda.
Diğer yandan Türkiye'nin mevcut durumda üstleneceği bir görevin lojistik zorlukları da aşikardır. Henüz kimse üzerinde çok konuşmamış olsa da Afganistan misyonu biçim, içerik, aktörler, güçler dengesi gibi pek çok önemli açıdan Suriye, Libya ve Azerbaycan'a benzemediği gibi lojistik açıdan da bu sahalara benzememektedir. Türkiye'nin muharip olmayacağını açıkladığı bir görev gücü için SİHA'ları değerlendiriyor olması ise ayrı bir tartışma konusu.
Sonuç: ABD'nin enkazını devralmak ve ABD'nin bölgesel taşeronluğuna soyunmak
Türkiye, Afganistan misyonu ile teknik, kurmay, lojistik, moral ve güven açısından dağılan bir Afgan ordusunun koruyacağını umduğu bir Kabil'e gidiyor. Bu hızlı çöküş içindeki Afgan ordusunun yeniden toparlanması veya diriltilmesi ise oldukça uzak görünüyor. Bu açıdan ülke genelindeki çöküşün ABD'nin mirası olduğunu söylememiz gerekmektedir ve güvenlik açısından ABD'nin bıraktığı enkazı devralmanın çok yerinde olmadığı kanısındayım. Çöken orduların oluşturduğu anaforu Sovyetlerde ve sonrasında Orta Doğu'daki çöküş süreçlerinde tecrübe etmiş herkes Afganistan'da Taliban'ın ilerleyişi ile eş zamanlı çöküşün orta vadede çatışmaları genelleştireceğinin farkında. Yine bu dönemlerdeki çöküşlerde yaşandığı gibi ordunun yerine gelen savaş odaklarının çıkar merkezli hareketleri, istihbaratlar tarafından manipüle edilme riskleri Afganistan'ı tam anlamı ile savaş çukuruna dönüştürecek ve Türkiye'nin Kabil görevi bu risklerin merkezinde olacak.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.09.2021
9.09.2021
11.08.2021
5.04.2021
2.01.2021
16.03.2020
23.11.2019
31.08.2017
12.08.2017