Metin Gürcan
Herkesin magazin, gezi, yemek yazdığı pazar günü için sindirimi güç bir yazı bu okuyacağınız. Ama ne yapayım kendimi tutamadım. ‘İlgilenmiyorum’ diyebilirsiniz ve okumamayı tercih edebilirsiniz: ama unutmayın savaş (yani silahlı çatışma) sizinle ilgileniyor. Hele bu coğrafyada ve bu manyak zamanda. Amacım şimdilerde ABD’de başlayan bir tartışmayı Türkiye’ye taşımak. 21.yy’ın yeni yükselen değeri Robot Çağı Jeopolitiği ve Robotik Askeri Devrim.
Robotları bugüne kadar iki şekilde ele aldık; distopik bilim kurgu hikayelerindeki siber savaşçılar veya endüstride insan gücünün yerini alan modern köle-makinalar. Ama artık söz konusu olan şey yapay zeka ve robotlar olunca onların askeri alanda nasıl kullanılacaklarını, askeri strateji ile çatışmanın doğasını ve mekanını nasıl değiştireceklerini tartışıyoruz. Artık insan ötesi jeopolitik çağda yaşıyoruz. Unutmayın: siz robotlarla ve yapay zeka ile ilgilenmeyebilirsiniz ama onlar sizinle çok yakından ilgileniyor. Acı ama gerçek: Lütfen çocuklarınıza veya torunlarınıza bakın ve şunu düşünün: onların 20-30 yıl sonra bir robot tarafından öldürülme ihtimali (kasten veya kazayla) doğrudan bir insan tarafından öldürülme ihtimalinden daha fazla. Silahlı çatışmalarda insanın rolü giderek azalıyor. Bana bu ürpertici gerçeği dünyada en iyi anlayan ve kendini onu göre hazırlayan kurum hangisi derseniz ABD’nin 700 milyar dolarlık savaş makinası, yani ABD ordusu. Asıl şimdi daha da ürpermelisiniz çünkü ABD beğensek de beğenmesek de küresel güvenlik ortamındaki cesametiyle ordusu ‘gelecekteki savaşı öngörebilen, hatta dizayn eden’ entelektüel bir ordu. Yani ‘gelecekte nasıl savaşlar olacak?’ sorusuna cevabı büyük oranda ABD ordusunun düşünüş (konsept ve doktrin geliştirme) ve iş tutuş (geliştirilen konsept ve doktrinleri operatif düzeyde ve sahada uygulayabilme) tarzları belirliyor.
Türkiye’de robotik askeri devrim tartışmaları
Türkiye’de robotik askeri devrim konusundaki tartışmanın seviyesi ne peki? Tartışma olmadığından seviye sorunumuz da yok. Şu anda ‘Acaba Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) da robotik askeri devrim olur da bedelli çıkar mı, ya da zorunlu askerlik kalkar mı?’ sorularını duyar gibiyim. Bir de tabi ‘teknoloji manyaklarımız’ var. Acaba bir ordunun giderek daha kolay öldürebilmesi o ‘savaş makinasına’ Allah’ın bir lütfu mu yoksa bir ‘lanet’ mi? Sanırım bu sorunun cevabı üzerine giderek drone-laşan Türkiye-PKK silah çatışması hakkında yazılan analizler ve akademik çalışmalar 3-5 yıla cevaplar üretir. Geçen hafta Viyana’da katıldığım bir çalıştayda ‘Türkiye-PKK çatışmasının giderek drone-laşması devlet- silahlı devlet dışı aktör tokuşmalarında çok ilginç bir çalışma alanı olacak’ diyordu ellerini sıvazlayan İtalyan akademisyen başlayacak olan filmi elinde mısır patlağı ve kola ile bekleyen sinemasever edasıyla. İçimden ‘tabi tuzunuz kuru’ dedim ve İtalyan akademisyenin rahatsızlığına kızdığım için Ankara’daki büyüklerimizin çok hoşlanacağı ‘devletçi/milliyetçi’ bir cevabı çok ama çok hafif bir eleştirisel duruşla suratına yapıştırdım. Gülmeyin benim işim de zor: eski asker kimliği ile teknik-eleştirisel duruşu tek bedende toplamaya, hele hele bu ülkede ve de böyle bir zamanda kalkışınca ister istemez zorlanıyorsunuz. En çok da benim gibiler için zor zamanlar.
Bu yazının konusu ABD ordusunun içine girdiği robotik askeri devrim ve bu devrimin bir sonucu olarak ABD askeri bürokrasisinde giderek yükseldiğini gözlemlediğim ABD’nin yeni imparatorluk vizyonu.
Bu yazımda[i] üç soruya cevap arayacağım:
- Robot çağı, özellikle Yapay Zeka (Artifical Intelligence- AI) ve kümeleşme (swarming) savaşın doğasını nasıl dönüştürüyor?
- Giderek robotlaşan ABD ordusu nasıl bir jeopolitik gelecek planlıyor?
- İpin ucunu robotlara kaptırmamak için çözüm ne?
Gerçekten de ABD’li askeri filozoflar ve stratejistler arasında bu günlerde en çıtır konu “robotik gelecek” hakkında makale yazmak. Ünlü Amerikalı asker filozof Peter W. Singer’e göre (2009), insanların savaş üzerindeki 5.000 yıllık hegemonyası artık son buldu. Stratejist Robert O. Work’e göre (2014), ABD ordusu, robotiklerin çağındaki savaşa hazırlanmak için gerekli olan zaman, düşünce ve yatırımları asla ertelememeli ve değişimi yönetmeli.
Robotik dünya: İnsan ötesi jeopolitik
Robotik askeri devrimin ilk etkisi mevcut jeopolitik algılarımızı değiştirmesi olacak. Artık insan ötesi jeopolitik zamanı. Geleneksel anlamda siyaset, coğrafya ve uluslararası ilişkiler alanında çalışanlar maddesellik ve devlet gücünü incelerken ‘mekanı’ ve siyasi sınırları birer sabit kabul eder. Maddeselliğe olan bu algı, ırk, din, cinsiyet, milliyet ve politik etkiden ilham alan insanların bir arada varoluşunun mekansallığını vurgular. Klasik jeopolitikçiler, gezegenimizin fiziki topografyasının dış politikaya nasıl etki ettiğini araştırırlar. Geleneksel yaklaşımda insan olmayan alan nötr, objektif ve insan amaçlılığı açısından araçsal olarak görülür. Kısaca klasik yaklaşımda insanlar mekanın hakimleridir. Ama şimdi teknoloji sadece pasif bir araç olmaktan çıkıp mekanla olan ilişkimizi yeniden tanımlıyor.
İnsan ötesi jeopolitik, insanları ve insan olmayanları mekanı dönüştürmede eşit aktörler kabul edip insanlar kadar robot, algoritma, bilgisayar virüsleri gibi insan olmayan aktörlerin de kriz, ve silahlı çatışmalarda merkezi rol üstlendiklerini kabul eder. Gücün aktörleri artık sadece insanlar veya insan kümeleri (tüzel kişilikler) değil, tekno-politik unsurun objeleri ve onların kümelenmeleridir. İnsan ötesi jeopolitikte artık kontrol (mekan hakimiyeti) insanda değildir, tam tersine insan olmayanlar (robotlar) sürekli olarak beklenmedik mekanlara neden olabilir. Böylece, robotlar pasif araçlar değildir, onlar insanların bir arada var olma dünyalarını yeniden programlayabilen ontolojik aktörlerdir.
Öncelikle tanımlardan başlayalım: İlginç şekilde hala ‘robot’ kavramını neyi oluşturduğuna ilişkin kesin bir tanım bulunmamakta. Robotlar, bilgisayarla programlanabilen otomatik fonksiyonları yerine getirebilen makinelerdir. Bunlar bazı yüzeysel aygıtları içerir; uçan robotlar (Predatör insansız hava aracı), insansı robotlar (Honda’nın Asimo’su ve Boston Dynamics’in Atlas’ı gibi), akıllı araçlar (San Francisco’daki gibi) veya fabrikadaki endüstriyel robotların fonksiyonları ve görünüşleri farklı olmasına rağmen hepsine robot diyoruz.
Isaac Asimov bilim kurgu romanı “Ben, Robot (1950)’ robotlara ilişkin üç önemli yasadan bahseder. Bunlar, robotlu yaratıklara karşı insanlığı korumak üzere tasarlanmıştır. En önemli yasası ise şudur: “Bir robot insanı yaralayamaz öldüremez”. Ancak, aradan geçen 60 yıldan bu yana artık Asimov’un bu etik yasası çoktan çiğnendi. Çeşitli şekillerde ve büyüklüklerdeki robotlar (Örneğin, Predator veya Reaper insansız hava aracı gibi robotlar) dünyanın çeşitli yerlerinde her gün insan öldürüyor. Temmuz 2016’da yazdığım ‘Öldürücü robotlar çağı başladı mı?’ başlıklı yazımda[ii]bu konuyu irdelemiştim. Öldürmeyi daha da kolaylaştıran robot savaşları sayesinde dünya pis, duygusuz, acımasız ve ölüm kokan bir gezegene dönüşüyor.
Robotik askeri devrime çoktan girdik
Robotlar, aslında uzun zamandan beri insanların bir arada var olmasındaki sosyal ve ekonomik mekanlarını bozuyor. 1961 yılında General Motors ilk endüstri robotunu (Unimate) kurmuştur. O günden bugüne robotlar sosyal hayatta bir çok alanda kullanılmakta. dünyada 2016 yılı itibarı ile 8.4 milyon robot olduğu raporlanmıştır. Bunların toplam değeri ise 15 milyar dolar civarında. İntel’in kurucusu Gordon Moore’un Yasasınca[iii]öngörülen mikro-işlemci güçteki hızlı artışlarla dünyadaki robotik hayatın “kambriyen patlama” sının eşiğinde bulunuyoruz. Artık atmosferde, havada, karada, yer altında, su altında görev yapan askeri robotları insanların şiddet hegemonyasını sarsmakta. Pek çok askeri filozof ve stratejiste göre modern dünya orduları zaten bir robotik askeri devrime girdi. Ben TSK için robotik askeri devrime giriş tarihi olarak silahlı İHA’ların terörle mücadele operasyonlarında aktif olarak ilk kullanılmaya başlandığı 8 Eylül 2016’yı milat alıyorum.
ABD’de stratejistlerin geliştirmeye çalıştığı yeni güvenlik konseptinin temel esası: küresel düzeyde sermayeyi yöneterek barışı (tabi ki bu barış Pax-Americana), askeri tekniği (yani robotları ve yapay zekayı) kullanarak da güvenliği yönetmek. Bu sayede küresel veya bölgesel bir devletlerarası savaşa sebebiyet vermeden geleceği yönetmek. Bu yaklaşımı “savaşın yıkıcılığından kaçınmak için sermaye yoluyla küresel barış, askeri teknik (robotlar ve yapay zeka) yoluyla güvenlik” şeklinde özetlemek mümkün.
Örneğin ABD’nin 2003’deki Irak işgalinin en başında harekat alanında hiç robotik askeri sistem yokken bu rakam 2008 yılı sonu itibariyle bu sayı (iRobot PackBot dahil) 12.000’ i bulmuştur. Robotik sistemler hala mekanları, nesneleri ve Amerikan tarzı silahlı çatışmanın jeopolitiğini bozmaya devam etmektedir. 2014’de dönemin Savunma Bakanı Chuck Hagel savunma yenilik inisiyatifini veya 3. dengeleme stratejisini ilan etti. Bu strateji, ABD ordusunun teknolojik hakimiyetini (robotikler, siber savaş, otonomi, 3D baskı, elektrikli silahlar, minyatürleştirme, siber savaş, algoritma hakimiyeti) 21’nci yüzyılda da sürdürmek kararlılığını vurgular.
ABD: Robotik imparatorluğunun yükselişi
Ne yazık ki robot savaşları ile ilgili Amerikalıların yazdığı literatürü incelediğimde ABD ordusunun, çok boyutlu ve çok uluslu bu robotik çağda ABD’yi ‘Robotik İmparatorluk’ olarak tanımladığını görüyor ve endişe duyuyorum. İmparatorluk kelimesi ABD için robotik geleceği tanımlamada önemli bir kavram, çünkü çok daha geniş bir jeo-tarih içinde geleceğin robotik savaş araçlarını, altyapılarını ve silahlarını barındırmakta.
Noel Parker’e göre (2010), imparatorluk hala küresel jeopolitikteki “büyük oyun”. İmparatorluk uluslararası ilişkilerde dikkat çekmeye devam etmekte. Zaten ABD’nin 2’nci Dünya Savaşından beridir bir imparatorluk olup olmadığını tartışması ABD’de çok meşhurdur. Michael Ignatieff (2003)’in yazdığı gibi, ‘teknolojik imparatorluk’ kelimesi aslında bana göre ABD’nin dönüştüğü şeyi çok iyi tanımlamakta.
2’nci Dünya Savaşı’ndan bu yana devletler arasındaki küresel ve bölgesel savaşları tanımlayan ‘total savaş pratiği’ yerini yerel aktörler üzerinden çıkar çatışmasını esas alan ‘vesayet savaşlarına’ bırakmıştı. Bunun kötü bir örneğini, Afganistan’daki Mücahitlerin 1980’lerde CIA tarafından desteklenmesi veya şu anda Suriye’de görüyoruz. Ama artık robotik askeri devrim karada (satıhta) insan odaklı silahlı çatışma dinamiğini anlamsızlaştırarak vesayet savaşlarının da sonunu getiriyor olabilir.
ABD sadece robotlardan kurulu bir orduya kafa yoruyor. Kısaca, robotik bir Amerikan savaş makinası düşük maliyetle, çok etkin çözüm önerileri sunarak total savaş ve vekalet savaşların getirdiği risk ve maliyetleri ortadan kaldırabilir.
İHA’lar: Robotik askeri devrimin öncüleri
İHA’lar robotik askeri devrimin henüz başlangıç safhası. Gelecekte atmosferde, havada, suda, hatta yer altında bile gidebilecek İHA’lar bir yandan daha da küçülerek otonom ve kümeler halinde etkileşime geçip çatışmalara katılırken diğer yandan da daha da büyüyüp enerji sorununu çözerek küresel mobilite kazanacak. Böylece insanoğlunun savaşma biçimini kökten değiştirecekler.
Otonom gelecekler:
Otonomi, ABD jeopolitiğinin geleceği açısından merkezi rolde. Amerikalı stratejistlere göre ABD askeri avantajını sürdürmek istiyorsa, otonominin savaşçı becerilere hızlı dönüşümüne kafa yormalı. Netice olarak, otonom sistemler insanların bir arada işleyemeyeceği büyüklükte, karmaşık, hız ve devamlılıktaki gerçek-zamanlı birçok veriyi analiz edebilmektedir. Bu durumda, otonomi, robotlara kompleks kararları verebilme ve uygulama imkanı sağlamaktadır. Böylece askeri karar alıcılar için, işin içinde olmak değil, işin üzerinde çalışmak yeterli hale gelmektedir. Mürettebatsız sistemlerin otonomisi geleceğin çatışmaları açısından kritik önemde. Çünkü, geleceğin tehditleri ve harekat mekanı insanların tepki veremeyeceği kadar yüksek tempolu ve bir o kadar da karmaşık olacak. Bu nedenle geleceğin savaşlarında insanı karar alma süreçlerinden çekmek, daha çok hız, daha çok tempo ve daha çok mekan hakimiyeti için bir zorunluluk. Uzaktan kumandalı robotlar yavaş yavaş yerlerini otonom robotlara, yani verilen bir görevi insan müdahalesine/onayına gerek kalmadan kendi kendine gerçekleştiren yapay zekalı robotlara bırakacaktır. Ama unutmayın otonomi sadece yapay zeka demek değil, bilakis ontolojik bir durum. Robotlar, diğer teknolojilerde olduğu gibi, belirgin tekno-coğrafyalar ve tekno-politikalar gerçekleştirir. İnsan aklının köleci araçları olmaktan ziyade, robotlar, gelecekteki silahlı şiddet için devletin askeri gücünün dönüştüren ve tekrar icat eden jeopolitik aktörlere dönüşecekler. Kısaca, askeri robotlar her zaman mutlaka ontolojik otonomiye sahip olacaktır, zira insan ötesi savaşın koşullarını onlar belirleyecek.
ABD ordusu robot savaşlarını üç başlık altında inceliyor:
a) Küme Savaşları (Swarming Warfare): Minyatürleştirilmiş insansız hava araçlarının kümelenme tekniklerinin askeri strateji yapımına etkisi.
b) ABD Robot Dünyası: Robotların ABD’nin askeri temel stratejisini nasıl değiştirdiğini ve şiddete dair yeni topolojik mekanların üretimini nasıl değiştirdiği.
c) Otojenik Savaş Alanı (Autogenic Battle Site): Otonom robotların savaşları dönüştürmek suretiyle, yeni ortaya çıkan, teknolojik çatışma alanlarını nasıl üreteceği.
Şimdi kısaca bu alanları inceleyelim:
Robotik savaşın yeni mekânları - I: Küme Savaşları (Swarming Warfare)
Otonomi, Amerikan tarzı savaşta yeni bir değişiklik getiriyor: kümelenme (swarming). Ortaçağda askeri tempo günler, 19.yy başında saatler, 2’nci dünya savaşında dakikalarla ifade edilirken kümelenmede askeri tempo mikro-saniyelerle ifade edilecek. Otonomi sayesinde kümelenmeyi savaş doktrinlerine yedirip operasyonel yeteneklere dönüştürebilmiş bir düşman daha siz durum muhakamesi yapıp, hal tarzını belirleyip karar veresiye kadar kararını çoktan vermiş ve bir çekirge sürüsü gibi başınıza üşüşmüş olacak. Kara savaşlarında bana son 5 yılda kümelenmeyi en iyi başarabilen aktör kim diye sorsanız size ‘IŞID’ derim. İlginç şekilde yaratıcı fikirli ve inisiyatif sahibi siviller askerlerden daha iyi kümelenebiliyor. Ama yeni nesil savaşta artık, belirli platformlardan dağınık ve otonom kümelenmelere doğru bir dönüşüm var. ABD ordusunun kümelenme tanımı basit: “otonom ama bir networkün parçası olarak çok hızlı hareket eden küçük mürettebatsız uçan sistemlerin sinerjik hareketi ”
Bu şu ankilerden daha küçük, daha minyatürleştirilmiş insansız hava araçları ve daha küçük üniteler ve yükler demek. O nedenle bana göre İHA’ların giderek küçülmesi giderek büyümelerinden daha tehlikeli. ABD otonomi ve kümelenme sayesinde geleceğin savaş araçlarını küçültmekle milyarlarca dolar tasarruf sağlamayı amaçlıyor.
21. yüzyılda moleküler ve nano boyutta otonom robotik kitlelerin (veya hatta kütlelerin) savaşlarına şahit olacağız. Çatışmanın mekanı da karadan (satıhtan) hava gücünün gökyüzünden robot gücünün kümelenme mekanlarına doğru evrilmiştir (ben buna‘silahlı şiddetin çok boyutlu geometrisinin genişlemesi’ diyorum).
- Kümelenme çatışmalarda, insan kontrolünü üç şekilde etkileyecek:
- Kümelenme ihtiyacı robotik askeri sistemleri giderek insansızlaştıracak,
- İnsanlı sistemlerle kümeler arasında haberleşme ve koordine ihtiyacı Komuta-Kontrol-Haberleşme ihtiyaçlarını kökünden değiştirecek,
- Kümelerin yönetimi harekat/komuta merkezlerinin yapısını kökten değiştirecek.
- Kümelenme şehir savaşlarını (urban warfare) da kökünden değiştirecek. Bundan böyle orta ölçekli insansız hava araçlarının giremediği alanlara ulaşılabilecek. Örneğin, otonom, yapay zekalı, koordineli-senkronize ve çok hızlı hareket edebilen robot kümelerinin bir şehrin sokaklarında hareket ettiğini düşünün. Bir not: biz hala bilim kurgu filmlerinde bile kümelenmeyi tam olarak algılayamıyoruz. Çünkü kümelenme olursa bireysel hikaye bitip kümenin hikayesi başlayacağından ve olaylar dakikalarla değil mikro-saniyelerle başlayıp biteceğinden sanırım film de olmazdı.
Amerika’nın robot dünyası: İmparatorluğun yeni mekanları – II
2015 yılı rakamları ile ABD’nin dünyanın yaklaşık 80 farklı ülkesinde toplam yıllık maliyeti 165 milyar dolar olan 800 askeri üssü bulunmakta. Artık Predator ve Reaper tarzı İHA’lar sayesinde ABD’nin yabancı ülkelerde sabit askeri üs bulundurma ihtiyacı azalıyor. 2016’da ABD’nin Predator, Reaper ve Gray Eagle gibi insansız hava araçları 4 milyon uçuş saatiyle 291.331 görevi başarıyla gerçekleştirdi. 2011’de Afganistan’daki insansız hava araçlarının toplam silah sistemleri içindeki oranı %5 iken (ABD ordusu 2014’te Afganistan’dan çekilmesine rağmen) 2015 yılında bu oran %56 olarak gerçekleşmiştir. 2014 Ağustos- 2017 Nisan arasındaki periyotta, Irak’ta IŞİD’a yönelik 19.600 koalisyon hava saldırısını İHA’lar gerçekleştirdi. Artık ABD İHA’lar sayesinde yer kürenin tamamının etki sahası içinde olduğu yatay yapay topolojik bir döneme geçiş yaptı. Siyasi sınırları önemseyen klasik topografiksel mekansallığın aksine ABD’nin robotik askeri sistemleri dünyasının topolojik mekanlarını, ülkelerin bağımsızlığı ile sınırları arasındaki bağlantıyı bozmuştur. Bu sayede Weber’in klasik devlet anlayışını “tekrar” şöyle yorumlayabiliriz: artık devletler topografik bir güç olarak sınırları belirli bir toprak parçası içinde güç kullanımından ziyade, topolojik bir güç olarak mekanlar arası mesafenin (boşluğun) kontrolü için güç kullanmaya odaklanmaktadır. Her ne kadar Çin, Rusya, Avrupa ülkeleri, İsrail, Türkiye, İran gibi ülkeler İHA alanında teknoloji geliştirmeye çalışsa da ABD’nin bu robotik emperyalizmi hala tek-yönlü bir bağlantıya sahiptir. Yarattığı askeri-teknolojik asimetri nedeniyle ABD hala bu alanda monopol.
İmparatorluğun yeni mekânları – III: Otojenik Savaş Alanı
Otojenik kelimesi Yunanca “kendi kendine üreten” kelimesinden ya da “kendi içinden” kelimesinden gelmekte. Robotlar otonom olarak kendi teknik yapılarından “hedefler” üretecek, bunlara insan direktifine ihtiyaç duymadan kendi kendilerine angaje olabileceklerdir. Bu da, şiddet kullanmada insan iradesinin devlet gücünün tek belirleyicisi olma niteliğini sarsacaktır. Yani Weber’in klasik ‘şiddet kullanma tekeli’ bölümünü ‘devlet’ tanımından atmanın zamanı geldi. Örneğin İHA’lar insan pilotlarla uzak hedefler arasında köprü kuran uzaktan kontrollü güç topolojilerini geliştirmiştir. Ancak, gelecekteki otonom İHA’lar hedefleri robotik topolojiler dahilinde, yani insanların karar alma süreçleri dışında olduğu çatışmalar gerçekleştirecek, yok edecek veya yok olacaklardır. Bunlar, robotik gücün otonom ve uyum sağlayan sistemiyle yönetilecektir. Bu durumda, robotik askeri sistemlerin çatışma alanlarında görülmesi ile değişim sadece topografik mekansallıktan topolojik mekana doğru olmayacak, ayrıca uzak noktadan askeri güç kullanımının otojenik mekanlarına doğru kayacaktır.
Robotik askeri sistemler sayesinde artık Derek Gregory’nin (2011) dediği gibi, ‘her yer savaş alanıdır ve bunun nerede başlayıp sona ereceği hiç belli değildir.’
Kısaca artık savaşı hala insani bir olgu olarak görmek büyük bir hatadır. Savaş alanları da artık insanın ve insan olmayanın etkileşiminin vücut bulduğu topolojik ve otojenik mekanlara dönüşüyor.
Diğer yandan ABD ordusu insan sayısının önemli olduğu savaş rejiminden robotik otonom emperyalizme doğru evrilmekte. Otonom robot kümeleri devletlerin uygulayabildiği askeri şiddetin mekanlarını, mantıklarını ve yöntemlerini dönüştürmektedir.
Peki ya çözüm ne?
Pazar pazar sizi gerip ürperttiğimin farkındayım. Ama ne yazık ki tartışma bu. Peki modern dünya ordularının ve savunma sanayilerinin ‘teknoloji manyaklığı’ nasıl ehlîleştirilip, terbiye edilebilir. Elimizde sadece üç farklı araç var: siyaset, hukuk ve moral/etik.
Şayet robot çağı jeopolitiği ve robotik askeri devrim konusunda ‘robotik olanın’ ‘insani olana’ galebe gelmemesini istiyorsak elimizdeki bu üç araçtan;
- Siyaset: robotik askeri sistemlerin kullanımını ve yaygınlaşması üzerinde gözetim mekanizmaları üretip bu sistemlerin nasıl kullanılacağına dair toplumsal rıza ve meşruiyet üretmek için lazım.
- Hukuk ise denetim/hesap sorma mekanizmaları kurabilmek gerekli.
- Askeri etik/moral boyut ise bu konuda oto-kontrol mekanizmaları geliştirebilmek için askerlik mesleğinde profesyonel/ahlaki normlar geliştirmek için gerekli olacak. Sorum basit: Sizce her üç boyutta Türkiye’de tartışmanın kalitesi ne düzeyde?
[i] Bu yazı büyük oranda Ian G.R. Shaw’ın Security Diolaguedergisindeki ‘Robot Wars: US Empire and geopolitics in the robotic age‘ (2017) başlıklı yazısından çeviriler içermektedir. Silahlı Çatışma ve savaşların robotlaşmasına ilgi duyanlar yazıda da görüşlerine yer verdiğim kişilerin aşağıdaki çalışmalarına da göz atabilirler.
- Mike Bourne (2012) Guns don’t kill people, cyborgs do: A Latourian provocation for transformatory arms control and disarmament. Global Change, Peace & Security 24(1): 141–163.
- Mark Coeckelbergh (2011) From killer machines to doctrines and swarms, or why ethics of military robotics is not (necessarily) about robots. Philosophy and Technology 24(3): 269–278.
- Michel Foucault (2003) ‘Society Must Be Defended’: Lectures at the Collège de France, 1975–1976. Trans. Macey D. New York: Penguin.
- Michael Ignatieff (2003) The American empire, the burden. New York Times Magazine, 5 January. Bakınız: http://www.nytimes.com/2003/01/05/magazine/the-american-empire-the-burden.html?pagewanted=all (erişim: 28 September 2017).
- Bruno Latour (2005) Reassembling the Social: An Introduction to Actor-Network Theory. Oxford: Oxford University Press.
- Ian G.R. Shaw (2016) Predator Empire: Drone Warfare and Full Spectrum Dominance. Minneapolis, MN: University of Minnesota Press.
- Peter W. Singer (2009) Wired for War: The Robotics Revolution and Conflict in the Twenty-First Century. New York: Penguin.
[ii] Yazı için lütfen bakınız: http://t24.com.tr/yazarlar/metin-gurcan/oldurucu-robotlar-cagi-basladi-mi,15014 (erişim Eylül 28, 2017).
[iii] Gordon Moore’un 1965’te dillendirdiği çiplerdeki transistör sayısının her 2 yılda 2 kat artacağı öngörüsünün artık sonuna geldik.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.09.2021
9.09.2021
11.08.2021
5.04.2021
2.01.2021
16.03.2020
23.11.2019
31.08.2017
12.08.2017