Mümtazer TÜRKÖNE
Özgür Özel, “Haziran, en geç Kasım” diyor.
Ben de en geç Kasım’da, yani bu sene sona ermeden hem Meclis hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağını öngörüyorum.
Üstelik seçimden önce erken seçim kararı alınır alınmaz ülkenin rahat bir nefes alacağını, her şeyin yoluna girmeye başlayacağını adım gibi biliyorum.
Bu öngörüye inananlar azınlıktalar.
İnanmayanlar bir yığın faktörü önemine ve ağırlığına göre sıraya dizip çok uzun bir tartışmaya girebilir, itirazlarını tek tek, üstelik gerekçeleriyle öne sürebilir.
En kuvvetli itirazı ben dile getireyim: “Erdoğan kaybedeceğini bildiği seçimi neden öne alsın?”
Kararı tek kişi vereceğine göre bu soru önemli.
Cevap olarak artan ağırlıklarla dört faktörü ana dayanak olarak sıralayacağım.
Birincisi, erken seçim kararını verecek olan Erdoğan’ın şaşmayan realizmi olacak.
İkincisi, AK Parti’nin orta vadeli kurumsal çıkarları erken seçimi gerekli kılacak.
Üçüncüsü, ekonomik krizin umutsuz bir vak’aya dönüşmesi.
Sonuncusu ise, Bahçeli’nin büyük riskler alarak üstlendiği Kardeşlik projesini kaldırıldığı buzdolabından çıkartıp tarihi rolüne devam etme konusunda güven veren istikrarlı iradesi.
‘KAYBEDEN TARAF SARAY OLDU’
Başka faktörleri hesaba katmasanız bile 19 Mart Operasyonu yeterli: Büyük riskler göze alınarak girişilen iddialı huruc harekatında kaybeden taraf Saray oldu. Ülke, telafisi imkansız ağır kayıplara uğradı. Ekonomi çöktü, iktidarın meşruiyeti ağır hasar aldı. Devletin vazgeçilmez önceliği olan Çözüm Süreci durdu. Uluslarası çıkarlarımızda pozisyon kaybına uğradık. Devlet ve millet olarak büyük zararlara uğradık.
Tek çıkış yolu kaldı: Erken seçim.
Erdoğan’ın realizmi ve AK Parti’nin kurumsal geleceği:
23 yıldır ülkeyi yöneten bir politikacı, konu siyasi hesap-kitap işi olduğu zaman realist davranır. AK Partililer de mensubu oldukları partinin kurumsal çıkarlarını korurlar. İkisi de, yani hem siyasi realizm hem de çıkar hesabı erken seçimi toplama, çıkarma ve bölme işlemlerinin sağlaması defalarca yapılmış sonucu olarak iktidarın önüne kaçınılmaz bir görev olarak koyuyor.
Saray, seçimden çok önce ana rakibini, erken doğum yani düşük yaptırıp ekarte edecek, bastığı zemini dikensiz gül bahçesine çevirecekti. Tökezledi, hezimete uğradı.
Şimdi iktidar kaybettiği meşruiyeti, ölü cenin gibi enfeksiyona açık ağır bir yük gibi taşımak zorunda. Bu ölü cenini 2027’ye kadar taşımak iktidarı da Türkiye’yi de mefluç eder.
Erdoğan artık politik mirasını toparlayıp tasnif etmek, kendisinden sonrasını da inşa etmek zorunda. Seçim iki sene sonra yapılırsa ortada miras kalmayacak. Geçiş sürecinin tüketici herc ü merci arasında her şey darmadağın olacak.
AK Parti kadrolarının son savaşta Erdoğan’ın safında kılıç sallamamalarının temel sebebi işte bu gelecek korkusu. AK Parti, kurumsal bir parti olarak siyasi yelpazedeki yerini koruyabilir, seçimi kaybetse de Meclis’te ve siyasi yelpazede ağırlığı kalıcı hale gelebilir. 23 yıllık iktidarı torunlarına anlatan yaşlı AK Partilileri gözünüzde canlandırın. Şu badire geçilmezse öyle bir kabus çöker ki memleketin üzerine, anlatacak hiçbir şey bulamazlar.
AK Parti’nin ve AK Partililerin bir geleceği var. Bir dönem ara verip tekrar iddialı hale gelebilirler.
Seçim hemen yapılmazsa?
Uzatılmış ve sündürülmüş bir iki sene hep sermayeden bir şeyler götürecek.
Geriye ne kalır, Allah bilir. Kimse kestiremez.
Ekonomide bütünüyle yok olan ümitleri yeniden yeşertmek ve yepyeni bir hikayeye başlamak ancak seçimle mümkün. Ekonomi siyaseti belirler. Yoksulluğun umutsuzlukla kalıcı hale gelmesi parti oylarında depreme yol açar. AK Parti denizi tüketti. Karada boğulma taklidi yapsa da artık kimseyi inandıramaz.
‘ERDOĞAN’IN CHP OPERASYONU, BAHÇELİ’NİN BEKA PROJESİNİ BALTALADI’
Bahçeli’nin rolü:
MHP lideri hasta yatağında bile, üstlendiği tarihi rolü sürdürdü. Cumhur ittifakının iki ortağı arasında mesafenin büyüdüğü algısı kuvvetleniyor.
Erdoğan’ın CHP operasyonu, doğrudan Bahçeli’nin beka projesini baltalamış oldu. Süreç durdu, buzdolabına kaldırıldı. Siyasi partiler Kanununa göre faaliyette bulunan iki partinin seçim işbirliği yapması terör soruşturmasına konu ediliyorsa, hatta seçilmiş belediye başkanları bu gerekçe ile tutuklanıyorsa Türk Kürt ittifakı da, PKK’ya silah bıraktırmak da muhal olur. Bir taraf kendisinin, partisinin, gündelik hesapların, entrikaların peşinde memleketin altını üstüne getirirken, diğeri devletin bekasına odaklanıp gövdesini taşın altına koymuşsa, aralarındaki ilişkide dev sorunlar ve aşılmaz mesafeler ortaya çıkar.
Devletin ve milletin bekası adına tek çözüm erken seçim olursa Bahçeli nerede durur? Henüz ihtimaller tükenmedi, ama çok hızlı bir şekilde şu meşhur Süreç’e geri dönülmez, PKK kongresi toplanıp silah bırakmazsa Bahçeli’nin takınacağı tutumdan kimsenin şüphesi olmamalı.
Zaman hızla tükeniyor, bölgemiz hareketli, kimse bizi beklemiyor.
Beka sorunu ile erken seçimin eşitlendiği bir denklemin içine girmek üzereyiz.
Ölü Cenin:
Politikacı, hayatı bekar adam gibi yaşamaz, bir yığın ilişkisi ve sorumluluğu, dolayısıyla hızla karar vermesi gereken uğraştığı bir yığın sorunu vardır. “Erdoğan asla kaybedeceği seçime girmez” diyenlerin asıl, “Peki o zaman ne yapar?” sorusuna tatminkar bir cevap bulması lazım.
Sahi ne yapabilir?
Politikacı genel kural olarak her zaman iyi ile kötü arasında değil kötü ile daha kötü arasında karar vermek zorundadır. Yine genel kural olarak zaman en değerli şeydir, zamanlama hatası politikacıyı bitirir.
İtibarını, güvenilirliğini, inisiyatif alma yeteneğini, umutlarını tüketmiş ve halka gelecek vadedemeyen iktidarlar ne yapar?
Sadece ekonomik şartları göz önünde tutarak, karnında ölmüş cenini taşıma işini dikkate almanız yeterli.
Ölü cenin bedeni zehirler.
Erken seçim bir mecburiyet, hiç kimse için başka bir alternatif yok.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2025
3.08.2025
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025