Mümtazer TÜRKÖNE
İlker Başbuğ’un Almanya’nın Köln şehrinde, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin düzenlediği “20. yüzyılın en büyük lideri Atatürk” konulu toplantıda yaptığı konuşma, iktidar kanadında özlemle beklenen yepyeni bir sentez arayışının işaretlerini veriyor. ‘Kültürel bölünmüşlüğü aşmak’ adına önerdiği sentez, laik-Atatürkçü kesimin imam-hatipleri ve ilahiyat fakültelerini içlerine sindirmeleri ve uzlaşmaları. Orgeneral düzeyinde, bu çok yüksek destekten sonra öğrenci sayısı 1,5 milyona yaklaşan imam-hatiplerin ve sayısı yüzü bulan ilahiyat fakültelerinin sırtını artık kimse yere getiremez.
Laik-Atatürkçü kesim adına bu sentezin gerçekleştiğini söylemek için henüz erken. Sentez henüz çok orijinal biri olan İlker Başbuğ’un şahsıyla sınırlı ve pek şaşırtıcı değil. Tutukluluğu sona erdikten sonra her fırsatta laiklikle Müslümanlığın bağdaşabilir olduğunu söyleyen bir askerin, laik kesimin kâbusu olan imam-hatiplere yeni bir perspektif getirmesi doğal karşılanmalı. Başbuğ, Ergenekon tutuklamaları devam ederken sıra dışı bir komutan olduğunu göstermiş, biraz tehdit, biraz da insanları aptal yerine koyarak emri altındakilere sahip çıkmıştı. 1999’da, MGK genel sekreter yardımcılığı yaparken, Millî Güvenlik Akademisi’nde verdiği şaşırtıcı bir konferansı genç bir kaymakam adayından naklen dinlemiştim. “Bu ülkenin Atatürk’ten başka büyük adamı yok mu?” diye, abartılı Atatürkçülüğe yönelik eleştirilerini… Gerçekten orijinal bir adam.
Yine de 2008’de Yaşar Büyükanıt’tan görevi alırken yaptığı devir-teslim konuşmasında ‘irtica tehlikesinin ciddiye alınması’ndan bahsetmesi ve ‘yeni bir yaşam tarzı oluşturmak adına dini düşüncelere ağırlık verilmesinden toplumun endişe duyduğunu’ söylemesi ile bugün bu iki düşman kesim arasında sentez kurmasını bir tutarsızlık olarak görmemek gerekir. Zaman geçer, şartlar değişir ve yeni sentezlere ihtiyaç duyulur. Bu sentezlere en son rıza gösterecek kişilerin cesaretle öne atılması gerçekten birçok şeyi de değiştirebilir. Yine de İlker Başbuğ’un orijinal ve avangard kişiliğini aşan bir tutarsızlık var ortada.
Elimde, bir ceketin mendil cebine girecek boyutlarda 20 sayfadan ibaret, yeşil karton kaplı küçük bir kitapçık var. Kapağında “Siyasal İslam’ın Yayılması” başlığı yazan bu kitapçığı, 97’de Genelkurmay’da görevli bir kurmay albaydan rica-minnet almıştım. Hizmet içi eğitim amacıyla hazırlanan bu broşür, yargı mensuplarına, üniversite profesörlerine, iş dünyasına verilen meşhur “İrtica Brifingi”nin elden geçirilmiş resmî bir versiyonu. O günün irtica brifinglerinde “Siyasal İslâm”ın iktidara gelme stratejisi, bu küçük broşürde yer alan istatistik projeksiyonlarında gösterildiği şekilde dinî eğitimdeki öğrenci sayısındaki muhtemel artışa bağlanmıştı. 1997’ye ait bu broşürde “Yıllara göre din eğitimi alan seçmen sayısındaki gelişmenin milletvekili genel seçimlerini etkilemesi” başlığı altında “2000 yılı milletvekili genel seçimlerinde Millî Görüşçü partilerin din eğitimli seçmenin etkisi ile toplam oyların % 34’ü ile iktidara gelerek, dine dayalı devlet düzeni kurabileceği” şeklinde şaşırtıcı bir kehanet vardır. Aynı kehanet 2005’te yapılacak seçim için % 66.94’e çıkarak çuvallamaktadır. Yalnız bu broşürde sadece imam hatipler değil, Kur’an kursları ile birlikte bütün özel okullar da din eğitim kurumları olarak yer almaktadır.
Mantık değişmiyor, 20 yıl sonra İlker Başbuğ, bu sefer imam hatiplerle uzlaşarak, devlet tekelindeki din eğitimi üzerinden bir sentez öneriyor, bu sefer sadece özel okulları düşman ilan ediyor.
Peki o zaman eğitim ne işe yarıyor? Tıpkı Batı ülkelerinde kiliselerin yönettiği özel okullar gibi, Türkiye’de de en kaliteli ve başarılı eğitim dinî motifle hareket eden daha çok cemaatlerce tesis edilen eğitim kurumlarında veriliyor. İmam hatipler, iktidarca o kadar desteklenmesine ve himaye görmesine rağmen kalite iddiasına yaklaşamıyor. Başka bir alan değil, bildiğiniz matematik, fizik, kimya, geometrideki başarıdan söz ediyoruz.
Çok iyi eğitim almak, ülkenin en iyi beyinlerini bulup yetiştirmek neden korkutucu geliyor? İyi ve kaliteli eğitime neden güvenilmiyor? “Eğitim şart” ise var mı bir açıklaması?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
21.12.2025
16.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
7.12.2025