Murat Sevinç
Kendisini ülkeye, şehre, doğaya ve insanına adamış, pamuklara sarılması gerekirken şu anda müebbet ile yargılanan, çok değerli Mücella Yapıcı için…
İlk yazı
Öncelikle, seçim hukuku ve seçim tarihi uzmanı olmadığımı, bu konularla ilgili özel bir çalışma yapmadığımı söylemeliyim. Merak edenlere, çok yararlandığım birkaç kaynak önermek istiyorum. İlki, 2009’da YKY’den, 2010’da güncellenerek Efil Yayınevi’nden yayınlanan, Fuad Aleskerov-Hasan Ersel-Yavuz Sabuncu’nun kaleme aldığı, ‘Seçimden Koalisyona Siyasal Karar Alma’ başlıklı kitap. Eşsiz bir çalışmadır. İkincisi, Tarhan Erdem’in Osmanlı’dan bugüne metinleri sabırla derlediği, ‘Anayasalar ve seçim kanunları, 1876-1982.’ Eğer 1946’ya dek yapılan seçimlerle ilgili derli toplu ve özenli bilgi istiyorsanız, Ahmet Demirel’in ‘Tek Partinin İktidarı, Türkiye’de Seçimler ve Siyaset (1923-1946)’ kitabını okumalısınız.
İktidardaki ittifak, 2017’de CHS (cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi) önerisini gündeme getirdiğinde yazdığım ilk yazıda, bu benzersiz önerinin yalnızca Türkiye’ye değil, iktidarın kendisine de attığı bir kazık olduğunu dile getirmiştim. Doğrusu hâlâ, bu denli acayip ve sürdürülmesi neredeyse imkânsız bir tercihin salt hırs ve hesap kitap bilmemekle mi, yoksa seçilecek kişiyi bir kez daha seçilemez hale getirmek için mi icat edildiğinden pek emin değilim. Bir gün, bu sistemin müelliflerinin derdinin ne olduğunu öğrenme şansımız olur herhalde.
2017’yi hatırlatıyorum, çünkü bazen yapanın çok işine yarar görünen bazı işler, onun açısından umulmadık sonuçlar doğurabilir. Seçim mevzuatına ilişkin güncel değişiklik önerisi, geçen hafta AKP-MHP ortaklığıyla TBMM’ye sunuldu. Merak edenler için TBMM sayfasındaki tam metni buraya bırakıyorum. Herhalde muhalefette olup da değişiklik önerisinin hukuk ile, demokrasi ile, herhangi bir mevzuat iyileştirmesi ile ilişkili olduğunu düşünen biri yoktur. Kendisini ülke üzerindeki tüm canlı ve cansız varlıkların ‘olağan’ sahibi gören, anayasayı askıya almış bir iktidarın, orada kalmak için yapacaklarının bir fragmanıyla karşı karşıyayız.
Konu üzerine yazılar çıktı. Muhtemelen çoğunu okuyamadım, ancak okuduklarım içinde ikisi çok iyiydi. Siyaset bilimci Burak Cop’un ‘İktidarın seçim sistemi hamlesi ne anlama geliyor, millet ittifakı ne yapmalı?’ başlıklı ve anayasa hukukçusu Işıl Kurnaz’ın ‘Onlar yendi ama biz kazandık: Seçim kanunu teklifi ne söylüyor?’ başlıklı yazıları. İkisi de şu aşamada söylenebilecek her şeyi müneccimlik yapmaktan kaçınarak söylemiş, okursanız konuya dair doğru bilgi edinirsiniz. İki yazıda dile getirilenlere ekleyecek bir şeyim yok, aynı şeyleri tekrar etmek yerine ‘ellerine sağlık’ demek daha doğru olur.
Yalnızca, HDP’ye, partinin kapatılma ihtimaline ilişkin küçük bir ek/hatırlatma yapmak istiyorum: Doğrudur, HDP ileri seviyede bağımsız yargı tarafından kapatılabilir ve doğrudur, bu kapatma kararı hele ki seçimden hemen önce alınırsa belki Kürt seçmenin işini biraz zorlaştırabilir. Bu arada, hangi Kürt seçmenden söz ediyoruz, memleketin en politize yurttaşından. Bu ayrı bir konu. Anlamakta zorlandığım şey, HDP’nin neden ‘kapanma’ kararı almadığı. Eğer HDP kendini feshederse dava düşüyor, mevzuata göre. Ve o mevzuat da her an değiştirilebilir! Partiden biri olsaydım belki de farklı düşünürdüm, bilmiyorum, ancak bu ülke ve zamanda herkes her şeyin farkında değil mi zaten, HDP neyin mücadelesini veriyor, hangi hukukun? Her neyse…
Seçim mevzuatına yönelik değişiklik önerisinde, evet, iktidar muhalefetin birlikteliğini bozmaya çalışıyor, ittifaklar içindeki küçük partilerin kendi varlıklarıyla etkili olup vekil çıkarabilmelerini ve büyük partilere yarar sağlamalarını engelliyor, barajı biraz indirip demokratlık oynayarak MHP’yi kurtarmak istiyor, bir partinin seçime katılması için gerekli koşulları (İYİ Parti örneği nedeniyle) ağırlaştırıyor, il ve ilçe seçim kurulu başkanlıklarının belirlenme şeklini ve hâkimlerin niteliğini değiştiriyor (bana kalırsa seçim güvenliği bakımından en kritik değişiklik bu), devlet başkanını seçim kısıtlarından muaf tutuyor (muaf değil miydi ki!), vesaire… Önerinin bir de ‘genel gerekçesi’ var ki, evlere şenlik, kaleme alanların çok eğlendiklerini tahmin ediyorum. Özetle demişler ki, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yönetimde ‘istikrarı’ sağladı, şimdi sıra geldi temsilde ‘adalete!’
Bu yazıyı, sık dillendirilen “Her iktidar seçim yasalarında değişiklik yapmak ister/istedi” iddiası nedeniyle yazmak istedim. Doğru, seçim yasalarıyla ‘oynayan’ iktidar deneyimi yeni değil, ancak her değiştirme isteğinin boyutu ve çaba harcayanların sergileyebilecekleri cüret, farklı. Hâlihazırda Türkiye’yi yönetenler, 1950’de çeyrek asırlık tek parti iktidarını rakibiyle el sıkışarak sonlandıran İnönü’ye, muhalefet olmayı da hükümet olmak gibi ‘demokrasinin asgari gereği’ kabul eden, Demirel’e, Erbakan’a, Ecevit’e benzemiyor. Bizimki gibi bir tarih için dahi son derece özgün kabul edilebilecek bir deneyim yaşıyoruz.
Bunları umut/heves kırmak için yazmıyorum tahmin edilebileceği gibi, umut ise konu, benim de sizler kadar, hatta çoğunuzdan daha çok ihtiyacım var. Ancak yaşadığımız ‘parti-devlet’ deneyiminin adını doğru koymadan, “İlk seçimde gidecekler” tekrarının yararsızlığına ve hatta, zararına inanıyorum. Evet ilk seçimde gidebilirler, evet tüm anketler iktidar blokunun eridiğini gösteriyor, evet eskisi gibi kontrollü değiller, evet 2018 koşullarında değiliz ve evet, ekonomi parlak değil vs., hepsi doğru. İyi hoş da, gözlerini kırpmadan neredeyse yirmi milyon nüfusu olan bir şehrin seçimini iptal edip, ardından onlarca belediyeye kayyım atadı bu kareli ceketliler. Bu da doğru.
Hamasî bir umut söylemiyle, sinir bozucu kötümserlik arasında koca bir dünya var, düşünülebilecek, konuşulabilecek ve hepsinden öte, siyaset yapılabilecek.
Bu ülkede, bırakın bir yıl sonrasını, yarın ne olacağını kestirebilen olduğunu sanmıyorum. Köprünün altından ne sular akacaktır kimbilir. Buna mukabil, geçmiş deneyimleri göz önünde bulundurup şimdiden ve küçük harflerle bir iki değerlendirme yapmanın önünde bir engel yok.
Bir: İktidarların seçim yasalarında değişiklik yapma isteği kurnazca bir hamleymiş gibi görünmekle birlikte, onların zaafını sergiler. Seçmen de bu durumu, telaşı, yapılmak isteneni görür elbette. Dolayısıyla partileri, yaratmaya çalıştıkları izlenimin aksine güçsüz, çaresiz gösteren bir çabadır aslında. Türkiye’de çok partili yaşamda seçim kural ve ilkelerinde değişiklik yoluyla koltukta kalmaya heves edenler, zaman zaman bazı avantajlar sağlayabilmiş olsalar da, nihayetinde ömürlerini fazla uzatamadı.
İki: Mülkiye’nin eski anayasa hocalarının bir varsayımı, yurttaşın, ‘oy hakkına’ diğer tüm hak ve özgürlüklerinden daha çok sahip çıktığıydı. Gerekçeleri muhteliftir ve her seferinde doğrulanmıştır. Sandıkla oynamaya ve yurttaşın elindeki neredeyse tek katılım aracını da sulandırmaya kalkıştığınızda, dersinizi alıyorsunuz bu toprakta. 1950’de, 27 Mayıs ve 12 Eylül’ün ardından, 2007’deki ‘367 kararı’ sonrasında ve son İstanbul seçiminde olduğu gibi. Demek ki yurttaşa saf muamelesi yapmamakta büyük yarar var.
Üç: Bizlerin farkında olduğu her şeyin, muhalefet partileri de farkında. Daha doğrusu, böyle ummak gerekir. İktidarın her hamlesine karşı kendi planlarını yapacaklardır. Bu seçim, onlar için de herhangi bir seçim olmayacak, ola ki kaybederlerse o akşam TV ekranına çıkıp “Önümüzdeki seçimde kazanacağız, merak etmeyin” dedirtmezler artık hiç birine. Dedirtmezler. Umalım ki halkın ne halde olduğunu iyice kavrasınlar ve sokaktaki yoksulluk, umutsuzluk, endişe ve ‘köprüden önceki son çıkış’ duygusu, o ceylan derisi koltuklara ulaşabilsin. Umalım, bin kez umalım, binlerce kez umalım bunu.
Önümüzdeki yazıda, çok partili yaşamımızda bazı seçim mevzuatı değişiklikleri ve sonuçlarından örneklerle devam edeceğim.
Tanıklık ettiğimiz her gelişmede, bu toprağın Sened-i İttifak’tan bugüne, iki asırdır ne biriktirdiğini ve o birikenin dayanıklılığını da bir kez daha sınamış oluyoruz…
Yazı önerisi: Gökçer Tahincioğlu’nun, ‘Musa Anter, zaman ve yok sayılanlar’ başlıklı yazısını buraya bırakıyorum.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları

















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
23.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
30.10.2025
26.10.2025
12.10.2025
3.10.2025
14.09.2025
11.09.2025