Murat Sevinç
1 Eylül Dünya Barış Günü’ydü. Pek çok kişi ve kurum mesaj yayınladı, günün önemine vurgu yapıldı. Aynı 1 Eylül günü, genel olarak KHK ile işinden atılanlar, özelde Barış Akademisyenleri için bambaşka şeyler çağrıştırıyor. 1 Eylül’de yayınlanan 672 sayılı KHK ile 50 binin üzerinde insan işinden ihraç edildi. Atılanlar arasında imzacı meslektaşlarımız ve kurumdaşlarımız da vardı.
15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi ardından tüm ülkede OHAL ilan edildi ve iki yıl sürdü. Şimdi üniversiteye başlayan öğrenciler o yıl ilkokuldaydı ve muhtemelen hayal meyal hatırlıyorlar. Demek ki çok zaman geçmiş üzerinden.
Akıl almaz işler
Etkisi hâlâ canlı biçimde süren OHAL hukuku ülkeyi hallaç pamuğu gibi attı. Özellikle KHK düzeni (ve 2017 anayasa değişikliği). KHK’larla akıl almaz işler yapıldı, ihraçlar bunların yalnızca bir parçası. Neredeyse bir yıl boyunca sayısız kamu görevlisi anlatılması güç bir endişeyle bekledi ve 100 binin çok üzerinde çalışan ‘ihraç listeleri’ne girdi. Gece vakti, sabaha karşı yayınlanan ihraç listelerine… 10 bin kişi, 30 bin kişi, 50 bin kişi…
‘Liste’ aylarında dalkavukluk, pervasızlık, yasa tanımazlık iyice geçer akçe haline geldi. Kamu kurumlarında itinayla tespit edilen birilerine insanları ‘ekmeksiz bırakma yetkisi’ verildi. Onlar da bu işbirlikçilik yetkisini çıtlata çıtlata kullandı.
Öncesinde Anıtkabir’den çıkmamasıyla ya da Cemaat övgüsüne doyamamasıyla bilinen kimi idareciler, günlerce şehir meydanlarında görünmek için ellerinden geleni yaptı. Kendini yeterince gösteremeyenler oldu. Buna mukabil, örneğin Cumhuriyet tarihinin en büyük akademik tasfiyesini yapan ve soyadıyla şöhret olan dönemin Ankara Üniversitesi rektörü, görev süresi bitince bir başka üniversitenin rektörlüğüne ve sahip olduğu yüksek etik değerler hasebiyle olsa gerek, Kamu Görevlileri Etik Kurulu’na atandı.
Bu dönemde OHAL KHK’larıyla yapılması mümkün olmayan çoğu düzenleme yapılabildi. Bunda, korkudan içtihat değiştiren ve KHK’ları inceleme yetkisi olmadığına ‘oybirliğiyle’ hükmeden Anayasa Mahkemesi üyelerinin büyük katkısı oldu. OHAL KHK’larıyla yalnızca imzacı akademisyenlere, sendikacılara, muhtelif sol derneklerin üyelerine vb. değil, KHK’larda adı yer alan herkese haksızlık yapıldı; bir aykırılığa aykırılık demek için, onun verdiği hasarın aynı safta olduğumuz insanların başına gelmiş olması şart değil.
Yaşananların önemli bir diğer sorumlusu, o koşullarda sesini çıkarabilecek cesarete ve şuura sahip olmayan muhalif siyaset esnafıydı. 2016 sonbaharında yuvarlanmaya başlayan sert ve irice kartopu, dokuz yılda büyüdü, büyüdü, büyüdü ve bu satırlar yazılırken CHP İstanbul il başkanını görevden alıp yerine bir malum eskimiş siyasetçiyi kayyım atadı.
KHK’lılar için birileri ‘sivil ölü’ tabirini tercih etti. Akılları, fikirleri, ahlakları bu kadarına yetti.
Çok yazdım, yinelemek isterim; KHK’lıların yaşadığının ağırlığını KHK’lılardan başka hiç kimse layıkıyla kavrayamadı. Malum, oy hakkımız dahi tartışma konusu olabildi ve oy vermememiz gerektiğini savunan yargı mensupları çıktı. Haksızlık olmasın, bedenimizin bir yerine KHK’lı olduğumuzu gösteren bir işaret koymadılar.
Akademi en iyi bildiği şeyi yaptı ve sustu
Bizim camia… Üniversite. Yoruma gerek var mı? Bu süreçte akademi en iyi bildiği şeyi yaptı ve sustu.
Öncesinde deve dişi gibi laflar eden muhtelif ‘politik’ akademi mensupları da meslektaşlarının atıldığı OHAL’li yıllarda daha ziyade ‘teori’ye ve ‘akademik üretim’e yöneldi ki böyle zamanlarda işlevseldir. Solcu nutuklar atmayı seven ve adam yokluğunda köşe kapmış bir kesim kürsü erbabının, ‘imzacı’ ya da ‘imzacı çevresi’nden meslektaşlarına yapıp ettiği kötülükler ise başka bir yazının konusu olsun.
Ezcümle, atılan akademisyenlerin bir umut beslemediği ve destek görme ihtimali olmayan başlıca kurum, akademi.
PKK silah yakarken…
Dokuz yıl geçti. Benim de dahil olduğum bir grup altıncı-yedinci yılda iade edildi. Davalar sürüyor, dolayısıyla biz iade edilenler çeyrek KHK’lıyız. Çoğu meslektaşımız hâlâ üniversite dışında. Önce olmadık bir ‘komisyon’ (gerçekte, oyalama organı) kuruldu, yıllar sonra idare mahkemeleri, istinaf, Danıştay… Bile isteye parçalı yürütüyorlar dava süreçlerini ve ‘belirsizlik’ duygusunu profesyonelce canlı tutuyorlar. Son aylarda Danıştay birkaç karar verdi, biri o yönde biri bu yönde.
Sonuç?
PKK ulusal ekranlarda yayınlanan bir törenle silah yakarken meslektaşlarımız ‘imzacılık’ gerekçesiyle hala üniversite dışında. Ve bu durum henüz ahaliye yeteri kadar ahmakça görünmüyor.
Mehmet Fatih Traş canına kıydı. Çok insan başka işler buldu, hayat, iş ve ülke değiştirenler oldu.
Yurt dışında üniversitede çalışan arkadaşlarımız vs. “Kim kaybetti?” sorusuna herkes kendi aklınca ve ahlakınca yanıt verecektir. Olan ülkeye ve topluma oldu ve olmakta, diyeceğim ama, alacağım yanıtlar belli.
Yazı önerileri:
Baskın Oran’ın rahmetli Mete Tunçay hakkındaki güzel yazısı.
OHAL KHK’ları hakkında, meraklı okur ve genç anayasa-hukuk ilgilileri için birbirini takip eden üç yazarlı iki yazıyı buraya bırakıyorum. İlki ve ikincisi.
Bir de, zamanında Gazete Duvar için kaleme aldığım bir mavra yazısı.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanMuhalefetin defterini dürelim ekonomimiz batarsa batsın 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAhlâki Üstünlük 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİhale şartnamesi skandal! Moda’daki milyarlık vakıf arazisi kime peşkeş çekilecek? 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava gerilimi: Kim gerçekçi, kim baltalayıcı? 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı eliyle siyaset 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksal doğrular-yanlışlar… 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2001 krizinden daha ağır 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYeni bir siyaset dalgası çıkar mı? 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDemokrasinin sonu mu? 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun‘Türk olmaktan niye rahatsız oluyorsunuz ki?’ 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Barışı yapay zekâ anlatıyor… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMeslektaşlarımız bir KHK ile atılalı dokuz yıl oldu! 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTerörsüz Türkiye CHP'siz uçar mı? 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBoğma süreci 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAklın yolu bu değil 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.08.2025
14.08.2025
8.08.2025
1.08.2025
24.07.2025
7.07.2025
4.06.2025
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025