Murat Sevinç
KHK’lilere yapılan eziyet doğru ama ne yazık ki eksik…
KHK’lilere yönelik idari, yargısal ve toplumsal tavrı, muhalefet partilerinin bu konuda da ‘oyuna gelmeyen’ yaklaşımını yürekten destekliyor, ancak ne yazık ki bazı eksiklikler olduğunu düşünüyorum.
Tamam, dört başı mamur bir hukuk devletinde yaşıyoruz, kabul. Yine de KHK’lilere yönelik bu denli hukuki ve insani bir yaklaşım hakikaten gerekli mi; sormadan, düşünmeden edemiyorum doğrusu.
Öncelikle, KHK’lerin anayasaya/hukuka uygun olduğunun ‘düşünülmesinden,’ buna ‘inanılmasından’ yanayım. Dört yıl önce bazı tereddütlerim vardı, ancak zaman içinde ben de doğruyu gördüm. Anayasa hükümleri bazen göründükleri gibi olmayabilir. Okuyanlar, onların ‘aslında’ ne demek istediğini göremiyor, anlayamıyor olabilir. Ayrıca anayasa nihayetinde kul yapısı ve bazı milli manevi değerler söz konusu olduğunda, ona körü körüne bağlanmanın gerekli olduğunu savunmak bana makul görünmüyor.
Misal, anayasa ‘mahkeme kararlarının’ bütün ‘organlar’ bakımından bağlayıcı olduğunu hükme bağlıyormuş. Kimmiş o organlar? Tek tek isim vermiş mi? Ali seni de bağlar, Veli seni de, Mehmet sakın görmezden gelme vs. demiş mi? Yöneticiler nereden bilecek kendileri için bağlayıcı mı değil mi? Her hükme daha geniş, daha ferah bakılmalı. Zira bir yönetici, “bağlayıcı diyor ama beni kastetmiyor muhtemelen,” diye düşünebilir ki haklı da olur.
Bundan aylar önce pasaportumdaki tahdidin kaldırılması için ‘ilgili’ birime başvurmuştum. Kapıdan çıkarken gayrı ihtiyari “En geç 60 gün içinde bir cevap gelecek, değil mi?” diye sordum. Neden? Çünkü, ‘idareye’ başvuru ve 60 gün içinde yanıt gelmezse ‘zımni ret’ gibi bir takım çok affedersiniz Batı kaynaklı ezberler nedeniyle. Memur yüzüme bakıp “O süre bizim için geçerli değil,” dedi. Öyle ya, neden herkes için geçerli olsun ki böyle bir kural.
Devamında, “Peki tahdidin kalkıp kalkmadığını nasıl öğreneceğim, postayla bildirilir mi yoksa buraya geleyim mi?” diye sordum. Memur, iki hafta sonra gelip kontrol etmemi önerdi. Tamam, dedim. İşimi sağlama almak ‘adına’ üç hafta sonra gittim. Memur, “Henüz kalkmamış,” dedi. Bunun üzerine, “Bir daha ne zaman geleyim?” sorusunu yönelttim. Memur, “Hayır, gelmenize gerek yok, artık yanıt evlere gönderiliyor,” dedi. Hemen ardından, “Siz yine de uğrayın ama, ne olur ne olmaz,” diye ekledi. Peki, diyerek çıktım.
İşte o gün o memurun rahatlığı ve kurallara yaklaşımı, hukuk konusundaki hassasiyeti, benim de anayasa, hukuk ve KHK’ler konusunda mutlak bir aydınlanma yaşamama neden oldu.
Bence KHK’ler doğru ve hukuka uygun. Uygun görülmeli. Bakışımız bu yönde olmalı. Nihayetinde bakış bizim bakışımız, istediğimiz gibi bakabilmeliyiz. Değildir, diyenler çok muhtemelen bir örgütle en azından iltisaklıdır. Kendisinin ‘olmadığını’ düşünmesi bir şey değiştirmez. İnsan bazen hiç farkında olmadan da bir örgüte üye ya da iltisaklı olabilir. Doğrusu bu şekilde düşünmek. Aksi bana çok saçma görünüyor artık.
Malumunuz AYM 9/8 bir karar verdi ve ‘imzacı akademisyenlerin’ imza attığı metni ifade özgürlüğü kapsamında kabul etti. Bu, toplumun ya da idarenin değil AYM’nin sorunu, kusura bakmasınlar. İki açıdan sorunlu bu vahim karar: Öncelikle, olmaz olsun böyle ifade özgürlüğü. Neymiş, devlet ve yönetenler sert biçimde eleştirilebilirmiş. Yok ya! Dünyanın neresinde olurmuş acaba böyle bir şey. Türkiye hukuk sisteminin ve idarenin özgürlük sevdalısı oluşu böyle suistimal edilir mi? Ben o sekiz üye gibi düşünüyor ve akademisyenlerin terör destekçisi olduğu kanısıyla hareket eden AYM üyelerini kutluyorum.
İkinci sorun ise o kararın gereğinin yerine getirilmesi gerektiği yönündeki yorumlar. Bazı sözde akademisyenler ve sözde hukukçular, AYM kararının üzerinden bir yıl geçtiğini ve hâlâ görmezden gelindiğini dile getirmekte ısrar ediyor. Bak sen! Mahkeme bir karar verdiyse verdi, kime ne! Anayasa’nın 153/son maddesi ‘bağlayıcı’ diyor olabilir. Anayasanın her dediği yapılacaksa, çok affedersiniz ama, idare neden var? Şaşkınlıkla okuyorum bu yöndeki değerlendirmeleri. Hem bakın AİHM Başkanı Türkiye’ye geldi. Kapalı Çarşı’yı gezerken muhtemelen Beyazıt kapısı yakın olduğu için uğradığı İstanbul Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada AYM’nin bu kararını övdü. Peki, illa uyulmalı dedi mi? Ya da ‘neden uygulanmıyor?’ diye sordu mu? Eleştiri yöneltti mi? Eh bu sözde hukukçular daha mı iyi biliyor mahkeme başkanından. Başkan, karara konu olan işleri yapan insanlar tarafından alkışlandı. Neden? İşte bunlar hep hukuk ve anayasa…
Bir bakanın, “ben AYM başkanına bu konulardaki rahatsızlığımı ilettim” deyişi bu bakımdan son derece yerindeydi. Olması gereken bu. Ne yani siyasetçiler rahatsızlıklarını iletemeyecek mi yargı organlarına? Pışık! Herkes kafasına göre karar versin o zaman. ‘Hukuk devleti,’ hukukun devleti yönetenlerin taleplerine göre şekillenmesini gerektiren bir ilkedir. Hukuk devletinden beklenen ‘öngörülebilirlik’ amacı da, idarecilerin duygu ve düşüncelerini ‘öngörerek’ hareket etmeyi anlatır. Aksi yöndeki yorumlar, birlik ve beraberliğe zarar verir. Yeri gelmişken, tüm hukuka giriş kitapları bu yorum çerçevesinde gözden geçirilmeli ve evrensellik noktasında âdeta milli beraberliğin altını oyan sözde tanımlar ayıklanmalı.
Şunu da eklemeden geçemeyeceğim. Ne yazık ki ilk aylarda ben de diğer sözde yazarlarla aynı yanılgıya düşüp OHAL KHK’lerinin OHAL ‘konusu’ ve süresiyle ‘sınırlı’ olması gerektiğini, önlemlerin kalıcı hale getirilemeyeceğini vs. yazdım. Neden? Anayasa’nın gereği olduğu düşüncesiyle. Pişmanım. Anayasanın bağlayıcılığı safsatasına kapıldım ne yazık ki. OHAL darbe girişimi nedeniyle ilan edildi diye, yalnızca o konuya ilişkin kararlar alınması beklentisi kadar akıl almaz bir şey olur mu! Anayasa ve ilgili yasa bu konuda kafa karıştırıcı hükümler içeriyor olabilir. Bu durumda değiştirilmesi gereken o anayasa ve yasadır. Bunu yapmak yerine, idarenin anayasaya aykırı davrandığını iddia etmek terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürmek değilse, nedir?
KHK’lilere yönelik diğer uygulamalardan ve gerek siyasetçilerin gerekse diğer toplumsal kesimlerin değerlendirmelerinden de son derece memnumun.
Yukarıda ‘imzacılar’ dedim. Bir de darbe girişimi sonrasında işlerinden edilen on binlerce yurttaş var. Çoğu hakkında açılmış bir soruşturma yok. Bir kısmı yargılanıp beraat etti. Bu somut veriler hiç kimseye hiçbir şey ifade etmemeli. ‘Kurum kanaatiyle’ işlerinden edilenlerin bunu hak ettiğini düşünüyorum. ‘Kurum kanaati’ her şeyin, tüm hukuk kural ve ilkelerinin önünde olmalı. Doğrusu bu. Bir hukuk kuralı ya da mahkeme kararının, herhangi bir kamu kurumunun idarecisinin ‘kanaatinden’ daha etkili olabilmesini kabullenemiyorum. ‘Hukuka uygunluk’ takıntısı tümüyle terk edilene kadar da bu ülkedeki temel sorunlar noktasında kolay kolay çözüm üretilebileceğini sanmıyorum.
Devlet, darbe girişiminin ardından, itiraz etmek isteyenler için bazı başvuru yolları işaret etti. Bence hiç gerek yoktu ama yine de hukuka uygunluk isteği ağır bastı demek ki. Dediler ki, önce komisyon, oradan idari yargı, oradan AYM’ye başvuru, oradan AİHM… Yaklaşık 15-20 yıllık bir süreç. Acele işe şeytan karışır. Daha ne olsun, hakikaten itiraz edenler ne ister, anlamakta zorlanıyorum. Gerçi süreyi biraz uzattılar ama şu meşhur ‘Komisyon’un herhangi bir süre ile sınırlanmış olmasını sindiremiyorum inanın. Adamlar komisyona atandılar, bir de üstüne belli bir süre içinde karar vermeleri mi beklenecek? Bu hangi vicdana sığar? Şu ana dek imzacılarla ilgili tek bir karar vermemelerini takdirle karşılıyorum. Sağolsunlar. Görevlerinin hakkını veriyorlar. Bazı kararlarını ise kişiler vefat ettikten sonra açıklıyor ki, kabul edelim en doğrusu bu.
KHK’liler konusunda lüzumsuz hukuksal tartışmalar dışındaki muhtelif yaklaşımlar da övgüyü hak ediyor.
Örneğin ‘sivil ölüme’ mahkum edilmeleri. Eh askeri vesayet sona ermedi mi, elbette sivil olacak. Kişisel olarak, bunun âdeta en kabul edilebilir yaklaşım olduğu kanaatindeyim. Yatıp kalkıp yaşadıklarına şükretsinler. Yine, medeniyetimiz noktasında işsiz kalanlara ‘ağaç kemirilmesi’ önerisi de çok değerliydi. Gerçi ormanların muhafazası noktasında bazı zararlara yol açma ihtimali var tabii. Belki bu sorun, önerinin ‘kurumuş ağaçları kemirsinler’ şeklinde revize edilmesiyle aşılabilir. Vin vin…
Kimi siyasetçilerin FETÖ ile ilgili açıklamalarını da aynı heyecan ve mutluluk dairesinde takip ediyorum. Geçenlerde iktidar partisinin önemli düşünce insanlarından biri, FETÖ’nün siyasete sızmayı hiç düşünmediğini, söyledi. Kesinlikle aynı kanıdayım. Şu yaşıma geldim; bugüne dek iktidar cenahından bir Allah’ın kulunun ‘Cemaat’ ile ne herhangi bir muhabbetine, ne tek bir fotoğrafına, ne övücü bir konuşmasına, ne Türkçe Olimpiyatları’ndaki bir görüntüsüne vs. tanık oldum. Doğruya doğru. Kendilerini kutluyorum, bu çok önemli bir başarı ve hakkı verilmeli. ‘Siyasete sızdı’ diyenlere ‘kargalar’ gülsün. Ya da başka bir kuş, karga noktasında ısrarcı değilim.
İnternette bazı bankaların KHK’lilere hesap açmadığını vs. okuyor ve çok mutlu oluyorum. Doğrusu bu. Sanki herhangi bir yurttaşmışçasına, bir bankada hesap açma noktasında girişimde bulunmaları âdeta bir şuursuzluk belirtisi. Açmasınlar efendim. Yine, KHK’lilerin iş bulmalarının engellenmesi de yerinde bir uygulama. Ha keza, bir kısmının çocuklarını okula kaydetmekte zorlanması, veli toplantılarına davet edilmemesi, çocuklarının dışlanması gibi uygulamalar da medeniyetimiz dairesinde düşünülmesi gereken doğru işler. Tüm bu uygulamalarda ‘hukukun’ gerekleriyle değil, kişisel ya da kurum kanaatleriyle hareket edilmesi yerinde uygulamalar. Neymiş efendim, kişi beraat etmiş. İyi de sor bakalım, idarenin içi rahat mı? Hayatta en önemli şey iç rahatlığı, bunu bilir bunu söylerim.
Beni çok etkileyen ve medeniyet dairesinde heyecanlandıran durumlardan biri de, ihraç edilen insanların bir kısmının eş dostları ve aileleri tarafından dışlanması. Dünyanın bizi kıskanmasının nedenlerinden bir olan ‘değerlerimiz’ bakımından olması gereken, bu. Görünce yol değiştirmek, bir gün önce birlikte yemek yediği insanın telefonunu rehberden silmek, komşuluk ilişkisini bitirmek gibi davranışlar olumlu ve özellikle belli kesimlerin omurga yapısı hakkında hayli fikir verici.
Tabii ‘demokrat’ kesimin KHK’ler konusundaki doğru tavrını da anmadan geçmemeli. İyi de… hımm… yani ama… onlar da… işte hukuk filan… bilemiyorum… suçsuz olabilir ama… Doğrusunu yapıyorlar. Hukuk kuralları herkese yüz verecek şekilde ele alınmamalı. Her hukuksal değerlendirmede ‘acaba kim sevinir?’ diye düşünülüp ola ki karşı olduğumuz birilerinin işine gelecekse, ona göre hareket edilmeli.
KHK’liler konusunda bugüne dek idarenin ve toplum ortalamasının tavrını takdir etmekle birlikte yine de bazı konularda yeteri kadar cesur davranılmadığı kanısındayım. Şöyle ki:
Örneğin darbe girişiminin ilk günlerinde, asıl mesleği sütlaç satmak olan mümin bir belediye başkanının ‘darbeci mezarlığı’ önerisi yeteri kadar destek bulmadı. Çok yazık. Oysa yalnızca darbe girişiminde doğrudan yer alanlar değil, KHK’lilerin tümü için böyle bir uygulama ciddiyetle gündeme alınabilirdi. Neyse ki geç kalınmış değil. Vefat eden bir KHK’linin, çok affedersiniz âdeta normal bir vatandaşmış gibi defnedilmesi bana lüzumsuz derecede insaflı görünüyor. Gerçi zaman zaman ‘imam cenaze namazını kıldırmak istemedi’ nevi olumlu haberler okuyorum ama yine de bu işler kişilerin inisiyatifine bırakılmamalı.
İlk günden itibaren düşünüp önerdiğim ‘farklı kıyafet’ uygulaması var ki, şu ana dek hayata geçirilmemiş olmasını anlamakta zorlanıyorum. Tek tip kıyafet ya da kıyafetin görünür bir yerine nakşedilecek KHK harfleri, toplumun geri kalanının KHK’liler ile ‘sosyal mesafesini’ korumasında yararlı olur. Beden dokunulmazlığı, özel hayat gibi Zihni Sinir hukuksal engelleri umursamanın gereği yok. Önemli olan toplum ve devletin bekası. KHK’lilerin ortalık yerde rahatça, âdeta herhangi biriymişçesine dolaşması kabul edilemez. Malumunuz geçen seçimde YSK’nin kimi ‘hukukçu’ üyeleri, her türlü takdirin üzerinde doğru bir yorumla, ‘KHK’lilerin oy kullanamayacağına’ karar vermişti. Ne yazık ki çoğunluktaki üyeler bu görüşe katılmadı. İşte farklı kıyafet uygulaması, oy verseler de hiç olmazsa sandık başında hak edilen muameleyle karşılaşmalarını sağlayabilir.
Tabii bunlar dışında başkaca öneriler de getirilebilir. Örneğin ‘kamusal fayda’ noktasında aşı denemelerinde öncelikle KHK’liler kullanılabilir… ya da geçen hafta gündeme gelen ‘kitap okuma’ cezası çeşitlendirilip KHK’lilerin hiç olmazsa bir H. B. Kahraman çalışması okumaya mecbur bırakılması sağlanabilir… Gerçi biraz orantısız ceza olabilir ama KHK’liler, CHP içi ‘Mustafa Kemal mi yoksa Atatürk mü demeli?’ tartışmasına dahil edilebilir… Buna mukabil, bir kişinin öneri sunma çabasıyla olabilecek işler değil bunlar muhterem okur. Ortak düşünmeyi, birlikte karar almayı, âdeta bir beyin fırtınası yapılmasını gerektiriyor.
Bu ‘beyin fırtınası’ için öncelikle üniversitelerimize başvurulabileceğini hatırlatmaya herhalde gerek yok. KHK’lilere hak ettikleri eziyet konusunda yaratıcı öneriler getiren akademik çalışmalara ‘maddi teşvik’ sunulması, verimi artıracaktır. Yine, vin vin.
Ezcümle, KHK’lilere yönelik idari, hukuki, siyasi ve toplumsal yaklaşımdan ve uygulamalardan son derece memnumun. Emeği geçenlere teşekkür borçluyum. Memleketimize ve insanımıza yakışan bu çizgidir. Buna mukabil, yapılanların yeterliği noktasında âdeta hümanizm adına bazı eksiklikler olduğunu da, üzülerek ifade etmek zorundayım…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025
20.03.2025
18.02.2025
13.02.2025
10.02.2025