Mustafa PAÇAL
Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için, demokratikleşme sorunu kadar bir diğer önemli sorun da “işleyen bir piyasa ekonomisi” ile rekabetçi dünya ekonomisinden, nüfusuyla orantılı olarak pay alması konusudur.
Günümüzde ekonomilerin henüz daha kriz süreçlerinden çıkamadığına baktığımızda bunun ne denli zor olduğunu da görmek gerekiyor.
KOBİ’ler işte bu zorlu rekabet koşulları içinde iş yapma biçimi ve üretimdeki kimi esneklikleri nedeniyle, ekonomilerin rekabetinin ve büyümelerinin de en etkili gücünü oluşturmaktadır.
Zira Soğuk Savaş sonrası değişimlerin en fazla olduğu alan üretim ve ekonomi alanı oldu.
Üretim teknolojileri tamamen değişti.
Üretimde esnek ve bilgisayar destekli bir teknolojiye geçildi. Rekabetin zorlaması nedeniyle tasarım ile üretim arasındaki zaman aralığı oldukça kısaldı. Verimli ve inovatif çalışma biçimleri gelişti.
Ekonomiler gittikçe dışa açıldı. Kapalı olduğu bilinen ekonomiler bile dolaylı olarak dışa açıldı, açılmak zorunda kaldı. Devletler özelleştirmeler yoluyla dünyada mal üretiminden neredeyse tamamen çıktılar. Çoğu hizmet sektöründe ise ya çıktılar ya da çıkmaya hazırlanıyorlar.
Bunun anlamı üretim, ticaret ve ekonomi artık açık piyasalar üzerinden yürüyecek demektir.
KOBİ’ler işte bu yeni ekonomilerin, yeni işletmeleri olarak ortaya çıktılar.
Bugün dünyada her ekonominin en etkili gücünü KOBİ’ler oluşturuyor.
Her ekonomi içinde en fazla işletme sayısını, en fazla istihdamı, en fazla ihracatı ve ithalatı KOBİ’ler sağlıyor. Yani aslında dünya ekonomisi bir “KOBİ ekonomisi” durumunda bulunuyor.
KOBİ’lerin doğal olarak ekonomi dışı alanlarda da etkileri görülüyor. Her ülkenin siyasetini KOBİ’lerin temsilcileri yakından etkiliyor ve karar verici siyasi rolleri üstleniyorlar. Bu siyasi güç onlara, devletin kendi üzerlerindeki her türden denetiminin sınırlandırılması olanağı veriyor.
Türkiye için de KOBİ’lerin konumu farklı gözükmüyor.
Türkiye’de yaklaşık iki buçuk milyon işletmenin yüzde 98’ini KOBİ’ler oluşturuyor. KOBİ’ler istihdamın yüzde 78’ini, toplam katma değerin yüzde 55’ini, toplam satışın yüzde 66’sını, yatırımların yüzde 50’sini, ihracatın ise yüzde 60’ını karşılıyor.
Karşılıyor karşılıyor olmasına ama, kamuya, çevreye ve çalışanlara karşı olmak üzere Türkiye’nin sosyal sorunlarının da yüzde yüzü KOBİ’lerde meydana geliyor.
Genel olarak baktığımızda KOBİ’lerde yaygın olarak yaşanan sosyal sorunları şöyle görüyoruz.
Usulüne uygun vergi ödememek, sınırlı sayıda sigortalı işçi çalıştırma veya sigortasız çalıştırma, işyeri standartlarının yasal ölçülere uygun olmaması, iş yasalarına aykırı çalıştırmanın yaygın olması ve örneğin haftalık yasal çalışma saati olan 45 saat kuralına uyulmaması (kuralsız çalıştırma), özellikle iş güvenliği ve iş sağlığı konusunda yasal ve teknik ölçülere göre gerekli olan önlemlerin alınmaması, çalışanların sendikal haklarına saygılı davranmama, çevre ile uyumlu üretim sorunu ve işyeri atıklarının yaratmış olduğu çevre tahribatı ayrı bir sosyal sorumsuzluk örneklerini oluşturmakta.
KOBİ’lerin sosyal sorumluluk alanında bu durumu sürdürülebilir değildir.
Çünkü sosyal sorumluluklarını yerine tam olarak getirmenin bedelini sadece KOBİ çalışanları değil aynı zamanda bir toplum olarak birlikte ödemiş oluyoruz.
Ayrıca KOBİ’lerin bu sosyal olumsuz durumlarını olabilecek en kısa zamanda iyileştiremezlerse, küresel rekabette de ticari olarak zarar göreceklerini bilmeleri gerekir.
Çünkü küresel rekabet artık sadece kalite, fiyat ve zamanında teslim üzerinden yapılmıyor. Çevre, emek ve kamuya karşı sorumlu olan ülkeler ve şirketler küresel rekabette öne geçiyor.
http://www.taraf.com.tr/mustafa-pacal/makale-kobi-ler-ve-sosyal-inovasyon.htm
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Şimdilik geçmiş olsun Ahmet Altan…
15.04.2021 - Yeni anayasa mı?
10.02.2021 - Salgın,Boğaziçi direnişi ve Trump faşizmi…
13.01.2021 - Siyasette iklim değişikliği ve HDP…
23.12.2020 - İktidarda ve muhalefette sınav verecek…
7.02.2020 - Yolunu kaybeden ülke
22.10.2020 - AB ile yeniden başlamak…
12.10.2020 - Devlet ve adalet…
2.09.2020 - İktidarı sürdürebilmenin iki yolu…
26.08.2020 - Garip olan bilmediklerini de bilmiyorlar…
15.08.2020
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Ad Soyad Giriniz...
Yorumunuzu Giriniz...