Mustafa PAÇAL
Türkiye, genel seçimlere giderken sorunlar yumağı içinde debelenen bir ülke durumunda gözüküyor.
Ve daha da kötü olanı, verili siyasi duruma bakıldığında bu durumdan sanki hiç çıkılamayacakmış gibi bir umutsuzlukta yaygın bir kanaat oluşturuyor.
Sorunların özünü, Türkiye’nin, genel olarak evrensel ölçülerde hukuk devleti ve demokratikleşme yönünde güçlü bir ilerlemeden ziyade dünyadan kopuk, içe kapalı otoriter bir devlet olma yönünde geriye doğru giden bir ülke durumunda bulunması oluşturuyor.
Bir başka ve bir o kadar daha önemli sorun ise, bu durumdan kendisini çıkaracak siyasi bir alternatifin de bulunuyor olmamasıdır.
Orta yerde AB kriterlerinden uzaklaşıp 12 Eylül darbe anayasasına ve kanunlarına sarılan bir hükümet ve buna karşı etkin bir muhalefetin olmaması umutsuzluğun esas nedenlerini oluşturuyor.
Oysa Türkiye’nin soruları, siyaset tarafından çok somut cevapların verilmesine muhtaç ve oldukça yaşamsal nitelikte sorunları içeriyor.
Öncelikle 12 Eylül askerî darbesinden kalma külüstür anayasanın ve faşizan rejim yasalarının tamamen ortadan kaldırılması ve yerine AB kriterleri ve evrensel hukuk ile uyumlu, içinde devletin denge ve denetlemesini yani etkin bir kuvvetler ayrılığı olan, yepyeni sivil ve demokratik anayasa sorunu hükümetin ve muhalefet partilerinin acil adım atması gereken yaşamsal bir sorun olarak çözüm bekliyor.
Bakıyoruz yeni anayasanın içeriğinden çok hem hükümet ve hem de muhalefet partileri tartışmanın eksenine “başkanlık sistemi” tartışmasını getiriyor.
Bu tartışma yapılmalı, ancak tam olarak ne isteniyor bu açıkça ortaya konulmalı.
Örneğin, istenen ABD başkanlık sistemi ise bu dünyada uygulanan en iyi siyasi referansı oluşturuyor. Ancak bu başkanlık sistemi de aynı zamanda kendi içinde örnek bir kuvvetler ayrılığı yani denetim ve dengesine de sahip bulunuyor.
Bu sistem “copy/ paste” yapılacak bir şey değil, bu sistemin arkasında iki yüz yıldan fazla bir tarihin bulunuyor olması başka bir sorunu oluşturuyor.
Ayrıca Türkiye Tanzimat’tan bu yana iyi kötü bir parlamenter demokrasi geleneğine sahip, bu deneyi yok saymadan da konuya bakmak gerekir.
Benim görüşüm, devletin işleyişinde güçlü ve etkin bir kuvvetler ayrılığı, denge ve denetleme sistemi olursa başkanlık, yarı-başkanlık veya parlamenter sistem, hepsi toplumun vereceği karara göre olabilir.
Bir başka konu Kürt sorunu ve çözüm süreci sorunu, hükümet ile sürdürülen müzakere süreci içerik olarak neleri kapsıyor ve neler hedefleniyor, bunlar tam olarak kamuoyu tarafından bilinmiyor.
Ancak bilinen, Kürt sorununun çözümü için öncelikle insan hak ve özgürlükleri alanında demokratik bir anayasa ve devletin idari yapısını ademimerkeziyetçi bir yapılanmaya dönüştürmek ile eğitim ve kültürel haklar alanında köklü yasal düzenlemeler yapmak ve uygulanmasını sağlamak.
Gelin görün ki “iç güvenlik paketi” diye Meclis’e kavga dövüş getirilen “OHAL devleti” içeriğine sahip bu düzenlemeler ile müzakere süreci tam bir çelişkiye neden oluyor.
Yani hem özgürlükler için müzakere eden bir hükümet olacaksın ve hem de “OHAL devleti” sopasını eline alacaksın.
Bu yaklaşımlar ışığında siyaseten, eski düzenden radikal bir kopuşu öngören bir programa ve eylemliliğe sahip olmanın dışında başkaca bir seçenek görünmüyor.
Yoksa “zamane padişahlığı” gibi tek adamın “OHAL rejiminden” kurtulamayan bir ülke olarak, kendi içimizde çatışan ve dünyada yalnızlaşmış sıradan bir Ortadoğu ülkesi durumundan çıkamayız.
Not: Özgecan Aslan ve tüm kadın cinayetlerini şiddetle kınıyorum. Erkek şiddetinin son bulmasını ve bu tür suçlarda ağırlaştırılmış hapis cezası verilmesini istiyorum.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2021
10.02.2021
13.01.2021
23.12.2020
7.02.2020
22.10.2020
12.10.2020
2.09.2020
26.08.2020
15.08.2020