Mustafa PAÇAL
“Ben demiştim” diye başlayan yaklaşımları doğru bulmasam da hemen tüm yazılarımda terör tablosunun özellikle seçimlere doğru giderek kötüleşeceğini ve belki de seçimlerin yapılamayacağını söylemeye çalışmıştım.
Dağlıca katliamı, terör tablosunun daha da kötüleşeceği tahminlerine ivme katarak bundan sonra olası daha kapsamlı terör eylemlerinin adeta habercisi gibi oldu derken Iğdır’dan kara haber geldi.
Bu tür hazin tabloların ortaya çıkmaması için çatışmasızlık ortamına geri dönülmesi, silahların susması gerekiyor.
7 Haziran seçimleri sonrası ortaya çıkan bu çatışma süreci nasıl önceki durumuna geri döner; bugünkü işaretlere göre bunun mümkün olmadığı anlaşılıyor.
Ancak gerçek olan bir şey var ki, atasözünün dediği gibi kaçan balık büyük oluyor.
7 Haziran öncesine dönmenin kıymeti şimdi herkes tarafından eminim daha iyi anlaşıyor.
Yeniden çatışmasızlık ortamına dönmek ve diyalogların yeniden başlatılmasının nedenlerine bugünkü gerilim iklimi içinde bakmayı kimse istemiyor olsa da gerçek olan budur.
Özellikle sivil toplum örgütleri üzerinden çatışmasızlık ortamının yaratılmasının önemi yaşamsal öneme sahiptir.
Sivil girişimlerin yerel boyutta etkinlik yapması kadar uluslararası kuruluşlar, medya ve kamuoyu etkinlikleri de artan bir öneme sahip bulunmaktadır. Örneğin yerel ve uluslararası âkil adamlar gibi bir girişim araya girerek yeniden müzakere sürecine girilmesini kolaylaştırabilir.
Bir tarafta Erdoğan şiddet üzerinden siyasi rant çıkarmanın hesaplarını yapıyor, diğer yanda ise PKK bu hesapları bozmak için bu kanlı oyunda rol alıyor.
Bir farklı yaklaşım olarak söylemeye çalışırsam, çatışmasızlık ortamının sağlanması ve yeniden çözüm süreci müzakerelerine geri dönülebilmesi için sivil girişimlerin daha çok enerjilerini uluslararası alanda yoğunlaştırmalarının önemini belirtmeye çalışıyorum.
Aslında öldürülen insanların yaşıyor olmasından başka hiçbir şeyin önemi yok bence…
Bu değerlendirmelerin nesnel nedenleri açısından bunları söylemeye çalışıyorum.
Ta başından beri Erdoğan başkanlık sistemi kurmak ve başkan olmak hesapları yüzünden gözünü karartmış “çılgın” bir politika izliyordu.
Başkan olmaktan başka adeta hiçbir şey umurunda değildi.
Erdoğan’ı bu duruma on üç yıllık iktidarı döneminin sonlarında ortaya çıkan suç iddiaları zorluyordu.
17-25 Aralık yolsuzluğu ve kamu ihalelerinde dönen rüşvet iddiaları Erdoğan’ı her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmaya mecbur eden nedenleri oluşturuyordu.
Erdoğan’ı iktidarda kalmaya mecbur eden diğer sorun ise özellikle Ortadoğu’da çatışmacı siyaseti oldu.
Bu çatışmacı siyaset MİT TIR’ları davası gibi işlerin ortaya çıkmasına neden oldu.
Son olarak Türkiye’den Libya’ya giden gemilerde ele geçen silahlar da aynı anlamda kuşkular taşıyor.
Yani hâlimiz “ya beni başkan yaparsınız ya da ortalığı kan gölüne çeviririm” demeye varan bir siyasi zorbalık döneminin içinden geçiyoruz.
7 Haziran seçimleri bu duruma anlaşılır bir cevap vermiş olsa da bu mesaj bilinçli olarak alınmadı ve erken seçim adeta dayatıldı.
Seçim hükümeti diye kurulan hükümetin sanki sürekli hükümet olma ihtimali bu durumda daha güçlü gözüküyor.
Ancak ekonomi bu kadar siyasi istikrarsızlıklara fazla tahammül göstermiyor.
Hele 1 Kasım seçimlerinin yapılamaması ve akabinde yeni bir hükümetin kurulamamasının ekonomi üzerindeki etkisi mevcut durumdan daha kötü olur.
Son olarak Erdoğan PKK ile kanlı bir siyasi kumar oynuyor. Şiddet ve ölümler üzerine otoritesini pekiştirmek ve sürdürmek istiyor.
Bence Erdoğan bu kanlı kumarı kaybeder; tarih bunun sayısız örnekleriyle dolu…
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2021
10.02.2021
13.01.2021
23.12.2020
7.02.2020
22.10.2020
12.10.2020
2.09.2020
26.08.2020
15.08.2020