Mustafa PAÇAL
Bu ne kadar olabilecek bir şeydir bilemiyorum ama kendime yeni bir siyasi kimlik oluşturmak için 90’lı yıllardan beri uzun ince bir yolculukta görüyorum.
Bu zahmetli yolculuğumun hedefinde ise sadece “demokrat” olmakla yetinen bir politik amacım var.
Nasıl başaracağımı bilemiyorum ancak demokrat olmanın devrimci olmanın yanında oldukça zor ve bir o kadar da özveri istemesi zaman, zaman gözümü korkutsa da tüm bunlara rağmen bu yolculuktan vazgeçmeyi düşünmüyorum.
Demokrat olmak benim geçmişte aslında pasiflik veya sıradanlık içinde olmak anlamına gelirdi.
Öyle ya devrimciliğin yanında demokrat olmanın fazlaca anlamı ne olabilirdi.
”Bizce” devrimcilikle demokratlık arasında ideolojik,siyasi ve sosyal açılardan kot farkı vardı.
Devrimin amacı demokrasi amacından daha kutsal farklılıklara sahipti.
Demokrat olmaktan aklımıza hep “burjuva demokrasisini ve hukukunu” inanmış olanlar gelirdi.Bu inanca sahip kişilerin bizce sınıfsal konumları “sağda” idi.Ancak genel olarak onları kafamızda sağın içinde “sola” bir yerlere koymayı tercih ederdik.
Bu yukarıdan bir bakış ve kibirli bir tutumdu.
Devrimci olmamızın temel ideolojik tezi kapitalizmin sömürü düzenin ortadan kaldırılmadıkça insanlığın hiçbir kötülükten kurtulamayacağımızı savunmaktı.
Bunun dışındaki çözümler veya öneriler küçük burjuva veya burjuva demokrat davranışlardı ve bu asla kabul edilemezdi.
Şimdi düşünüyorum da o zaman örneğin özgürlükçü bir demokrasi için mücadele etmeyi küçümsemek demek, aslında devrimci olmanın, demokrat olmanın gerisinde olmak anlamına geldiğini şimdi daha iyi anlıyorum.
Yani şöyle anlıyorum özgürlükçü demokrasi için yapılabilir o kadar çok ve farklı sosyal,politik çalışma alanı varken devrimcilik buna göre daha beklemeci, daha “pasif” bir politik tercihti,bunu anlatmaya çalışıyorum.
90’lı yıllarda demokrat,liberal görüşleri anlamak ve öğrenmek için okuma ve düşünsel çabalarım oldu.
Ancak beni en fazla etkileyen düşünce Avrupa Birliği (AB) projesi ve onu ortaya çıkaran tarihsel,siyasi ve ekonomik arka planının ortak bir insanlık yaşamını hem özgürlük ve hem güvenlik ve hem de refah üzerinden kurgulanması olmuştu.
Bugün hala her şeye rağmen AB projesi saydığım nedenlerle insanlığın özgürlük,güvenlik ve refah gibi mutluluk üçgenine en önemli insanlık projesi olarak bence özelliğini koruyor.
Yalnız bu demokrat olma yoluna girdikten sonra önceki “ideolojik saplantılar” dışına çıkmak oldukça zahmetli bir düşünsel işkenceye dönüştü.
Örneğin demokrat olmanın ölçülerinden olmazsa olmaz olan her yapılanmanın açık, katılımcı ve çoğulcu yöntemlerle demokratik şekilde yönetilmesine gerçekten inanmak ve bu görüşü savunmak ve uygulamak önceki yaklaşımlarımız ve anlayışlarımızla kafamda yoğun bir çatışma alanı oluşturdu.
Ne demek yani bu, devlet,parti,sendika,vakıf,şirket gibi yapılanmaların hesap verebilir olması için açık,katılımcı ve temsilde çoğulcu bir şekilde demokratik yönetilmesi demek oluyor.
Eee bu bizim üzerinde hiç kafa yormadığımız ve teorik olarak ta karşı çıktığımız bir konu idi.
Ne yapalım işte, demokrat olmak ile devrimci olmanın arasında böyle sarsıcı olan ve ben devrimci iken benim için fazlaca önemi olmayan, ancak demokrat olmaya karar verdikten sonra insan hayatı ve doğal hayat için şimdilik en doğru yönetim şekli olduğuna inandığım bu görüşü içselleştirmek ve savunmak benim için hiçte kolay olmamıştı.
Beni sarsan başka bir konuda hem kapitalizmin insan ve doğaya yaptığı kötülüklerini ortadan kaldırmak için işe yaramayan sosyalist uygulamaların tartışmasız referans noktası olarak kafamdan çıkarmak ve hem de bunun yerine yeni ve etkin başka bir yol bulmak olmuştu.
Üç boyutta düşünüyordum bir, kapitalizm insana ve doğaya yaptığı kötülüklerin farkında değil mi iki, farkında değilse bundan kendisinin de zararlı çıkacağını damı fark etmiyor.Üç,yada bunların farkındaysa ne tür stratejik değişiklikleri düşünüyor ve uygulamaya çalışıyor.
Baktım durum hiçte öyle değil kapitalizm dünyada sosyalizm enflasyonu olduğu dönemlerde elde ettiği deneyimlerden de yararlanarak küreselleşme sürecinde ve sosyalizm alternatifinin olmadığı bir dünyada sürdürülebilir kapitalizmin stratejik tercihleri ne olabilir diye düşünüyor, bu düşünceleri programlıyor ve uyguluyor.
Burada kapitalizm derken küreselleşmiş şirketlerden bahsediyorum.
Küresel olduğu halde stratejik tercihlerini pek değiştirmeye ihtiyaç duymayan şirketlerde var. Bu şirketler genelde silah ve petrol üretimi ve ticaretini yapan şirketler oluyor.
Ancak dayanıklı tüketim ve hızlı tüketim alanında üretim ve ticaret yapan küresel şirketler doğa,toplumsal yaşam,emek ve tüketicilere karşı sosyal sorumluluklarını anlayan ve buna uygun şirket stratejileri ve politikaları geliştiren çevreye verdikleri “kötülükleri” en aza indirmek isteyen “devrimci” bir yol izliyorlar.
Bu süreci iyi okumak ve olumlu şekilde hızlandırmak için şimdi pek çok olanağa sahip olduğumuzu düşünüyorum.
Kapitalizmin sosyal ve insani dönüşümüne katkı sağlayacak ve bunun yanında özgürlükçü demokrasiyi, devletin demokratikleşmesi temelinde gören reformcu sol bir siyasi program veya yaklaşım çok geniş bir siyasi ve toplumsal kabul görebilir diye düşünüyorum.
Bu yolu kapitalizme karşı sınıfsal müdahaleyi örgütlemek ve kapitalizmi devrim yoluyla ortadan kaldırma tezinde daha ilerici bir yol olarak görüyorum.
Aslında ne demeye çalışıyorum.
Eski yoldan ayrılmanın vakti çoktan geçmişti, sosyalizm markasının artık yeniden sosyal ve siyasal piyasalara sürülecek cazibesinin kalmadığı anlaşılmalı, kapitalizmin sosyalleşmesini anlayan ona insani ölçülerde müdahale etmeyi sınıfsal müdahaleden daha önemli ve reel olduğunu gören yaklaşımların farkına varılmalıdır demeye çalışıyorum.
Soldan gelenlerin böyle bir stratejik yenilenmeyle bu süreçte oynayacağı role oldukça çok ihtiyaç var diye düşünüyorum.
Gelelim son yazımda değindiğim, sol demokratların sosyal ve liberal demokratlarla arasındaki temel görüş farklılıklarına, doğru söyleyecek olursak demokrasi,hukuk,piyasa ekonomisi gibi temel parametrelerde pek farklılıklarımız olduğu söylenemez.
Ancak konu devlet aygıtının yapılanmasına gelince ki bence zurnanın zırt dediği nokta da burası o zaman farklı stratejik noktalara savruluyoruz.
Devletin demokratikleşmesi,ademi merkeziyetçi yerel yönetimlerin güçlü olduğu bir idari yapılanma,demokratik,laik,hukuk devleti gibi konular üzerinde birbirimizi tamamlayacak yaklaşımlarımız aynı olabiliyor.
İş devletin idari bakımdan küçülmesi ve devletin boşalttığı alanların sivil toplum yapılanmaları ile doldurulması yani “derin” devletin tasfiyesi ve sosyal sorunlara karşı sorumlu devlet ile etkin denetim yapan devlete geldiğinde farklılıklar çıkıyor.
Yinede bu farklılıkların yarattığı görüş ayrılıklarına rağmen kapitalizmin sosyalleşmesi, özgürlükçü demokrasi sürecinde işbirliği yapmak için şimdilik engel olarak görmüyorum.
Herkese dostça selamlarımla…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2021
10.02.2021
13.01.2021
23.12.2020
7.02.2020
22.10.2020
12.10.2020
2.09.2020
26.08.2020
15.08.2020