Mustafa PAÇAL
Türkiye ile ilgili dünyada dolaşımda olan ve olumlu algı yaratacak bir tek rapor bir tek olumlu değerlendirme yok.
Tel, tel dökülüyoruz.
Tersi her alanda durumun vahimliğini gösteren görüş ve değerlendirmeler gırla gidiyor.
Evet…
Bu gidiş, gidiş değil ve nereye ve nasıl gideceğimizi ve sonumuzun ne olacağını bilende yok…
Çünkü…
Mesela Anayasa’nın ve yasaların açık hükümlerine rağmen Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına birinci derece mahkeme uymayabiliyor.
CHP Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında AYM’nin yeniden yargılama kararına rağmen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi bu kararı tanımadı.
Bu vahim durum, çok açık bir şekilde Türkiye’nin bir kabile devleti gibi olduğunu bir kez daha teyit ediyor.
Soru şu; AYM kararlarının herkesi bağlayacağı açık seçik ortada iken bu kararı alan mahkeme heyeti bu cüreti nerden almaktadır.
HSK, bu cüreti gösteren mahkeme heyeti hakkında şu saate kadar herhangi bir işlem neden yapmamıştır.
Bunun anlamı…
Keyfiyet anayasa ve yasaların üstüne çıkmışsa, bu rejimin adı açık dikta rejimi demektir.
Artık hiçbir yurttaş anayasal hakkı olan kişisel başvuru hakkını kullanmak istemez ve kullansam ne olacak ki sonunda kararlar anayasa ve yasaları göre değil, iktidardan talimat alarak karar veren bağımlı bir yargı var diye düşünür.
Bu durumun somut tanımı; TC Devleti anayasal bir devlet olmaktan artık tamamen çıkmıştır.
Tabi bir de bu duruma dışardan bakanlar var.
Örneğin uluslararası yatırımcılar var.
Bu yatırımcılar her ülkede yatırım için uygun ortam ararlar.
Yatırımlarını yaparken de uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının raporlarına bakarlar.
Gelin bizde bakalım…
Moody’s Türkiye’nin kredi notunu B1’den B2’ye indirdi ve durumunu Negatif olarak belirledi. Eylül 2020
Fitch BB- Negatif dedi. Ağustos 2020
Standart&Poor’s ise BB- Durağan notu verdi. Temmuz 2020
Görüldüğü gibi birer ay arayla, üç ayrı kredi değerlendirme kuruluşunun hiç biri pozitif bir puan vermemiş…
Bu arada hatırlatalım, bu kredi notu seviyeleri ağırlıkta Afrika ve Orta Asya cumhuriyetlerinin olduğu gruba verilen notlardır.
Türkiye için verilen bu not seviyesi “aşırı riskli” grubta olan ülkelere göre bir tık yukarıda olan nottur.
İçerde hukuk devleti ve yargı bağımsızlığından uzaklaştıkça, insan hak ve özgürlüklerinde her gün yeni ve acımasız zorbalıklar ortaya çıktıkça, bu durumun daha kötüye gideceğinden şimdiden herkes emin olabilir.
İşte bu kredi değerlendirme notları ülkeye doğrudan yabancı sermaye girişini de olumsuz etkiliyor.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü (UNCTAD) 2020 yılı “Dünya Yatırım Raporu” Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye yatırım 2019 yılında %35 azalarak 8.4 milyar dolara indiğini söylüyor.
2020 yılı yabancı sermaye girişi bu durumdan daha kötü olacağını şimdiden söylemek yalan olmaz diye düşünüyorum.
Öte yandan BM ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar salgın döneminde 96 milyon insanın aşırı yoksullaşacağını bunun 47 milyonunu kadınların oluşturacağını raporluyor.
Salgın süresince ağır bir şekilde etkilenen ekonomi bunun bedelini işsizlik ve yoksulluğun artması olarak ödetiyor.
Türkiye’de bunun bedelini ağır ödeyen ve ödeyecek olan ülkeler arasında bulunuyor.
Her ne kadar TÜİK iktidarın talimatına göre işsizlik ve yoksulluk verilerini gerçeğe aykırı bir oranda açıklasa da bu sokaktaki yaşanan gerçeklerin üzerini örtmeye yetmiyor.
Tel, tel dökülen yanımız sadece yargı, ekonomi değil dış politikadan tutunda her alanda dökülüyoruz.
Mavi Vatan, Doğu Akdeniz ve Yunanistan ile Ege adaları sorunu ve Libya ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ile ve son olarak Azerbaycan ve Ermenistan savaşı…
Tüm başlıklara bakıldığında hepsinin birbirinden farklı sorunlar olduğunu görsek te, Türkiye bu farklı sorunların hepsi için birbirine benzer davranışlarda bulunuyor.
Bu davranış, tek taraflı ve gerilim yaratma nedenine dayanıyor.
Tüm bu farklı sorunlar için öncelikle diyalog, işbirliği ve müzakere yollarını deneyen bir dış politikadan ziyade daha çok gerilim yaratan bir yol izleniyor.
Neden peki…
Çünkü içerdeki iktidarını ayakta tutabilmek için “beka sorunundan” başka anlatacağı hikayeleri kalmadı.
O nedenle bölgede sürekli bir gerilim ve çatışma siyasetine çok ihtiyaçları var.
İçerde çökertilmiş bir ekonomi, başını alıp gitmiş yolsuzluklar, işsizlik ve yoksulluk var.
Ancak şunu iyi biliyorlar ki “vatan millet” edebiyatı ile insanların açlık ve işsizliğini bir nebze olsun unutturabiliyorlar.
Eh birde buna CHP ve İYİP gibi muhalefet partilerinin “iktidarın muhalefeti” eklenince durumu şimdilik kör topal sürdürebiliyorlar.
Nereye kadar birlikte göreceğiz…
*Bu makale yazarın görüşlerini yansıtır. Gazete Davul’un yayın politikası ve editoryal bakış açısı ile her zaman uyumlu olmak zorunda değildir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2021
10.02.2021
13.01.2021
23.12.2020
7.02.2020
22.10.2020
12.10.2020
2.09.2020
26.08.2020
15.08.2020