Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Şurada seçimlere bir şey kalmadı, sayılı günler var ama siyasi gündemi yine başka şeyler işgal ediyor. Bazı gazetecilerin tutuklanmasından çok haklı olarak tedirginiz, bizim tedirginliğimizden Ergenekon örgütlenmesinin yaralanacağı kaygısını taşıyor olmamıza rağmen tedirginiz ve buna rağmen tepkimizi açıklıyoruz. Doğru olan budur. Ne Başbakan’ın açıklamaları, ne de savcı Öz’ün açıklaması kaygılarımızı yok etmiş değil. Onlara güvenip beklemek için ne gibi nedenimiz var? “Kürdistan” dedi diye eğer bir yazar, bir düşünür İsmail Beşikçi hapis cezasına çarptırılıyorsa kimse bizlerden susup yargı sürecinin sonunu beklemeyi isteyemez.
Karşımızdaki durum şu: Ergenekon örgütlenmesinin peşine düşüp gerçekleri halka açıklamak isteyenler de, Taraf gazetesi, Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Mehmet Baransu ve başkaları da soruşturmaya uğruyor, haklarında davalar açılıyor hatta ceza alıyorlarsa; öte taraftan Ergenekon örgütlenmesi içinde olduğu gerekçesiyle yine gazeteciler, yazarlar tutuklanıyorsa ortada kaotik bir durum var demektir. Siyasi kaosu biz çözemeyiz, bu konuda kimin eli kimin cebinde biz bilemeyiz, enformasyon kirliğini temizleme gücüne de sahip değiliz.
Buna rağmen aklımıza da yitirmedik; son tutuklamalar nedeniyle Ergenekon terör örgütünün varlığı konusunda ne kuşkuya düşeriz ne de bu örgütün medyada ayakları olduğu gerçeğini gözardı ederiz. Doğru tutum özgürlükleri, insan hakları hukukunu, sivil hukuku savunmaktır.
Kişilere değil hukuka güvenmek isteriz
Fakat herkes, bütün taraflar da bugün yargının, kişiler hakkında soruşturma açmaktan, gözaltına alma, tutukluluk süreleri de dâhil bütünüyle yargılama hukukunun perişanlığından, adaletin geç gelmesinin doğurduğu adaletsizlikten şikâyetçi değil midir? Herkes kendi işine geldiğinde yargı sürecini bekleyin diyor, gelmediğinde de yargı sistemimiz çürümüştür diyor. Elbette adil yargıçlarımız, savcılarımız var ama yargı sistemimizin çürüdüğü de çok açık. Bu alanda önemli reform adımları atılmasına rağmen durum bu. Köklü hukuk reformu hâlâ çekmecede duruyor.
Niye çekmecede duruyor?
Çünkü artık yalnızca yargı alanında değil idari ve diğer tüm alanlarda sorunların köklü çözümü yeni bir anayasa yapmaya gelip dayanmıştır. Fakat seçimlere üç ay kaldığı halde anayasa konusunda ortada ses seda yok. Birkaç sivil toplum örgütü, özellikle Anayasa Çalışma Grubu dışında ve bir de Alevi derneklerinin düzenlediği miting haricinde. İktidar ve muhalefet partileri yeni anayasa konusunda suskunlar.
Suskunlar çünkü “Sadede geleyim de asa misun?” havasındalar.
Şu âna dek seçim sathı mailindeki hâkim siyasi hat milliyetçilik/ ulusalcılık çizgisi üstündedir. Bu çizgide de bir anayasa değişikliği olur ama bu anayasa yeni ve sivil olamaz. Bugün AKP, MHP Kürt meselesi nedeniyle CHP ise Kürt meselesi de içinde merkezî devleti zayıflatacak kaygısıyla yerel yönetimlerde köklü bir idari yeniden yapılanmaya gitmek ve özerklik gibi konuları tartışmaya hiç de hazır değiller. Kürt meselesinin çözüm anahtarının yattığı bu değişikliği göze almadan başka köklü değişikliklere gidilemez.
Çünkü anayasalar hukuki değil hukuk diliyle ifade edilmiş siyasi belgelerdir. Siyaseten çözmeyi göze almadığınız bir sorunu anayasa yaparak çözemeyeceğiniz gibi zaten böyle bir anayasa da yapamazsınız.
Ne var ki, bizden yargı sürecini beklememizi isteyenler aslında kendilerine ve dolayısıyla devlete güvenmemizi istiyorlar. Oysa yeni anayasa ihtiyacı egemenliği devletten alıp topluma, halka verme gereksiniminden doğuyor. Çağdaş denen, insan haklarının evrenselliği ve üstünlüğüne dayalı özgürlükçü demokrasi için egemenlik hakkı doğrudan insan merkezli kaynaktan, insan olmaktan doğar.
Bu dediğimi eğer o noktaya varabilirsek yeni demokratik ve sivil anayasa meselesine gelince çıplak biçimde göreceğiz. Örneğin, yeni anayasada Atatürk adının geçip geçmemesi nasıl tartışılacak çok merak ediyorum. Benim bilebildiğim kadarıyla hiçbir demokratik anayasa kendini bir lider karizmasına dayandırma, onun otoritesine sığınma gereğini görmemiştir, zira anayasalar toplumun kendi otoritesini tesis etmek içindir. Bunun içindir ki, anayasaların varoluş nedeni için gerçekte olmadığı halde toplumsal sözleşme gibi bir tanım yapma gereği duyulmuştur. Denmek isteniyor ki, bu sözleşme ile bir toplum kendi kaderine hükmetme otoritesini kendi eline alıyor. Bu otoritenin kaynağı ne dindir, ne de bir kişi, millet bile değil yaşayan halkın kendisidir. Halk anayasa ile yönetme otoritesine kaynaklık etmek üzere bir hukuk yaratmış olur.
Yeni anayasa meselesi ne âlemde gerçekten. Acilen hatırlatmak istedim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012