Namık ÇINAR
Dün her şey önemini yitirmiş, sadece şu iki olay öne çıkmıştı, benim için:
Biri,
bir kız çocuğunun ırzına geçen tecavüzcüye, “saygın tutumu” nedeniyle cezasında “indirim” yapılmasıydı;
diğeri de,
aynı gün, kırk üç sene öncesinin 12 Mart faşizminde solcu avına memur edilmiş bir muhbire, seneler sonraki bir yazımdan ötürü, hakaret ettiğim gerekçesiyle verilen “adli para cezası”nın yeterli görülmeyip “arttırım” yoluna gidilmiş olmasıydı.
Yani, daha iyi anlaşılsın diye söylersem;
- Dünya Harbi’nin Hitler Almanya’sında temerküz kamplarında görev yapmış bir subayın, seneler sonra anlatılmış bir hatıratta, üstelik soy isim verilmeyip adıyla yetinilmiş olmasına rağmen, şöhretine leke sürülüp hakarete uğradığını ileri sürerek yarım yüzyıl sonra dava açması ve kazanmasına benziyordu, âdetâ.
Bugün bu Almanya’da olabilir mi?
Ama burada olabiliyor.
Bu nasıl bir hukuk anlayışı ki, hâlâ o haklı, ben haksızım.
İçine tüküreyim böyle düzenin.
Adalet mekanizması hâlâ onu koruyor, bana ise suç atfediyor.
Elli sene önceki suçlu, bugün hâlâ güçlü.
Param olmadığı için avukatım da yok.
Daha doğrusu, gidemediğim bir kent olan İzmir’de görüldüğü için, davamı facebook’tan bulduğum bir avukatla takip edebiliyorum.
Parasız da ancak bu kadar olabiliyor. Ona gene de teşekkür ederim.
Ne ki, temyiz safhasına daha esaslı bir önlem almalıyım.
Ama bu nasıl olacak, bilmiyorum.
Hülâsa, bugün içinde bulunduğum ruh hâli, olanağım olsa buralarda bir dakika bile durmayacağımdır.
Ne yalan söyleyeyim; gele gele bir arpa boyu bile yol alamamış, bir ömrü boşu boşuna ziyan etmiş gibiyim.
Düşündüğüm hiçbir şey olmadı.
Çocuklarımı en iyi okullarda okuttum, ama hepsi şimdi işsiz.
Benimki kadar bile bir hayat yaşamadıklarını görüp kahroluyorum.
Keşke bencil bir hayatı seçseydim, diyorum.
Kendi kendimi aldattım.
En nitelikli hukuk ya da sosyoloji kitaplarını, altlarını çize çize, bu kaba saba hayatı yaşamak için mi okudum?
Acaba, keşke hırsız mı olsaydım?
Satın alma komisyonlarında görev yapıp yemedikleri halt kalmamış kimi eski meslektaşlarımı bugün bağırlarına basmakta sakınca görmeyen devre arkadaşlarım, ülkenin refahı için farklı düşünüyorum diye bana cüzamlı gibi davrandılar.
Sosyal medyada küfür yemekten bıktım usandım.
Yazdıklarımı beğenenler bedelini ödemiyorlar. Çünkü bu ülkede “fikir” para etmiyor.
Peki, ben taş mı yiyeceğim?
Beğenmeyenler de her gün “defol git” diye tempo tutuyorlar.
Bundan yüz sene önce Yeni Zelanda’ya göç etmeyi düşünme noktasına gelmiş Tevfik Fikret’e mi benzemeye başladım, nedir!
Bakın buradan sesleniyorum!
Beni alacak bir Batı ülkesi çıksın, gitmeyen namerttir.
Ne zorum var benim, bu kahırları çekmek için?
Kara kalabalıklar daha güzel yaşasınlar diye önerdiklerim, bu denli kızdırıyorsa kitleleri, yazmayıveririm olur biter!
Ne elde var, ne avuçta.
Varsa yoksa, sadece kitaplar… kitaplar.
Beni buralara tek bağlayan o duygu da yok olacaksa, çekip gider; bari ömrümün geri kalanını insan gibi yaşarım.
Belki, arka fonunda Türkiye’nin yakın sosyopolitik tarihi olan birkaç roman yazarım ben de, geride bırakacağım.
Ama burada ne mümkün dinginlik, erdem, adalet!
Nazım Hikmet’ten şiir okudum diye ortalığı birbirine katmak suretiyle, gençliğimde başıma türlü dertler açmış birine hakaret ettiğim iddiasıyla, aşağılık bir tecavüzcüden bile beter sayılıp, cezası arttırılması gerekli görülen biriyim ben, baksanıza!
Kimseye yılgınlık vermek değil amacım.
Hiç oralarda değilim.
Sadece yıkılmış vaziyetteyim.
Yoruldum ve her şey boşuna imiş sanki.
Ama bir de, bu bozuk düzende yok yere canlarını yitiren gencecik insanlar var.
Örneğin şu son beş ayda, birtakım siyasal oyunlar uğruna dört yüzün üzerinde insan öldü.
Sırf muhalif oldukları için devasa şirketlere, onların medya organlarına ve tüm mallarına hoyratça el kondu.
Onların başına gelenlerin yanında, benimki nedir ki?
Ve geniş kitleler, benden farklı olarak, bütün bu olup bitenlere onay verdiler.
Seçim gecesi benim gibi düşünmeyen bir dostumdan aldığım ilk mesaj, “bütün çabanın boşuna olduğunu gördün mü” oldu.
O hâlde…
Bu toplum bensiz daha mutlu olacaksa…
Artık burası “konuşma ve tartışma yeri değilse”…
Şayet böyle yaparsam, “burası bana dar edilecekse”…
Ey Norveç, ey İsveç, ey diğerleri…
Sesimi duyuyor musunuz?
İşte size yeni tür bir “Suriyeli”!
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016