Namık ÇINAR
Şimdi de başımıza yeni icat, daha düne kadar çoğu kimsenin adını bile duymadığı şu “Kut’ül Amare zaferi” çıkmasın mı!
Yahu, ne zaferi?
Koskoca Dünya Harbini kaybetmişsiniz; beş milyon km2 toprağınız gitmiş, siz halâ “İngilizleri nasıl da yenmiştik” derdindesiniz.
Erdoğan, ne siyasi tarihten, ne de harp tarihinden haberi olan; bunları ancak televizyon dizilerinden öğrenmeye kalkan kara kalabalıkların o zayıflıklarını hiç kaçırır mı!
Bir üfledi, o sabah hepsi yataklarından kahraman olarak uyandılar.
Size gülemiyorum bile.
Zafer denince, siz ne anlıyorsunuz, Allah aşkına?
On bin şehit vermiş, neticede o toprağı da kaybetmişsiniz.
Neresi zafer bunun?
Savaş, kumar masasına benzer. Sonunda parayı kimin götürdüğü önemlidir. Kıçından donuna kadar alınmış adamın, “bir ara nasıldım ama” diye sevinmesi ne hazindir.
Kaldı ki, askeri stratejide mühim olan muharebelerin değil, harbin kazanılmasıdır. Kimi hâllerde, kesin sonuç almak için yapılacak “taarruz harekâtının sıklet merkezi”ni gizli tutmak maksadıyla, hasmı yanıltacak kayıplara bile başvurulabilir.
İngilizlerin Hint tümenini yem gibi kullandıkları Kut’ül Amare’de siz enerji kaybederken, birkaç sene sonra az daha Anadolu’yu bile kaybedecek bir noktaya nasıl geldiğinizi halâ anlayamadınız mı?
Dünya Harbi, temelde, “dönemin küresel hegemonyacısı İngiliz emperyalizmi”yle, “sömürgecilikte geç kalmış Prusya yayılmacılığı” arasında geçen bir kavgaydı.
Osmanlı ise, çağın gerisinde kalmış köhne emperyal yapısının dağılmasını, Almanların yanında yer alarak önleyebileceğini uman bir piyon konumundaydı.
Araplar da, Osmanlı idaresine karşı İngilizlerle müttefiktiler.
O yüzden, Osmanlı’nın İslâm dünyasını koruduğu palavrası bir yana, ortada bu mahiyette bir kutsal savaş da yoktu.
Peki Erdoğan bunları neden yapıyor?
Dikkat ederseniz, son nutuklarında hedefinin “nişan hattı”nı bir çıt daha yükseltti.
“Önder İmam Hatip Gençliği”ne yaptığı konuşmada “tüm ümmetin, hattâ tüm insanlığın geleceğini inşa etme vazifesinin, (tanrı tarafından) İmam Hatiplilere verildiğine inandığını” söyledi.
Ayrıca, “İmam Hatiplerin ve İlâhiyat fakültelerinin, eski medrese geleneğinin kültür birikimine henüz ulaşamadığı”ndan da yakındı.
Biz de böylece, yozlaşma hususunda alacağımız daha epeyi bir yolun olduğunu öğrenmiş olduk!
Bu bilinçten yoksun herkesin, “sıradan diploma sahibi” kimseler kaldıklarını ilâve etmeyi de ihmal etmedi.
Erdoğan’ın bütün yaptığı, Kemalizm’den yararlanarak Kemalizm’le hesaplaşmak ve toplumu dine dayalı bu ümmet siyasetine sürüklemektir!
İşte Kut’ül Amare’yi de o ümmetçiliğine bir fenomen olsun diye seçmiş gözüküyor.
Tabii ortada, bunu benimseyecek herhangi bir Arap dünyası falan yok.
Örneğin Irak yönetiminin, daha birkaç ay önce, oraya eğitim maksadıyla giden az sayıdaki askerimizi topraklarından derhâl çıkarması için BM nezdinde Türkiye’ye ültimatom verdiğini hatırlasanıza!
Bunun zaferle maferle de ilgisi yok!
Erdoğan ne yapıyor, ediyor; ümmetçi emellerine sizi alet etmeyi başarıyor.
Oysa daha birkaç gün önce “Ortadoğu’da Müslüman Müslüman’ı kırıyor” demiyor muydu?
Yüz sene önce olanların ne farkı var ki, bugünkülerden?
Bir tarafın başında Almanların, diğer tarafın başında İngilizlerin olduğu, Türklerle Müslüman Hintlilerin ve Arapların birbirini kırdığı savaşlar değil miydi onlar da, şimdi kalkmış o İttihat Terakki projelerinden zaferler devşirmeye kalkıyor?
Alman yayılmacılığının peşine takılarak yapılan bir savaşla övünmek ayıptır.
Savaş, kendi toprağını savunursan meşrudur; aksi hâlde cinayettir.
Adını bile telâffuz edemediğiniz yerleri bir zamanlar kendi toprağınız sanmak gaflettir.
“Bir vakitler şuraları şuraları bizimdi.”
“Biz” kim ya?
Bir kere o “biz”, siz değilsiniz; siyasal iktidarlardır!
Bütün egemenler kara kalabalıkları, milliyetçilik duygularını sömürmek suretiyle kendileriyle birmiş, özdeşmiş gibi göstererek aldatırlar.
Kendinizi devletle kaim görmeyin; siz devlet değilsiniz, onun ufaladığı birisiniz.
“Macaristan’a iki yüz sene hükmettik!”
Kim hükmetti; Amasyalılar, Çorumlular, Niğdeliler, Kastamonulular mı?
Onlar Boşnaklardı; Arnavutlar, Hırvatlar, Sırplardı.
İtalyan sahillerini haraca berece kesenler Cezayirliler, Tuna boylarını kılıçtan geçirenler de Kırım Tatarlarıydı; size n’oluyor?
Sizin dedeleriniz kıraç Anadolu’da, bir çift öküz ve bir karasabanla zorla toprağa koşulmuş kölelerdi, yüzlerce yıl.
Hattâ son dönemleri saymazsak, uzun Osmanlı tarihinin kanlı sayfalarının aktörlerinden değillerdi, diye sevinseniz bile yeridir.
O yüzden, siz kendi evinizi idareye muhtaç, yarın ölseniz belediye olmasa cenazesi ortada kalakalacak garibanlarsınız; size mi düştü emperyal hayaller kurmak?
Tutun ki dedeleriniz muhteşemdi; bunun çocuklarınıza yedireceğiniz bu akşamki yemeğin protein değerine faydası ne?
Siz kendi derdinize yansanıza!
Bugüne bugün, dünyanın “İnsanî Gelişmişlik Endeksi”nde, eski Osmanlı toprağı ülkelerinden bile geridesiniz.
Bir afra tafranız eksikti, bir de boş boş böbürlenmeniz!
Kapağı atabilme fırsatı doğsa, bugün o İngiliz evlerine çocuk bakıcısı olmak için bile, ilk siz girerdiniz alimallah kuyruğa!
Zaten dikkat edin, bu tür cengâverlik meraklıları, evde babasından, okulda öğretmeninden, askerde de komutanından bol bol sopa yiyerek büyümüş; kafasını sokacak iki göz evi ya da iki dönüm toprağı olamamış baldırı çıplaklar arasından çıkar, genellikle.
Efendim, adamlar Çanakkale’ye bak ta Avustralyalardan, Yeni Zelandalardan gelip de anıyorlarmış dedelerini.
Biz yapınca mı kötüymüş?
Anzakların hepi topu bir tane savaşı var.
Onu da yanlış buldukları için, her sene nedametle ve elemle yâd etmek üzere geliyorlar.
Sizin algılayamadığınız da bu!
Bir de, Çanakkale ile Kut’ül Amare’yi aynı kefeye koymazlar mı?
Biz Çanakkale’de kendi yurdumuzu, öz toprağımızı savunmuştuk.
Kaldı ki, onun kazananı da Sovyetlerdir ya, neyse…
Kut’ül Amare ise, söylerken bile dilinizin dolandığı bir Arap ülkesi.
O topraklara bakarak bir zamanlar bizimdi derken, unutmayınız ki, şimdi yaşadığınız yerler de bir vakitler başkalarınındı.
Kalkıp aynısını size söyleseler, ne düşünürdünüz?
Bugün itibariyle, bağımsızlıklarını kazanmış toplumların toprakları üzerinden şan şeref devşirme devri kapanmıştır.
Türkiye, düşmanlık üretecek tarihsel iddiaları geride bırakmış, herkesten aynı anlayışı bekleyen, çağdaş dünyanın uygar bir üyesidir artık.
Neticede harp tarihi, şoven duygularınızı tatmin edeceğiniz bir meditasyon alanı değildir.
Cenk meraklısısınız diye, sizi kimseler alkışlamaz.
Bu çağda böyle törenler yapılmaz.
Olsa olsa, şu Türkleri baskı altında tutmak ne kadar da doğruymuş, derler.
Yeni nesilleri ölüme dair güzellemelerle değil, yaşama sevinçleriyle barışçı insanlar olarak yetiştirmek en doğrusudur.
Erdoğan gibiler, evrensel değerleri söküp atmak suretiyle, yerlerine tarihin çöplüğünden topladığı köhnemiş dokularla Frankenstein özelliklerinde bir ucube yaratmaya kalkışarak, sizi ancak sonu hüsranla biten bir maceraya sürüklemeye yararlar.
O kadar!
NAMIK ÇINAR / HABERDAR
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016