Neşe Düzel
![]() "İran, Kandil’i rehin almak istiyor. Öcalan, devrimci halk savaşı artık bitti dediği gün, İran, PJAK’ı bahane edip Kandil’e girdi. Şimdi Kandil, İran’ın işgali altındayken, gerilla nasıl sınır dışına çıkarılacak?" "Gerilla dağdan nasıl indirilir konusunda, devletle prensip anlaşmasına varılmış. Öcalan’ın açıklaması ‘imzalandı’ gibiydi önce. Sonra, imzalamadım deyince, birileri apar topar ‘özerklik’ ilan etti" "Demokratik özerkliği, Türkü ve Kürtü ikna ederek yeni anayasayla hayata geçirmek istiyorsan, hiç sorun yok. Ama ilan ettiğin demokratik özerklik, devrimci halk savaşıyla sürdürülecekse, bu, teorik olarak bir iç savaştır" NEDEN İLHAMİ IŞIK Türkiye son dönemde gene çok yoğun bir çatışma dönemine girdi. Geçmişi temsil eden, yeniye ayak uyduramayan bütün yapılar, Türkiye’yi her koldan gene sarsmaya başladılar. Biz de, her çatışma döneminde olduğu gibi, acaba bu ülkede neler çok iyi gidiyordu da, tekrar her yönden bir taciz ateşi başladı diye sorduk. Ve bu kritik soruyu, hem Kürt hareketini hem de devleti çok iyi bilen, çeşitli dönemlerde İmralı ile devlet arasında arabuluculuk yapan, birçok olayı daha olmadan bilen ve öngören, Taraf okurlarının kendisini bir süredir “Balıkçı” olarak tanıdığı İlhami Işık‘la konuştuk. İlk kez açık kimliği ve görüntüsüyle basında röportaj yapan İlhami Işık’la, son dönemde toplumu şoke eden olayları konuştuk. Silvan olayını, neden Öcalan devletle görüşürken PKK’nin iki askeri kaçırıp ardından Silvan baskınını yaptığını, Silvan’ın Öcalan’ın konumunu nasıl etkilediğini, Silvan baskınından sonra İmralı-devlet görüşmelerinin ve varılan mutabakatların sürüp sürmediğini, Öcalan’ın ne yaptığını ve önümüzdeki günlerde ne yapacağını, devletle varılan mutabakatların ne anlama geldiğini, Öcalan’a rağmen “aceleyle” açıklanan demokratik özerklik ilanının nedenlerini, demokratik özerkliğin sonuçlarının ne olacağını, PKK’nin neden çatışmaları kızıştırdığını, Kandil’in tam olarak nasıl bir çözüm istediğini, hükümet ve devletin şimdi ne yapacağını, bu savaşın sonunda ne olacağını sorduk. İlhami Işık’tan gene çok çarpıcı analizler ve cevaplar aldık. Adınız ne? İlhami Işık Ne iş yapıyorsunuz? Geçen seneye kadar tekstil işiyle uğraşıyordum. Nerelisiniz? Batman Öcalan’la devlet arasındaki görüşmelerde arabuluculuk yaptınız mı? Evet... 1996, 1997, 1998 yıllarında ve bir de 2010’da... Ben son 17 yılın, dolaylı ve direkt görüşmelerin tanığıyım. Öcalan’la nasıl tanıştınız? Ben hiç bir zaman PKK’li olmadım. İGD’nin Doğu ve Güneydoğu sorumlusuydum. Liselileri örgütlüyordum. Öcalan da 1980 öncesi örgütlenmek için Güneydoğu’ya geldi. O zaman farklı örgütler, yapılar birbirleriyle görüşürlerdi. Beni de örgütlemek istediler. Öyle bir tanışma oldu. İmralı’dayken hiç görüştünüz mü? İmralı’dan önce başlayan ve İmralı’da da sürdürülen görüşmelerin tanığıyım ben. Devletin, Öcalan’la görüşmeleri İmralı’ya gelmeden önce başladı. Benim, “dolaylı görüşmeler” dediğim de bunlardır zaten. Bunlar, Öcalan’la Suriye’deyken yapılan görüşmelerdir. Ben, 2010 temmuzunda tekrar devreye girdim. Öcalan’ın İmralı’da görüştüğü heyettekileri tanıyor musunuz? Evet... Ne tür bir arabuluculuk yapıyorsunuz? Siyasetteki gelişmelerle ve olabileceklerle ilgili stratejik tesbitler konusunda arabuluculuk yaptım ben. Yani Öcalan’la devlet arasında ortak bir akıl bulma arabuluculuğu daha çok benimkisi. 1996- 1999 döneminde yıllarca Öcalan’la devlet arasında bilgi notları taşındı. 2010’de tekrar arabuluculuk yaptık ve bu arabuluculuk temmuzdan aralık ayına kadar sürdü. Ve devlet artık Öcalan’la direkt görüşmeye başladı. Dolayısıyla arabuluculuğa da gerek kalmadı. Daha önce devlet Öcalan’la doğrudan görüşmüyor muydu? Görüşüyordu ama aralıktan önceki görüşmelerin boyutu bugünkü kadar sistemli, yoğun ve sonuç alıcı değildi. Mesela geçen Ramazan’da çok ciddi bir ateşkes ilan edildi. Geçen yıl bir referandum süreci yaşandı, sonra seçimler yapıldı. Hatırlayın, bu süreçlere hep çatışmasız girildi. Arabuluculuğun ve karşılıklı görüşmelerin yarattığı sonuçlardır hep bunlar. Devlet, sizden Öcalan’a ne söylemenizi istiyor ya da istedi? Devlet, “Ben değişiyorum. Kürtlerin hak ve taleplerine bakış konusunda ben kendimi değişime tabi tuttum. Gerek Ortadoğu’daki rolüm, gerek Avrupa Birliği ile ilişkilerim açısından da ben değişiyorum. Benim tercihim değişimdir. Ama sadece benim değişmem yetmiyor. Karşı tarafın da değişmesi lazım. Karşı taraf değişmezse, benim değişimim aksar. Bu değişim, acılarla dolu olur” dedi ve Öcalan’ın bunu görmesini istedi. Devlet, Öcalan’a, “Sen de değiş” dedi. Esas, can alıcı mesaj buydu. Diğerleri ayrıntıdır. Peki, Öcalan sizden devlete ne söylemenizi istiyor ya da istedi? O da devletin demokratikleşmesini, Kürt meselesinde inkâr ve asimilasyonu bitirmesini, operasyonların durmasını talep etti. Öcalan’la devlet arasındaki o dolaylı görüşmeler sırasında pek çok şey oldu. Öcalan 1998’de ateşkes ilan etti. 1999’da silahlı güçlerini sınır dışına çekti... Toplumda antipati yaratıyor diye PKK’nin adını değiştirdi, KADEK yaptı. Silahı hak arama aracı olmaktan çıkaracağını açıkladı. Hem kendini, hem örgütünü değiştirmek için Öcalan her şeyi yaptı. Çünkü bütün bu yapılanlar, değişmek ve dönüşmek isteyen bir iradenin sonuçlarıdır. Ama 2004’ten sonra başka bir kulvara kaydı iş... Öcalan, Silvan baskınından önce “Kürt tarihinin en önemli anlaşmasını yapmak üzere olduğunu” söylemişti. Ne tür bir anlaşmadan söz ediyordu? Devletle “üçlü mutabakata” vardığını söyledi. Birinci mutabakat, Barış Konseyi’nin kurulması. İkinci mutabakat, meselenin güvenlik boyutuyla yani gerillanın dağdan indirilmesiyle ilgili. Üçüncü mutabakat da yeni bir anayasa yapılması... Gerilla dağdan nasıl indirilir konusunda bir prensip anlaşmasına varılmış. Zaten Öcalan’ın ilk açıklaması, görüştüğü devlet heyetiyle sanki bu mutabakatlar imzalanmış gibiydi. Sonra Öcalan, “imzalamadım” deyince, birileri apar topar “demokratik özerklik” ilan etti. Oysa Öcalan, demokratik özerkliğin iki yıl daha tartışılmasını istiyordu. PKK’nin şemsiye örgütü olan KCK, “demokratik özerklik” ilan edilmesini istedi, DTK da ilan etti. Ama sonra, demokratik özerkliğin ne olduğunu, kendilerinin de tam tanımlayamadıkları anlaşıldı. Neden böyle aceleyle özerklik ilan ettiler? Öcalan’ın sözünü ettiği “mutabakat” gerçekleşirse, “o mutabakatın içinde demokratik özerklik yok” diye böyle apar topar ilan edildi. “Devletle Öcalan arasında bir mutabakata doğru gidişat var. Ama bu mutabakat Kürtlere bir siyasi statü getirmiyor“ diye bir algılama oldu. Dağdan inecek ve kendisine “Sen niye dağdan iniyorsun” diye sorulacak. “Demokratik özerkliği biz sağladık, Kürtlere, biz bir statü kazandırdık ve onun için dağdan iniyoruz” diyecek. PKK’nin dağdan inişi o kadar ciddiye mi binmişti? Öcalan’ın açıklamalarından onu anlıyoruz. Erdoğan’a, “Bir açıklama yapın, bir hafta sonra dağdan indiririm” dedi. Kandil de, “Siyasi statümüz olmayan bir yere inmeyiz” dedi. Dağdakiler kısaca, “Kürtlere hak ve özgürlükler tamam ama Öcalan’la devlet arasındaki bu üçlü mutabakat, Kürtlere bir siyasi statü kazandırmıyor. Devlet bizi oyalıyor” diye düşündüler. Dolayısıyla apar topar demokratik özerlik ilan ettiler. “Devlet beni oyalıyor” diye şikâyet eden Öcalan’ın kendisi değil miydi son avukat görüşmelerinde? Doğrudur ama şunu da söyledi. “Artık bir mutabakat durumu yaşıyoruz. 15 temmuz itibarıyla devrimci halk savaşını ortadan kaldırdık” da dedi. Bakın burada mesele şudur... Demokratik özerkliğin hangi yöntem ve araçlarla oluşturulacağı konusu burada önemlidir. Eğer demokratik özerkliği, demokratik yollardan konuşarak, tartışarak, yeni bir anayasa yaparak, Türkleri de ve BDP’ye oy vermeyen diğer Kürtleri de ikna ederek hayata geçirmek istiyorsan, burada bir sorun yoktur. Ama ilan ettiğin demokratik özerklik, devrimci halk savaşıyla sürdürülecekse, kurulacaksa, hayata geçirilecekse, bu, Kürtlerle Türklerin ayrışmasıdır. Demokratik özerklik, demokratik yoldan mı ilan edildi peki? Hayır. Demokratik özerkliği, devrimci halk savaşıyla sürdürmek demek, sürekli ölüm demektir. Sen birilerini öldüreceksin, o birileri de seni öldürecek demektir. Teorik olarak bir iç savaştır bu ve demokratik özerkliğin savaşla kurulma şansı sıfırdır. Demokratik özerklik, tartışma ve ikna sürecinin sonucunda bir anayasa değişikliğiyle kurulabilir ama devrimci halk savaşına dayanan bir demokratik özerklik ilanı, bu ülkeye hem büyük acılar yaşatır hem de sürdürülemez. Niye sürdürülemez? Sosyolojik ve siyasal nedenleri var bunun. Mezopotamya’nın genetik kodunda Türklerden ayrışma, ayrılma yoktur. Saddam Hüseyin Irak’ta Kürtleri bombalarken, Kürtler, İran’a, başka bir Arap ülkesine gitmediler. Türkiye’ye geldiler. Dün Suriye’de Esat insanları öldürürken o insanlar da Türkiye’ye geldiler. 1992-1996 arasında Kürtlerin köyleri yakılırken, Kürtler İran’a, Irak’a, Suriye’ye gitmediler, batıya, Türklerin yanına geldiler. Niye? Kürtlerin yaşama güdüsü, sosyolojisi, kendini Türklerden ayırmıyor. Eğer siz, Kürt toplumuna, Türklerden ayrılma gibi bir yön çizerseniz, Kürt toplumu Türklerden ayrılmak istemez. Bunun için binlerce insan da ölse Kürtler yine Türklerden ayrılmayacak. Demokratik özerkliği PKK-KCK-DTK ve BDP çizgisi ilan etti. Bunların hepsi, Öcalan’ın kurduğu yapılar. KCK üzerinde esas etkili olan kimdir? Doğal olarak Kandil’dir tabii. Öcalan, devrimci halk savaşının bittiğini söyledi ama Kandil, son saldırılarla ve Silvan baskınıyla aksine devrimci halk savaşını başlatmadı mı? Öcalan, “Devrimci halk savaşının artık gereği yok. Bunu ortadan kaldırdık” dedi. Ama bazı askerlerin kaçırılması, taciz ateşlerinin başlaması, şehir içinde polise ve askerî birimlere saldırılar ve Silvan olayı devrimci halk savaşının ayak izleridir. Çatışmaların tekrar son hızla başladığını yaşıyoruz şu anda. Öcalan, devletle üçlü mutabakata varıldığını, Barış Konseyi için devletle anlaştığını söylemişti. Silvan baskınından sonra bu anlaşmalar hâlâ yürürlükte mi? Teorik olarak yürürlükte... Bakın, İngiltere ile IRA arasında tarihî anlaşma imzalandı ve birileri en vahşi eylemi yaptı. Ama o anlaşma, 29 kişinin öldüğü o vahim eyleme rağmen yürürlükten kalkmadı. Çünkü istenen, bu tür garip eylemlerle barış sürecini sabote etmektir ve süreci, karşılıklı konuşulabilir bir ortamdan çıkarmaktır. Bu yüzden, Öcalan’la devlet arasında varılan mutabakatları daha fazla savunmak ve hayata geçmesi için çaba sağlamak gerekiyor. Zira Kürt meselesiyle ilgili ne zaman iyi bir şey olacak olsa ya da olsa, otomatiğe bağlanmış gibi bu ülkede toplumu şoke eden, en başa döndüren çok kötü bir şey oluyor. Bu hiç şaşmadı. Öcalan, 8 temmuzda “Devletle üç konuda anlaştık” dedi. 14 temmuzda Silvan olayı oldu. Silvan, barışa darbe vuran çok özel bir olaydır. Bu durum sorgulanmalı. PKK, Silvan’ı üstlendi ve PKK’nin en tepe komutanlarından Cemil Bayık Silvan olayını açıkça savunuyor. Silvan saldırısı sizce hangi açılardan sorgulanmalı? 1993 mayısında Bingöl’de 33 askerin öldürülmesinde de böyle bir durum yaşadık. PKK, bu olayı da üstlendi. Ama sonradan, “İçimizdeki çeteler yaptı” dendi. Biz bu olayı, birilerinin üç yıl sonra yapacakları “Silvan olayını içimizdeki çeteler yaptı” açıklamasına bırakmamalıyız. Barış sürecini birilerinin insafına terk etmemeliyiz. Barış süreci böylesine olumlu giderken niye Silvan yaşandı? Eğer Silvan, PKK tarafından sorgulanmazsa, çok daha vahim olaylara yol açabilecek. PKK, “Askerî birlik bizi öldürmeye geliyordu. Onlar bizi öldüreceğine biz onları öldürdük” diyor. Öyle bir durum yok ortada. Silvan olayı, meşru savunmaya girmiyor. PKK bu birliği görmezden gelebilir miydi? Evet, gelebilirdi. Oradaki emareler, PKK açısından bir meşru savunmayı göstermiyor. O askerî birlik, PKK’yi imha edebilecek, PKK’nin elindeki rehineleri alabilecek kapasitede ve yetenekte bir birlik değil. Özel bir birlik değil o. Üç ay eğitim almış, adı kâğıt üzerinde komando olan bir birlik o. PKK’nin bunu bilmemesi mümkün değil. Onun için olayın sorgulanması gerekiyor. Silvan baskınından sonra, Öcalan’ın devletle bir kez konuştuğunu kendi açıklamalarından biliyoruz. Daha sonra görüşmeler devam etti mi? Evet ediyor. Devletin içinden de, PKK’nin içinden de bu sorunun çözümünü istemeyen insanlar olabilir. Ama şu var, Öcalan, PKK’ye hâkim olan en önemli isimdir. PKK’nin içinde, Öcalan’ı doğrudan karşısına alıp, bir şey yapabilecek bir kişi yok. PKK’nin içinde Cemil Bayık, Mustafa Karasu gibi sertlik yanlısı Ankara Grubu da dâhil mi buna? Hepsi dâhil. PKK içinde tek hâkim hâlâ Öcalan’dır. Herkes bir şey yaparken, onun adına yapıyor. Demokratik özerklik, Öcalan adına ilan ediliyor. “Ben onun adına dağdayım” deniyor. Ama Cemil Bayık, Mustafa Karasu gibi PKK’nin en tepe yöneticileri, Öcalan’ın ilan ettiği eylemsizlik kararına uymuyorlar. Öcalan demokratik halk savaşı bitti diyor, onlar ise demokratik halk savaşını başlatıyor. Bütün bunlar, Öcalan’ın PKK’ye hâkim olduğunu mu gösteriyor? Bakın... Silvan olayı dâhil bütün bunları Öcalan’ın argümanlarını kullanarak yapıyorlar. Yanlış anlaşılmasın... Tırnak içinde söyleyeyim. “Bugün Türkiye’de nasıl herkes Atatürkçüyse... Ve herkesin kendine göre bir Atatürkçülüğü varsa... Herkes, Atatürk adına farklı bir şeyler söylüyorsa...” PKK’de de herkesin farklı Öcalan yorumları var. Her insanın, PKK’den kendine göre bir beklentisi var. Dolayısıyla Öcalan’ın söylediklerinden herkes, kendine göre farklı bir yorum çıkarıyor ve onun argümanlarını kullanarak davranıyor. PKK’nın iki askeri kaçırması ve Silvan baskını, Öcalan’la devletin müzakerelerini nasıl etkiledi? Olumsuz etkiliyor... Devlette, hâlâ operasyonlarla sonuç alınacağına ısrarla inanan bir kesim var. Mesela gidip, çatışma alanında olmayan gerillaları öldürdüler. Aynı şekilde PKK’de de, askerî operasyonları hızlandırmaya çabalayan, askerî, operasyon yaptırmaya çalışan bir yapı var. Taciz ateşi açıyor, eylemler yapıyor, insan kaçırıyor... Garip bir kördüğüm var böyle. Operasyonlar olduğu zaman, “Asker bizi imhaya geliyor. Ne yapalım biz de karşılık veriyoruz” diyorlar. Bu da İmralı’da Öcalan üzerinde bir baskı oluşturuyor tabii. Ondan sonra da herkesin hoşuna giden bir argüman dolaşıyor ortalıkta. Nedir o? “Çözümsüzlük olduğu için bütün bunlar oluyor. Çözümsüzlük olduğu için gerilla ölüyor, asker ölüyor” diyorlar. Hayır, çözümsüzlük olduğu için bunlar olmuyor. İradi tavırlar var burada. Birileri operasyon yapmak istiyor. Birileri de operasyonun yapılmasını istiyor. Böyle iradi bir duruş var ortada. Çözümsüzlük sürsün diye mi yaşanıyor bütün bu ölümler? Sonuçlar bunu gösteriyor. Peki devlet, Öcalan’ın PKK üzerinde artık bir etkisi kalmadığını mı düşünüyor? Hayır, böyle düşünmüyor. Düşünmemesi de lazım. Çünkü gerçekçi değil. Öcalan, Kürt sorunun ancak Türkleri ikna ederek çözülebileceğine inanma zekâsına sahip biri. Hiç kimsenin beklemediği anlarda çok aykırı kararlar verebilmiş biridir o. Öcalan PKK’yi ve Kandil’i hep peşinden sürükledi, bundan sonra da sürükleyecek. PKK, neden Öcalan devletle görüşürken, iki askeri kaçırıp ardından Silvan baskınını yaptı? İran’ın da etkisinde yaşandı bütün bunlar. İran, planlarını çok sinsice yapıyor. İran, Irak’ta kendi adamı olan Kürtler arasında şimdi şunu yayıyor. “İran’a, Türkiye, git Kandil’i vur” dedi diye yayıyor. Buna inanırsan PKK olarak ne yaparsın? Gider, esas düşmana karşı İran’la oturup konuşursun. “Bizi, birbirimize düşürmek isteyene, seni tahrik edene karşı gel birleşelim” dersin. İran’a yakınlaşırsın. Bakın... 14 temmuzda Demokratik Toplum Kongresi, demokratik özerkliği ilan etti. Aynı gün Silvan’da 20 insan öldü. Sadece saatler sonra da, 15 temmuz sabahı, İran, kendisine karşı bir yıldır hiç eylem yapmayan PJAK’ı bahane edip Kandil’i işgal girişimi başlattı. Peki, o hafta ne oldu? 8 temmuz-14 temmuz arasındaki sürede Türkiye’de ne oldu? Ne oldu? Türkiye büyük bir operasyon mu yaptı? Kürtler aleyhine bir yasa mı çıktı? Aksine demokratik anayasa girişimleri oldu. AKP ile BDP arasında, parlamentoya dönmeye ilişkin olumlu ilişkiler yaşandı. Öcalan, “Barış Konseyi’nin kurulması için devletle anlaşıldı” dedi. Ne oldu da insanlar kaçırıldı? Silvan oldu? Türkiye’de olumsuz hiçbir şey olmadı ama... O hafta ABD, artık Suriye’de Esat’ın iktidardan gitmesi için net bir tavır koydu. Türkiye de yüksek sesle aynı tavrı sergiledi. İran, Kandil’e girdi ve kendi uzantılarında ve Kürt kesimlerinde , “aslında, Kandil’i Türkiye vuruyor” algılaması yarattı. Nitekim Duran Kalkan şu açıklamayı yaptı. “Aslında İran bize saldırmıyor. Türkiye bize saldırıyor” dedi. İran ne yapmak istiyor sizce? Aslında İran, Kandil’i rehin almak ve Kandil’i kendisine biat ettirmek istiyor. Öcalan, “Devrimci halk savaşını artık kaldırdık” dediği gün, İran Kandil’e girdi. Bu anlamlıdır. Çünkü Öcalan’ın mutabakat sağladık dediği üç konu, PKK’nin sınır dışına çıkmasıyla sonuçlanacak mutabakatlardı. Şimdi Kandil, İran işgali altındayken, gerilla nasıl sınır dışına çıkacak? Öcalan da son avukat görüşmesinde, İran saldırısının arkasında Türkiye’nin olduğunu söylemedi mi? Eksik bilgiler gidiyor ona... Sorun da bu zaten. Eğer Öcalan’a doyurucu bilgiler gitmiş olsaydı, Öcalan bu kadar sert bir çıkış yapmazdı. Cemil Bayık ve Duran Kalkan ekibinin İran çizgisine yakın olduğu söylenir hep. Ne kadar doğrudur bütün bunlar? Genelde İran’a yakın durulur. Daha doğrusu, öyle bilinir. Eğer bir örgüt birkaç devletin içinde örgütlüyse, istese de istemese de o devletlerle uzak ya da yakın ilişki içinde olur. Bakın... İran ilk kez Kandil’e giriyor. Üstelik sadece PJAK’ın değil, PKK’nin Harkuk bölgesine de giriyor. Aslında İran, Amerika Irak’tan çekilirken hem Şii bölgesine bir koridor açmak, hem Suriye’ye yönelik girişimleri önlemek hem de Kandil’i rehin almak istiyor. Bunu da, uzantılarıyla, kendisine yakın olan insanlarla yapıyor. Kısacası, saydığım bütün olayların bir haftada yaşanmasında İran’ın etkisi var. Türkiye kendi içinde büyük bir kargaşa yaşarsa Suriye’ye ya da başka bir ülkeye demokratikleş diyebilir mi? Bakın Suriye çok önemlidir. Suriye düşerse, İran da düşer!
|
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.12.2013
15.09.2013
23.04.2013
22.04.2013
15.04.2013
25.03.2013
18.03.2013
11.03.2013
10.12.2012
4.12.2012