Neşe Düzel
“Şike davasında 93 sanık var. Bu 93 sanık arasında adı geçen önemli bir şahıs var. Bu önemli şahıs, Belarus’a gidip Bedrettin Dalan’a çanta içinde para götüren adamdır. Devletin kayıtlarında bu var.”
“Şike yasasıyla, bu ülkede üniformadan daha büyük bir gücün olduğunu gördük. Kendi yasalarını değiştirtmeyi başardılar. AK Parti iktidarında sürekli kan kaybeden statüko, şike yasasıyla ilk galibiyetini aldı.”
“Ergenekon sürecinde de tehdit aldım ‘Kürt Ergenekonu’ kitabımdan sonra da PKK’dan tehdit aldım. Şimdi şikeyle ilgili çıkışlarımdan dolayı tehditler alıyorum. Üçünü kıyaslarsam, en çok tehdidi şikeyle ilgili aldım.”
***
NEDEN ŞAMİL TAYYAR
Meclis ve mahkeme, ikisi de çok hızlı çalıştı. Cumhurbaşkanı’ndan vetolu “şike yasası” görüşülmek üzere tekrar Meclis’e geldiği gün, mahkeme harekete geçti ve şike operasyonunun iddianamesini tahmin edilen tarihten çok önce kabul etti. Bu kez Meclis, hiçbir konuda göstermediği çalışkanlığı yine şike konusunda gösterdi ve cumartesi sabaha karşı beşte yeni şike yasasını onayladı. Herkes kamuoyuna açıklanan iddianameyi anlamaya çalışırken, şike iddianamesini etkileyecek yasa böylece Meclis’ten hızlıca geçti. Eski yasaya göre hazırlanmış olan şike iddianamesi şimdi ne olacak? Davalar hangi mahkemelerde görülecek? Şike operasyonu duracak mı? Meclis yedi ay içinde iki farklı şike yasası çıkardı. Yedi ay önce ilk şike yasasının çıkarılmasının amacı neydi? O yasayı kim çıkardı? Sonra neden ve kim tarafından değiştirilmek istendi? Cumhurbaşkanı’nın vetosuna rağmen partiler niye bu yasa konusunda böyle direndiler? Üç parti hiçbir konuda anlaşamazken bu konuda nasıl anlaştılar? Mafyanın futboldaki gücü ne ölçüde? Mafya yasa değişikliğinden nasıl yararlanacak? Bu konuları, AK Parti’de herkes susarken, şike yasasına cesurca muhalefet eden ve yasayı veto etmesi için Cumhurbaşkanı’na mektup yazan Şamil Tayyar ile konuştuk. 2007’de Ergenekon soruşturmasıyla başlayan ve Balyoz, Şike gibi operasyon ve davalarla devam eden süreci çok yakından takip eden ve Ergenekon’la ilgili beş kitap yazan gazeteci Şamil Tayyar, bu dönem AK Parti’den milletvekili seçildi. Şamil Tayyar’ın, Operasyon Ergenekon ve Çelik Çekirdek isimli kitaplarının ardından piyasaya çıkan en son kitabı Kürt Ergenekonu oldu.
***
NEŞE DÜZEL: Şike iddianamesini okudunuz mu?
ŞAMİL TAYYAR: Evet, 401 sayfalık iddianameyi baştan sona okudum. Mantık kurgusu çok sağlam. Telefon konuşmaları somut delillerle desteklenmiş.
Mahkemenin önünde daha süre vardı. İddianameyi hızla kabul etmesinin anlamı nedir?
İddianame böylece kamuoyuna mal oldu. Kamuoyu pek çok vahim olayı öğrendi, ayrıntılarını gördü. Artık bu iş kamuoyu nezdinde mahkûm olur.
Mahkeme’nin şike iddianamesini hızla açıklaması üzerine Meclis de aynı hızla sabaha karşı beşte şike yasasını onayladı. Böylece Meclis, yedi ayda içinde iki farklı şike yasası çıkarmış oldu. Meclis, yedi ay önce ilk şike yasasını niye çıkarmıştı? İlk şike yasasının çıkarılma amacı neydi?
İlk şike yasası 14 Nisan 2011’de yürürlüğe girdi. O tarihte bu yasa, spor sahalarında artan şiddet ve kargaşayı önlemeye yönelik olarak çıkarılmıştı.
Peki, şike yasası neden değiştirilmek istendi?
Sebebi çok açık. Devam etmekte olan bir şike operasyonu var. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün başkanı, çok sayıda futbolcu, menajer, teknik direktör vs. bu şike operasyonunun içinde. Bu isimlerin gücü nedeniyle sürece müdahale edilmek istendi. Aslında Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın şike operasyonunda birinci isim olması, bu operasyonu duvara çarptırdı. Eğer Aziz Yıldırım şike operasyonunun içinde olmasaydı, yasanın değiştirilmesine asla ihtiyaç duyulmazdı. Bu yüzden, yeni şike kanunu, tümden bir Aziz Yıldırım kanunudur.
Aziz Yıldırım gerçekten bu kadar güçlü mü?
Evet. Onu güçlü kılan birkaç neden var. Bir, en kalabalık taraftarı olan kulübün başkanı olarak arkasında ciddi taraftar desteği var. Zaten ilk günden beri Aziz Yıldırım ve arkadaşları, ısrarla şike operasyonunun Fenerbahçe’ye yapıldığını söylüyorlar. Şike operasyonu, sanki Aziz Yıldırım’a değil de tüm kulübe yönelikmiş gibi bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Oysa bu operasyon Fenerbahçe’ye yönelik değil. Bu bir çete operasyonu. İçine kim girerse girer... Yıldırım’ı güçlü kılan ikinci neden de onun girift sermaye ilişkileri. Yıllardır NATO ihalelerine giren biri. Çok önemli, derin ilişkileri var. Bu yüzden, onu koruyucu tedbirler ânında devreye sokulabiliyor. Yoksa başka türlü, bütün siyasi partileri biraraya getirecek bir uzlaşma doğmazdı.
Ergenekon’da açığa çıkan derin ilişkilerden daha derin bir ilişkiye sahip olmak mümkün mü?
Şike soruşturması başladığında, “Operasyon derinleştirilirse Ergenekon’la ilintili çok önemli ipuçlarına ulaşılabilir” demiştim ben. Nitekim iddianameye yansıyan bazı gizli tanık ifadeleri bunu teyit ediyor.
Gizli tanıklar ne diyor?
Bazı ilişkilerle Ergenekon arasında bağlantılar kuruluyor. Mesela Bedrettin Dalan bugün Ergenekon’un sanığıdır. Kendisi şu anda Rusya’da dolaşıyor. Bakın... Şike davasında 93 sanık var. Bu 93 sanık arasında adı geçen önemli bir şahıs var ki, işte bu önemli şahıs, Belarus’a gidip, Bedrettin Dalan’a çanta içinde para götüren adamdır!
Dalan’a, çanta içinde para götüren muhasebecisi değil miydi?
O ayrı. Bugün şike operasyonunun sanıklarından biri, Dalan’ın yurtdışındaki
kaçak gezintisini finanse eden adamdır! Bu kişi elinde çanta dolusu parayla doğrudan Belarus’a gitti ve Dalan’a para verdi. Devletin kayıtlarında var bu! Bu kişi, şike davasında adı geçen 93 sanıktan biridir. 93 sanıktan önemli biri bu. Acaba bir insan, Ergenekon davasında yargılanırken yurtdışına kaçan böyle önemli bir zatı niye finanse etme ihtiyacını duyar?
Sizce niye ihtiyaç duyar?
İşte bu soru mutlaka cevaplanmalı. Şike operasyonunda gözaltına alınan veya tutuklanan bazı kişilerle Ergenekon arasındaki ilişkilerin çıkarılması için daha derin operasyonlara ihtiyaç var bu yüzden. Şike operasyonunun sürmesi gerekiyor. Sürdürülürse, Ergenekon’un önemli bir finansman ayağı çözülebilir.
Peki, bu şike yasasıyla operasyon sürdürülebilecek mi?
Bu yasayla şike operasyonu tümden bitecek ve Ergenekon’a uzanmayacak. Dolayısıyla ilişki kurulamayacak, Ergenekon’un en önemli finansman ayağı da çözülemeyecek.
Ergenekon’un finansman ayağı futbol mu?
Evet. Futbolda çok büyük para var. Türkiye’de kulüplerin yıllık bütçelerinin toplamı 600 milyon avro. Bu futbol endüstrisinin resmî yüzü. Bir de avanta, komisyon, şike, bahis, kara para aklama gibi çok karanlık ilişkiler ve işler var. Bu kadar karanlık bir düzen kendine devlet içindeki çetelerden ve Ergenekon dediğimiz derin unsurlardan destek bulmadan devam edemez. Emniyet, istihbarat, siyasetçi, gazeteci, işadamı gibi toplumda nüfuz kullanabilen her kesimle irtibatlı olmadan ve onlardan güç devşirmeden bu kirli işler asla süremez. İşte değiştirilen şike yasası, bu kirli iş ve ilişkileri açığa çıkarabilecek bir kanundu. Bundan rahatsız oldular ve yasayı değiştirttiler. Şikeyi çok basitleştirdiler. Oysa şikenin içinde her şey var.
Neler var?
Silah, şantaj, tehdit, baskı, 30-40 milyon dolarlık transferler, komisyonlar, dolandırıcılıklar var. Ayrıca maçın sonucuna bağlı olarak büyük bahisler, paralar dönüyor. Şikenin sonucunda bir takım şampiyon olabilir veya küme düşebilir, milyon dolarlar kazanabilir ya da kaybedebilir. Üstelik bazı kulüpler borsada halka açıklar. Şike sonucunda borsa değerleri hızla yükseliyor ya da düşüyor. Hisse alım satımlarından borsada da büyük paralar dönüyor.
Cumhurbaşkanı’nın vetosuna rağmen siyasi partiler niye böyle direndiler bu yasa konusunda?
Kulüplerin arkasında ciddi bir taraftar kitlesi var. Partiler, şike yasasını çıkarmazsak milyonlarca taraftarı olan kulüpleri karşımıza alırız kaygısıyla böyle davranmış olabilirler ama ben, bu kanun Meclis’ten geçsin diye Kulüpler Birliği Vakfı yöneticileriyle birlikte canhıraş çalışan bazı siyasetçilerin oy kaygısıyla değil, daha farklı ilişkilerin sonucu olarak böyle davrandıklarını düşünüyorum. Bu siyasetçilerin, parti yöneticilerini “futbol endüstrisi batabilir. Böyle giderse ligler biter. Kulüplerin bir kısmı iflas edecek” türünden yanlış bilgilerle ikna ettiklerini düşünüyorum.
Peki, bu yeni yasanın sonuçları ne olacak?
Bu şike yasasıyla futbolun temizlenmesi mümkün değil. Sporda Ergenekon cirit atmaya devam edecek. Ayrıca şike yasasında yaşananlar, devam eden Ergenekon ve Balyoz davalarına da emsal olabilir. Bizim AK Parti olarak tezimiz neydi? Biz devam eden bir soruşturmaya siyaseten müdahale etmek istemiyorduk. Yapılacak herhangi bir yasal düzenlemenin, yargıya müdahale gibi anlaşılacağını söylüyorduk. Ama şimdi ne yaptık? Şike operasyonu devam ederken kanun çıkardık. Balyoz’un ve Ergenekon’un arasındaki siyasiler, gazeteciler ve sivil toplum temsilcileri şimdi bize, “siz istediğiniz operasyona kanun çıkararak müdahale ediyorsunuz; buna da müdahale edin” diyecekler. Zaten bu beklenti, şike kanunu teklifi Adalet Komisyonu’nda görüşürken komisyonun raporuna da eklendi.
Ne eklendi?
Adalet Komisyonu raporuna, “Tüm siyasi partilerin bu düzenlemeyi mutabakatla geçirdiği gözönüne alındığında, uzun tutukluluk sürelerinin değiştirilmesi konusunda da aynı mutabakata varılabileceği yönünde bazı gelişmeler olabileceği gözlenmektedir” diye bir cümle konuldu. Ergenekon ve Balyoz davalarına müdahale edecek yeni yasaların önünün açılabileceğine dair işaret verildi.
Üç parti hiçbir konuda anlaşamazken şike yasasında anlaştılar. AKP’den yalnızca siz, Bülent Arınç, Hayati Yazıcı ve Taner Yıldız, yasanın değiştirilmesine karşı çıktınız. AKP’de bu yasaya karşı çıkan başka milletvekili olmadı mı?
Konuştuğumuzda partinin üçte ikisi buna karşıydı. Cumhurbaşkanı’nın veto gerekçeleri doğrultusunda şike yasası değiştirilmeliydi. Ama olmadı. Oysa bu yasa referanduma götürülseydi kesinlikle halk bu yasayı reddederdi. Çünkü 20 milyon Fenerbahçe taraftarı çete operasyonlarına karşı değil ki! Çok dar bir fanatik grup başkanlarına bağlılık tutkusuyla eski şike yasasına karşı çıktılar.
AKP yöneticileri, halkın bu değişikliği desteklediğini mi düşünüyor?
Gerçek şu ki, parti tabanından da bu kanuna oy vermeyin diye çok büyük baskı geldi. Türkiye’nin her yanından milletvekillerini arayıp baskı yaptılar. Milletvekilleri çok zor durumdaydı. Parti disiplini olmasaydı ve oylama gizli olsaydı bu kanun asla geçmezdi. Üç partinin desteği olduğu halde 550 milletvekilinden sadece 284 milletvekili kabul oyu verdi bu yasaya.
Bu konuda parti yöneticileriyle görüştünüz mü?
Konuştuk tabii. Benim gördüğüm kadarıyla bu kanun aslında onların da içine çok fazla sinmedi. Ama kulüplere verilen sözü yerine getirme ihtiyacı hissettiler biraz.
Meclis yeni şike yasasını çıkarırken, mahkeme eski yasaya göre hazırlanan şike iddianamesini kabul etti. Şimdi şike davası nasıl yürüyecek?
İddianameyi kabul eden mahkeme bir durum değerlendirmesi yapacak. Çeteyi kendisine alacak ya da görevsizlik kararı verecek. Nasıl bir hukuki seyir izleneceğini bilmiyoruz. Çünkü şike ağır cezalık olmaktan çıktı ve özel yetkili mahkemelerden alındı. Oysa bu iddianameyi özel yetkili savcı ilk çıkan şike kanununa göre hazırladı.
Tekrar yeni bir iddianame mi hazırlanacak?
Evet. Belki birden fazla iddianame hazırlanacak. Çünkü yeni şike kanununa göre, bazı sanıklarla ilgili suçlamalar özel mahkemeden alınıp asliye cezaya ve sulh hukuka gidecek, yeni iddianameler hazırlanacak. Bakın... Yeni yasada iki kritik düzenleme var. Birincisi, şike ve diğer suçlar (bahis, şiddet, vs.), çete suçu olmaktan yani örgütlü suç olmaktan çıktı. Bu suçlar, asliye hukuk ve ceza mahkemelerinin konusu yapıldı. Bu tür suçların örgütlü suç kapsamından çıkarılması, çetelerle mücadeleyi zayıflatacak. Bu yasa Türkiye’ye çok zarar verecek.
Şike yasasındaki ikinci kritik değişiklik nedir peki?
Şike ve diğer suçların cezaları sembolik hale getirildi. Mesela şike suçunun cezası beş-12 yıldan bir-üç yıla indirildi. Diğer bazı suçlar da para cezasına çevrildi. Ayrıca, şike örgütlü suç kapsamından çıkıp, bireysel eylem olarak niteleneceği için, davalar birden fazla mahkemede de görülecek.
Bu nasıl bir sonuç yaratacak?
Şike operasyonu parçalanacak, küçülecek ve operasyon olmaktan çıkacak. Futbolda arınma süreci burada bitecek. Geçmiş olsun! Futbolda temizliğe veda ettik. İddianame iki ayrı çeteden bahsediyor. Biri ekonomik çıkar amaçlı örgüt. Bunun başında Aziz Yıldırım var. Diğeri silahlı suç örgütü. Onun başında Olgun Peker var. İddianameye göre, bu iki çete arasında işbirliği var. Olgun Peker’in soyadı aslında Aydın. Sedat Peker’e özenip soyadını değiştirmiş. Olgun Peker, Giresunspor’un başkanı. İddianameden, bir spor kulübünün mafyanın eline geçtiği anlaşılıyor. Zaten şu anda yönetimi mafyanın eline geçmiş birkaç önemli kulüp var. Birçok önemli kulüpte mafya tipi yapılar var. Şike kanunu değişmeseydi bu operasyon büyüyebilirdi ve daha başka kirli ilişkiler de deşifre edilebilirdi.
Peki, Aziz Yıldırım’ın durumu ne olacak sizce?
İddianamede Aziz Yıldırım hakkında 14 ayrı suçlama var. Biri, Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesine göre çete liderliği. Geriye kalan on üç suç ise şike ve teşvik primiyle ilgili. Bu şike yasasıyla, şikenin cezası beş-12 yıldan bir-üç yıla indirildi. Bu arada bir başka kurnazlık daha yapıldı. Kaç tane şike suçu işlenmiş olursa olsun, hepsi için tek bir suç muamelesi yapılacak. Böylece on üç suçun tamamı tek suça indirilmiş olacak. Yani hâkim bu on üç suçu tek suç olarak işleme alacak
Ceza Kanunu’nun temel prensibine aykırı değil mi bu?
Ona Anayasa Mahkemesi karar verecek.
Aziz Yıldırım kaç yıl hapis istemiyle yargılanacak sizce?
Çete liderliği, iki-altı yıl arası hapis cezası öngörüyor. Şike suçunun hapis cezası da bir-üç yıl arasında. Demek ki Aziz Yıldırım üç yılla dokuz yıl arasında yargılanacak.
Futbolun içinde mafya var mı?
Kesinlikle var. Mafya, silah, çete olmadan bu kadar pis ve karanlık ilişkiyi, bahis ve şikeyi yürütemezsiniz. Çünkü yeri geldiğinde futbolcuyu, işadamını, menajeri tehdit edeceksiniz, güç kullanacaksınız. O gücü ancak karanlık adamlar üzerinden kullanabilirsiniz. Kaleci Rüştü’yü nasıl dövdüler hatırlayın. Gökdeniz’i, Ahmet Çakar’ı kurşunladılar. Erman Toroğlu’nu işinden attırdılar. Çok sayıda gazeteci baskıyla işinden oldu.
Mafyanın futboldaki gücü ne ölçüde?
Futbolda milyon dolarlar dönüyor. Bırakın galibiyet, yenilgi veya beraberliği, maçın skoru üzerine bile bahisler yapılıyor. Bir maçın dört-üç veya beş-dört biteceği bile ayarlanıyor ve böylece bahisteki rakam daha da arttırılıyor. Bütün bu kirli işler ve para trafiği...
Evet...
Bütün bu kirli işler ve para trafiği mafya olmadan yönetilemez. Zaten birçok kulüpte mafyayla işbirliği içinde olan karanlık adamlar yönetimlere çok daha kolay geliyor. Kulüp yöneticiliği bu karanlık ilişkilere meşruiyet kazandırıyor. Kulüp başkanı, kulüp yöneticisi, teknik direktör, kulüp sözcüsü vs. gibi meşru statülerle karanlık ilişkilerini daha kolay yürütüyorlar ve giderek daha büyük ve egemen bir güç haline geliyorlar. Arkalarında hemen sokağa dökülebilecek ciddi taraftar kitlesiyle futbolda ve kulüpte kendi iktidarlarını kuruyorlar. Taraftarları siyasilerin üzerine salabiliyorlar. Sizi iktidardan düşürürüz tehditleri savurabiliyorlar. Taraftar gücü inanılmaz bir güç tabii...
Mafya şike yasasından nasıl yararlanacak sizce?
Bazı ilişkiler deşifre olduğu için bir süre kontrollü gidilebilir ama zamanla olay tavsar ve eski düzen yine kurulur. Şike yasasıyla, bu ülkede üniformadan daha büyük bir gücün olduğunu gördük. Kendi yasalarını değiştirmeyi başardılar. On yıldır sürekli kan kaybeden ve son dönemde diz çöktürülen statüko, şike yasasıyla ilk galibiyetini aldı. AK Parti iktidara geldiği 2002’den beri statükoyla mücadele ediyor. Bu mücadelede ciddi kazanımlar elde edildi, Türkiye’nin demokratik dönüşümlü büyük ölçüde sağlandı ama bu şike kanunuyla statüko kazandı ve ilk galibiyetini aldı.
Siz kulüp yöneticilerinin gelip parlamentoda lobi çalışması yaptığını açıkladınız. Neler yaptılar?
Bunlar birkaç aydır bütün partileri tek tek ziyaret ediyorlar. Temsilcilerle görüşüyorlar. Bize gelip, “bakın muhalefet hazır, siz de hazır mısınız?” diyorlar. Sonra onlara gidip, “iktidar partisi hazır, siz de hazır mısınız?” diyorlar. Böyle bir oyun kurdular. Ayrıca hem teklifin hazırlanmasında hem de teklifin Meclis’te görüşülmesi esnasında siyasetçileri birebir markaja aldılar. Aynı futbol sahasındaki gibi. Hatta Adalet Komisyonu’na da geldiler. Komisyon’da değişiklik önergesi vermek isteyen vekillerin koluna girerek, onlara sarılarak önerge vermelerini bile engellediler. Genel Kurul safhasında da irtibatlı oldukları milletvekilleri üzerinden bu markaja devam ettiler. Maalesef bu kanun ilk böyle çıktı! Cumhurbaşkanı’nın vetosundan sonra da ikinci kez sabaha karşı beşte Meclis’ten geçirildi.
Kulüpler neden şikeyi cezanın daha az olmasını istediler?
Şike operasyonunda gözaltına alınan ya da tutuklanan sanıkların önemli bölümü bugün şikeden yargılanıyor. “Cezayı azaltırsak, şike sanıklarını kurtarırız” diye düşündüler. Ayrıca eski yasa yürürlükte oldukça, bu operasyon burada kalamazdı. Operasyon genişleyecek ve başka isimler de operasyona dâhil olacaktı. Şimdi bu şike yasasıyla hem mevcut sanıkları hem de geleceği kurtardılar. Yani operasyona dâhil olacak yeni isimleri de kurtardılar. Şike operasyonunun daha da büyüme ihtimali vardı, bu ihtimali ortadan kaldırdılar.
Gül’ün Anayasa Mahkemesi’ne gitme ihtimali var mı?
Gidebilir. Cumhurbaşkanı’nın yasayı incelemek için on beş günlük süresi var.
Bu yasaya karşı çıktığınız için tehdit aldınız mı?
Ben Ergenekon sürecinde de tehdit almıştım. Kürt Ergenekonu kitabım çıktıktan sonra da PKK’dan tehdit aldım. Şimdi şikeyle ilgili çıkışlarımdan dolayı tehditler alıyorum. Üçünü kıyaslarsam, en fazla tehdidi şikeyle ilgili çıkışımdan sonra aldım.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.12.2013
15.09.2013
23.04.2013
22.04.2013
15.04.2013
25.03.2013
18.03.2013
11.03.2013
10.12.2012
4.12.2012