Nihat TAŞTAN
Eğer bu din, o din olmuş olsaydı, İslam Devleti imametten hilafete, hilafetten saltanata dönüşmezdi ve saltanat babadan oğulda geçmezdi. Ve din adına toplu katliamlar yapılmazdı. Saltanat uğruna Allah Resulü’nün torununa (Hz. Hasan) ihanet edilmez, yapılan anlaşmaya (Muaviye’nin Hz. Hasan’la yaptığı anlaşma) sadık kalınırdı. Sinsi planlar yapılmazdı.
Hz. Hasan’ı 669 senesinde zevcesi Ca’de Binti Eş’as tarafından zehir içirilerek şehit ettiren Muaviye artık emellerine ulaşmış, saltanatı oğlu Yezid’e bırakmak için önünde bir engel kalmamıştı. Ve yine Kûfe halkı zalim Yezid’in gayri İslami uygulamalarından dolayı Hz. Hüseyin’i davet ederek bu despotizme son verilmesini ister. Bunun üzerine Kûfe’ye doğru yola çıkan Hz. Hüseyin ve yetmiş iki yarenleri, bırakın İslâmî kuralları, gayri insânî uygulamalarla saltanat uğruna şehit edilmişlerdir.
Tarihçilere göre "Kerbelâ Olayı" nitelik açısından İslâm tarihindeki en korkunç katliamların birincisidir.
Hz. Peygamber’in geriye kalan torunları nasıl ki esir alınıp sürgün edildiyse, işte o günden itibaren İslam Devleti ve İslam’ın hükümleri Emevi sultanlarının kılıçlarının gölgesinde mazlumlara zulüm, zalim idarecilere itaat fetvalarıyla donatılmıştır. Neyle mi? Tabiî ki dalkavuk, korkak, dünyalarını ahirete feda eden belamların uydurma hadisleriyle.
Mekke’nin fethiyle beraber esir alınan Ebu Süfyan ve Muaviye İslama girdiklerinde iki kafirken, iki müslüman göründüler. Hz. Peygamberin serbest bıraktığı tutsaklar olarak İslam toplumuna katıldılar. Hz. Osman Bin Affan’ın halife olmasıyla yıllardır bekledikleri fırsat önlerine geldi. Akrabaları olan Hz.Osman’ın halife olması onları çok memnun etmişti. Ebu Süfyan’ın içinde gizlice kaynayan düşünceleri dilinden dökülmeye başladı. Hz. Osman’a şöyle dedi: “Teym ve Adiyyoğulları’ndan sonra ( Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer’i kastediyor) hilafet sana geçti. Şimdi onu bir top gibi çevir. Bu bir saltanattır. Cennet nedir, cehennem nedir bilmiyorum.” (el- istiab,2/690)
Ebu Süfyan bir keresinde de Ümeyyeoğullarına şöyle seslenmişti:
“Ey Ümeyyeoğulları! Hilafeti bir top gibi birbirinize atın. Ebu Süfyan’ın yemin ettiği şeye andolsun ki, sizin için hep bunu istiyordum. Bunu çocuklarınıza miras olarak bırakmalısınız.” (Murucuz-Zeheb,1/440; Tarih-u ibn Asakir,6/407)
Görüldüğü gibi İslam’ın gemisi Medine’de su almaya başlamış ve Kûfe’de batırılmıştır. Allah Resulü’nün kurduğu berrak, duru, temiz, ve net anlaşılır bir İslam Devleti ne yazık ki uzun ömürlü olmamış asabiyetin gölgesinde saltanata dönüştürülmüştür. Çünkü Arap yarımadasındaki kabilecilik ve intikam duyguları henüz sönmemişti. Bunun da başlıca uygulayıcısı Muaviye ve ondan sonra gelenlrdir.
Bu din, o din olmuş olsaydı bazı sözde alimlerin Kur’an’dan esinlenerek yazdıkları kitaplar Kur’ân’ın önüne geçemezdi. Kur’ân rafa kaldırılmaz, duvarlara hapsedilmezdi. Ruhbanlık ve mistisizm egemen olmazdı.
Allah ile kulları arasına şeyhler, şahlar, gavslar, kutublar, efendiler girmezdi. Geçmişte Moğol hükümdarı Cengiz Han’ın her tarafı kasıp kavurduğu, kılıçtan geçirdiği, İslam kütüphanelerini yakıp yıkıp yerle bir ettiği dönemde “Kur’ân mâhlukmudur, değil midir?’’ sorusu tartışılmazdı. Bugün ise değişen hiç bir şeyin olmadığını tarikatların, turikatların mantar gibi çoğaldığı ruhbanlığın, mistisizmin, sofistik din anlayışının prim yaptığını ve bu safsata dolu ekollere yaptırım uygulayacak bir meci’i olmaması kaygıyla karşılanmakta Akledenlere selam ve duaile.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.10.2012
24.08.2012
22.03.2012
27.02.2012
9.02.2012
19.01.2012
23.12.2011
5.12.2011
17.11.2011
26.10.2011