Nihat TAŞTAN
Biz kimiz? Biz biz isek etrafımızdakiler kim?
Neden bizim gibi değiler?
Neden bizleşmek istemiyorlar?
Hem bunların renkleri, dinleri, dilleri, kültür ve ananeleri de farklı.
Yoksa bunlar uzaydan mı geldiler?
veya biz mi başka gezegenden geldik!
Sahi din derken biz Mümin miyiz?
Yoksa Müslümancılık mı oynuyoruz?
Hem tabi olduğumuz kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim’de de farklı, farklı kavimlerin yaratıldığı zikredilirken peki bize ne oldu ki, üzerimize ölü toprağı serpiştirildi düşünmez olduk.
Okuduğumuz kitabı hıfzettik bülbüller gibi okuduk ezberledik manasına vakıf olamadık.
Bir arkadaşımın Kâbe’de yaşadığı bir anekdotu deyinmeden geçemeyeceğim,
Arkadaşım ve yanındaki 3–5 Türk hacıları ile Kâbe yakınlarında sohbet ederlerken, yanlarına 30–35 yaşlarında Afrikalı, zenci bir hacı gelir selam verir Arapça bilen arkadaşımla sohbet etmeye başlarlar o esnada bizim 70 yaşındaki hacının gülerek alay ettiğini fark eden genç zenci, kendisine dönerek: ne oldu, müşrik hacı! Boyayı mı Yoksa boyacıyı mı beğenmedin? Deyince ortalık bir anda buz keseli verir. İşte bu zihniyeti bizim belleğimize yerleştiren çarpık Din anlayışı ve beşeri ideoloji’nin yansımasıydı bunlar. Örneğin: Arapları aşağılamak için siyah köpeğimize Arap dedik! Kürtlere kıro dedik hatta Bu dağlılar Eti bulgurla karıştırıp çiğ çiğ yığıyorlar yamyam dedik!
Varsa sizde İman işte size Kuran:
Ey! İnsanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz Allah katında sizin en üstün olanınız,(ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır. (Hucurat-13)
peki ne oldu Da bizim âlimlerimiz (ne mutlu türküm diyene! Veya varlığım Türk varlığına armağan olsun!) saçmalığına kıyam yerine fetvalar yayınladılar.
Kıyama kalkan onurlu müminlere ise Asi, şaki ve isyancı diye nitelendirerek ya zindanlara ya da istiklal muhakemeleri ve idam sehpalarına gitmelerine vesile oldular. Tarih buna benzer melunca melanetlere çokça şahitlik etmiştir.
Bu inanç ekseninde iman ettiğimiz kutlu Dinin mutsuz bireyleri olarak bize yeniden iman etmemiz
Gerektiğini emreden ayete dikkat!
” Ey iman edenler, iman edin…” (nisa–136) Ey inananlar! Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şahitler olun. Bir topluluğa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin; adil olun; bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’tan sakının, doğrusu Allah işlediklerinizden haberdar’dır (maide-8)
Peki, bu nasıl bir adalet? Bir ırkın varlığı, başka bir ırkın veya kavmin varlığına armağan ediliyor. Bu adalet değil, apaçık bir zillettir.
İşte biz asırlardır. bu safsatalarla dinden uzaklaşarak dinin temel öğretilerini hayatımızdan çıkardık.
Yani biz Kuran’ın hükümlerini hayatımızın birçok alanından kaldırarak Kuran’ı, altın ve gümüş kaplıklarda, duvarların en yüksek noktalarına asılarak ruhunun idam edildiği ayrıca somut bir nesne haline getirilen Kuran. Artık ölülere okunan şefaat, hastalara okunan şifa kitabı olarak görüldüğü İslam coğrafyasında artık harflerine de müdahale kaçınılmazdı. Mustafa kemal ve arkadaşları, fetret devri yaşayan Osmanlı Müslümanlarına en büyük darbeyi harf inkılâbıyla yapar ve şöyle der. “Gökten indiği sanılan kitapların dogmaları” ve yine “K. Karabekir, M. Kemal’in kendisine, “Arap oğlunun yavelerini (uydurma-hikâye)Türk oğullarına öğretmek için Kura’nı Türkçeye ettireceğim ve böylece de okutturacağım; ta ki budalalık edipte de aldanmakta devam etmesinler.” (Mete Tunç) Böylece Birinci nesil sürgün veya imha edildi. ikinci nesil cahil bırakıldı. Üçüncü nesil ise, uyanış başladı biz kimiz? Ve sizler kimlersiniz? Niye buradasınız? Kovboylardan oluşan asiler 1776 da kurdukları işkâl devlet zihniyetiyle yeryüzüne fesat tohumlarını ekerek ülkelerin kaynaklarını zapt ederken,
İnsanlıktan nasibini alamayan Çin dünya ekonomisinin belini bükerken,
Orta-çağ Avrupa'sı kıtalar arası sınırları ve ülkelerin kaderlerini belirlerken, biz niye hala buradayız. Eğer öze dönüş olmazsa yani Kuran’a dönmezsek evrensel hak ve özgürlükleri tanımazsak, birileri gelir ananızı da alın ve bu ülkeyi terk edin diyecekler. Haberiniz ola
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.10.2012
24.08.2012
22.03.2012
27.02.2012
9.02.2012
19.01.2012
23.12.2011
5.12.2011
17.11.2011
26.10.2011