Nihat TAŞTAN
Yeryüzünde insan tekâmülünü tamamladığı günden bu güne kadar hiç bir zaman başıboş bırakılmamıştır. Yaradılışın ilk sahiplenme ve mülkiyet iddiası, güçlünün güçsüze egemen olma arzusu, Habil ve Kabil vakasından anlaşılıyor ki, Adem’in (ademoğlu- insan- insanoğlu) gözünü öylesine bir hırsa bürümüş ki kendi karındaşını bile öldürmekte tereddüt etmemektedir.
Kaldı ki nesli çoğalan insan yine öyle bir noktaya gelmiş ki, kendi soyunun zulmünden korunmak için, duvarları ve sınırları olmayan uzay boşluğundaki küçücük dünyasına, uzaydan görünen koca koca duvarlar, surlar, sınırlar ve görkemli kaleler yapar.
Bugün o surları delen füzeler, kaleleri yerle bir eden bombalar, kitle imha ve biyolojik silahlar var.
Hani masallardaki tekerleme var ya; “az gittik uz gittik dere tepe düz gittik.”
Az gitmedik çok gittik . Uz gitmedik, gidemedik, gidemiyoruz. Çünkü ilahi adaletten uzaklaştıkça Uz’a da ulaşamıyoruz. Uz nedir? Türkçede en iyi ve güzel, en uygun ve doğruya ulaşmak, usta ve becerikli olmak, temiz, dikkatli, akıllı ve en iyi anlayışa varmak, yakınlık, içten ve samimi bir davranış sergilemek gibi anlamlara gelir. İnsanlığın geldiği noktaya baktığımızda “Uz” hakikaten bizden çoook uzakta kalmış ya da biz ondan uzağız.
Son yüz elli yıllık dönem insanlık tarihinde bilgi üretimi için önemli bir sürecin başlangıcı olmuştur. Milyonlarca yıllık birikimler sonucu insanlık bilgi çağına girmiştir.
Ne yazık ki bu çağda da insanlık mutsuz olup ne zaman ve nereden hangi şakinin başlarına atom bombası atacağı endişesiyle yaşamaktadır.
Bilgi mutsuzluğa giden yol olmamalı. Mutluluğa, hoşgörüye, adalete Hak’ka giden yol olmalıdır.
Global bir köy haline gelen dünya, emperyalist güçler için kaçınılmaz fırsatlar doğurmuştur. Emperyalist yayılmacı politika diğer devlet ve halklar üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda doğrudan veya dolaylı müdahalede hız kesmemiş ve kapitalizm, yani anamalcılık, bu devlet ve halkları tamamen kendine bağımlı hale getirmiştir.
Bu firavuni sistem, özel mülkiyet ve üretim araçlarının ağırlıklı bir bölümüne sahiptir. Bunları işletir, mal ve hizmet fiyatlarını belirler, kendi tiranlarını oluşturarak bağlılarını zayıf düşürür. Ayrıca dini ve kültürel yozlaştırmayı da ihmal etmez.
Kapitalist ekonomik sömürü düzeninin on altıncı ve on dokuzuncu yüzyıllar arasındaki kurumsallaşmış nitelik ve işlevselliğine ilk çağda rastlansa da, ortaçağ döneminde tüccarların yaygın köle ticareti, yakın çağda feodalizm ve toprak ağalığı ile varlığını sürdürmüştür. Bu durum henüz evrimini tamamlayamamış olsa da içinde bulunduğumuz iletişim çağı ve dijital yaşam gereği daha hızlı bir sömürü devam etmektedir.
Bu emperyalist güçlerin karma ekonomi dedikleri kapitalizm, insanlar arasında ciddi anlamda sosyal ve ekonomik eşitsizliklere yol açmıştır. Sonuç olarak...
“ Sizden hayra davet eden, marufu emreden, münkerden nehyeden bir ümmet ( topluluk ) bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendisidir. “ ( Ali İmran 104)
Ayetine icab ederek; islam ümmetini düşmüş olduğu şiddetli çöküntüden kalkındırmak; küfür fikirlerinden, düzenlerinden, hükümlerinden, kafir devletlerin egemenliğinden, sömürgesi/nüfuzundan kurtarmak gayesi ile mücadele eden o topluluk olmalı, o topluluğu tabii ki çıkarcı, bidat ve hurafe ağırlıklı din oluşturmaz. Ancak öze dönen kuran merkezli din oluşturabilir.
Selam ve dua ile…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.10.2012
24.08.2012
22.03.2012
27.02.2012
9.02.2012
19.01.2012
23.12.2011
5.12.2011
17.11.2011
26.10.2011