Oktay Cansın EMİRAL
21. yüzyılın ilk çeyreği içerisinde adı dünya savaşı olarak nitelendirilmemiş ancak yoğunluk ve insan ölümü açısından değerlendirildiğinde dünya savaşı olarak nitelendirilebilecek bir savaş dönemi yaşandı. Yakın tarihte Ortadoğu’da ve Balkanlar’da milyonlarca sivil insan öldü veya sakat kaldı. Bunlara ek olarak biyolojik savaş olarak nitelendirilen mücadelede salgınlar sebebiyle sayısı tam olarak belli olmayan fakat konvansiyonel savaşlardaki sayılardan az olmadığı anlaşılan insan hayatı kayıpları gerçekleşti. Savaş çıkartma ve silah icat etme konusundaki hünerini yeryüzündeki diğer canlılar arasında kanıtlamış olan insan türü bunlara ek olarak siber savaş ve psikolojik savaş adı altında yeni filizlenen savaş çeşitlerini de geliştirmeye, gerçekleştirmeye bütün gayretiyle çalışıyor.
İnsan türünün savaşma gereksiniminin kaynağına dair düşünce dünyasında birçok savunuya rastlamakta. Bu savunuların en geçerlisi ve üzerinde fikir birliği oluşmuş olanı Thomas Hobbes’un düşünceleri olarak kabul edilir. Dünyada en iyi üniversite olarak kabul edilenlerde Hobbes’un düşünceleri temel ders olarak talebelere öğretilir. İnsan insanın kurdudur deyimiyle ifade edilen bu düşünce çizgisi bilim felsefesi olarak analiz edildiğinde rasyonalist olarak tanımlanmıştır. Somut ve gözlemlenebilir olguları işleyerek somut ve gözlemlenebilir sonuçlar ortaya koymayı temel geçerlilik olarak kabul eden rasyonalist akım insanlığa açık ve net çözümler sunamamış ve etkisinin çok düşük olduğu gerçeğini savaş olgusu içerisinde anlamak mümkündür. Deyim yerindeyse, yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş insanoğlu rasyonel düşünce gereğince, ürettiği tüm kaynakları sağlıklı ve mutlu bir yaşam için harcamak yerine öyle veya böyle bir hayat uğruna silahlanmaya harcamıştır. Öyle veya böyle olarak nitelendirdiğim hayat insanoğlunun doğasına aykırı olmakla birlikte sonu olmayan dipsiz karanlık bir kuyu misali korkutucu hissedildiği için daha iyi silahlanma ihtiyacını beraberinde getirmiştir. İçerisinde çıkılmaz labirentte silah toplayarak hayatına devam etmek zorunda kalan insanoğlu günümüzde silahların ağırlığına dayanamaz duruma gelerek bıkmışlığını ve yorgunluğunu haykırmakta, her çıkan yeni savaşa kararlı bir şekilde hayır demektedir. Cephede savaşırken vücudunun bir parçasını veya en yakın arkadaşını kaybetmiş askerler savaşın sorumlusu olarak kabul edilen devlet görevlileriyle karşılaştıklarında hakaretler ve küfürler ederek savaşı kınamaktadır. Vermiş olduğum bu örnek rasyonalistler için en somut ve geçerli olgudur; fakat hayati kaygılar işin içerisine karıştığında gerçeklik bulanıklaşarak kaybolmakta ve insanı tekrar silahlanmaya mecbur bırakmaktadır.
Yaşamını sürdürme arzusu ve zaman kavramı insan için en gerçek ve ret edilemez şeyler olduğu için insanlar her seferinde doğanın ilizyona benzeyen bu durumunda yapabileceği tek şey olan savaş aleti üretmeyi seçmiştir. Doğanın bu ilizyonundan kurtulmak için insan ya zamana üstün gelmeli yada hayatından vazgeçmeyi göze almalı; fakat bu iki seçenek de insanı insan yapan tüm şeylerin kaynağıdır. Bunlardan hiçbir aklı başında insan vazgeçemez ve zorunluluklarından kurtulamaz; fakat zorunlulukları değerlendirerek zorunluluklar ile birlikte istediği gibi bir yaşam yaratabilir, istediğini bu yöntemle gerçekleştirebilir. Zorunluluktan bahsederken zamanın insana dayattığı zorunluluklardan bahsetmekteyim. Zamanın sunduğu zorunlulukları değerlendirmenin ve onlarla birlikte istediği hayatı yaşayabilmenin daha önceki örneklerini hatırlamak gerekirse var olan dinler geçmiş dönemdeki benzer sorunları aşmanın seçenekleri olarak gösterilebilir. Sonuç olarak din olgusunun temeli olan ön kabul durumu savaş ve silahsızlanma sorununu çözebilecek tek seçenektir; ancak her ön kabulde olduğu gibi insanlar tarafından bu dayatmacı ve özgürlüğe aykırı olarak hissedilecektir ve bu sefer otoritenin kaynağına yönelen bir savaşma arzusu ortaya çıkacaktır. Günümüzde söz konusu otoriteye yönelmiş saldırılara en açık örnek olarak dünya genelinde sıkça karşılaşılan terör eylemleri gösterilebilir. İnsanlar, insanlığın ortak vicdanı olarak kabul edebileceğimiz bu otorite kaynağını bu saldırıların etkisinden kurtararak zamanın sunmuş olduğu zorunluluklar ile istediği şekilde yaşayabileceği bir ortamı gerçekleştirebilir. Savaşın devletlere ve toplumlara getirdiği ekonomik kayıplar ve savaş aletleri için boşa harcanan düşünce emeği ancak ve ancak terörün son bulmasıyla engellenebilir. Günümüzde terör eylemler art niyetli silah üretim şirketlerinin reklam filmi, teröristler ise reklam karakteri durumundadır. Bu tarz ilişkileri ortaya çıkarmakla görevlendirilen kişilerin çabaları gün geçtikçe sonuçlarını ortaya çıkarmakta ve savaş olgusunun tüm insanlık için yakın zamanda tamamen yok olacağını anlatmaktadır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.07.2022
19.04.2022
8.04.2022
22.05.2021
16.03.2017
18.01.2017
8.02.2016
27.09.2016
2.02.2016