Ömer F. Gergerlioğlu
7 Şubat yeni KHK’larla tarihe kara bir gün olarak geçti. Yargıya kapalı KHK’larla yine binlerce kişi dün gece işten atıldı. Yasa ve hukuk dışı bu kararlarla yine keyfi uygulamalar yapıldı. Devlet kimsenin malı değil ki istediğini atsın, hukuk var, ama dinleyen nerede, at gitsin..! Çoğu sırf eleştirdiği için atıldı. 6 Ocak KHK’sında ihraç edilen birisi olarak bunun ne demek olduğunu iyi biliyorum. Bu zulmün ilan edilmesi o gece yine hakkaniyet konusundaki yaramızı deşti, uykularımızı kaçırdı, tüm haksızlığa uğrayan KHK’lıların derdi, derdimdir. Böyledir, zira KHK kişisel bir olay değildir, OHAL şartları içinde izin verilmiş ama hukuku çiğneyerek oluşturulmuş kararnamelerdir.
Bu KHK’lar vicdan sızlatıyor ve Ak Parti hükümeti en güçlü olduğunu sandığı yerden beline kazmayı kendisi indiriyor. Çok güçlü olduğunu düşünerek yapıyor bunu. Sorgusuz, sualsiz bilim adamlarını suçunu bile belirtmeden listede bir isim olarak göstererek yargılamadan, yargılayarak atıyorlar. Zira bir yargı sonucu olmadan “terörist” damgası vuruyorlar. Yılların değerli hocaları, bilim insanları artık şu an bir “terörist”. Her türlü hak gaspına uğrayacaklar, aşağılanacaklar, dernek bile kuramayacaklar, sosyal hayatları onlara ölüm olarak gösterilmeye çalışılacak. Sadece akademisyenler değil, kim olursa olsun KHK denilen hukuksuzluğa maruz bırakma bile başlı başına herkes için bir hukuksuzluk. 130 bin civarında KHK’lı var ve bu bir ülke için dehşet bir sosyal facia. Çünkü suçlu, suçsuz tüm insanları KHK denen yasal gibi görünen ama pratikte tüm hak arama yolları kapatılmış bir hukuksuzluğa mahkum ediyorsunuz.
Bu kabul edilebilir mi? Sindirilebilir mi? Gözden kaçırılabilir mi?
Ak Parti her gün kanallarında 15 Temmuz gecesi görüntülerini izleterek, 15 Temmuz okul yarışmaları düzenleyerek ortamı sıcak tutmaya çalışıyor ama öte yandan eleştirdiği hukuksuzluğu kendisi yapıyor. 4 bin 464 günah daha yüklediler omuzlarına, hukuksuzluk günahını. Ne hesap verme, ne Yargı,…keyfilik dizboyu..
Zulümde sınır yoksa konuşmakta da sınır yoktur, hiçbir barış aktivistini susturamazsınız..! Şu anın devamı çok kötü, daha kötü olanı sevgili Ak partililerimin bu hali iyi halin devamı diye algılamaları..! Bazı Ak Partili hesaplarda çıt yok. Susarak KHK zulmünü atlatmaya çalışıyorlar . Gerçek Yargı ve mahşerdeki suskunluğunuza dönüşmeden akledin! Ak Parti askeri vesayete karşı mücadele verirken karşısındaki güçlü görünenler dökülüyordu. Zira 367 kararı gibi hukuku katleden kararlara sığınıyorlardı.
MAZLUMDER kurucusu olduğu ve o dönemin başörtüsü zulmüne karşı çıktığı için 28 Şubatta işten atılan ortopedist Prof. Dr. Cihangir İslam dün Ak Parti hükümeti tarafından da memuriyetten ihraç edildi. Barış bildirisini imzalayan akademisyenler de, eleştiren kim varsa ihraç edilmeye devam edecek sanırım. “Tepki ne olur” diye düşünmedikleri de belli.
Zulümde sınır yoksa konuşmakta da sınır yoktur, hiçbir barış aktivistini susturamazsınız..! Dindarlara hatalarını söylüyorum, özeleştiri yapacaklarına beni düşman ilan ediyorlar, ilacına kurşun sıkan hasta gibi. Bu nasıl imtihan kaybetmedir..! İslamcılarımız yıllardır Atatürk’ü, tek adam olması olması nedeniyle eleştirdi, şimdi bunu tekrar gerçekleştirecek anayasa için uğraşıyorlar.
TBMM’de HDP milletvekili Mithat Sancar çok önemli bir konuşma yaptı. Bu içten, kızgın ve çok haklı konuşmaya Ak partili vekillerin cevap vermesi gerekir. Devekuşu gibi kafasını kuma gömmüş dindar camianın bile vicdanının sızladığı şu anlarda herkesin sesi oldu Sancar. Konuşmayı dinledim ve bu çok haklı vicdani çıkışa Ak Partili vekillerin verecek bir cevapları olduğunu sanmıyorum. Çünkü Sancar her kesimden mağdurun sesi oluyor ve şimdi zulmü kabul etmiş, çıtı çıkmayan eski mazlum insan hakları aktivistlerini fırçalıyordu. Bu ses adeta Çanakkale Şehitlerindeki Akif’in sesi idi. Bu sese denecek bir söz yoktu, dünün çok haklıları suspus olmuş dinliyorlardı. Oysa eskiden çok haklılardı ve güçsüz de olsalar sesleri vicdanlara ulaşıyordu. Cevap mahiyetinde konuşan Fatma Benli’nin cevabının zayıflığı o eski başörtüsü zulmü sıralarındaki cesur, aktif, yılmaz Benli’ye hiç benzemiyordu, solgun, tekdüze ve zayıf argümanlarla dolu bir sesti o artık.
Her Ak Partilinin susmasını anlıyorum da insan hakları alanında yıllarca beraber koşturduğumuz Ak Partili vekillerin suskunluğunu anlayamıyorum. Ey Ak Partili vekiller…! Bu “ah” yükünü artık kaldıramayacaksınız, bari üstünüzden atın, belinize birşey olmasın. Kör, sağır, dilsiz olarak çürümeyi önleyemezsiniz, geç kalanlar da çürümenin sorumlularıdır, yozlaşmaya karşı devekuşu olmayın, mazereti hak kabul etmez..! Eskiden güçsüz ama haklıydınız, şimdi güçlü ama haksız..! Zulüm uygulamalarını savunacağınıza basın istifayı gidin, en azından o eski onurlu sesiniz çınlar kubbelerde.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018