Ömer F. Gergerlioğlu
Adalet yürüyüşü önemli tartışmalara neden oluyor. Büyük adaletsizlikler olduğunu düşünenler bile bu yürüyüşe çeşitli nedenlerle katılmıyor, çekincelerini bildiriyor. Bu itirazları adalet kavrami açısından incelemek gerekecektir. En doğru sonuç guncel tarafgirlikler üzerinden değil, kavramların gerçek anlamı üzerinden anlaşılabilir.
Adalet talebi sadece kendimiz için yapıldığında itibar edilmemesi gereken bir iş midir? Adalet talebini sadece kendisi için isteyen eksik iş yapmış olsa da yine onun yanında durmak, yapılması gereken iş midir? Adalet talebi talep edenin eski yanlışlarını hatırlatarak vazgeçilmesi gereken bir iş midir? Adalet talebi -haklı olduğunu teslim etsen de-farklı kimlikteki tarafından yapıldığında uzak durulması gereken bir iş midir? Adalet talep edenin yanında durmak kimliğinden vazgeçmek, başka kimliği kabul etmek midir?
Bu sorulara cevap vermeden once 2 tarihi olayı hatırlatalım ki zihnimiz daha iyi açılsın. Hz. Musa' nın kavmi Israilogullari Mısırlılar tarafindan köle muamelesine tabi oluyor, aşağılanıyordu. ' Ne zaman bu zulümden kurtulacağız, yapmamiz gereken için herşeyi yaparız- diyen İsrail oğullarina Hz. Musa yapmalari getekeni hatırlattığında onlar ' MÂİDE-24: -Ey Musa, onlar orada oldukça biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin savaşın. Biz burada oturacağız, demişlerdi' Tabii ki bu durum sadece bir kavme de tahsis edilemez insanoğlunun genel tavrıdır. Insanoğlu iş başa düştüğünde çoğunlukla tembelliği, sorumsuzluğu, mazeretçiliği, bahaneciliği, yüzsüzlüğü tercih eder. Demek adalete talip olmak için ona layık olmak lazımdır.
Bir başka örneği de yakından çok iyi bildiğimiz, sevdiğimiz birisinden verelim. Nasreddin hoca...Malum Timur'un fillerinden bıkan Akşehirliler Timur' a giderek konuya çözüm bulunmasını ister. Nasrettin hoca' dan rica ederler, o da kabul eder ve yola çıkarlar. Fakat saraya yaklaştıkça Timur'un sertliğinden korkan takipçiler birer ikişer ortalıktan kaybolmaya başlar. Timur'un huzuruna girdiğinde arkasında kimsenin kalmadığını gören hoca kızar ve Timur'a ' filler az geldi daha çok istiyoruz' der. Hakikaten o toplum bu cezayı hak etmistir, zira zulümden şikayetci olurken adil davranmamışlar, sorumluluk üstlenmeye, risk almaya sıra gelince çark etmişlerdir.
Adalet talebi iyilik kavramının bile üstündedir. 'İyi olmak kolaydır zor olan adil olmaktır' diyen Victor Hugo bu önemli gerçegi vurgulamıstır. Adaletli olmak ne kadar zorsa da adaleti saglamak herşeyden değerlidir.
Adalet talebi faraziyeler, pazarlıklar üzerinden yapılan bir iş değildir. Adalet saglandiktan sonra birlikte yola çıktıklarınız adaletten saparsa o onların yanlışıdır, sapmışsa siz yolunuza devam edersiniz. Adalet talebi sadece kendiniz için yapılmamalıdır. Ama adalet talebini sadece kendisi için isteyen eksik iş yapmış olsa da yine onun yanında durmak gerekir. Zira mesele eksik iş yapanın kimliği değil adalet talebidir. Hz. Muhammed (a.s.) peygamberlik görevi kendisine verilmeden önceki zamanlarda bile erdemli arkadaşlarıyla kurduğu 'Hilful fudul' yapılanmasında ugradığı adaletsizlik için sadece kendi hakkını isteyene ' niye başkasının hakkını istemiyorsun, eksik talep olduğu için yanında durmam' dememiştir.
Adalet talebi sadece kendiniz için yapılmamalıdır ama kendimiz için yapılsa bile başkasının yine hesapılık yapmadan destek vermesi gerekendir. Zira korunan kişi değil, kavramdır. Bunu başkası için yapan aslında en başta kendisinin adalet duygusuna hizmet etmiştir.
Adalet talebi eski yanlışları hatırlatarak vazgeçilmesi gereken bir iş değildir, olmamalıdır. Adalet talebinin önünü kuyruk acısı, haset gibi nedenlerle engellemek kadar kötü birşey var mıdır?
Adalet talebi -haklı olduğunu teslim etsen de-farklı kimlikteki tarafından yapıldığında uzak durulması gereken bir iş değildir. Başı örtülü olmayan ' başörtüsüne özgürlük' eylemine katıldığında nasıl başörtülü olmuyorsa, kimse CHP' nin duzenlediği ' adalet yürüyüşü'ne katılmakla CHP'li olmaz. Adalet talep edenin yanında durmak kimliğinden vazgeçmek, başka kimliği kabul etmek değildir.
Hitler milyonlarca yahudiyi ve muhalifleri şehirlerden toplayıp kamplara gönderdiğinde Alman komşuları da kılını kıpırdatmamıştı. Eşi tutuklu olan aileye erzak yardımı yapmaya gelenleri kapı deliğinden izleyip ihbar eden komşuların olduğu bir toplum var artık. 10 binlerce KHK mağduru ve ailelerinin ne kadarı kendi hakları için ses çıkarıyor, mesela kaçı yürüyor acaba? İnsanımız ya çok vicdansız yada çok korkak. Yüzde yüz suçsuzluğunu bildiği en yakınlarının bile masumiyetine ses çıkarmıyor. Aslında muktedirlerin adalet talebinden ne denli korktuklarını, tehdit savurduklarını da görüyoruz. Bu ortamda yapilması gereken hepimizin adalete sımsıkı sarılmasıdır.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018