Osman CAN
TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesi’nin değiştirilmesi ve Genelkurmay’ın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması önerileri darbeleri meşrulaştırıyor. Tek çözüm önkoşulsuz ve kırmızı çizgisiz bir Anayasa yapmaktır.
Son günlerde Ordu ile ilgili yeni Anayasa yolunda tuzak olduğu aşikâr iki önerinin ortalığı kasıp kavurmaya başladığını görüyoruz.
Önerilerden birincisi, TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesinin değiştirilmesi. Diğeri ise Genelkurmay Başkanlığı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması.
CHP’nin geçen yıl hazırladığı öneriye göre 35. Maddede Ordunun görevi “Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini,Parlamenter demokratik sistemin işlerliği çerçevesinde ve Anayasaya bağlı olarak korumak” biçiminde yeniden tanımlanıyordu.
CHP’nin bu teklifi yeniden piyasaya sürmesi herhalde Geçici 15. Maddenin kaldırılmasıyla sorgulanmaya başlayan Kenan Evren başta olmak üzere Silivri’de kendilerini kurtarmak için zekice hazırlanmış hukuki stratejiler bekleyenleri çok sevindirmiş olmalı. Zira bununla Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın 35. Maddeden yetki aldıkları saçmalığına ciddi hukuksal yorum muamelesi yapılmış; dahası Silivri’de yatanlar bakımından “yasalara uygun” davranıldığına yönelik bir karine üretilmiş oluyor. Darbelerle bir anayasa alaşağı ediliyor. Ve en alt sıralarda yer alan bir maddeye (35. Madde) dayanılarak hareket edildiği iddia ediliyor.“Karargâh hukukçusu/gazetecisi” olmayanlar için yalnızca “şaka” olabilecek bu öneri, siyasetin gündeminde ciddiye alınabiliyor, ayrımsız tüm medya bu konuyu işliyor, “aklın yolu”, “uzlaşı çabası” olarak etiketlenen önerinin 100 yıldır iradesi işgal altında olan milletin suratına şamar gibi indiği görülmüyor.
Zira öneriyle dedirtilmek istenen şu: Bugüne kadar yapılan darbeler 35. Madde’ye dayandığı için meşrudur. Ve 35. Madde olmasaydı ordu zaten darbe yapmazdı. Şu sıralarda görülen darbe yargılamaları aslında yanlıştır. Bu şekilde darbe hazırlıklarının 35. Madde’nin verdiği yetkiye dayanılarak yapıldığı ve yasadışı olmadığı Meclis’e söyletilmiş olacak. Çünkü Meclis bu yasayı değiştirdiğinde, bu yasanın darbenin hukuksal gerekçesi olduğunu kabul etmiş olacak. Yasama iradesi bunu diyorsa artık herkes susmalı, değil mi?
Siyasal çizgiside ‘istikrar’
Meclis de bu maddenin darbe için meşruiyet dayanağı oluşturduğunu kabul ettiğine göre “biz neden tutukluyuz” soruları “haklı” olarak Silivri ve Marmaris semalarında duyulmaya başlanacak. Bu öneriyi dile getirdikten sonra hukukçu (!) kurmaylarıyla Silivri’de soluğu alan siyasi parti “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz” biçimindeki evrensel ilkeye müracaatla kendi siyasal çizgisinde istikrar yakalama, tabanına ne kadar cansiperane mücadele içinde olduğunu kanıtlama fırsatı bulacak.
Ancak çok daha tehlikeli bir sonuç yaratılmış olacak: Orduda yapısal dönüşüme gerek yok dedirtilecek. 35. Maddenin yeni düzenlemesiyle Orduya, bu defa siyasi partilerin ve diğer devlet organlarının parlamenter demokrasi sınırları içinde mi yoksa dışında mı kaldığını değerlendirme imkânı sunulmuş olacak. AK Parti’ye de“artık yeni bir ordu var” dedirtilecek (ki bu konuda Ankara Merkez Bürokrasisinin CHP’den daha başarılı olduğunu kabul etmek gerekir), Kemalist olmayan (!) ordunun “demokrasi”yi koruma ve kollama çabaları desteklenecek, her bir olağanüstü durumda sorumluluğu sorumsuz bir orduya ve bürokrasiye havale ederek, siyasilerin “yeni” ordunun gölgesinde ve “yeni” Ankara Bürokrasisinin desteğiyle, kafasını çetrefil memleket meselelerine yormadan siyasetçilik oyununa devam etmeleri sağlanacak.
CHP’nin anti-darbeci rüzgarı
Militarizmin ve bürokratik vesayetin bu defa yeni makyaj ve sloganlarla kendini yeniden üretmesine şahit olacağız. Genelkurmayı da MSB’ye bağladık mı tadından yenilmeyecek. 27 Mayıs Darbesi’ni MSB’ye bağlı ordunun yaptığını hatırlamasak da olur!
CHP darbecilerin savunduğu tüm militarist, totaliter ve şoven tercihleri sahiplenirken, diğer yandan darbeye karşıymış gibi görünmekten, dahası yükselen anti-militarist ve anti-darbeci rüzgârdan yararlanmak suretiyle militarizme ve cuntacılığa dayanan anayasal düzeni “kem gözlerden” sakınma çabası içine girmekten vazgeçmekle işe başlayabilir. Önkoşulsuz ve kırmızıçizgisiz bir Anayasal sürece destek verebilir. Zira yalnızca renk ve söylem değiştirmiş vesayetten CHP de zarar görebilir.
YENİ Anayasaya doğru ilerlerken Ordu kaynaklı veya destekli sabotajlardan arınmak için TSK İç Hizmet Kanunu’nda bazı değişiklikler yapılabilir. Örneğin;
35. Maddesinde ordunun görevi “Yurdu, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne mutlak sadakat içinde savunmak” olarak tanımlanabilir.
2. Maddesinde yalnızca “vatan savunması” ibareleri bırakılabilir.
39. Maddesi “Demokratik Cumhuriyete sadakat, yasalara ve Anayasa’ya mutlak itaat” biçiminde değiştirilebilir.
43. Maddedeki “her türlü siyasi tesir ve düşüncenin dışında ve üstünde” ibarelerindeki “üstünde” ibaresi çıkarılabilir.
Ve tüm bu önerilerin, “darbeci, darbe yapmadan önce kanunları açıp bakmaz” kuralı nedeniyle“komik” kalmaması için, kurumsal dönüşüm yolunda şu adımlar atılabilir:
1. Genelkurmay’ın Milli Savunma Bakanlığı’nın bir alt birimi olması,
2. Ordunun tüm karar süreçlerinin sivil denetime açılması ve kararların parlamenter onaydan geçirilmesi,
3. Askerî eğitimin demokratik itaat bilincini yaratacak şekilde değiştirilmesi, eğitim ve doktrin komutanlıklarının kaldırılması,
4. Askeri yüksek yargının kaldırılması ve askeri yargının disiplin yargılamalarına indirgenmesi,
5. Subayların topluma yabancı bir gerçeklik üretmelerine imkân sağlayan lojman ve sosyal tesis uygulamalarına son verilmesi, askerî alanlar dışında üniformayla dolaşılmasının yasaklanması,
6. Tayin ve terfilerde ideolojik gerekçelerle ayrımcılık yapılmaması ve militarizmi sonlandıracak daha nice adımların atılması istenebilir, istenmelidir de...
Tüm siyasal partiler yeni Anayasa tartışmasının ülkeyi 21. yüzyıla hazırlama sorunu olduğunu unutmadan süreçleri yönetmeli. Geçmişi makyajlayıp sunma ve küçük politik hesaplara öncelik verme çabalarının Türkiye’nin geleceğini gasp edecek yeni bir tuzak olduğunu görmeli...
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları



























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2021
9.01.2021
20.07.2020
12.07.2020
23.06.2020
20.06.2020
20.06.2020
24.04.2019
18.01.2017
1.02.2015