Roni MARGULIES

Yehova ve Enkidu
8.02.2012
3600

 

Dinsiz insan çok, ama dinsiz toplum dünyada hiç yok. Tarihte de, bildiğimiz kadarıyla, hiç olmamış.

Belli ki, din insanın temel bir ihtiyacını karşılıyor. Böyle olmasa, din kurumunun hiç bulunmadığı toplumlar olması beklenirdi.

Nedir bu ihtiyaç?

Kesin olarak bilemiyoruz, ama tahmin yürütmek mümkün.

Din, özellikle insanın ölüm karşısındaki çaresizliğine, korkusuna, bilinmezlik paniğine bir çözüm sunar, daha rahat ve huzurlu bir yaşam sağlar. Tüm dinler ölümden sonra ne olacağını anlatır, öte dünyadan söz eder. Çoğu güzel bir başka dünya anlatır. Korkuyu ve anlaşılmazlığı hafifletir. Dindar insanların daha mutlu olduğu bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış.

Din, zor sorulara kolay cevaplar verir. İnsan, dünya ve evren nasıl ortaya çıktı, nereden geldik nereye gidiyoruz gibi varoluşsal soruları herkesin anlayacağı bir şekilde çözüverir.

Din, toplumsal bir yaratık olan insanın toplum içinde diğer insanlarla ilişkilerini nasıl kurması gerektiğini anlatır, bu ilişkilerde neyin “iyi”, neyin “kötü” olduğunu belirler. Ve üstelik, herkesin makul bulacağı bir şekilde belirler. “Her sabah komşunun kafasını kır”, “Küçük çocuklar görüldükleri yerde katledilmelidir” veya “Zengin insan mükemmeldir, kim takar yoksulları” diyen din yoktur.

Bu saydıklarım kuşkusuz eksiktir, ama kısacası, din insanı rahatlatır, sorularını cevaplar ve “iyi” davranmaya özendirir.

Böyle olması da çok doğal.

Çünkü dinleri tanrılar değil insanlar yaratmıştır. Ve insan, yarattığı dinlere tüm özlemlerini dökmüştür. Ölüp yok olmama özlemini, dünyayı anlama özlemini, eşit ve adil bir toplumda yaşama özlemini dökmüştür.

Dolayısıyla, benim dine hiç itirazım yok.

Ama “Benim dinim tek doğru dindir, benim tanrım tek tanrıdır” diyenlere itirazım var.

Musevilerin tanrısı ile Sümerlerin Enkidu’su arasında ne fark var? Buda ile Hıristiyanların tanrısı arasındaki fark nedir?

Enkidu’nun doğa güçlerine emir vermesini saçma bulacağım da, Yehova’nın taş levhalara kazılı emirler yollamasını makul bulacağım, öyle mi?

Buda için “Yok be, şişman ve garip görünümlü bir adamdan tanrı mı olurmuş?” diyeceğim de, Hıristiyanların tanrısının Meryem’in bileğine üfleyerek çocuk doğurttuğunu makul bulacağım, öyle mi?


Her yanımızda ölülerimizin görünmez ruhları var. Bu ruhlara gıda ve içecek sunmamız gerekir, yoksa bizi hasta ederler.


Öldükten sonra bir başka biçim alarak geri geliriz. Yaşarken kurallara ne kadar uyduğumuza bağlı olarak, ya daha üstün ya daha geri bir biçim alarak geliriz.


Her şeyi bilen ve her şeye kadir olan tek bir tanrı vardır ve tüm düşüncelerimizi duyar, bilir. Bu tanrıya bir ibadethanede ya da istediğimiz her yerde dua edebiliriz.


Köyümüzün din adamı, ruhu vücudundan ayrılıp ölüler diyarına gidene kadar dans eder. Geri döndüğünde bize atalarımızdan haber getirir.


Bazı abanoz ağaçları gölgelerinde yapılan konuşmaları hatırlar. Daha sonra ağacın bir dalını yakıp küllerini yorumlayarak o konuşmaların ne olduğunu anlamak mümkündür.

Bütün bu inançlar dünyanın bazı yerlerinde geçerli. (Antropolog Pascal Boyer, Religion Explained adlı kitabında bunlar gibi daha pek çoklarını belgelemiş.)

Bunlardan bir tanesi makul, ama diğerleri saçma sapan, öyle mi? Niye?

Hayır, hiçbiri makul değil, hiçbiri gerçek değil.

Ama hepsinin ardında yatan insanlık özlemleri gerçek.

Bu nedenledir ki, hiçbirinin tek bir kelimesini bile makul bulmamakla birlikte, dinlerle, dindarlarla hiçbir sorunum yok.

Dahası, burası Türkiye.

Burası, Ermenilerin, Hıristiyanların, Yahudilerin, Alevilerin, Sünni Müslümanların ve daha pek çok dine mensup insanın dinini istediği gibi yaşamasına, istediği gibi uygulamasına devlet tarafından izin verilmemiş bir memleket. Dindar insanların dindar olduğu için eziyet gördüğü bir memleket.

Tüm inançlar gibi, dinî inançların da özgür olması gerektiğine inandığım için, dinle sorunum olması bir yana dursun, aksine, devlete karşı dindar insanların yanında olmak 
gerektiğine inanıyorum. Her zaman da oldum, olmaya çalıştım.

Hatta, gözünden kaçmış olma ihtimali çok yüksek, ama din konusunda devletle itiştiği, cezaevine düştüğü, şeriatçılıkla suçlandığı günlerde Tayyip Bey’in bile yanında oldum.

Çocuklarımı dindar yapmaya çalıştığında ise, güler geçerim.

Boş yere uğraşmasın. Yapamaz.


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar