Şahin ALPAY
Türkiye’de medya düzeni 1980’lerden itibaren siyasi partiler ya da hükümetler ile esas kazançlarını medya-dışı alanlardaki yatırımlardan sağlayan büyük medya patronları arasında patronaj ilişkisine ya da “Sen bana siyasi destek sağla, ben de sana kamu ihalesi vereyim…” ilkesine dayandı.
Bu düzen 1990’larda medyaya hakim olan iki büyük grup, Doğan ve Sabah grupları arasında “hem işbirliği, hem rekabet” üzerinden gelişti. (Aydın Doğan lobisi, Mesut Yılmaz hükümeti delaletiyle 2001’de, medya patronlarının kamu ihalelerine girmelerinin önündeki bütün engellerin kalkmasını sağladıktan sonra, patronaj sistemi tam randıman çalışmaya başlayacaktı.)
Askerî vesayet düzenine sadakatle bağlı, aralarında kartel kuran iki büyük grup, RP’ye karşı hasmane bir tutum izledi. Bu tutum 1990’ların sonunda, 28 Şubat süreciyle birlikte zirve yaptı. AKP’nin iktidara gelmesi, netice itibarıyla medyanın seçmen tercihleri üzerinde pek az bir etkisi olduğunu gösteriyordu ama laikçi ve vesayetçi büyük medya patronlarının muhalefetinden çok çeken Başbakan Erdoğan, bu gerçeği görmezden gelircesine, büyük medya patronlarının hükümetin yörüngesine girmesini sağlamaya büyük önem verdi. Bu bağlamda, medyanın “dükkân sahipleri” teorisini geliştirdi.
Medyanın demokrasideki işlevleri, bu işlevlerin yerine gelmesinin medyada editoryal bağımsızlığa bağlı olduğu konusunda en küçük bir kavrayışı olmayan Erdoğan’ın “teorisi” şuydu: Medya gazeteciler tarafından değil patronlar (meşhur ifadesiyle “dükkân sahipleri”) tarafından yönetilmeli ve ulusal çıkarların gereği olarak hükümetin borazanı olmalıydı.
Bu “teori”nin uygulamaları sonucu, iflas eden Sabah-ATV grubu TMSF denetimine alınarak önce Turgay Ciner’e, sonra kamu (Ziraat ve Halk) bankalarından sağlanan kredilerle Ahmet Çalık’a emanet edildi. Çalık da geminin yükünü çekemeyince, anlaşılan, Başbakan’ın talimatı ve eski Ulaştırma Bakanı, yeni İzmir Belediye başkanı adayının delaletiyle, yüklü kamu ihaleleri alacakları beklentisinde olup, böylece “milletin anasını belleyeceklerine” inanan büyük müteahhitlerin, kamu bankalarından sağlanan krediler yardımıyla yaptıkları katkılarla (Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bile “hoş karşılamam, şık bulmam” demek zorunda kaldığı) bir “havuz” oluşturuldu ve Sabah-ATV bu konsorsiyuma devredildi… (Devredildi mi? Bu grubun sahibi kim? Bu hususlar da henüz açıklık kazanmış değil.)
Ne var ki Başbakan Erdoğan’ın, medya üzerinde denetimi, sadece “dükkân sahipleri” aracılığıyla tesisle yetinmediği de ayan beyan ortaya çıktı. O artık kendi talimatlarıyla tayin edilen medya yöneticilerini doğrudan arayarak, neyin yazılıp yazılamayacağını, neyin yayınlanıp yayınlanamayacağını söylüyor. “Alo Fatih” rezaletinin işaret ettiği gerçek, “dükkân sahipleri” medyası düzeninin dibe vurmasıydı. Şimdi Erdoğan hükümeti bir adım daha ileri gidiyor ve istemediği içeriğin yer almasını önlemek amacıyla, Türkiye’yi dünyanın en otoriter rejimlerde geçerli olan türden bir internet düzenine mahkûm etmeye çalışıyor.
Peki, Erdoğan ve hükümeti medya üzerinde bütün bu denetim araçlarını kullanarak, kaçınılmaz sonunun önüne geçebilir mi? Belki geciktirebilir, ama Türkiye’de medya sadece onun denetiminde yalan üreten medyadan ibaret değil. Ne yaparsa yapsın internet üzerinde denetim kurması da mümkün değil. Yalanın mumu yatsıya kadar yanabilir. Abraham Lincoln’ün sözünü tekrar hatırlatayım: “Bazı kimseleri her zaman, herkesi bazen aldatabilirsiniz, ama herkesi her zaman aldatamazsınız.”
Patronlarının kamu ihalelerine girmelerini, medyada çapraz mülkiyeti yasaklayarak, medyayı adam etmek zorundayız.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020