Şahin ALPAY
Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin son yirmi yılına damgasını vuran siyasi lider olduğu muhakkak.
Erdoğan’ın, farklı dönemlerde rotasını çizen farklı vizyonları oldu. Denebilir ki kariyerindeki ilk dönem, Refah Partisi’nin İstanbul il başkanı, sonra da Belediye Başkanı olmasından, yaptığı bir konuşma nedeniyle 1997’de hapis cezası alıp, belediye başkanlığını bırakarak 4 aylığına cezaevine girmesine kadar uzanan dönemdir. (Erdoğan’ın hapse mahkûm olmasına yol açan konuşmada, “Her devrin Firavun ve Nemrutları olduğu gibi bunun karşısına çıkacak Musa ve İbrahimlerin engelleri aşarak pislik dolu yolları temizleyeceğini…” söylediğini hatırlatırım.) Bu birinci döneminde Erdoğan, partisinin Yenilikçi kanadı içinde, iktidara gelmek için hem parti örgütlenmesinin hem de dindarların oylarıyla sınırlı kalmamanın önemini vurgulayan çizginin temsilcisi olarak temayüz etti.
Erdoğan’in ikinci döneminin, kurucu genel başkanı olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara geldiği Kasım 2002’den Eylül 2010’da yapılan anayasa değişiklikleri referandumuna kadar uzanan süreyi kapsadığı söylenebilir. Bu dönemde Erdoğan “İslamcı gömleği”ni çıkardığını söyledi ve AB üyeliğini siyasi platformunun merkezine oturttu, böylelikle toplumun geniş kesimlerini kucakladı. Gerek Balyoz ve Ergenekon darbe girişimlerini, gerekse AKP’yi kapatma davasını akim bırakarak, askeri vesayetin fiilen sona ermesini sağladı. Bu vizyonla, bütün dünyanın takdirini kazandı; 2010 referandumunda da % 58 oranında oy aldı.
Erdoğan, son genel seçimlerde % 50 oranında oy almasıyla açılan üçüncü döneminde Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılında Türkiye’yi dünyanın en büyük on ekonomisi arasında sokma vizyonuna odaklandı. “En iyi ben bilir, en iyi ben yaparım” mantığıyla, bütün gücü elinde toplamaya, giderek keyfileşmeye ve otoriterleşmeye yöneldi. Popülaritesinin zirvede olduğunu sandığı bir sırada Gezi Parkı gösterileriyle karşılaşınca, şaşkına döndü. İktidarının tehlikede olduğu kaygısıyla paniğe kapılarak, yaklaşan seçimlerden başarıyla çıkabilmek için toplumu kutuplaştırma stratejisini benimsedi.
17 Aralık büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasıyla Erdoğan, kariyerinin dördüncü dönemine girdi. Bu dönemde artık vizyon kalmadı; bütün çabası ucu kendisine ve ailesine uzanan soruşturmayı nasıl örtbas edeceği, Yüce Divan’dan nasıl kurtulacağı sorusuna cevap arayışına odaklanmış durumda. Bu bağlamda başbakan mı kalsın, Çankaya’ya mı çıksın, karar veremiyordu. Geçen cuma günü AKP yönetiminden çıkan, en çok üç dönem seçilme kuralıyla ve mevcut % 10 barajlı nisbi temsil seçim sistemiyle devam kararları, Erdoğan’ın artık Çankaya adaylığına karar verdiğine işaret ediyor.
Göründüğü kadarıyla Erdoğan’ın bundan sonraki oyun planı şu: Cumhurbaşkanı seçilecek. Böylelikle Çankaya’da oturduğu sürece ancak vatana ihanet suçlamasıyla ve ancak Meclis’in dörtte üç çoğunluğuyla Yüce Divan’a gönderilebilme güvencesine kavuşacak. Hükümeti ve AKP’yi Çankaya’dan yönetecek. Üç dönem kuralıyla gelecek genel seçimde kendisine tümüyle sadık kişilerden oluşan bir parti grubu kuracak…
Evdeki hesap çarşıya uyar mı? KCK–BDP % 10 barajlı seçim sistemiyle Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını destekler mi? Bu destek nasıl sağlanabilir? Diyelim ki olmadı; Erdoğan, MHP tabanını kazanmaya yöneldi. Bu nasıl mümkün olur? Diyelim ki bunu başardı; çözüm sürecine ne olur? Erdoğan, Çankaya’dan AKP’yi yönetmeye devam edebilir mi? Geleceğin hem Erdoğan hem de Türkiye açısından belirsizliklerle dolu olduğu muhakkak.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020