Şahin ALPAY
Başında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bulunduğu yönetimin artan çelişkileri gerek yerli, gerek yabancı gözlemcilerin dikkatini çekiyor.
Bir yabancı gözlemci, Erdoğan’ın bir yandan ABD’nin IŞİD tehdidi altındaki Kobani’yi savunan PYD’ye havadan silah yardımı yapmasına (“PYD’ye vereceğiniz her destek PKK’ya verilmiş demektir” diyerek) karşı çıkarken, öte yandan Irak Kürdistan Bölge yönetimi askerlerinin, yani peşmergenin silahlarıyla birlikte Türkiye’den geçerek Kobani’nin savunmasına gelmesine yeşil ışık yakmasındaki çelişki (“u-dönüş”) üzerinde duruyor.
Bu çelişki belki Erdoğan’ın “iyi-kötü Kürtler” ayrımıyla açıklanabilse de, bu ayrım IŞİD ile aynı kefeye koyduğu (“kötü Kürtler”) PKK ile sürdürülen barış müzakereleriyle nasıl bağdaşır, diye soruyor. (Bkz. David Gardner, Gulf News, 23.10.2014.) Başka yabancı gözlemciler Washington ile Ankara’dan yayılan müzikteki giderek artan uyumsuzluğun üzerinde duruyor. (Bkz. “Türkiye-ABD ilişkileri gerginleşirken, Washington’un sabrı azalıyor,” Reuters, 23.10.2014.)
Erdoğan yönetiminin yerli gözlemcilerin dikkatini çeken çelişkilerinin bazıları ise, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “çözüm süreci ilerledikçe cezaevleri şartlarının iyileştirilebileceği”ne dair sözlerini Erdoğan’ın “Yapılması gereken her şeyi bu devlet yapmıştır… Herhalde kalkıp özel villa tahsis edilecek hal yok…” diyerek yalanlaması. Erdoğan PYD’yi “PKK’dan farksız terörist” ilan ederken, Başbakan Davutoğlu’nun “Eleştirilere rağmen PYD Başkanı Salih Müslim ile görüşülecek talimatı verdim…” demesi. (Bkz. Ahmet Hakan, Hürriyet, 10.10. 2014.) Bir çelişki de Davutoğlu ile Erdoğan’ın Kobani beyanları arasında. Birincisi “Kobani’yi Suruç’tan ayırmak mümkün değil…” derken, diğeri “Kobani niye bu kadar önemli?” diye sormayı sürdürmekte.
Bütün bunlara ne anlam verilebilir? Yabancı gözlemciler, Erdoğan ve Davutoğlu’nun izledikleri politikaları, Türkiye ile Batılı müttefikleri arasında büyüyen görüş farklarını açıklayabilmek için onların “İslamcı, Sünnici” eğilimlerine başvuruyorlar. Ve yanılıyorlar. Erdoğan, seçim stratejisi izliyor. Temel hedefi, önümüzdeki yıl yapılacak olan parlamento seçimlerinde partisi AKP’nin sadece iktidarı korumakla kalmayıp, mümkünse bütün yetkileri kendisinde toplayacak Türk usulü (ya da Putin tarzı) başkanlık sistemini tahkim edecek olan anayasa taslağını referanduma götürebilmek için mecliste gerekli olan 330 sandalyeye ulaşmak.
Bunun için Erdoğan’ın oyun planı, Taraf gazetesinin manşet haberinde ifadesini bulan “İkiyüzlü seçim politikası.” (21.10. 2014) Bu oyun planına göre Erdoğan, PKK “bizim için IŞİD ile aynı şeydir” diyerek, HDP’yi de “PKK’nın uzantısı” ilan ederek (cumhurbaşkanlığı seçiminde de kendisine yönelen) çoğu MHP tabanındaki Türk milliyetçisi oyları AKP’ye çekecek. Davutoğlu hükümeti ise barışa destek veren Kürtlerin ve diğerlerinin oylarını kaybetmemek, çatışma ortamına dönmemek için, PKK ile “çözüm” müzakerelerini sürdürecek.
“İkiyüzlü seçim politikası”nın öteki gerekleri de, müttefikliğin sağladığı avantajlardan vazgeçmeksizin ABD’yi eleştirerek Türkler arasında yaygın anti-Amerikanizmi sömürmek... Bir yandan hakkındaki büyük rüşvet ve yolsuzluk iddialarını örtbas etmek amacıyla rejimi hızla bir polis devletine doğru götürürken, öte yandan katılım sürecinin tümden tıkanmasının özellikle ekonomi açısından doğuracağı olumsuzlukları önlemek için (“Alo Fatih”ten haberi olmayan) Dışişleri Bakanı aracılığıyla AB’ye gülücükler yollamak.
Erdoğan’ın oyun planı önümüzdeki seçimde de yürür mü? Türkiye’de seçmenin Erdoğan’ı ters köşeye yatırabileceğine dair umudumu kaybetmedim.
Yazarlar
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020