Şahin ALPAY
Cumhurbaşkanı Erdoğan “taa belediye başkanlığından” beri başkanlık sistemini savunduğunu; gelişmiş ülkelerin “tamamına yakınının” başkanlık sistemiyle yönetildiğini söyledi. “Biz niye hâlâ ayaklarımıza prangaları (yani parlamenter sistemi) bağlayalım?..” diye sordu.
Evet, siyasilerin tutarlı olmalarını beklemek gerçekçi olmayabilir. Ne var ki (haklı olarak) onlardan tutarlılık bekleyen kamuoyu, tutarsızlıklarını olumsuzluk hanelerine yazacaktır. Erdoğan’ın “taa belediye başkanlığından beri” (yani 1994’ten beri) başkanlık sistemini savunduğuna dair beyanı, gerçekle bağdaşmıyor. Kurucuları arasında yer aldığı AKP’nin 2001 tarihli programında, iktidara gelinirse başkanlık sistemine geçileceğine dair hiçbir ifade olmadığı gibi, başkanı olduğu AKP’nin 2007 seçim beyannamesi, yeni anayasanın “parlamenter sistemi” esas alacağını ve “en geniş toplumsal uzlaşmayla” hazırlanacağını vaad ediyordu. Anlaşılan Erdoğan, o günden bu yana, sadece parlamenter sistemden değil, anayasanın “en geniş toplumsal uzlaşmayla” hazırlanmasından da vazgeçmiş. AKP dışında hiçbir siyasi partinin başkanlık sistemi istemediği ortada.
Gelişmiş ülkelerin “tamamına yakınında” başkanlık sistemi uygulandığına dair iddiasına gelince. Bunu okuyunca, açıkçası, çok şaşırdım. Şöyle ki: “Gelişmiş” ülkeler muhakkak ki, hem özgürlüğün hem de refahın hüküm sürdüğü yerlerdir. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü, OECD üyeleri (bazı istisnalarıyla) gelişmiş ülke sayılabilir. 34 OECD üyesinden sadece 4’ünde başkanlık (Şili, Güney Kore, Meksika ve ABD), birinde yarı – başkanlık (Fransa), birinde de (İsviçre) meclis hükümeti sistemi uygulanmakta. Geriye kalan 29 üyenin hepsinde parlamenter sistem geçerli. Avrupa Birliği üyeleri de (bazı istisnalarıyla) gelişmiş ülke sayılabilir. AB’nin 28 üyesinden sadece birinde (Güney Kıbrıs) başkanlık, ikisinde (Fransa, Romanya) yarı – başkanlık sistemi uygulanmakta; geriye kalan 25 üyenin hepsi parlamenter sistemle yönetiliyor. Kısacası gelişmiş ülkelerin, yani hem demokratik rejimlere sahip olan hem de kişi başına gelirin yüksek olduğu ülkelerin ezici çoğunluğu parlamenter sistemle yönetilmekte. Zaten siyaset bilimciler arasında, parlamenter sistemin hem demokrasi hem de kalkınma kriterleri açısından öteki hükümet biçimlerine üstün olduğu konusunda çok geniş bir mutabakat mevcut.
Son demecinden anlaşıldı ki, Erdoğan’ın “gelişmiş” saydığı ülkeler, OECD ya da AB üyeleri değil, G-20 forumuna dahil ülkeler, yani ekonomileri büyük olan; kişi başına gelirin değil nüfus kalabalık olduğu için toplam gelirin yüksek olduğu ülkeler. Evet, aralarında AB’nin de olduğu G-20’nin (Erdoğan’ın iddia ettiği gibi “tamamına yakını” değilse de) yaklaşık yarısı (20’den 11’i) başkanlık veya yarı – başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Ama bunları “gelişmiş” saymak için rejimlerinin niteliğini ve kişi başına düşen geliri tümüyle bir kenara bırakmak gerekir. Zira G-20’ye bir tek - adam, tek – parti yönetimi altında olan Komünist Çin, bir mutlak monarşi olan S. Arabistan ve otoriter Putinizm’le yönetilen Rusya da dahil. Aralarında Arjantin, Brezilya ve Meksika gibi büyük sorunlarla boğuşan ülkeler de var. Üstelik halen G-20’lerden biri olduğuna göre Türkiye’nin Erdoğan kriterleriyle gelişmişlik mertebesine yükselmesi için başkanlık sistemine geçilmesine hiç mi hiç ihtiyacı yok. Muhakkak ki, Erdoğan’ın başkanlık sistemi ısrarının Türkiye’nin “prangalarından” kurtulmasıyla hiçbir ilgisi yoktur, ama kendi otokratik, tek - adam yönetimini kurma arzusuyla çok yakından ilgilidir.
Peki, Erdoğan’ın “İngiltere bile yarı – başkanlıktır. Hakim unsur kraliçedir…” iddiasına ne denebilir? Nezaketi elden bırakmayayım: Herkes bilir ki, İngiltere parlamenter sistemin beşiğidir; kraliçenin de zerre kadar yetkisi yoktur.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020