Şahin ALPAY
Yazılarımda kabaca 2001–2011 yılları arasındaki Erdoğan (I) ile 2011 seçimlerinden sonraki Erdoğan (II) arasındaki şaşırtıcı farkı açıklamaya yönelik üç teoriden söz ediyorum.
Genellikle psikolog ve psikiyatrlar tarafından ileri sürülen üçüncü teoriye göre, Sayın Cumhurbaşkanı bir karakter, kişilik değişmesine uğradı. Bu teoriyi en sivri şekliyle geçenlerde HDP Mersin milletvekili adayı Dengir Mir Mehmet Fırat dile getirdi. AKP kurucularından olan ve partinin eski genel başkan yardımcısı olarak uzun yıllar yakınında bulunan Fırat, Erdoğan’ın ailesinin de bulaştığı yolsuzluk skandalından dolayı yargılanma korkusu yaşadığını, bu nedenle ruh sağlığının ve psikolojisinin bozulduğunu ileri sürdü. Fırat’ın bu iddiasının gerçeği ne ölçüde yansıttığını bilmiyorum, ancak Erdoğan’ın gerçeklikten koptuğunun işaretleri giderek artıyor. Geçtiğimiz günlerde bunlardan altını çizmek istediğim ikisine tanık olduk.
Sayın Cumhurbaşkanı, iletişim devriminin sınırları ortadan kaldırdığının, globalleşmeyle birlikte dünyamızın adeta bir köy haline geldiğinin bilincinde değilmiş gibi konuşuyor. Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi, NATO’nun en eski üyelerinden biri, Avrupa Birliği ile katılım müzakereleri yürüten bir aday ülke olduğunu bilmiyormuş gibi konuşuyor. Daha kötüsü, demokrasilerde basın özgürlüğü denen kavramın zihnine uğramadığı izlenimini veriyor.
ABD’de yayımlanan New York Times, dünyanın hemen her yerinde okunan, dünyanın en saygın gazetelerinden biri. İlk iki iktidar döneminde AKP iktidarı için çok övücü, destekleyici yayınlar yaptı. Gazetenin, son döneminde AKP iktidarının Türkiye’de bütün muhalefetin şikayetçi olduğu keyfileşme ve otoriterleşme eğilimi üzerine yorumda bulunması ve Türkiye’nin müttefiklerini bu konuda uyarması, elbette ki o gazetenin ilgi alanına girer. Erdoğan’ın iki gün üst üste yaptığı açıklamalarla gazeteye “haddini bildirme”ye kalkması, Türkiye’nin içinde yaşadığı gerçekliği bütün dünyaya anlatmakla kalmıyor, maalesef ülkenin uluslararası saygınlığına bir darbe daha indiriyor. Dünyada itibar, kaçaklığı Danıştay tarafından da belirlenen, şatafatlı saraylarda oturmakla değil, demokrasilerin ortak değerlerine sahip çıkmakla kazanılır... Türkiye Cumhurbaşkanı’na bunu hatırlatmaktan hicap duyuyorum.
Gelelim Erdoğan’ın gerçeklikten koptuğunu düşündüren son günlerin ikinci işaretine, Stephen Kinzer’in başına gelenlere. New York Times’ın 1996 – 2000 yılları arasında İstanbul büro şefliğini yapan; halen (yine ABD’nin önde gelen gazetelerinden) Boston Globe’a da yazan; dünya ve Amerikan siyasetine ilişkin, “Ay ve Yıldız: İki Dünya Arasında Türkiye” dahil sekiz önemli kitabın yazarı olan; yorumlarında AKP iktidarının ilk iki döneminde Türkiye’nin önceki 70 yıla nazaran tanınmayacak kadar demokratikleştiğini savunan Kinzer’in başına gelenlere...
Gaziantep Belediyesi bundan haftalarca önce, yazdığı haberlerle eşsiz Zeugma mozaiklerinin kurtarılmasına ve açılan müze dolayısıyla şehrin turist akınına uğramasına önayak olduğu için kendisine teşekkür etmek, törenle “fahri hemşerilik” payesi vermek üzere Kinzer’i 26 Mayıs’ta şehre davet etti. Kinzer, geçen Salı günü Gaziantep’e vardığında, belediyeden ilgililer kendisine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir yakını tarafından Belediye Başkanı Fatma Şahin’e ulaştırılan talimat üzerine törenin ve payenin maalesef iptal edildiğini bildirdiler. İptal gerekçesi, Kinzer’in 4 Ocak 2015 günü Boston Globe’da yayımlanan ve Türkiye’nin dış politikasını eleştiren yazısı nedeniyle “hükümetimizin ve ülkemizin düşmanı” olarak görülmesiymiş… Türkiye’nin bir tek – adam yönetimi altında olduğunu dünyaya
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Fark, karizma olabilir mi?
14.06.2023 - Harikalar diyarında
21.12.2020 - Kaçık Radyo'ya uzun ömürler
6.02.2020 - Kemalizmin amaçlanmayan sonuçları
18.11.2020 - Darbecilikle boğuşurken popülizme yakalanmak
30.09.2020 - Assar Lindbeck ve liberal sosyal demokrasi
24.09.2020 - Yeni dünya görüşüm
20.07.2020 - Kadri bilinmemiş bir şah-eser
8.05.2020 - Trump'ın dünyaya verdiği dersler
29.04.2020 - Ne umduk, ne bulduk
21.04.2020
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Nuri
Atalarimiz ne demis AZI KARAR çOGU ZARAR KARAI ILE IçILEN BIR IçKININ ZARARI DEGIL FAYDASI VAR.
cemal karabas
Gülay hanım, bir çok yazınızı beğendim. Bu yazinizi begenmedim. İçki sagliga zararlıdır.olaya neden etik açıdan değil de teknik açıdan bakiyorsunuz? Saygılarımla.
Ad Soyad Giriniz...
Gülay hanım, bir çok yazınızı beğendim. Bu yazinizi begenmedim. İçki sagliga zararlıdır.olaya neden etik açıdan değil de teknik açıdan bakmiyorsunuz? Saygılarımla.