Şahin ALPAY
Türkiye 7 Temmuz'dan bu yana asker ve polis tam 55 güvenlik görevlisini şehit verdi. TSK'ya göre “etkisiz hale getirilen,” çoğu Türkiye yurttaşı PKK militanlarının sayısı 400'ü aştı.
Bu dönemde kaç sivil öldürüldü, kaç kişi yargısız infazlara hedef oldu, onların sayısını bilmiyorum… Mutlak bilinen bir husus varsa, o da ülkenin hızla bir şiddet sarmalına girmiş oluşu. Durum vahim: Türkiye'nin üçüncü büyük partisi MHP'nin lideri, seçim yapılmamasını, sıkıyönetim ilan edilmesini, demokrasinin askıya alınmasını talep ediyor. Aksi takdirde “Türk milleti bizzat devreye girerek meşru müdafaada bulunabilecektir...” diyerek bir Türk – Kürt savaşı çıkması ihtimalinden söz ediyor. Bu ortamda söyleyeceklerim, ancak ve ancak Türkiye'nin bölünmesini değil bütünlüğü savunan; savaş değil barış, diktatörlük değil demokrasi isteyen Türklere ve Kürtlere; iktidar hırsıyla değil akıllarıyla davranan; kişisel çıkarlarını değil ulusal çıkarları gözeten tüm sivillere ve askerlere bir anlam ifade edebilir.
Bir önceki yazımda değindiğim üzere, 7 Haziran sonrasında Türkiye'nin yeni ve hayli ironik siyasi gerçeği şu: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin tarzı bir başkanlık sistemi getirmek ve ülkeyi şirket gibi yönetmek ihtirasının karşısındaki baş engel olarak gördüğü HDP'yi, acilen yapılacak bir “tekrar” seçimde barajın altına düşürmek için elinden geleni yaparken, buna en büyük destek şiddeti giderek tırmandıran PKK'dan gelmekte. Bu durumun ima ettiği husus şu: PKK'nın öncülük ettiği siyasi hareketin içinden doğmuş olmakla beraber, yaşanan tecrübeler ışığında şiddetin her türlüsüne karşı tavır alan, her şart altında konuşarak çözümü savunan, bölünmeyi değil ülkenin bütünlüğünü savunan, Kürt bayrağı yanında Türk bayrağını dalgalandıran, eşbaşkanlarından biri Kürt diğeri Türk olan, barış ve demokrasi yanlısı Türklerin oylarını da almayı başaran HDP ile PKK arasında giderek belirginleşen bir ayrışma söz konusu.
Türkiye'nin Kürt çoğunluklu bölgesinde yapılan gözlemler, Erdoğan güdümündeki AKP iktidarının “Kürt sorunu yoktur” diyerek “çözüm süreci”ne son vermesinden sonra HDP – PKK ayrışmasının hem siyasi tavırlar, hem de kuşaklar arasındaki farklılaşmaya yansıdığına işaret ediyor. Ülke bütünlüğüne bağlı ve daha yukarı yaş gruplarından olan Kürtler, önceki seçimlerde destekledikleri AKP'den hızla uzaklaşıp HDP'ye yönelmekte. (AKP iktidarının HDP'yi barajın altına düşürme hesabı bu nedenle gerçekleşmeyecek.) Buna karşılık giderek radikalleşen ve bağımsızlık idealine sarılan genç kuşaklar PKK'ya ve PYD'ye yöneliyor. Bildiğimiz şekliyle Türkiye'nin geleceği açısından bir dönüm noktasındayız: Türkiye Kürtleri HDP'nin mi, yoksa PKK'nın peşinden mi gidecek?
Bu sorunun cevabı büyük ölçüde Türkiye'yi yönetenlerin HDP'ye karşı takınacağı tavra bağlı. Ve ne yazık ki, iktidarın bütün gayreti, HDP'nin dışlanmasına yönelik. Barajın altına itilerek meclisten çıkarılmak istenen HDP, sözde güvenlik gerekçesiyle seçim hükümetine dahi alınmak istenmiyor. Erdoğan, HDP'yi dışlamak için Davutoğlu üzerinden AKP, CHP ve MHP'nin katılacağı seçim hükümeti öneriyor. Belli ki, olmazsa (kabul edilsin veya edilmesin) Erdoğan'ın atayacağı hükümetle seçime gidilecek. (Bkz. “HDP'ye kabine darbesi geliyor,” Taraf, 21.08.2015)
Tutulan bu yol, çıkmaz yoldur. Türk ya da Kürt, şiddete karşı çıkan, Türkiye'nin bütünlüğünü savunanlar, HDP fırsatının heba edilmemesi gerektiğinin bilinciyle davranmalı. Türkiye'nin Kürt sorunu, asla şiddetle, öldürerek çözülemez; konuşarak, uzlaşarak hâlâ çözülebilir. Bunun için en doğru muhatap HDP'dir. PKK ile silahlara son verilmesi için yapılması gereken müzakere de, MİT değil HDP üzerinden yapılırsa başarılı olabilir. [email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020