Selami GÜREL
Samet Mengüç, şu anda İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri ve çok yakın bir dostumdur. Köşemi ona bırakıyorum...
BİR HEKİM OLARAK ;TEK BİR YARALI KALMAYANA DEĞİN KATLİAM ALANINDAYDIM!!!
Samet MENGÜÇ 12.10.2015
DİSK-KESK-TMMOB ve TTB nin çağrıcı olduğu ve koordinasyonunu üstlendiği ülkenin tüm demokrasi , barış ,insan hakları mücadelesi veren örgütlerin, siyasi parti,STK,emek meslek örgütlerinin katılımcı olduğu EMEK,BARIŞ,DEMOKRASİ MİTİNGİ giderek ısınan bir havada,katılımcıların cıvıl cıvıl kaynadığı,halaylarla ,renga-renk pankart,flama,dövizlerle mitinge hazırlandığı ve her şeye rağmen BARIŞ'ı egemen kılmaya çalışan onbinlerin bu güzel başlayan günü saat 10;05 sıralarında saniye aralıklarla patlayan 2 bomba ile KATLİAMA dönüştü.
İlk patlama kulakları sağır edercesine bir sesle patladığında TTB önlüklerimizi henüz giymiştik.Yanımda Doktor arkadaşlarım RT, TG,MB,FB,LT,İE vardı . Dr F. megafonu alarak esprili bir sloganla hekim kitlesini mitinge hazırlamak için slogan attırmaya başladığı anda ilk bomba patladı.
Kulakları sağır edercesine yüksek sesle patlayan bomba bende ses bombası algısı yarattı ancak hemen sonrasında patlayan ikinci bomba ile birlikte kitlede oluşan çığlık sesleri ve hareketlenmeyle hemen bombaların patladığı yöne doğru HEKİMLER olarak hep birlikte yöneldik.
Yaklaşık 15 metre ötemizde yerde ilk yaralılarla karşılaştım.Başından yaralanmış ve hareketsiz yatan 25-30 yaşlarındaki yaralının çenesinin kitlendiğini ve dilini ısırmış şekilde ağzı kan dolu ve burnundan kanaması vardı.hemen yanında ise yine hayati belirtisi olmayan bir de kadın yaralı yatıyordu.Birkaç hekim birlikte bu 2 yaralıya resusitasyon (canlandırma ve ilk yardım)yapmaya başladık.Çenesi kitlenen hastanın çenesini açarak ağzında ve boğazında birken kanları çıplak ellerimle boşalttığımda soluk almaya başladı.Yaklaşık 15 dakika resüste(Canlandırma ve ilk yardım) ettiğimiz bu hastayı maalesef kaybettik.Yaralıyı kaybettiğimizi söylediğimde yanındaki arkadaşının ölen kişinin üzerine sarılarak ağlaması ve bunun ölmemesi lazım ,Ahmet ölmemelisin çığlıklarından adının Ahmet olduğunu öğrendiğim bu gençle birlikte yanındaki kadın yaralıda tüm müdahalelerimize ve desteğe yanıt vermediğinden her ikisinide kaybettiğimize karar verdikten sonra Dr N A ileride çok yaralı ve ölü olduğunu iletti.
Hızla 10-15 m ilerdeki bomba patlama alanına geçtiğimde onlarca parçalanmış,kan ve yanık kokusunun hakim olduğu ortamda sayamayacağım kadar yaralı ve ölülerin olduğunu gördüm.Çok hızla resüsitasyon ihtiyacı olan yaralılara yardım etmeye başlamıştım.Ortam kesif kan ve yanık kokuyordu.Parçalanmış insanlar,kopan organlar,kollar,bacaklar...Özellikle kırılmış kol ve bacaklarıyla ölmüş ve parçalanmış cesetler arasında çaresizlik yaşayan ve müdahalelerle yaşama şansı olan 6-7 yaralıya çevrede bulduğumuz bayrak sopalarını atel,flama ve bayrakları sargı bezi,geniş ve kalın pankartları sedye olarak kullanarak yaralıları Ambulansların ulaşacağı yere naklediyorduk..Hem sol ön kol hemde bacak kırığı olan ve her iki bacakta çokça delici kesici yaralanması olan son yaralılardan birinin kolunu yerde bulduğum 2 kitabı atel yaparak sevgili D M ile birlikte tespit ettikten sonra alanda kalan ölüleri konrol etmeye çalıştım.Bu arada eldiven olmadığından ilk yaralıya çıplak ellerle yaptığım müdahale sırasında her iki elim tamamen kana bulanmıştı...Çevrede su ve su satıcısı olmadığından kuruyan kanlı ellerimi GARın önündeki havuzda yıkayabildim. Terleyen yüzümü ise sadece kollarımla temizlemeye çalışıyordum.O ana kadar acil cerrahide çalışan bir hekim duygu ve mantığıyla ortamda bulunuyordum.Ne bunun Türkiye'nin en kanlı katliamlarından biri olduğunu nede ölümden kıl payı kurtulduğumun farkındaydım.Bu sırada müdahalede yardımcı olmaya çalışan sağlık dışı insanların yardımcı olmaya çalışma istek ve arzuları,çektikleri acıları ,çaresiz çırpınışlarını görmek böylesine dramatik bir ortamda, travmatize ruh halimi serinleten birer esinti gibi geliyordu.
İki bombalama alanındaki ölüleri son bir umutla kontrolden geçirirken bir alanda 36-37,ikinci alanda 15-17 barış güvercinin cansız bedeni kalmıştı sadece. İlk müdahalede sonsuzluğa uçuş anlarına ellerimdeyken tanıklık ettiğim 2 güvercinle birlikte tek tek dokunarak artık sonsuzluğa uğurlanan 54-55 ölü muayenesi yapmış oluyordum.Çevredeki miting aktivisti arkadaşlara ısrarla ölüleri kaldırmamaları veya bir başka yere taşımamaları yönünde uyarılarda bulunduğumda,hala sorumlusu olduğum bir hastane acil hekimiymişim duygularımdan sıyrılamamıştım.
Bu arkadaşların çevreyi hızla karantinaya aldıklarını gördüm.Yorulmuş olduğumu farkettim ve havuzun kenarına giderek tekrar ellerimi yıkadıktan sonra telefonuma baktığımda 110 cevapsız arama olduğunu farkettim. Ve hemen oğlumu arayarak benim iyi olduğumu yaralılara müdahale ettiğimi dost ve yakınlarıma iletmesini söyledim.Alanda yaralı kalmadığından emin olduktan sonra TTB(Türk Tabipleri Birliği) Binasında kurulmuş olan Kriz Masasına doğru doktor arkadaşlarım EM ve B H ile birlikte yürümeye başladık.
Bu sırada insanların ne kadar vicdansız ve iğrenç olabileceğini gösteren 2 de olumsuz taciz ve hakarete maruz kaldım.Katliam yapılan alanın girişinde duvar dibinde oturarak konuşlanan ve sanki bir spor müsabakısında görevli ruhiyetindeki polislerin ortasında her iki bacağını uzatmış laubali tavırlı, elindeki silahı diğerlerinden farklı silahıyla oynarken( sanırım Bazuka),önlerinden geçen bir kadının hepiniz hayvansınız,allah hepinizin belasını versin diye polislere seslenerek önümüzde yürüyordu. Tariflediğim polis alaycı ve çok laubalice gözlerimin içine baka baka zafer kazanmış bir tavırla siz hayvan olmasaydınız böyle hayvan muamelesi görmezdiniz diyerek yanındakilerle birlikte tebessüm ve gülücükler atıyordu.Hiç yanıt vermeden yürümeye devam ettim.Tam polis barikatının bitiminde beyaz gömlekli,siyah pantolonlu 4-5 genç sanki alana girmek isteyipte giremeyen lakin ortama hiç uymayan lumpen tavırla beklemekteydi.Tam yanlarından geçerken birinin hayvan dediğini duydum,lakin umursamadan yürümeye devam ettim.Arkamdan yürüyen doktor arkadaşım B; o şahısların bana hakaret ettiğini söyledi.Hiç muhatap olmamakla çok iyi yaptığımı söylediğinde ana yola çıkmıştık zaten...TTB Merkez Binasında haberlere baktım.20 kişinin öldüğü alt yazısı geçiyordu.Bu arada Kriz masamıza da Hastanelerden 33 ölüm bildirilmişti.Yani saat 12:00 sıralarında alanda tespit ettiğim 54-55 ölümle birlikte 87-88 kişinin ölmüş olduğunu kesin bilgilerle öğrenmiş oluyordum.Oysa resmi açıklamalar hala 20 ölü haberini sürdürüyordu...Aile ve dostlarımın benden 2 saate yakın haber alamamış olmasınından dolayı onlara istemeden ve hiç farketmeden yaşattığım travmanın ise tarifini burada kaleme almam mümkün değil...
Dr Samet MENGÜÇ
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.03.2025
9.02.2025
7.02.2025
3.01.2025
19.01.2024
8.01.2024
14.06.2023
26.05.2023
7.05.2023
14.04.2023