Şeyhmus DİKEN
Anlatılan hikâyedir, adam askere gitmiş. Türkçe okuryazarlığı da, Türkçe sayı sayma bilgisi de yokmuş. Bölükte görevlendirmişler birilerini "Şuna 50'ye kadar sayı saymayı öğretin. Çıksın bütün bölüğün önünde saysın 50’ye kadar ve sizin de bitsin eğitiminiz" demişler. Hummalı bir çalışmayla öğrettikleri kanaatiyle toplanmış bölükteki erat güneşin dibinde. Bizimki başlamış bir, iki, üç... on, otuz, kırk diye sürdürmüş... Her şey gayet iyi, umut yerinde, heyecan tamam, 49 demiş! Herkesin umudu tamam ve tam 50 demesini beklerken birden bizimkinin ağzından 37 çıkmış. Yüzler asılmış hadi sil baştan! Bu defalarca böyle gitmiş ve bir türlü "elli" diyememiş. Her defasında bir başka rakam çıkıyormuş elliye kadar sayması beklenenin ağzından.
Şimdi bizim mesele tam da bu minval üzere süregidiyor. İki yıl önce "rota"sında yürüyen ve "Dolmabahçe Mutabakatı" adıyla müsemma "süreç" tam da kıvama doğru gelmişken birden her şey bir türlü "elli" diyemeyip bir başka rakam telaffuz eden gibi "fabrika ayarları"na geri dönen devlet / hükümet resmi söyleminin "Kürt meselesi yoktur" hâline döndü. Dönmekle kalmayıp Kürt coğrafyasının siyaseten "başat" şehirleri kan-revan ortama döndü. Gide-döne kısır bir döngüyle "hendek" muhabbetine hapsedildi.
Nasıl çözülür'ü sıkça soruyorlar bugünlerde!
100 yıllık zulm ile abad olmakla meseleleri hâl edeceklerini sanan muktedir(ler) cumhuriyetin "resmi" fabrika ayarları ile bir yere varılamayacağını bilmek durumunda. Başkaca formül de yok...
Bu yazımı bu girizgahla birlikte Diyarbakır'ın Sur beldesinde sokağa çıkma yasağının 25. güne dayandığı bir tarihte yazıyorum. Ölüm, yıkım, tahribat sürüyor. Sur'da yaşam bir daha eski hâline döner mi? Sorunun yanıtı sahiden zor...
Çağrıyı yinelemekte ısrardan başka çaremiz yok...
İlk aklıma gelen “UNESCO”… Madem 2015 yılı içinde UNESCO tarihi ve kültürel miras listesine dâhil etti kadim Amida’nın surlarını, Hewsel’ini, sur içindeki kadim mekânlarını… O halde dünyaya ve Türkiye’ye de “koruyun” hem de "değerlerinize sahip çıkın" demeli / demek zorunda. Öyle Ankara'dan masa başından basit bir basın açıklaması ile geçiştirmek maalesef bunca telefattan sonra bir işe yaramıyor. Çünkü halk, "UNESCO, UNESCO duy tarihi ve kültürel mekânların sesini" diyor...
Ülkede sayıları yüzbinlerle ifade edilen camii dernekleri var. Ve o kadar çok referansını inanç temelinden alan örgütlenmeler var ki! “Sivillik” adına o “İslami örgütlenmeler”in hemen hiçbirinin sesi nedense çıkmıyor. Halbuki camiinde ezan okunmayan, ibadet yapılamayan bir sürece soktu sokağa çıkma yasakları mekânları...
Tarihi ve kültürel değerler için örgütlenmiş metropolleri mesken tutmuş onca yapı var. Tarih, Kültür, Kimlik, Arkeologya, Antroplogya üzerinden var olduğunu, örgütlendiğini dillendiren sayamayacağınız kadar çok sivil toplum örgütü var. Mesela “Tarihi Kentler “Birliği” var, Diyarbakır Büyükşehir ve Sur Belediyeleri bu birliğin üyesi. Silvan, Cizre, Nusaybin de öyle. Geçtiğimiz yıl Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde son toplantılarını Diyarbakır’da yapmışlardı.
Ve ne garip! Ne tuhaf! “Tarihi Kentler Birliği” sus-pus... Amiyane tabiriyle tık yok. Sanki bu kadim kentler tarihin sicilinden artık düşmüş / düşürülmüş gibi.
Sormaya hakkımız yok mu? Yarın hayat normale döndüğünde ey Tarihi Kentler Birliği nasıl bakacaksınız Diyarbakır'ın, Cizre'nin, Nusaybin'in, Silvan'ın ve dahi diğer üyelerinizin yüzüne. Bugün yoksanız yarın hepten yoksunuz demektir. Sanırım kısa adı GABB olan Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği bir çağrı yaparak bölgede Tarihi Kentler Birliği üyesi olan kentlerin ortak bir metinle Tarihi Kentler Birliği üyeliğinden çıkmalarını istemeli.
Bu tür örgütlenmelerden yıkıma, telefata, tahribata, ölümlere sessiz kalanlar bilmeli ki; 1932 yılında Diyarbekir’e gelerek sur yıkımı için rapor hazırlayıp surları yıkımdan kurtaran Fransız arkeolog Albert Louis Gabriel’i bir daha okumalı! "Elin oğlu" diyeceğiniz bir yabancı kültür şahsiyeti bakın yaklaşık doksan yıl evvel ne yapmış! Hiç değilse ondan ders almalı modern zamanların örgütlenmeleri... (ŞD/ÇT)
* Fotoğraf: Anadolu Ajansı
http://bianet.org/biamag/insan-haklari/170521-yine-mekan-a-yine-mesele-ye-dair
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.01.2025
16.04.2024
1.01.2024
21.04.2020
27.10.2019
10.06.2018
16.09.2017
21.05.2017
15.02.2017
5.02.2017