Süleyman Seyfi Öğün
Dünyâdaki hegemonik krizler ve çatışmalar her dâim, adına ittifaklar denilen dizilimleri doğurmuştur. 19. ve 20. Asır savaşlar târihi bu dizilimler üzerinden tâkip edilebilir. Soğuk Savaş ise, ittifaklar sistemini en katı formlara taşımıştır. Bunda da ideolojik yapı değişkeni başat rolü oynadığını görüyoruz. Eğer o zamanlar, diyalektik düşüncenin gerekleri tâkip edilseydi, bu katılaşmanın sürdürülebilir olamayacağını ve bir buharlaşmayla neticeleneceğini öngören değerlendirmeler daha fazla ciddîye alınırdı. Öyle olmadı. Bugün sosyal teoride çok kullanılan ve “belirsizlik” olarak tasvir edilen durum, aslında bu “buharlaşma”nın çarpık bir algılaması olarak tezâhür ediyor.
Suriye ve Irak gibi coğrafyalarda yaşananlar; tam da bu buharlaşmanın en yakıcı karşılıklarını veriyor. Katı bir formun gaz form ile yer değiştirmesi elbette bir ısı farklılaşmasını; soğuk ve sıcak arasındaki geçişi de ifâde ediyor. Bu çerçevede savaşlar, bu form değişiminin en harâretli aşamasına işâret ediyor. Katılıkların buharlaşması her şekilde tutunum meselelerini de doğuruyor. Katı târihsel formların inşâ ettiği bir dünyâda geçici de olsa, tutunum, yâni pozisyon almaların akıl ve mantığını kurmak mümkündür. Bu da moralpolitik temellendirmelere alan açar. Buharlaşma evresi ise bu târihsel imkânları peyderpey gömer. Reelpolitik’in yükselişi, ilk bakışta tersi gibi gözükse de katılaşmanın değil, buharlaşmanın tesirlerini taşır.
Husûsen Suriye savaşı bu geçişlerin tekmil niteliklerinin ortaya çıktığı bir tabloyu veriyor. Evvel emirde görülen şu: Sûriye Savaşı’nın Sûriye ile olan alâkası neredeyse sıfır derekesine inkılâb etmiş vaziyette. Başlangıçta “Müstebit ve Zâlim Esad Rejimi” ile “ Mazlum Sûriye halkı” arasında başlayan çatışmalar tam bir “buharlaşmaya” uğra(tıl)dı. Sûriye, dışarıdan gelen “yabancı savaşçılar” olarak adlandırılan, ne idüğü belirsiz grupların; sürekli amipleşen ve kontrolden çıkan IŞID, El Kâide ve türevlerinin işgâline uğra(tıl)dı. IŞID ve türevleri Sûriye’ye görünmeden, tam bir gaz formu olarak duhûl ettiler. Suriyeli muhaliflerin büyük bir kısmı bu unsurlar içinde eridi. Dış müdahaleler bu yeni “tehlike”yi bertaraf etmek temelinde meşrûlaştırıldı. Bu savrulmalardan kazançlı çıkanın en başta, konumunu “Vahşi İslâmcı Köktenciliğe” karşı ayarlayan Suriye Rejimi olduğu muhakkak.
Diğer taraftan tablo çok daha karmaşık bir aşamaya evrildi. Bugün Sûriye’de açık veyâ örtük olarak varlık gösteren güçlerin cümlesi IŞID tehlikesine karşı duruyorlar. Lâkin aralarında bir ittifak mevcût değil. Bakalım: ABD ve tabiî müttefiki YPG, Sûriye’yi IŞID tehlikesinden kurtarmak için “çalışıyor”. Rusya, İran ve Esad Rejimi de öyle. Türkiye de anti-IŞID cephede yer alıyor. Fransız ve İngiliz Birlikleri de IŞID’a karşı savaşta yerini alıyor. Nihâyet Çin’in de kendi Müslüman azınlığının içinden geldiği söylenen IŞID’lıları izlemek üzere Sûriye’de özel birlikler bulundurduğunu öğreniyoruz.. Buharlaşan dünyâda ortak düşmana karşı olmak bir ortaklık doğurmuyor.
Fiilî yakınlıkların bile bir manâsı yok. Türkiye bir NATO mensûbu. Lâkin en büyük NATO gücü olan ABD, Türkiye ile değil, onun can düşmanı olan YPG ile çalışıyor. Rusya ise İran ile yakın duruyor; ama içten içe rejim üzerinde kimin kontrol sağlayacağı konusunda dâimi bir itiş kakış içindeler. Rusya, İran ve Türkiye arasında kurulan yakınlıklar İdlib’de sarsılıyor. Türkiye, Esad rejimini katıksız destekleyen Rusya ve İran’ın aksine Esad rejimiyle uzlaşmaz karşıtlığını sürdürüyor. YPG-PKK konusunda ne İran ne de Rusya’nın desteğini alabiliyor. Kendi aralarında ticâret savaşları yaşayan ABD, Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya arasında ortak bir stratejinin varlığından söz edemiyoruz. Birleşik Krallık iflâh olmaz bir Rusya karşıtlığını sürdürüyor. ABD, Almanya ve Fransa’nın Rusya siyâsetlerini gevşek buluyor ve eleştiriyor.
Pek çok çevre, Astana ve Cenevre zirvelerinin bu savaşın sonunu getireceğini düşünüyor. Ama görünen o ki; süreç böyle işlemeyecek. Husûsen İdlib düğümünde bir kaç gelişmeyi tâkip etmek gerekiyor. Bunları sıralayalım: ABD-AB arasındaki gerilim nasıl işleyecek? AB ile Rusya arasındaki gerilimler nereye evrilecek? ABD, Rusya karşıtlığında Birleşik Krallık ile aynı çizgiye gelecek mi? Eğer bu olursa AB’nin(Fransa ve Almanya) tavrı nasıl şekillenecek? Nihâyet, bu gelişmeler karşısında Çin’in vereceği tepkiler ne olacak?…
Buharlaşmanın hüküm sürdüğü bir dünyâda, akıl tutulmasına uğramadan akıl yürütebilmek zor zenaat…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2021
29.04.2021
22.04.2021
4.06.2020
22.04.2019
4.02.2019
14.02.2019
11.02.2019
4.02.2019
28.01.2019