Taha Akyol
CHP Genel Başkanı Özgür Özel hitabet ve polemikleriyle öteden beri bilinen bir isim. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı 19 Mart’tan itibaren kitleleri organize edebilen, hitabetiyle temsil edebilen yönüyle de dikkat çekici bir performans gösteriyor.
Türkiye gibi bir ülkede, yani “lider kültü”nün çok fonksiyonel olduğu bir toplumda kolayca “ego”ya kapılabilirdi. Fatih Altaylı’ya yaptığı açıklamada, kendisini değil, İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı ön plana çıkarması hem akıllıca bir davranış hem “ego” kontrolü bakımından iyi bir örnek:
“Cumhurbaşkanı Mansur Yavaş olur, Başbakan İmamoğlu olur. O sürece katkı sağlayan Cumhurbaşkanı olarak milletin gönlündeki figür olur.”
Özel, kendisinin de partisini iktidara getiren lider olarak onur kazanacağını söylüyor. Yaşı da genç üstelik.
Bunun gerçekçi bir formül olup olmaması seçim performansına bağlı. Formülün siyasi önemi ise, İmamoğlu’nun adaylığının yargı eliyle engellenmesi halinde Cumhurbaşkanı adayının Mansur Yavaş olduğunu kayda geçmesi, noktayı koymasıdır…
İKTİDARIN BEKLENTİSİ
İmamoğlu’nun engellenmesiyle CHP’nin kendi içinde adaylık çekişmelerine sürüklenmesi iktidarın beklentisiydi… Özel buna imkan vermedi.
Bu bakımdan akıllıca diyorum. Gerçekten CHP bugün ve öngörülebilir gelecekte bu iki isimden daha etkili olabilecek başka bir ismi Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkaramaz.
Özel’in kendini öne çıkarmak için dolambaçlı ifadelere sapmamasını, aday olmayacağını tekrar teyid etmesini de ahlaki bir tutarlılık olarak görüyorum.
Özel bu açıklamasıyla muhalefette ortaya çıkabilecek bir krizi önledi. Fakat sorun bundan ibaret değil.
Bir yandan ekonomi ve yeni çözüm süreci geniş seçmen davranışlarını etkileyeceği gibi diğer yandan CHP’nin ne ölçüde kapsayıcı olabileceği şeklinde iki temel sorun vardır.
CHP’nin mevcut ekonomik sorunları çözebilecek bir kadro ve söylem ortaya koyması gerekiyor. Devletçilikle piyasa ekonomisi arasında gelgitler güven sarsıcıdır.
İktidarın Öcalan’la yürüttüğü süreç de CHP’yi hem “milliyetçi demokrat” hem “muhafazakar demokrat” hem “Kürt demokrat” oylarını alması, siyasi bir ‘sanat’ becerisini göstermesine bağlıdır.
CHP’NİN DEĞİŞİMİ
Kapsayıcılık CHP’nin hâlâ tam çözemediği bir sorundur. Bu konuda merhum Deniz Baykal’ın 1971 basımlı “Siyasal Katılma” adlı doktora tezi önemlidir. Baykal, CHP’nin “çağdaş değerleri topluma yerleştirmeye çalışan parti” olduğunu, buna mukabil merkez sağdaki Adalet Partisi’nin “toplumun sorunlarını çözmeye çalışan parti” olduğunu, bu yüzden daima en çok oyu aldığını anlatır.
CHP programındaki “Kemalizm” kavramını daha 1953 Kurultayı’nda metinden çıkaran İsmet Paşa’ydı. Bugün 21. yüzyıldayız. Atatürk’e Milli Kahraman ve devlet kurucumuz olarak saygı duymak başkadır… 1930’ların fikirlerini, kavramlarını bu çağda esin kaynağı almak ise anakronik bir tavırdır.
Özel’in de “geçmişteki yanlışlarımız” gibi bazı açıklamaları olmuştu. Bunu geliştirmek, CHP’nin dilini, kavramlarını kapsayıcı yapmak, yönetim kadrosunu böyle bir kapsayıcılıkta oluşturmak gerekir; kazanmak istediği kitlelerle duygudaşlık geliştirmek için….
YOZGAT MODELİ
Yozgat benim memleketim. Orada doğdum, liseyi orada bitirdim. On seneye yakın Yozgat’ta avukatlık yaptım.
Merhum Alparslan Türkeş’in Türkiye’de milletvekili çıkarabildiği ikinci vilayet Yozgat’tı.
Milliyetçi muhafazakâr seçmen profilinin kalelerden biridir. Benim yıllarıma göre hayli gelişmiş, şehirli hayat tarzları baskın hale gelmiş bir Anadolu şehridir.
Böyle bir Anadolu mekanında, çiftçilerin traktörlerle yola düşerek iktidarın tarım politikasını protesto etmesi, Yozgat tarihinde ilktir. Çiftçi Abdullah Ceylan’ın “turpunan, şalgamınan devlet idare edilmez” sözü, bir devri tanımlayan bir “terim” haline geldi.
Özel’in hemen gidip miting yapması, ‘Anadolu insanı’ ile iletişim kurması olumlu bir davranıştır.
Siyasi eğilimlerin kimlikle ve değerlere göre şekillendiği Türkiye’de, ekonomi geçmişteki her zamandan daha fazla belirleyici hale geliyor. Türkiye’nin katı kutuplaşmalardan kurtulması ve siyasetin değerler çatışmasından rasyonel zemine evrilmesi bakımından uzun vadede olumlu bir eğilimdir bu.
Sağımızla, solumuzla, değerleri ve hayat tarzlarını özgürlük alanı olarak kabul etmek, siyaseti ise ülke sorunlarını çözme programları olarak geliştirmek zorundayız.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
6.08.2025
5.08.2025
1.08.2025
30.07.2025
29.07.2025
25.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025