Taha Akyol
Son CHP kurultayı Özgür Özel’in tartışmasız siyasi zaferiyle sonuçlandı. Kamuoyu araştırmaları da CHP’nin 1980’lerden sonra hiç görmediği oranlarda, yani yüzde 30’un üstünde dolaştığını gösteriyor.
Bunun birinci sebebi elbette iktidarın kötü yönetimidir: İşte ekonominin hali, enflasyon, dayanılmaz hale gelen gelir dağılımı bozukluğu… Ve artık kamuoyunun da tepki duyduğu otoriterleşme…
Ancak bir faktör daha var: CHP, tarih boyunca ‘yapışık’ hale geldiği ‘doktrin’den, kitlelere açılma halinde...
Açılımın, İsmet İnönü’nün “devlet partisi” yapısından partiyi uzaklaştıran tüzük ve program değişikliğiyle başladığını söylemek mümkün…
Partinin otoriter ve devlete yapışık geçmişiyle yüzleşme anlamındaki değişimi de Ortanın Solu hareketiyle Bülent Ecevit başlatmıştı.
MERKEZ SOL
Özel’in Parti Meclisi listesini, merkeze açılma olarak tanımlamak mümkün. Saygın ekonomistler Kerim Rota, Serkan Özcan, Ozan Bingöl, Güldem Atabay…
Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, bana bu isimlerden övgüyle bahsetti.
Yeni isimlerden Oya Ünlü Kızıl, merhum Kemal Derviş’in danışmanıydı. Şahsen de çok iyi eğitimli, donanımlı bir kadındır. Kemal Derviş’in 2001 reformlarıyla Türkiye’yi nasıl düzlüğü çıkardığını anlatmaya bile gerek yok.
CHP’nin “iktisadi devletçilik” doktrininden uzaklaşması 1960’larda başlamıştı. İsmet İnönü, gençliğinden itibaren tuttuğu “Defterler”ine 29 Temmuz 1965 günü şöyle yazmıştı: “Devletçilik, bitti.”
CHP tarihinde “mutedil devletçilik” fikrini savunan, Başvekil İsmet Paşa’ydı. Atatürk “ferdî mesaiyi esas alma” fikrindeydi.
Umuyorum ki artık CHP’den iktisadi tesisleri “kamulaştırma” sözü çıkmaz, özelleştirmeyi reddetmek yerine uygulama yanlışlarını eleştirerek şeffaf, rekabetçi bir model geliştirir. Bunu yapacak iktisatçıları var artık.
LAİKLİK VE DEMOKRASİ
CHP, 1950’li yıllarda Menderes’in Yabancı Sermaye ve Petrol Kanunlarını “sömürgecilik” diye suçlamıştı. Metin Toker, iktisadi konularda Menderes’in ufkunun daha geniş olduğunu yazmıştır. Nitekim İsmet Paşa, 1961’de koalisyon hükümetinde başbakan olduğunda bu kanunları değiştirmeyi aklından bile geçirmedi.
“Doktrin”ler ne kadar güçlü olursa olsun, sınırlı zamanların siyasi dogmalarıdır. Türkiye, bırakın 1930’ları, Soğuk Harp döneminin zihniyet kalıplarıyla bile yönetilemez.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “faiz sebeptir” diyerek on yıl süreyle dayattığı siyasi dogmanın ekonomiye ne kadar zarar verdiği ortada.
Aynı şey laiklik için de geçerlidir. Bu çağda “insan hakları” diyorsak ve “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi”ni anayasal değerde bir norm olarak kabul ediyorsak, laikliği Atatürk’ün anladığı gibi değil, evrensel demokratik normların anladığı gibi anlamak “çağdaş” olmanın da bir zorunluluğudur.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu yönde önemli açılımlar yaptığını kimse inkar edemez. Keşke o saygınlığına uygun bir mesafede dursa, parti içi iktidar kavgasına girmeseydi.
Kurultay, Özgür Özel’e parti tarihindeki en yüksek oyu vererek, onun liderliğini de tescil etti.
ZAMANIN RUHU
Fizikte bile determinizmin tartışıldığı çağımızda, hayatın çeşitliliğini ve dinamizmini hiçbir doktrine sığdırmak mümkün değildir.
AK Parti’nin ilk on yıldaki açık fikirli ve Kopenhag Kriterleri’ne yönelen tavrıyla ekonomideki gelişme; son on yıldaki ideolojik tavrıyla ekonomideki bozulma arasında kesin etkileşim vardır.
Bugünkü CHP’nin de eskisi gibi laiklik kavgası değil, doğru bir tavırla demokrasi ve hukuk mücadelesi vermesi de “zamana uygun” bir davranıştır.
Anayasa Profesörü Şule Özsoy Boyunsuz’un 1000’in üzerinde oy alması böyle bir ortamda daha bir değerlidir.
“Dünyada Başkanlık Sistemleri” adlı kitabını tavsiye ederim. (İmge Kitabevi)
Merkeze açılma deyince, Demokrat Parti kökenli bir Salih Uzun’dan da takdirle bahsetmem lazım.
Başörtülü Sevgi Kılıç ve Emine Uçak Erdoğan yeniden seçildiler. Sevindim.
Deniz Yavuzyılmaz’ın 1002’oyla seçilmesine özellikle sevindim. Çünkü Sayıştay kararlarını kimse onun kadar titizlikle izlemiyor, hepimiz ondan öğreniyoruz.
Netice: Çok sayıda parti olabilir fakat sağlıklı demokrasiler iki sağlam ayak üzerinde yürür: Merkez sağ ve merkez sol.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTSayıştay'ın Düzce karnesi.. 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZDemokrasinin hasta kökleri: Osmanlı’dan günümüze tekerrür eden otoriterlik 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUCHP kendisini iktidara hazırlıyor, ama… 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECHP’nin iktidara yürüdüğü yolun taşlarını kim döşüyor? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP: Doktrin’den kitleye 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKBaşkanlık sistemi CHP’yi çözüme zorluyor 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUHaksızlık mı dediniz? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENCHP’deki coşkuya iktidarın katkısı 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezBüyüme Buysa Niçin Şikâyet Ediyorlar? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanOrta gelir tuzağı: 17 yıldır aklı başında herkes aynı çözümü öneriyorken… 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURBüyük ülkenin, küçük insanları… 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanOrtodoks solu ve merdiven altı İslamcılığı aşamazsak… 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇNifak ve münafık 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKürt olmak 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞReel politika, pragmatizm, ilkesizlik, oportünizm batağında AKP 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALTers köşe... 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciSadece orta sınıf ezilmedi, akıl ve bilim de ezildi 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÖzgür Özel’in ve CHP’nin siyasi portföyü 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞZEHİRLENMELER “GIDA TERÖR” DEĞL Mİ? 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÇözüm için ilk adım ne zaman atılacak? 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİznik’e gelen Papa değil Haçlı Ordusu sanki 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRDevletin “büyük bir gizlilik” içerisinde gerçekleştirdiği İmralı Ziyareti! 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Özgürlük Yasaları Çıkarılmalı"; Mücadele ve Sahiplenme Birlikte Yürür... 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP nereye? 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBorçları SDG mi ödeyecek? 28.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.11.2025
28.11.2025
26.11.2025
25.11.2025
23.11.2025
21.11.2025
19.11.2025
18.11.2025
16.11.2025
14.11.2025