Taha Akyol
Gençlik yıllarımızda MHP saflarında çalışırken bize heyecan veren sloganlardan biri ‘milli devlet, güçlü iktidar’dı.
Milli devlet, yani ulus devlet; Türkiye zaten öyledir.
Fakat milli devlet, güçlü iktidar, dâva gibi kavramların hukuki içeriği hakkında ciddi araştırmalar olmadı; milli devlet deyince “bizim”, milliyetçilerin yöneteceği bir devlet tasavvur ederdik.
Soldaki benzerlerimizin büyüleyici kavramı “devrim”di, bunun hukuki anlamının ne olduğu konusunda hiçbir araştırma yoktu.
İki tarafta da birilerine “hain” demek yaygın bir coşkuydu; hukuk yine akıllara gelmezdi.
Artık düşünmeliyiz; coşkular yaratan kavramların hukuk karşılığı nedir?
Fişleme listeleri
İktidar yanlısı medyada bir istihbarat listesi yayımlandı. CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin aday listelerindeki bazı isimler “PKK ile bağlantılı adaylar” olarak sunuldu.
Mazlum-Der bunu kınadı. Akraba ve arkadaşlarının bazı hareketleri yüzünden bu isimlerin fişlendiğini, bunun “suçların şahsiliği” ilkesine aykırı olduğunu belirtti.
28 Şubat döneminde de “irticacı şirketler” gibi listeler basına verilmiş, gazetelerde “irticacı profesörler” diye isimler yayımlanmıştı.
Siyasi tercihimize göre birini doğru, öbürünü yanlış bulabiliriz ama “devlet”dediğimiz büyük ve yüksek kurum, böyle ‘adamına göre’ davranabilir mi?
Ben soruna “hukuk devleti” açısından bakmak istiyorum.
28 Şubat’a yönettiğim eleştirilerden biri de buydu; YÖK’ü “Yüksek Öğretim Komiserliği” olarak nitelemiştim.
‘Lekelenmeme hakkı’
Hukuk devletinin temel ilkelerinden biri “masumiyet karinesi”dir: Hakkında soruşturma yürütülen bir kişi peşinen suçlu sayılamaz. Hatta Anayasa Mahkemesi’ne göre, hakkında soruşturma yürütülen bir kişiyi kamu otoriteleri “şüpheli” sıfatının ötesinde suçlamalarla kamuoyuna takdim edemez:
“Mahkeme kararlarında, resmi yazılarda veya kamu görevlilerinin ifadelerinde sarf edilen söz veya ifadeler nedeniyle kişiler hakkındaki masumiyet karinesinin ihlal edilmemesi için kullanılan ifadelerde seçilecek kelimelere azamî dikkat edilmesi gerekir.” (B.No: 2013/500)
Bu anlamda ‘lekelenmeme hakkı, masumiyet karinesinden daha geniştir.
Ama bırakın “azami dikkat”i, biz Büyükada gibi davalarda siyaseten neler söyledik, ama beratla sonuçlandı!
Şimdi seçimlerde rakip partileri yıpratmak için “hainler…” diye listeler yayımlanıyor; değil mahkeme kararı, soruşturma bile olmadan…
Bakın, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ne diyordu:
“Lekelenmeme ilkesi olmasaydı, ‘şu terör örgütüne iltisaklı, şu fiili yaptı, şu suçu işledi’ diye, şahsi husumetlerle, farklı saiklerle haksız isnatlara vatandaşlarımız muhatap kalacaktı… Amacımız suçla ve suçlulukla mücadele ederken, asla ve asla masum vatandaşları incitmemektir.” (7 Kasım 2018)
Sayın Bakan, “Lekelenmeme Hakkı Çalıştayı”ndaki bu konuşmasında, “iltisaklı”(bitişik, ilişkili) kavramının insanları mağdur etmek için hukuken yeterli olmadığını da açıkça söylemişti.
Vatan ve vatandaş
Halbuki ülkemizde ‘iltisaklı’ denilerek nice vatandaşımız çok büyük mağduriyetlere maruz kaldı. Darbe bastırılırken bunu anlamak mümkün ama zaman içinde soruşturma açılmayan veya yargılanıp beraat edenler işlerine dönmelidir.
Onlar da ‘vatandaş’ olduklarını hissetmelidirler.
Terörle mücadelenin de zorunlu stratejilerinden biri HDP’ye oy veren insanlarımızın kendilerini ‘bu ülkenin vatandaşı’ hissetmeleridir.
Siyasi kavgada rakipler elbette sert dille eleştirilebilir. Ama kendisi seçim için ittifak yapıp, CHP ile İYİ Parti de ittifak yapınca, Saadet Partisi de muhalif kanatta yer alınca, bunların yanına PKK’yı monte edip muhalefeti “hain, terör işbirlikçisi”gibi sözlerle suçlamak dünyaya nasıl bir Türkiye görüntüsü verir?
PKK’yı böyle büyük partilere bile nüfuz etmiş bir siyasi güçmüş gibi göstermek yanlış değil midir?
Aksine, HDP’nin oy tabanında ülkenin temel demokratik kurumlarına “aidiyet”duygusunu geliştirmeye çalışmalıyız.
Aidiyet duygusu, “millet” (ulus) bütünlüğünün duygularda gelişmesi için son derece gereklidir. “Hukuk devleti” ilkesi, ülke insanlarının kendini “vatandaş” ve o vatana “ait” hissetmeleri için birinci derecede önemlidir.
Yüce bir değer olan vatanseverliğin hukuk sahasındaki anlamı ve işlevi budur.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları







































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025