Taha Akyol
Önce Başak Demirtaş’a sosyal medyada cinsel içerikli saldırı… Sonra, Esra Erdoğan Albayrak’a sosyal medyada cinsel içerikli saldırı…
Sonra da Nevşin Mengü, Canan Kaftancıoğlu, Berna Laçin ve Av. Feyza Altun’a sosyal medyada cinsel içerikli saldırı…
Farklı siyasi duruşlara sahip olan bu kadınların şeref ve haysiyetlerini konuma konusunda yargı eşit ve adil davranmadı.
Başak Demirtaş’a yapılan saldırı karşısında yargı hareketsiz kaldı, toplumdan gelen büyük tepki üzerine iki kişi gözaltına alındı; sonra serbest bırakıldı.
Esra Erdoğan Albayrak konusunda yargı aktif davrandı; saldırgan tutuklandı. Hatta iktidar sosyal medyanın daha sıkı şekilde düzenlenmesini gündeme getirdi.
Ama dört kadına cinsel içerikli saldırı yapılması konusunda savcılık pasif kaldı, suç duyurusu yapılması üzerine mecburen işlem başlattıysa da sonucunda maalesef “takipsizlik” kararı verdi.
‘ADAMINA GÖRE’
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün’ün açıklamasının altını çizdim:
“Çoklu Baro’dan sonra ‘çoklu hukuk’a geçmiş bulunuyoruz... Sanığa, mağdura, hülasa adımına göre hukuk.”
Yargı siyasetin etkisi altında kalınca, ister istemez “adamına göre hukuk” endişesi doğuyor.
Hepsi şeref ve haysiyet sahibi olan bu kadınlara cinsel içerikli saldırılar konusunda yargının davranışı bu kaygıları arttırdı.
Halbuki şeref ve haysiyet bütün insanların ırk ve din, siyaset ve cinsiyet ayırımı olmadan eşit olarak sahip olduğu bir temel haktır.
Türkiye’de yargı bağımsızlığı konusunda öteden beri sorunlar var. Siyasetin baskın güç olması toplumda da yargıda da “Temel haklar” şuururun güçlenmesini engelliyor.
Siyaset, iki yoldan yargıyı etkiliyor: Biri soruşturma aşamasında yargıya “emir ve talimat” verilmesi… Öbürü HSK…
Bu iki faktör yüzünden savcı ve hakimler siyaseten kritik olan davalarda gerektiği gibi bağımsız hareket edemiyorlar.
Canan Kaftancıoğlu’nun yedi yıl önceki tviti için CHP İl Başkanı olduktan sonra mahkum edilmesi nasıl izah edilebilir?
‘EMİR VE TALİMAT’
Anayasamıza göre hiçbir kimse, hiçbir makam yargıya emir ve talimat veremez, hatta telkinde dahi bulunamaz.
AB sürecinde 2004 yılında kabul edilen Türk Ceza Kanunu’nun 277. Maddesinde bu kural yer alıyordu. Fakat 18 Haziran 2014’te bu maddede değişiklik yapıldı. Soruşturma aşamasında yargıya emir ve talimat vermek suç olmaktan çıkarıldı!
Savcılara Adalet Bakanlığının ve İçişleri Bakanlığının suç duyurusunda bulunma yetkisi elbette vardır. Fakat maddenin değiştirilmesinde en büyük sorun, sulh ceza hakimlerine “falancayı tutukla!” veya “falancayı bırak” diye emir verilmesinin de suç olmaktan çıkarılmış olmasıdır.
Bu değişikliğin siyasi gerekçesi FETÖ’yle mücadeleydi.
FETÖ suçlamasıyla, haklarında soruşturma dahi açılmadan siyasi kararla pek çok hakim ve savcı atıldı, yerine düşük sınav puanlarıyla ve bilinen türden mülakatlarla bir çok yeni hakim ve savcı alındı.
Siyasi kadrolaşma için fırsat olarak değerlendirildi.
Bir süredir “yargı reformu” lafları ediliyor, gösterişli törenler yapılıyor ama 277. Maddenin düzeltilmesini ağzına alan yok!
HSK’NIN KILICI
Siyasi iradenin rahatsız olduğu kararları veren hakimler HSK kararıyla başka illere sürülüyor veya dosyadan uzaklaştırılıyor.
CB sisteminde bütün üyeleri siyasi irade tarafından belirlenen HSK’nın işlemleri hakim ve savcılar üzerinde Demokles’in kılıcı gibi dolaşıyor.
Soma katliamı davasında mahkeme başkanı ve bir hakim, tam karar aşamasında dosyadan alındılar.
ByLock’un tek başına delil olmayacağına karar veren Gaziantep ve Antalya İstinaf hakimleri başka illere sürüldüler; sonradan Yargıtay aynı yönde karar verdiği halde sürgün düzeltilmedi.
Kılıçdaroğlu hakkında açılmış olan MAN Adası davasında 3 hakim değiştirildi...
Osman Kavala davasında, AİHM içtihadı doğrultusunda karar veren üç hakim hakkında HSK soruşturma açtı, hakimler değiştirildi.
Metin İyidil davasında Cumhurbaşkanı “hepsinin talimatını verdik” dedi, hakimler başka illere gönderildi…
Liste uzatılabilir.
İktidar bir yıl önce ilan ettiği “hakimlere coğrafi teminat” kanununu unuttu, barolarla uğraşıyor.
Yargı bağımsızlığını sağlayacak bir anayasa değişikliği, adil bir yargı sisteminin ön şartıdır.
Bu olmadan vicdani kararlar bile kamuoyunda ‘siyaset’ şüphesi yaratmaya devam edecek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
23.05.2025
22.05.2025
18.05.2025
15.05.2025