Taha Akyol
Başlıktaki bu ifade, biliyorsunuz, bana ait değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan hakkında Abdülkadir Selvi’ye söylediği sözler…
Mescid-i Aksa’da İsrail faşizminin katliam yaptığı bir sırada, yeni kurulmuş iki parti liderini bu sözlerle suçladı.
Anayasal olarak kurulmuş partilerden biri “kutsal”, diğerleri “kutsal karşıtı” ise o ülkede huzur olabilir mi, demokrasi sağlıklı işleyebilir mi?
‘KUTSAL’ SİYASETİ
Şu sözü de hatırlıyorsunuz değil mi:
“Esenyurt belediye seçimlerini kaybedersek Kudüs’ü kaybederiz, hiçbir yeri kaybetmeyiz, İslam’ı kaybederiz, Mekke’yi kaybederiz…” (2 Nisan 2x018)
Bir ilçe belediye başkanlığı seçimi bile nasıl bir güç hırsı ve nasıl bir din istismarı yaratabiliyor, görüyorsunuz.
Bu partiye oy vermenin ahiretimizi kurtaracağı gibi sözler çok uzun bir liste oluşturur…
Nihat Ergün’ün “Adım Adım Siyaset” kitabını okuyun lütfen, parti liderine itaat sağlamak için “İslam’da emîrlik (başkanlık) ömür boyudur” diye laflar uydurulduğunu anlatır…
Hele siyasi karşıtlarını dinen suçlamak, hain ilan etmek!
Erdoğan-Gül-Arınç üçlüsü parti içinde Erbakan’a isyan etmemişler miydi? “Bizans’ın çocukları” diye suçlanmamışlar mıydı?!
Bu nasıl bir siyaset anlayışı?
ESKİ HASTALIK
1946-1950 arasında iktidardaki CHP’liler muhalefetteki DP’nin Rus parasıyla kurulduğunu söylediler! Hatta Mareşal Çakmak’ın komünistlere alet olduğunu ileri sürmek için Çankaya’da İnönü’nün başkanlığında toplantılar yapıldı, İçişleri Bakanı Şükrü Sökmensüer Meclis’te bu yönde konuşma yaptı!
DP iktidara gelince de Bayar ve Menderes İnönü’yü komünistlerle işbirliği yapmakla suçladılar, “Vatan Cephesi” kurdular.
Benim “Kuvvetler Ayrılığı Olmayınca” adlı kitabında bunlar anlatılır.
Rakibini siyasi kavramlarla eleştirmek yerine, dinen yaftalamak veya hain diye suçlamak eski hastalığımızdır.
Meşrutiyet döneminin kavgalarına da bakın, öyledir.
Demokrasi kültürünün zayıf olduğu bütün toplumlarda karşı tarafı hain ilan etmek kolaydır ve yaygındır.
DAVUTOĞLU NEDEN?
Davutoğlu en başta yolsuzluklarla mücadele olmak üzere ciddi konularda Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ihtilafa düştü. Başbakanlığının daha ilk günlerinde “restorasyon” yani bozulanları düzeltelim diye tutturmuştu.
İhtilaf konularını uzun boylu anlatmaya gerek yok. Davutoğlu’nun 64. Hükümet Programında “Yolsuzluklarla mücadele” ve “ihalelerin şeffaflaştırılması” bölümlerini okuyun… Davutoğlu tasfiye edildikten sonra bu bölümler AK Parti’nin hiçbir belgesinde yer almadı!
Sistem konusunda ise çok net “kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, denetim ve denge” ilkelerini savundu. CB sisteminin zararları konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a rapor verdiğini kendisi açıkladı.
Bu gibi nedenlerle yolları ayrıldı.
BABACAN NEDEN?
Başbakan Erdoğan dönemin Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’yı faizi indirmiyor diye ülkeye ihanetle suçlarken, Ali Babacan ve Mehmet Şimşek Merkez Bankası’nın bağımsızlığını savundu.
Babacan, imar rantlarının vergilendirilmesiyle sanayiin desteklenmesini savunurken Erdoğan, istihdam yaratıyor gerekçesiyle inşaat sektörünün desteklenmesini sürdürdü.
Bakın rakamlara, ekonomideki bozulma Babacan ve ardından Şimşek’in uzaklaştırılmasıyla başladı.
Babacan, hukuktaki bozulmaların ekonomiyi vuracağı uyarısında da bulunarak
“tek çaremiz hukukun üstünlüğünün Türkiye’de en iyi şekilde uygulanıyor olmasıdır” diye konuşmalar yaptı. (22 Nisan 2014)
Bu gibi nedenlerle yolları ayrıldı.
ÜLKENİN HALİ
Davutoğlu da Babacan da sadık ve itaatkar olsaydılar makamlarını sürdürür, yeni sistemde de ‘mesned-i izzette serefraz’ olurlardı. Bu yolu değil itiraz yolunu seçtiler.
Bugün ülkenin içinde bulunduğu ağır sıkıntılar gözler önünde. Keşke o itirazlar zamanında dikkate alınmış, itiraz edenler tasfiye edilmemiş olsaydı, değil mi?
Şimdi, Mescid-i Aksa, ümmet, ihanet gibi kavramlarla sorunların üstü örtüldüğünde… Yahut illet zillet, Pontus gibi karamalarla karşılandığında… Siyaset çıkmaz sokakta kavgaya dönüşüyor.
O yüzden sorunlar çözülmeden ağırlaşarak devam ediyor.
Babacan ve Davutoğlu daha erken bayrak açabilmeliydiler diye eleştirilebilir. Ülkenin son 6-7 yılda içine düştüğü durum karşısında itaat ve ikbali değil, bu gidişe muhalefeti seçmeleri ise takdir edilecek bir tavırdır.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları






































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025